Bu sayfayı yazdır

Kırgızistan Seçimleri

Yazan  04 Ocak 2008
Kırgızistan’da 16 aralık 2007 tarihinde gerçekleştirilen parlamento seçimlerini Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev’in desteklediği Ak Yol Partisi kazandı. Hükümeti kurma görevi de eski Enerji Bakanı Rus asıllı (Kırgız Türkçesi bilmediği için eleştirile

Meclis Başkanlığına ise Adahan Madumarov seçildi. Ancak seçim sırasında, öncesinde ve sonrasında tartışmalar sona ermedi.

 

Kırgızistan'da 16 yıllık bağımsızlık döneminde ilk kez çok partili parlamentoyu kurmak için yapılan seçimlerden Ak Yol zaferle çıkarken, ana muhalefet partisi Ata Meken %5 ülke barajını geçemediği için Meclis dışında kaldı. Ata Meken'in baraj nedeniyle meclise girememesinin ülkeye yeni politik kargaşalar getirmesi bekleniyor.

 

Genel seçimlerde 12 parti mücadele etti. Muhalefet, kampanyalar sırasında temsilcilerinin saldırıya uğradığını, liderlerinin ise seçim sandıklarına yaklaştırılmadığını idda etti. Diğer taraftan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Bişkek'te yaptığı yazılı açıklamada özellikle oyların kullanılması ve sayılmasının saydam bir şekilde yapılmamasını eleştirdi. Gerçi AGİT seçim gözlem misyonuna yönelik eleştiriler de göz ardı edilmemelidir. AGİT seçim gözlemciler organize ve profosyonelce hazırlanmış olmasına rağmen görev yapan insan profiline yönelik eleştirilerde söz konusudur.

 

Kırgızistan'da 2007 yılından önceki parlamento seçimleri 27 Şubat 2005 tarihinde yapılmıştı. Seçimlerin yasalara uygun yapılmadığı ve hile karıştırıldığını ileri süren muhalefet liderleri, 24 Mart 2005 tarihinde halkın da destek verdiği protesto gösterileri sonucu Asker Akayev'in yönetimine son vermişlerdi. Bakiyev meclisi feshetmeyerek aynı milletvekilleriyle çalışmaya devam etmişti. Daha sonra parlamentonun muhalif kanat arasındaki yetki alanıyla ilgili gerilen ilişkiler nedeniyle anayasada bir dizi değişikllikler yapmıştır. Muhalefette Bakiyev'i seçimlerin düzenlenmesine neden olan, yapılan değişiklikler sonucu, parlamentoya giriş koşullarını değiştirmekle suçlamıştı. Yapılan seçimlerle de ana muhalefet partisi konumundaki Ana Meken ve diğer bazı partilerin parlamentoya girememesi Mart 2005'ten bu yana sokak protestoları ve cinayetlerin devam ettiği Kırgızistan'da seçimlerin yeni bir istikrarsızlık ve memnuniyetsizliğe neden olacağı endişelerini arttırmaktadır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bu topraklar üzerinde kurulan devletlerde seçim süreçleri Rusya'nın, ABD'nin ve Batılı devletlerin taraf olması nedeniyle sancılı geçmektedir. Moskova Sovyet döneminden kalma alışkanlığı ile ağırlığını hissettirmeye çalışırken ABD birçok yerde olduğu gibi bu bölgede de "insan hakları", "demokrasi" ve "nükleer tehditler" ile konuya yaklaşmaktadır. ABD bu yaklaşımları çerçevesinde 1995 yılında açılan "Demokratikleşme Enstitüsü" vasıtasıyla Kırgız muhaliflerle ilişki kurmuş, onları eğitmiş ABD' ye defalarca davet etmişti.Böylece onlarla yakınlaşmış demokrasi ve insan hakları konuları üzerinde Kırgız muhaliflerinin çalışmalarına imkan sağlamıştı. Afganistan'ın işgali sırasında da Kırgızistan içlerine girerek, Oş ile Celalabat şehirlerinin tam ortasında bulunan Hanabad şehrinde bir üs kurmuştu. Hanabad şehri tarih boyunca Ruslara en büyük direnci gösteren Fergana Vadisi'nin önemli bir şehri olma özelliğine sahiptir. ABD bölgedeki elemanları sayesinde muhalifleri eğitmeyi başarmıştır. ABD 2005 seçimlerinden önce Kırgızistan'daki üssüne Awacs erken uyarı uçakları yerleştirmek istemiş, ancak bu isteği reddedilmiştir. Bunun üzerine ABD seçimden iki gün önce Bişkek Büyükelçiliği aracılığıyla demokrasi ve seçimler konusunda önemli problemler olduğunu ifade etmeye başlamıştır. ABD dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Kırgızistan'da da kendi çıkarlarına ters düşen bir durumla karşılaştığı zaman ülkenin iç işlerine karışmaktan çekinmemektedir.

 

Rusya ABD kadar ince hesaplar yapmasada Akayev yönetimine destek vererek ülkedeki askeri üssünü ve diğer çıkarlarını muhafaza edici bir politika takip etmiştir.

 

Kırgızistan Sovyetler'in dağılmasıyla kurulan diğer birçok devlet gibi doğal kaynaklara sahip olmasa bile yinede süper güçlerin ilgi alanı olmaya devam etmektedir. Bölgedeki birçok ülkede dış güçlerin neden olduğu renk renk devrimlere baktığımız zaman Kırgızistan'ın kendi rengini kendi belirleyeceği demokratik bir ülke olma zorunluluğu vardır. Ülkede istikrar ancak bu şekilde sağlanabilir. 2005 seçimleri sonrası yaşananlar yani Akayev'in yurdu terk etmesinden sonra halkın yağma hareketlerine girişmesi yalnızca özgürlük ve demokrasi, hatta Akayev için olmadığını göstermiştir. Burada rejime yönelik hareket dışında geçim sıkıntısı gözlenmiştir. Ekonomik bozukluğun sürmesi, gelir dağılımındaki korkunç eşitsizlik, işsizliğin artması, köylü ve çiftçilerin yetiştirdikleri malların yok pahasına ellerinden alınması gibi bir çok sorun olayların patlamasının esas sebebiydi. Olayların ilk defa Oş ve Celelabad şehirlerinde patlak vermiş olması da ABD'nin bu bölgedeki çalışmalarının bir sonucu olarak da değerlendirilebilinir.

 

Kırgızistan'da Akayev'in devrilmesi, seçimlerin yapılması, hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması kaos önlenebilir.

Doç. Dr. Meşküre Yılmaz

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı