< < Afrika Ekseninde Türkiye-Fransa İlişkileri


Afrika Ekseninde Türkiye-Fransa İlişkileri

Yazan  11 Eylül 2020

Fransa’nın Libya konusunda Türkiye’ye karşı benimsemiş olduğu tutumu anlamak ve Libya ekseninde cereyan eden Fransa-Türkiye krizine geniş bir perspektiften bakabilmek için öncelikle Afrika kıtasının Fransa için ifade etmiş olduğu siyasi, kültürel, ekonomik ve sosyal önemi kavramak gerekmektedir.

Bundan dolayı, konuya tarihsel bir perspektiften yaklaşarak sıralamış olduğum ilgili noktaların incelenmesi günümüzde cereyan eden krizin sebeplerini daha net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bu noktalar sırasıyla şunlardır: XIX. ve XX. Yüzyıllar’da Fransa’nın Afrika kıtası ile ilişkisi, Kaddafi döneminde Fransa-Libya arasındaki siyasi ilişkilerin seyri ve Libya’nın gerek Kaddafi döneminde gerekse günümüzde Fransa için ifade etmiş olduğu siyasi önem. Fransa’nın güncel Libya politikası’nda sıralanmış olan bu üç noktanın iz düşümleri yer almaktadır.

Öncelikle konuya önemli bir soru sormak ile başlayalım. Afrika kıtasının Fransa için tarihte ve günümüzde ifade etmiş olduğu anlam nedir? XIX. Yüzyıl’da Rusya ve İngiltere arasında Asya’nın hakimiyeti için süre gelmiş olan rekabeti ifade eden «Great Game» mücadelesinin bir başka biçimi[1], dönemin güçlü devletleri olan Fransa,İngiltere ve Almanya arasında da Afrika’nın hakimiyetini ele geçirmek için de sürmekteydi[2]. Afrika’nın kolonizasyonu ve müesses nizamın kurucuları tarafından Kıta’nın paylaşımında bir dönüm noktası teşkil eden ve 1885 yılında gerçekleşmiş olan Berlin Konferansı’na müteakip, Fransa Afrika’nın en önemli kolonyal gücü haline gelmiştir[3]. Bu bağlamda, Fransa’nın hakimiyetinde bulunan topraklar Batı Afrika’nın büyük bir bölümünü, Senegal’i (Fransız Batı Afrikası ya da AOF-Afrique Occidentale Française), Oubangui-Chari’yi (Fransız Ekvator Afrikası veya AEF) ve Madagaskar’ı, Komorlar’ı, Reunion Adası’nı ve son olarak da Cibuti’yi içermektedir.[4] İkinci Dünya Savaşı’nı müteakip Dünya’da esen dekolonizasyon rüzgarı kendisini Afrika kıtasında da hissettirmiş ve Fransa’nın hakimiyetinde bulunan toprakların önemli bir bölümü bağımsızlıklarına kavuşmuştur[5]. Hakim olmuş olduğu topraklardaki siyasi, kültürel ve ekonomik nüfusunu kaybetmek istemeyen Fransa, Charles de Gaulle inisiyatifinde başlatmış olduğu «FrançAfrique» sloganı ile dönemin konjonktürüne cevap verecek şekilde yeni bir siyasi açılım ortaya koymuştur.[6]

Kendisini «FrançAfrique» sloganı ile somutlaştıran bu siyasi açılım araştırmacılar tarafından iki şekilde nitelendirilmektedir. Kimi araştırmacılar bu yaklaşımı «jeopolitik etki amacıyla Fransız-Afrika işbirliğinin araçsallaştırılması» olarak değerlendirirken, kimi araştırmacılar ise bu yaklaşımı «Fransa’nın eski kolonilerine yönelik paternalist politikasının sadece bir devamı niteliğinde» görmektedir[7]. Fransa’nın siyasi çıkarlarının bölgede gözetilmesini temel alan bu post-kolonyal yaklaşım kendisini bölge ülkeleri ile yapılan siyasi,askeri,kültürel,ekonomik ve savunma alanındaki anlaşmalarda göstermektedir.[8] Savunma alanındaki anlaşmalara bakıldığında bu anlaşmalar, Afrika’daki askeri kadroların Fransa’da eğitilmesini ve askeri teçhizatların Fransa tarafından bağımsızlığını yeni kazanan Afrika ülkeri için tedarik edilmesini içermekteydi.[9] Gine dışındaki bütün frankofon devletler, Fransa ile yapılan askeri yardım anlaşmalarını sürdürmüşler ve bu devletlerden bazıları (Senegal, Fildişi Sahili, Gabon, Cibuti, Togo ve Kamerun) ayrı bir savunma antlaşmasıyla da korunmuşlardır.[10] Fransa ile askeri ve savunma işbirliği anlaşmaları imzalayan Afrika devletleri çoğunlukla Fransa’nın eski kolonileridir. Bu devletler, Orta Afrika Cumhuriyeti (1960), Kongo Cumhuriyeti, Kamerun (1974), Gabon Cumhuriyeti (1960), Senegal Cumhuriyeti (1973), Çad, Fildişi Sahili (1961), Komor Adaları (1978), Zaire (şimdiki Kongo Demokratik Cumhuriyeti), Togo (1963) ve Cibuti’dir (1977)[11]. Ekonomik anlamda yapılmış olan antlaşmalara bakıldığında ise; Batı Afrika Parasal Birliği (UMOA) 12 Mayıs 1962’de kurulmuştur. Üye devletler, Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal ve Togo, Gine Bissau (eski Portekiz lusofon sömürgesi) 14 Kasım 1973 anlaşmasıyla parasal birliğe ve 1994’te ise Batı Afrika Parasal ve Ekonomik Birliği’ne katılmışlardır.[12] Orta Afrika Parasal Birliği’ne (UMAC) üye devletler, Kamerun, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Gabon ve 1985’te Ekvator Ginesi (eski Portekiz lusofon sömürgesi) olup, 23 Kasım 1972 anlaşması ile parasal birliğe katılmışlardır[13]. Bir ülkenin en önemli hakimiyet araçlarından biri olan ve siyaset bilimi terminolojisinde «soft power»14kavramının unsurlarından biri olan dil ise Fransa tarafından uygulanan kültürel politikalar ile Afrika’da kendisine yaşama alanı bulmaya devam etmiştir.[15]

Bu bağlamda Kültürel ve Teknik İşbirliği Ajansı (ACCT), Güney Afrika başta olmak üzere, 21 devlet ve hükümet başkanı tarafından 20 Mart 1970’te Niamey’de (Nijer) imzalanan anlaşma ile kurulmuştur. İlgili ajans Fransızca tedrisatın teşvik edilmesi, kültürel,teknik işbirliğinin yaygınlaştırılması ve yoğunlaştırılmasını amaçlamaktadır[16]. Kültürel ve Teknik İşbirliği Ajansı 1986’dan itibaren, kırsal alanlardaki ve dezavantajlı mahallelerdeki nüfusun kitaplara ve kültüre ulaşımını sağlayan Okuma ve Kültürel Etkinlik Merkezleri’ni (CLAC) uygulamaya koymuştur[17]. Kültürel alanda atılan bu adımların siyaset arenasındaki izdüşümleri ise 1986 yılında Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın öncülüğü ile başlayan Frankofoni Zirveleridir[18]. İlgili toplantılara karşı takınmış olduğu menfi tutumu gizlemeyen Kaddafi yapılan bu zirvelerin behemehal kalkması gerektiğini dile getirmiştir.[19] Kaddafi tarafından ortaya konulan bu görüş Fransa ve Türkiye arasında meydana gelen gerginliğin sebeplerinden birini açıklamaktadır. Libya gibi Sahraaltı Afrika’ya açılan bir pozisyonda yer alan bir ülkede Fransa’nın çıkarlarına karşı tutum alacak bir güç Fransa tarafından istenmemektedir. Örnek verilecek olursa, Kaddafi döneminde Kaddafi tarafından Sahraaltı Afrika’ya karşı izlemiş olduğu aktif dış politika Kaddafi’yi Fransa’nın bölgedeki bir numaralı rakiplerinden biri yapmıştır. Kaddafi tarafından Frankofon ülkelerde izlenmiş olan aktif politika örneklerinden bir tanesi Fas örneğidir.[20] 1970’li yılların başında siyasi olarak çalkantılı bir dönemden geçen Fas krallığında hakimiyetini arttırmak isteyen Kaddafi, Fas’ın siyasi çalkantısından yararlanarak etki alanını Fas’a yaymak istemiştir[21]. Yine aynı şekilde bir başka Frankofon ülke olan Tunus da, Kaddafi’nin etki alanına giren ülkeler arasında yerini  almıştır. Bu bağlamda, Cerba bildirisi kapsamında Tunus ve Libya’nın tek bir ülke olarak birleşmesi amaçlanmış fakat bu amaç hiçbir somut siyasi neticeye dönüşememiştir[22]. Böylelikle, Afrika’nın Frankofon bölgelerinde etki alanını genişletmek isteyen Kaddafi’nin çıkarları ile Afrika’nın frankofon bölgelerini kendi nüfus ve hakimiyet alanı olarak gören Fransa’nın çıkarlarının çarpışmaması olanaksız bir hale gelmiştir.

Günümüzde Libya’nın siyasi hayatında Kaddafi yer almıyor, Kaddafi yerini yeni siyasi aktörlere bırakmış durumda. Bununla birlikte, Libya dosyası Fransa için hala önemini önemini koruyor. Avrupa’ya geçmek isteyen göçmenler için önemli bir transit noktası teşkil eden Libya, Fransa için Avrupa’ya gelecek olan göçmenlerin durdurulması ve yeni mülteci akınlarının önlenmesi konusunda çok büyük bir önem arz ediyor.[23] Avrupa’yı ve dolayısıyla Fransa’yı da etkileyecek olan yeni mülteci akınlarının oluşmaması için Fransa Libya konusunu yakından takip ediyor. Bu bağlamda, Fransa Dış İşleri Bakanı Jean Yves Le Drian göçmenlerin kontrolü konusunun Türkiye’nin elinde bir koz olmamasının önem taşıdığını dile getirmiştir[24]. Yine aynı şekilde Fransız Dış İşleri Bakanı Jean Yves Le Drian, Hafter’in almış olduğu yenilgiler karşısında ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne çağrı yapmış ve Türkiye’nin Libya’daki siyasi hamlelerinin dengelenmesi gerektiğini bildirmiştir[25]. Jeopolitik açıdan bakıldığında ise, Sahra altı Afrika’ya açılan bir pencere konumunda olan Libya’nın siyasi durumu günümüzde bu bölgede özellikle de Sahel’de aktif bir politika yürüten Fransa’yı yakından ilgilendiriyor[26]. Stabil olmayan bir Libya’nın problemlerini Sahraaltı Afrikası’na da taşıyacağı düşüncesi ile, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Libya konusuna ayrı bir önem atfediyor[27]. Konuy’a yine Libya ve Libya’nın komşuları kapsamında bakıldığında Fransa’nın neden Hafter’i desteklemiş olduğu sorusunun cevabı da ortaya çıkıyor[28]. Fransa Hafter’e destek vererek, Libya ve Sahraaltı Afrika’daki Fransa karşıtı grupları nötralize etmeyi ve aynı zamanda Hafter’in kontrol etmiş olduğu bölgelerdeki enerji kaynaklarından yararlanmayı siyasi ajandasında bulunduruyor.[29] Zira Libya’nın hemen altında bulunan Çad’ın güvenliği ve stabilitesi Fransa’yı yakından ilgilendiriyor. Bu bağlamda, Fransa  Hafter’den aynı zamanda Libya topraklarını bir üs olarak kullanan Çad’lı isyancıların nötralize edilmesi konusunda da destek istiyor.[30]

Türkiye ve Fransa arasındaki Libya krizini etraflı bir şekilde anlayabilmek için konunun Libya özelinde değil, Afrika kıtası özelindeki siyasi mücadelenin bir parçası olduğu gerçeğini görmek gerekiyor. Bu bağlamda, «Libya’daki mücadele Türkiye ve Fransa arasındaki mücadelede buzdağının görünen kısmıdır»31 cümlesi Fransa ve Türkiye arasındaki Afrika özelindeki siyasi rekabeti tam anlamıyla tasvir etmektedir. Buzdağının görünmeyen tarafında ise, Türkiye tarafından yürütülen Afrika politikasının Fransa’nın stratejik çıkarları ile çatışması yatmaktadır. 2010-1016 yılları arasında Türkiye tarafından Afrika’da açılmış olan 26 adet konsolosluk bu politikanın tezahürlerinden biridir.[32] Fransa-Türkiye arasındaki rekabetin iktisadi boyutu da ayrı bir önem taşımaktadır. Cezayir örneğini ele aldığımızda, Çin’den sonra Fransa Cezayir’e en fazla ihracatı yapan ikinci ülke konumundadır. Fransa’nın bu konumuna mukabil, Türkiye Cezayir ile yürüttüğü ticaret hacmimi 5 Milyar Dolar’a çekmek ve iki ülke arasında bir serbest ticaret antlaşmasının imzalanmasını hedeflemektedir [33]. Türkiye tarafından Cezayir’e yapılan 3,5 Milyar Dolarlık yatırım Türkiye’nin Cezayir pazarında önemli bir aktör haline geldiğini göstermektedir[34].Yine aynı şekilde, 21 Temmuz 2020 tarihinde Türkiye ve eski bir Fransız kolonisi olan Nijer arasında ekonomik ve savunma alanında iş birliği antlaşması imzalanmıştır.[35] Nijer ve Türkiye arasında yapılan bu antlaşmanın neticesinde, Türkiye Nijer’de bulunan madenlerde keşif yapma hakkı elde etmiştir[36]. Tüm bu veriler göz önünde bulundurulduğunda, Libya’nın Türkiye tarafından Afrika’ya açılan bir üs ve platform olarak kullanılmaması amacı Fransa’nın güncel Libya politikasının temel taşlarından biridir[37].Yazının başında belirtmiş olduğum gibi, Fransa Afrika  gibi tarihsel,kültürel ve siyasal bağlar ile kendisine bağlamış olduğu bir Bölge’de farklı bir siyasi aktörün etki alanı yaratmasını çıkarlarına aykırı bulmaktadır.

 

https://www.britannica.com/topic/Great-Game (Great Game Başlığı)

2 Faly Heriniaina,« FrançAfrique-Fransa’nın Afrika’da Siyasi ve Ekonomik Etkisi:Madagaskar Örneği»,Yüksek Lisans Tezi.,Ankara Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019, p.1.

3  Ibid., p. 1.

4  Ibid., p. 1.

5  Ibid., p. 1.

6 Ibid., p. 120.

7  Ibid., p. 2.

8  Ibid., p. 7.

9  Ibid., p. 7.

10  Ibid., p. 7.

11  Ibid., p. 7.

12  Ibid., p. 13.

13  Ibid., p. 14.

14 Joseph S. Nye Jr, «Soft Power», Foreign Policy,n°80,1990, p. 167.

15 Faly Heriniaina,«FrançAfrique-Fransa’nın Afrika’da Siyasi ve Ekonomik Etkisi:Madagaskar Örneği»,Yüksek Lisans Tezi.,Ankara Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019, p.20.

16  Ibid., p. 21.

17  Ibid., p. 21.

18  Ibid., p. 24.

19  Ibid., p. 24.

20 Arnold Hottinger, «L’expansionnisme libyen:Machrek,Maghreb et Afrique noire»,Politique étrangère,1981,p.145.

21, Ibid., p. 145

22 Ibid., p. 145

23 https://www.lefigaro.fr/international/libye-pourquoi-l-activisme-de-la-turquie-donne-des-sueurs-froides-a- la-france-20200625

24 https://www.lefigaro.fr/international/libye-pourquoi-l-activisme-de-la-turquie-donne-des-sueurs-froides-a- la-france-20200625

25 http://www.slate.fr/story/191889/france-libye-turquie-conflit-guerre-influence-diplomatie-ingerence- soutien-marechal-haftar

26 Jalel Harchaoui,Mohamed Essaïd Lazib. « Proxy War Dynamics in Libya»,2019.

27 Ibid.,

28 Ibid.,

29 Ibid.,

30 Ibid.,

31 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

32 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

33 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

34 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

35 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

36 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

37 https://www.turkeyanalyst.org/publications/turkey-analyst-articles/item/646-turkey-advances-in-africa- against-franco-emirati-egyptian-entente.html#B0001

KAYNAKÇA

 

 

Cemil Ömer Kızılhan

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Avrupa Araştırmaları Uzmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display