Bu sayfayı yazdır

29 Ocak Milli Direniş Günü Unutulmadı...

Yazan  29 Ocak 2016
29 Ocak 1988’de Batı Trakya Türklerini sokağa döken uygulamanın sürmesi nedeniyle tam 27 yıldır protesto sürmektedir.

Batı Trakya Türkleri, her yıl Türk kimliğine dönük saldırılara karşı direnişe geçtikleri günü "29 Ocak Toplumsal Dayanışma ve Direniş Günü" ya da daha çok "29 Ocak Milli Direniş Günü" adlandırmasıyla Gümülcine, İskeçe, Türkiye ve yaşadıkları diğer ülkelerde düzenledikleri etkinliklerle anmaktadır. Anılan 29 Ocak 1988'de mahkemenin kapatma kararını protesto etmek ve Türklüğünü deklare etmek isteyen 20 bin Türkün tüm baskı ve engellemelere rağmen bir araya gelerek "Türküz" diye bağırmasıdır. Anılan aynı zamanda 29 Ocak 1990'da örgütlü Yunan fanatiklerinin saldırılarına rağmen yeniden bir araya gelebilmeleridir. 29 Ocak, Batı Trakya Türkleri için toprakları üzerinde yaşadıkları asimilasyona, vatandaşlık haklarının sınırlandırılmasına, azınlık haklarını alamamalarına, kimliksizleştirilmelerine karşı gösterdikleri iradenin yıldönümüdür. 29 Ocak 1988'de Batı Trakya Türklerini sokağa döken uygulamanın maalesef bugün de devam etmesi, her bir anma programına yeni bir protesto niteliği kazandırmaktadır; tam 24 yıldır protesto sürmektedir. Dolayısıyla Batı Trakya Türkü'nün "kimliksizleştirerek Yunanlaştırma" girişimlerine direnişi devam etmekte; 29 Ocak'lar birer bütünleşme gününe dönmektedir.

29 Ocak gününün Milli Direniş Günü halini almasında, 29 Ocak 1990'da Türklerin maruz kaldığı saldırıların büyük önemi vardır.

Ve dahası, 29 Ocak'ın önemi ve 29 Ocak 1988/1990'da yaşananlar, Türkiye kamuoyunda "bile" 6-7 Eylül olayları kadar bilinmiyorsa, sebebi …

cümle şunlardan biriyle ya da belki her biriyle devam edebilir:

* Yunanistan'ın, Türkiye'nin yetiştirdiği kadar "aydın" yetiştirememesidir.

* zaferlere odaklanmış olan Türklerin, acılara odaklı tarih anlayışını tercih etmemesidir.

* Yunanistan'ın tarihiyle yüzleşmesi meselesini ne Yunanistan'da ne Türkiye'de kimse sorun olarak görmemektedir.

* Batı Trakya Türklerinin kendileri adına lobi faaliyeti yapacak dostlarının bulunmayışıdır./Yunanistan'ı lobiler üzerinden yıpratma niyetinde olan güçler ve lobilerle meşrulaştırılmak istenen siyasi bir proje bulunmamaktadır.

* irredentist bir ülke olmakla suçlanmaktan çekinen Türkiye'nin bu nedenle acıları görmezden gelmesi ve soydaşları adına hak arayışını da zamana bırakmasıdır.

* 6-7 Eylül ile ilgili sayısız sinema filmi çekilirken 29 Ocak'larda Yunanistan'da yaşananlar hakkında sayılı bir iki kısa belgeselden fazlasının yapılmamış olmasıdır.

* 29 Ocak Direniş Günü'nün haberlere dahi konu olamıyor oluşudur.

* bugün hala daha Batı Trakya'daki Türk azınlığa yönelik temel insan hakları ihlallerinin sürmesi de doğaldır.

İlgili makalemizi şu linkten okuyabilirsiniz: http://www.21yyte.org/tr/arastirma/balkanlar-ve-kibris-arastirmalari-merkezi/2014/01/29/6473/29-ocak-milli-direnis-gunu

 

Gözde Kılıç Yaşın

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Balkanlar ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı