< < Birleşik Krallık'ta İskoçya'nın Bağımsızlığı Sorunu


Birleşik Krallık'ta İskoçya'nın Bağımsızlığı Sorunu

Yazan  01 Mart 2012
Birleşik Krallık'ta İskoçya'nın bağımsızlık talepleri iyice duyulur hale gelmiştir. AB, adeta ayrıştırıcı konumuna düşmüştür.

Bağımsızlık Talebinin Yükselişi


 

İngiltere ve İskoçya, 1707 yılında 'Birlik Anlaşması' imzalayarak Birleşik Krallık adıyla tek bayrak altında toplanmış olsa da, 300 yıl sonra, bugün bu birlik dağılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Olası dağılmanın temel aktörü de İskoçya'dır. İskoçya'da yerel yönetimin ve idari mekanizmalarının zaman içerisinde giderek güçlenmesinin paralelinde bağımsızlık istekleri de yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştır. Bu isteğin siyasal alandaki temsilcisi de, İskoçya'yı AB içerisinde bağımsız bir devlet haline getirmeyi amaçlayan İskoçya Ulusal Partisi olmuştur.[1]


2007 yılında İskoçya ve Birleşik Krallık'ın siyasi tarihinde kayda geçirilen önemli bir gelişme yaşanmış, İskoçya'da 50 yıldır iktidarda olan İşçi Partisi yerine % 32.9'luk oy oranıyla İskoçya Ulusal Partisi yerel hükümeti kurmuştur. Böylece parti, İskoçya özerk parlamentosunun kurulduğu 1999 yılından bu yana ilk kez oyların çoğunluğunu almıştır. Ulusal Parti, 2011 yılında İskoç parlamentosunda da 129 sandalyenin 69'una sahip olmuştur. Her ne kadar bu seçim sonuçları, tek başına İskoçya'da ayrılıkçı hareketlerin başlayacağının bir işareti olarak kabul edilemeyecek olsa da, bir başka deyişle, Ulusal Partiyi desteklemek bağımsızlığı desteklemekle aynı anlama gelmeyebilecek olsa da, bu yönde değerlendirmeler için önemli veriler sunmaktadır. Temelde, Ulusal Parti bağımsızlık konusunun referandumla çözülmesi gerektiğini düşünmektedir. Aynı zamanda referandum, halkın ne istediğini tam olarak görmek için bir sınama aracıymış gibi ele alınmaktadır. Referanduma sembolik bir anlam da yüklenmiştir. İskoçya Ulusal Partisi'nin lideri ve aynı zamanda İskoçya'daki bölgesel hükümetin Başbakanı olan Alex Salmond'un, referandumu, İskoçya tarihinde İngilizlere karşı kazanılmış en ünlü savaş olan Bannockburn'un 700'üncü yıl dönümünün kutlanacağı 2014'e denk getirmek istemesi bunun göstergesidir.[2]


Doğrudan İskoçya'nın bağımsızlığı ile ilgili verileri ise yapılan kamuoyu araştırmaları vermektedir. Ocak 2012'de yapılan araştırmaya göre İskoçya cephesinde bağımsızlık isteyenlerin oranı yüzde 40, istemeyenlerin oranı da yüzde 43 olmuştur. Tam bağımsızlık istemeyip vergi ve harcama konularıyla ilgili planlama ve kontrol yetkisine sahip olunmasını isteyenlerin oranı yüzde 26; İskoçya'nın Birleşik Krallık içinde kalmasını savunupparlamentonun tam yetkiye sahip olmasını isteyenlerin oranı yüzde 37 olmuştur. Bağımsız olduğu takdirde İskoçya'nın daha iyi konumda olacağını savunanların oranı yüzde 38'dir. İskoçya'nın bağımsızlığı karşısında İngiltere'nin gerileyeceğini düşünenlerin oranı yüzde 53'tür. İngiltere cephesinde ise İskoçya'nın bağımsızlığını kabul edenlerin oranı yüzde 43 çıkmıştır. Bağımsız olduğu takdirde İskoçya'nın durumunun kötüleşeceğini düşünenlerin oranı yüzde 51 olmuştur. İskoçya'nın bağımsızlığı durumunda İngiltere'nin daha iyi konuma yükseleceğini belirtenlerin oranı yüzde 45'tir.[3] Aslında, tüm bu kamuoyu araştırma sonuçlarından çıkan esas meselenin, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılmasından öte, İskoçya'da bir siyasi değişimin gerçekleşmesine dönük istek olduğu öne sürülmelidir. Bunun da altında yıllardır iktidarda olan İşçi Partisi hükümetinin yıpranması yatmaktadır. Deyim yerindeyse, İskoçya'da artık bir değişim rüzgarının esmesine ihtiyaç duyulmuştur.[4] 2009 yılı itibariyle, İskoçya'da, Birleşik Krallık hükümetinin karar alma mekanizmasında İskoçların görüşlerinin göz önünde bulundurulduğunu düşünenlerin oranının yüzde 18 düzeyinde kalması bu isteğin köklü olduğunun göstergesidir.[5]


Bağımsızlık ve Avrupa Bütünleşmesi


 


Bağımsızlık sorunu Avrupa bütünleşmesi alanı içerisinde olduğu için, bu noktada akla gelen soru, bütünleşmenin yerel düzeydeki ayrışmaları önleme potansiyeline sahip olup olmadığıdır. Bu soruyu cevap ararken sorgulanması gereken birtakım kıstaslar öne çıkmaktadır. Buna göre, ilk sorgulanacak olan, siyasal bir yapıya aidiyetin getirdiği yararın azalıp azalmadığı meselesidir. Ait olunan yapının sağladığı maddi avantajlar zamanla azalabilmektedir. Kültürel bağlar ise siyasi yapılara bağlılıktan daha güçlü olmaktadır. Bu bağları İskoçya'daki gibi bir egemenlik ilişkisi belirliyorsa daha da güçlenmektedir. İkinci sorgulanacak olan, bağımsızlık veya talep edilen diğer imtiyazlar önündeki engellerin azalıp azalmadığıdır. Üçüncüsü, küreselleşmenin etkisiyle gerçekleşen adem-i merkeziyetçilik sürecinin yerel aktörlere (kişi, kurum, kuruluş) daha fazla yetki ve maddi kaynak imkanı sunup sunmadığıdır. Sonuncusu da, ekonomik güvenlik sorunlarının ciddi düzeyde önem kazanması durumudur.[6]


Tarihsel süreçte, Avrupa bütünleşmesinin İskoç ulusal hareketi üzerindeki etkisinin büyük olmadığı öne sürülebilir. Bunun nedeni Birleşik Krallığın bütünleşmiş Avrupa'nın parçası olmaya önceleri çok ilgi göstermemesidir. Bu bağlamda, ulusal hareketin anayasal teklifleri de İskoçya'nın Avrupa içindeki değil, Birleşik Krallık içindeki yerini tanımlamaya yönelik olmuştur. Zamanla, İskoçya Ulusal Partisi'nin kararıyla Avrupa bütünleşmesine dahil olma planları yapılmaya başlanmıştır. Parti, Robert McIntyre döneminde, Avrupa bütünleşmesi, adem-i merkeziyetçilik ve bölgeselleşme üzerine düzenlenen çeşitli konferanslara katılım göstermiştir. Avrupa bütünleşmesinin hız kazandığı 1950'li yıllarda İskoçya Ulusal Partisi aslında zayıf bir konumdadır. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'nun kurulmasının ardından Ulusal Parti de bu yeni kurumsal oluşum içinde yer almak istemiştir. Hatta İngiliz hükümetinin Avrupa bütünleşmesiyle ilgili kurumlara dahil olmak istemeyişine karşı eleştirel bir tutum sergilemiştir. Bunu kendini öne çıkaracak bir fırsat olarak değerlendirmek için de kullanmıştır. İngiliz hükümetini dışlayıcı olarak tanımlarken, kendisini de uluslararası alanda diyalog ve işbirliğine açık olarak tanımlamıştır.[7]


İskoçya Ulusal Partisi, 1940'lı yıllardan itibaren yaklaşık 20 yıllık bir süreçte Avrupa bütünleşmesini destekleyen bir tutuma sahip olsa da, 1960'lı yıllardan itibaren karşıt bir duruş sergilemeye başlamıştır. Bu tutum değişikliğinin önemli bir nedeni, İngiltere'nin Avrupa Topluluğu'na üye olmak için başvurduğunda Avrupalı liderlerin sadece merkezi hükümet temsilcileriyle müzakere edip İskoçları adeta dışlamalarıdır. Bu durum Ulusal Partiyi ciddi bir Avrupa karşıtlığına itmiştir. Partiye göre İngiltere ve Avrupa Topluluğu, birbirlerine benzer şekilde, merkeziyetçi, seçkinci, demokrasiye ve bölgesel temsile ilgi duymayan bir niteliğe sahiptir. Avrupa Komisyonu, İskoçları, bütünleşmenin değerlendirme süreçlerine katılmaları yönünde teşvik etmemiştir. Diğer taraftan, İskoçya Ulusal Partisi ortak pazar oluşumunu kendi ekonomisi üzerinde olumsuz etkiler yaratacak bir gelişme olarak da görmüştür. AB ile İskoçya arasında bu arkaplana sahip ilişkilerin seyri, İskoçların Avrupa kurumlarında temsil edilmesinin desteklenmesiyle değişim yoluna girmiştir. 1980'li yıllarda İskoçya Ulusal Partisi bağımsızlık meselesini yeniden Avrupa bütünleşmesiyle ilişkilendirmeye başlamıştır. Bu sefer de Avrupa bütünleşmesine olumlu yaklaşan bir ulusalcı duruş sergilenme yolunu seçmiştir.[8]


 


Ayrılıkçılığın Bedeli


 


Aslına bakıldığında, İskoç ulusalcılığı İskoçya'yı saran yapısal değişim hareketlerine karşı bir cevaptır. 'Avrupa'da bağımsızlık' sloganıyla tanımlanan anlayış çerçevesinde hereket etmiştir. İskoçya'da İskoç kimliği bağlamında ulusalcılık, İskoç Parlamentosu'na daha fazla yetki verilmesi açısından demokrasi ve Avrupa bütünleşmesi zihinleri kurcalayan konular olmuştur.[9] Bu konuların değerlendirilmesinin bir takım kriterlere göre yapıldığı göz önünde bulundurulması gereken bir husustur. Bu kriterlerden ilki, ayrılmanın ya da bağımsızlığın ekonomik maliyetidir. Ayrılıkçı bir hareketin, başarılı olmak için bağımsızlık ve özerklik kararı vermeden önce bunun ekonomik etkilerini göz önünde bulundurması gerekir. Barışçıl amaçla da olsa, daha fazla özerklik talebi ekonomik sonuçlara yol açmaktadır. Kriterlerden ikincisi, iki boyutlu karşılıklı bağımlılık etkisidir. Ekonomik karşılıklı bağımlılık ayrılıkçı hareketlerin hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmak için kullandığı araçları etkilemektedir.[10]


İskoçların özerk yönetime kavuşmasını, İngiltere'nin AB üyesi olmasının ardından siyasi, ekonomik ve kültürel odağın İngiltere ve İngiliz Milletler Topluluğu'ndan daha geniş bir alana yayılması etkilemiştir. İskoçlar AB'yi İngiliz devletini kurumsal olarak dengeleyecek ve İngiliz pazarına alternatif olabilecek bir kaynak konumunda görmüştür. 'Avrupa'da bağımsızlık' sloganı da işte bu kabulle doğmuştur. İskoçya'da ayrılma isteğinin artmasını kolaylaştıran ve bağımsızlık kararının maliyetini düşüren iki faktör olduğu öne sürülebilir. Ilki, Kuzey Denizi'nde petrolün bulunması ve petrol gelirinin bağımsız İskoçya'yı ayakta tutacağı düşüncesidir. Ikincisi, 1990'lı yıllarda Avrupa bütünleşmesinin derinleşmesi ve İskoçya'ya dışarıdan ekonomik seçenekler sunmasıdır. İskoçya, bağımsızlık tartışmaları sürecinde, Birleşik Krallık içinde olduğu gibi devlet düzeyindeki bütünleşmeden ulus-üstü düzeydeki bütünleşmeye geçişin maliyeti arasında denge sağlamaya çalışmaktadır.[11]


İngiltere'de Muhafazakarlar, Liberal Demokratlar ve İşçi Partisi Birleşik Krallığı bir arada tutmaya çabalasalar da, İskoçya'nın bağımsızlığını isteyenlerin önüne argüman getirecek bir liderlik sergileyememektedirler. Örneğin, muhafazakarların İskoç Parlamentosunda sadece bir temsilcisi bulunmaktadır.[12] Son zamanlarda Krallığın bütünlüğünü korumaya çalışır görünen kişi İngiltere Başbakanı David Cameron'dur. Ocak 2012'deki ziyaretinde İskoçya ile birlikte dünyada çok daha güçlü bir devlet olduklarını vurgulayan Cameron, BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olduklarını belirtmekte, NATO ve AB'nin etkili bir gücü ve güçlü müttefikleriyle dünyanın en etkili ülkelerinden biri olduklarını vurgulamaktadır. Bu söylemle İskoçya'nın bağımsızlığı tercih etmesi durumunda bunlardan mahrum kalacağına işaret etmektedir. Cameron ikinci olarak, İskoçya'nın Birleşik Krallık altında çok daha güvende olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca birçok ülkedeki askeri üslerin yanı sıra uluslararası terör tehdidine yönelik dünyanın etkili özel birliklerinden birine sahip olduklarına dikkat çekmektedir. Cameron, İskoçya'nın Birleşik Krallığın içinde kalarak daha zengin bir ülke olduğunu savunmaktadır. İngiliz hükümet yetkilileri İskoçya'nın bağımsızlığı durumunda Sterlin para birimini kullanamayacağı ve kriz içinde bulunan Avro'yu tercih etmek zorunda kalacağı yönünde uyarıda bulunmuş, adeta AB parasal birliğini İskoçya'ya dışsal hale getirmiştir.[13]


İngiltere ile İskoçya'nın ayrılmasının Britanya Krallığı ekonomisine de önemli etkileri olacağı düşünülmektedir. Örneğin, İngiltere'nin Avrupa'da petrol üretiminde ikinci sırada yer alması İskoçya'daki petrol ve doğalgaz alanlarıyla mümkündür. İskoçya'nın bağımsızlığı bu alanların İngiltere karasuları dışında kalacak olması sonucunu doğuracaktır. İskoçya'nın bağımsızlığının ekonomik ve sosyal sonuçları ile ilgili değerlendirmeler yanında İngiltere ve Avrupa'nın güvenliğine etkileri üzerinde de durulmaktadır. Bağımsızlık gerçekleştiği takdirde Birleşik Krallığın güvenliğinin İngiltere ve Galler'deki askeri gücün artırılmasıyla sağlanması beklenebilir. İngiltere Savunma Bakanlığı askeri eğitim ve yerlerinin değiştirilmesi güç olan üsler açısından İskoçya'nın önemine vurgu yapmaktadır. Askeri ekipmanın artırılması, yeni askeri üslerin kurulması ve geliştirilmesi, mevcutların taşınması, askeri eğitimler için yeni alanların kurulması, nükleer silahbaşlıklarının yeniden dizayn edilmesi gibi maliyetlerin olacağından söz edilmektedir. İskoçya'nın bağımsızlığının İngiltere'nin nükleer caydırıcılığını da etkilemesi beklenmektedir. Birleşik Krallığın nükleer unsurları Batı İskoçya'daki Faslane ve Coulport bölgelerinde yer almaktadır. Dolayısıyla İskoç hükümetinin kararları İngiltere'nin nükleer politikasının şekillenmesinde büyük rol oynayacaktır. Hatta uzmanlar İskoçya'nın silahsızlandırılmasını Birleşik Krallığın silahsızlandırılmasıyla aynı anlamda kabul edebilmektedir. Diğer taraftan, İskoçya Ulusal Partisi İskoçya'da konuşlandırılmış nükleer silahlara karşı olduğunu açıkça vurgulamaktadır. Olası bir bağımsızlıktan sonra nükleer silahların taşınmasını da talep etmesi beklenebilir. Bundan da önemlisi, Birleşik Krallık'ın, kendi nükleer güvenliğinin kontrolünü elinden kaybetme olasılığı nedeniyle zor durumda kalacak olmasıdır.[14]


 


Sonuç Yerine


 


Genel olarak, İskoç ayrılıkçılığının şiddet içermeyen ve siyasi kanalların kullanımını öngören bir niteliğe sahip olduğu vurgulanabilir. Gelişimi siyasi süreçler ve kamuoyunca belirlenmiştir. Her ne kadar İngiltere tarafından bağımsızlık yerine Birleşik Krallık içerisindeki ortak değerlere ve kültürel bağlara vurgu yapılsa da, İskoç siyasetçiler bu söylemi çok da dikkate değer bulmamaktadır. Bağımsızlık gerçekleştirildiği takdirde Birleşik Krallık içerisindeki stratejik güvenlik ilişkileri yeniden tanımlanmak durumunda kalacak, eski bağımlılıklardan kopmanın maliyeti iki tarafça da yeni ortaklar ve ilişkilerle düşürülmeye çalışılacaktır.


İskoçya örneği, AB'nin, bir tarafta ulus-üstü bir modele doğru gelişen, diğer tarafta da üye ülkelerin ulus-devlet ve ulus-devlet milliyetçiliğinin korunduğu bir bütünleşme olduğunu hatırlatmıştır. AB, İskoçya'nın bağımsızlığı ile ilgili olarak Birleşik Krallık için adeta ayrıştırıcı bir işlev görmüştür. İskoçya, bağımsızlık yolunda AB ile ilişkilerinde pragmatik bir tutum sergilemiştir. Taraflar arasındaki yakınlaşmalar ve uzaklaşmalar adeta bu durumun göstergesi olmuştur. Birleşik Krallık'ta olası bir bölünme çeşitli sonuçlara yol açabilecektir. Örneğin, İngiltere'nin AB üyeliğinin tekrar görüşülmesi gerekebilecektir. Birleşik Krallık'tan geriye kalanın AB'ye adaylığı için yeniden müzakere masasına oturması gerekip gerekmediği hukuki açıdan sorun haline gelebilecektir. İngiltere düzeyinde yapılan tüm düzenlemelerin değişmesi gerekebilecektir.[15] Bunun dışında, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması Krallık içindeki diğer ayrılıkçı hareketleri de tetikleyebilecektir. Bu noktada ilk dikkat çeken hareket İrlanda'nınkidir. Buna ek olarak, İskoçya'nın Katalonya, Bask, Korsika'daki hareketlerin canlanmasına da örnek teşkil edebileceği ileri sürülebilir.



 




 

[1] Murray Stewart Leith, Martin Steven, "Party over Policy? Scottish Nationalism and the Politics of Independence", The Political Quarterly, Vol.81, No.2, 2010, s.266.

 


 

[2] "The End of the Union", Journal of Public Policy Research, June-August 2007, ss.90,91.

 


 

[3] Sunday Telegraph-Scottish Independence Survey, 11-13 January 2012, http://www.icmresearch.com/wp-content/blogs.dir/1/files/2012/01/2012-jan-st-scotland-indepence.pdf(Erişim: 23.02.2012)

 


 

[4] "The End of the Union", a.g.m., s.92.

 


 

[5] Rachel Ormston, "Scottish Social Attitudes Survey 2009: Core Module - Attitudes to Government, the Economy and Public Services in Scotland", Scottish Government Social Research, Edinburg, 2010, s.17.

 


 

[6] Stephane Paquin, "Globalization, European Integration and the Rise of Neo-nationalism in Scotland", Nationalism and Ethnic Politics, Vol.8, No.1, 2002, ss.56, 57.

 


 

[7] A.g.m., ss.68, 69.

 


 

[8] A.g.m., ss.70, 71.

 


 

[9] Peter Preston, "Cutting Scotland Loose: Soft Nationalism and Independence -in-Europe", BJPIR, Vol.10, 2008, ss.719, 720.

 


 

[10]Ryan D. Griffiths, Ivan Savic, "Globalization and Separatism: The Influence of Internal and External Interdependence on the Strategies of Separatism", PGDT, 8, 2009, s.430, 431.

 


 

[11]A.g.m., s.444, 445.

 


 

[12]Patrick Hennessy,"Britain Divided over Scottish Independence", (14.01.2012), http://www.telegraph.co.uk/news/uknews/scotland/9015374/Britain-divided-over-Scottish-independence.html(Erişim: 22.02.2012).

 


 

[13]Juliette Jowit, "Cameron Offers Scotland More Powers If It Votes No To Independence", (16.02.2012),http://www.guardian.co.uk/politics/2012/feb/16/freedoms-scotland-no-independence-cameron (Erişim: 22.02.2012).

 


 

[14]Mark Lynch, "The Security Implications of Scottish Independence", (10.06.2011) http://www.rusi.org/analysis/commentary/ref:C4DF0A2F39DAA2/(Erişim: 23.02.2012).

 


 

[15]"İskoçya'nın Bağımsızlığı, İngiltere'nin AB Üyeliğini de Tartışmaya Açtı", (16.01.2012), http://www.euractiv.com.tr/abnin-gelecegi/article/iskocyanin-bagimsizligi-ingilterenin-ab-uyeligini-de-tartismaya-acti-023573 (Erişim: 23.02.2012).

 

 

Dr. Sezgin Mercan

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Avrupa Birliği Araştırmaları Merkezi Başkanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display