Bu sayfayı yazdır

Tacikistan'ın Rogun Projesi ve Bölge Politikalarına Etkisi

Yazan  30 Eylül 2014

Varoluşundan günümüze pek çok farklı maden insanoğlu için hayati bir konuma gelip vazgeçilmez olmuştur. Su ise hiç bir vakit önemini yitirmemiş bir kaynaktır. Yaşamsal bağımlılığın olduğu su, medeniyetlerin yükselişine sebep olmuştur. Suyun bu önemi bulunduğu bölgeyi de jeopolitik olarak kıymetli hale getirmiştir. Jeopolitik öneme sahip bölgenin kontrolünü sağlamak da stratejik avantajlar sağlamıştır. Bu sebeple barajlar jeopolitik önemi arttırabilen stratejik yapılar haline gelmiştir.

Sovyet mirası olan Rogun da Tacikistan'ın jeopolitik önemini ve stratejik avantajlarını arttıracak bir projedir.

Rogun Barajı?

Sovyetlerin bölgedeki su politikasının parçalarından biri olan Rogun 1976'da inşa edilmeye başlanmıştır. Konum olarak Amuderya'yı (Ceyhun) besleyen Vahş (Kızılsu) nehri  üzerindedir. 1993'te üretime geçmesi planlanmış olan Rogun, Sovyetlerin dağılması ve Tacikistan'da uzun süren iç savaş ile birlikte yarıda kalmıştır. Buna ek olarak büyük taşkınların yaşanması yarıda kalan baraj inşaatının yıkılmasına ve mevcut yatırım yok olmasına sebep olmuştur. Rogun'un en önemli özelliği ise 335 metre ile dünyadaki en büyük baraj olmasıdır. Ayrıca bu devasa baraj 14 milyar metreküp su tutacak ve 3600 MW (megawatt) güce sahip olacaktır. (Türkiye'nin en büyük hidroelektrik santrali olan Atatürk Barajı 169 metre yüksekliğinde olup 2400 MW güce sahiptir.) Bu önemli güce erişme konusunda Tacikistan'ı en çok zorlayan durum ise proje maliyetinin 4.5 ila 6 milyar dolarlık bir bedele sahip olmasıdır.

Rogun'un Savunucusu Tacikistan ve Öncelikli Muhatabı Özbekistan

Orta Asya'nın günümüz siyasal analizlerinde yer aldığı konulardan birisi sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynaklarıdır. Fakat Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan için geçerli olan bu durum Kırgızistan ve Tacikistan için aksi bir biçim almıştır. Kırgızistan ve Tacikistan batısındaki komşuları gibi büyük doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip değildir. Bunun yanında bu iki ülkenin batısındakilerle farklı birbirleriyle aynı olan bir diğer özelliği de Aral Havzası'nın su kaynaklarının yukarı kısmında yer almalarıdır.

Tacikistan ve Özbekistan enerji kaynağı dışındaki bir diğer önemli fark ise nüfusları ve GSYİH rakamlarıdır. Tacikistan, 8 milyon civarındaki nüfusu ve 8.5 milyar dolar olan GSYİH ile Özbekistan'ın 31 milyonluk nüfusu ve 57 milyar dolarlık ekonomisi karşısında zayıf kalmaktadır.

SSCB döneminde bölgedeki su politikaları Moskova tarafından idare edilirken dağılmanın ardından sınır aşan sular beş Orta Asya devletinin birbirinden farklı ulusal talepleri çerçevesinde anlaşmazlığa sebep olmuştur.

Tacikistan doğalgaz ve petrol kaynaklarına sahip olmayışından doğan açığı ancak hidroelektrik projeleriyle aşabileceğini düşünmektedir. Bu durum 70'li yıllardan bu yana proje olarak kalan Rogun Barajı'nın Tacikistan milli ülküsü haline gelmesini sağlamıştır. Öyle ki Tacikistan devlet başkanı İmamali Rahman "Rogun Barajı Tacikistan kalkınmasının ve bağımsızlığının anahtarı konumundadır ve Rogun'a karşı olmak Tacik Ulusu'na karşı olmaktır" diyebilmektedir.

Özbekistan ise Sovyet politikalarının da etkisiyle geçmişten bu yana bölgedeki en büyük tarımsal üretim yapan ülkelerden birisi haline gelmiştir. Özbekistan'ın yaptığı bu üretimde başı çeken ürünlerden birisi ise pamuktur. Uzun süre dünyadaki pamuk üretiminde ikinci sırada yer alan Özbekistan son dönemde altıncılığa kadar gerilemiştir. Bu düşüşün öncelikli sebebi ise havzadaki su akışının azalmasıdır. Yüksek su tüketimiyle üretilen pamuk için Özbekistan'ın Ceyhun'a büyük ihtiyacı vardır. Tarım sektörünün ülke nüfusunun üçte birine istihdam sağladığı düşünülürse Özbekistan'ın can damarı olan Ceyhun'a erişen Kızılsu üzerine kurulan devasa Rogun Barajı'na neden karşı çıktığı anlaşılabilmektedir.

Tacikistan'ın Rogun'dan Umdukları

Tacikistan'ın komşularının aksine geniş doğalgaz rezervlerine sahip olmayışı ülkenin -özellik kış döneminde- sıkıntı karşılaşmasına sebep olmaktadır. Sovyet döneminde inşa edilmiş olan hidroelektrik santralleri ise an itibariyle Tacikistan'a yeterli gelmekte ve elektrik ihraç etmesini dahi sağlayabilmektedir. Tacikistan yönetimi de ülkenin gelişimi ve refahını enerji sektöründeki atılımlarla gerçekleşeceğine inanmaktadır. Tacik iktidarının bu inancının anıtlaştığı proje ise Rogun Barajı'dır.

Hidroelektrik santralleri dışında ülke için önemli kaynak olan kuruluşlardan birisi ise TALCO'dur (Tacikistan Alüminyum Şirketi). Devlet kuruluşu olan şirket Tacik ekonomi için önemli bir yere sahiptir. Yaptığı üretimin %98'ini ihraç eden şirket Tacikistan'ın toplam elektrik üretiminin %40'ını tek başına ve sübvanse edilmiş tarife ile tüketmektedir.[1] Dünyanın en fakir ülkelerinden olan Tacikistan için bu tüketim ve tüketimin ucuz gerçekleşmesi kalkınamayan ekonominin üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır. Bu noktada Rogun Barajı'nın sağlayacağı büyük enerji potansiyeli Tacikistan için kurtarıcı niteliği taşımaktadır.

Yazının girişinde belirtilen barajların stratejik önemi Rogun için daha da anlamlıdır çünkü fakir Tacikistan'ı bölgesel güç konumuna getirebilecek bir kapasite ve proje söz konusudur. Tacikistan'ın bölgesel pozisyonunu daha önemli hale getirecek plan ise CASA-1000 (Central Asia-South Asia) elektrik enerjisi transfer projesidir.   

Proje için belirlenen haritada Rogun'un planlandığı Kızılsu üzerinde çalışan Nurek Barajı'nın Afganistan ve Pakistan'a elektrik ihraç edeceği görülmektedir. Rogun'un yapımı halinde ise bu hatta daha güçlü katılacak olan Tacikistan elektrik enerjisi otoritesi konumuna gelecektir. Bölgeye katacağı işbirliği ve kalkınma ortamı sebebiyle proje Dünya Bankası (DB), İslam Kalkınma Bankası, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı, ABD Dışişleri Bakanlığı, Birleşik Krallık Uluslararası Kalkınma Departmanı, Avustralya Uluslararası Kalkınma Ajansı ve diğer topluluklar tarafından destek görmektedir.[2] Bu proje ayrıca ABD'nin Afganistan operasyonu öncesinde ilan ettiği fakat başaramadığı için başarısız olarak nitelendirildiği sosyal refah ve istikrar politikalarına katkıda bulunacaktır.

Rogun Barajı'nın yapımı halinde Tacikistan elektrik üretimi büyük çapta artacak, TALCO'nun mevcut üretim üzerindeki ağırlığı düşüşe geçecek ve elektrik satışıyla ülke ekonomisi büyük bir hamle yapmış olacaktır.

Elektrik enerjisi üretimi dışında Tacikistan'ın güçleneceği bir diğer konu da sınır aşan sular üzerindeki kontrolünün artacak olmasıdır. Su üzerindeki yönetim ihtimali de Özbekistan'ın asıl ilgilendiği noktadır. Özbekistan için yaşamsal değeri olan Ceyhun nehrinin Tacikistan tarafından kontrolünün daha da artacak olması Tacikistan'ın bölgesel güç olma sürecine hız verecektir. 80 bin olan Ceyhun Nehri Havzası'nın 55 bini Panj ve Kızılsu nehirlerinde oluşmaktadır, bu durum oran anlamında %70'e yakın bir kaynak anlamına gelmektedir. Bu iki önemli kaynak ise en fazla Tacikistan topraklarında seyir etmektedir. Sonuç olarak Tacikistan Ceyhun Havzası'nın %62.9'unu kontrol etme imkanına sahiptir.[3] Rogun Barajı'nın inşa edilmesi de bu kontrolün sağlanmasını ve Özbekistan'ın endişelerinin gerçekleşmesini kolaylaştıracaktır.

Rogun Barajı İle İlgili Raporlar

Rogun Barajı için tahmin edilen bedelin Tacik ekonomisine denk olması Tacikistan'ı yatırımlar ve destekler aramaya itmektedir. Bu durum karşısında en çok kapısı çalınan kurum ise DB'dir. DB'nin yaptığı raporlar genel itibariyle siyasal analizden uzak teknik vaziyeti ele almaktadır. Geçtiğimiz Haziran ayında Rogun ile ilgili beşinci raporunu sunan DB, önceki raporlara nazaran projeye daha ılımlı yaklaşmıştır. Bu raporunda da DB'nin projeye destek olmayacağı belirtilse de teknik anlamda pozitif görüşün ortaya çıkması, Tacikistan'ın elini raporun referans olarak kullanılması anlamında güçlendirmiştir.

Rogun hakkında hazırlanan raporlar genellikle olumsuz olmuştur. Ağırlıkla üzerinde durulan konu ise projenin yapılması düşünülen noktada yerleşim yerlerinin bulunması ve bu insanların akıbetinin ne olacağı üzerinedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından 25 Haziran 2014'te sunulan "Tacikistan'ın Rogun Barajı İçin İskana Dayalı Hak İhlalleri" isimli raporda Tacik ekonomisin zayıflığından dolayı refahın düşüklüğüne dikkat çekilmiştir. Projenin yapılacağı arazide 7 bin ailenin (42 bin kişi) yaşadığı ve bu insanların geçimini sağladığı ve barındığı yerleri terk etmek zorunda kalacaklarına belirtilmiştir. Raporda an itibariyle bir takım sözler karşılığında 1500 ailenin hükümet tarafında yer değiştirmeye zorlandığı fakat sözlerin yerine getirilmediği de ortaya konulmaktadır.[4] Bu durum Rogun'un bir paradoks olabileceği anlamına gelmektedir. Rogun ile refahında yükselme bekleyen Tacikistan vatandaşları aynı sebeple pek çok insanın mağdur edilmesiyle de karşı karşıyadır. Tacikistan ekonomisinin bu devasa baraja ayıracağı devasa bütçe düşünüldüğünde bu insanların hayatlarında iyileştirme yapılması bir hayli zaman alacaktır.

DB'nın Tacikistan'a getirdiği eleştiriler de bu noktada yoğunlaşmaktadır. Tacikistan'ın ekonomi kapasitesinin barajın yapımı için hiç yeterli olmadığını vurgulayan DB, Tacikistan için öncelikli hedefin ekonomi verilerini yükseltmek olması gerektiğinin üzerinde durmaktadır. Tacikistan'daki gelir dengesizliğinin ve kişi başı düşen gelirin oldukça düşük olması DB'yı haklı göstermektedir. DB'nın bu konudaki en önemli tavsiyelerinden biri de ülkede satılan elektrik fiyatının %220 oranında zam yapılarak satılmasıdır. Fiyat artırımı sayesinde Tacik ekonomisine Tacik halkının refahına dokunulmadan katkı sağlanacağı düşünülmektedir. DB, Rogun'un Tacikistan için ihtiyaç olduğunu kabul etmekle birlikte ortaya koyduğu çözümlerden birisi Kırgızistan'dan elektrik ihracatı şeklindedir.[5] Bunun sebebininse yaz ve kış elektrik üretiminin denk olamayacağıdır. Rogun sayesinde kurulan pazar ile elektrik ihraç ediliyor olsa da Tacikistan'ın elektrik ithal etmesi gerekeceği düşünülmektedir.

Raporlarda Özbek ekonomisine dair sonuçlar da yer almıştır. Rogun Barajı'nın 14 milyar metreküp su tutması beklenmektedir bu duruma Ceyhun Havzası'ndaki su hacminin azalması da eklendiğinde Özbek tarımına büyük zarar vereceği öngörülmektedir. New York ve Dakota üniversiteleri uzmanlarınca yapılan analize göre Özbekistan her yıl 600 milyon dolar kaybedecek, bu da GSYİH'nın %2 küçülmesi anlamında gelecektir.[6] Buna ek olarak açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı ve Finans Bakanı Rüstem Azimov, Rogun'un inşa edilmesi durumunda 1.5 milyon kişinin işlerini kaybedeceğini belirtti.

Özbekistan kanadından Rogun hakkında gelen bir diğer önemli eleştiri ise projenin deprem riskinin göz ardı edilerek hazırlanmış olması. 16/07/2012 tarihinde Pravda Vostoka gazetesinde yayınlanmış olan makale Rogun'un yapılacağı bölgede büyük fay hatlarının olduğu ve bölge için depremin bir gerçek olduğu vurgulanıyor. Pamir-Hindi dağları etrafında haftada 8 depremin yaşandığı belirtilen yazıda Rogun'un da deprem ve taşkın tehlikesi altında olduğunun altı çiziliyor. Sovyet döneminde inşa edilmeye başlamış fakat yarım kalan Rogun'un bu kısmının taşkınlarla yıkılmış olması bu analizi doğrulamaktadır. Analizdeki en önemli çıkarımdan biri ise 14 milyar metreküp su tutacak olan Rogun Barajı'nın 'insan yapımı tsunami' potansiyeline sahip oluşudur.[7] Rogun'un deprem sonucu yıkılması durumunda kendisinin ardından gelen bir başka büyük baraj olan Nurek'i de önüne katarak devasa bir yıkıma sebebiyet verebilecektir. Bu durumda Kızılsu ve Ceyhun etrafına yerleşmiş tüm yerleşim birimleri su altında kalacaktır. Bu da başta Tacikistan olmak üzere Özbekistan ve Türkmenistan'ı içerisine alan büyük bir trajedinin yaşanmasını beraberinde getirecektir.

Özbekistan'ın Rogun'a Bakışı

Özbekistan için tarımsal üretimin ve bu üretim içerisinde pamuğun payının önemli bir boyutta olduğu bilinmektedir. Pamuk üretim biçimi açısından fazla suya ihtiyaç duyuyor olması Özbekistan'ın Ceyhun'dan gelen suyun miktarına daha duyarlı yaklaşmasını sağlamaktadır. Bu durumun bir diğer önemli sebebi ise çok eski sulama yöntemlerinin halen kullanılıyor olmasıdır. Sulama sisteminin antik olduğu bölgede bir de yeni arazilere kanalların açılması suyun kullanımında daha dikkatli olmayı gerektirmektedir. Fakat Özbekistan'ın halen sulama sistemlerinde iyileşmeye gitmediği ayrı bir gerçektir.

Tacikistan'ın Rogun Barajı'nı inşa etmesi Özbek yönetimince doğrudan egemenliğe ve bağımsızlığa bir tehdit olarak algılanmaktadır. Rogun ile ülkeye ulaşan suyun tamamıyla Tacik kontrolüne geçeceğini belirten Özbek hükümeti bu durumun kabul edilemeyeceğini sürekli dile getirmektedirler. Özbekistan'ın su sorunu ile ilgili en sert açıklaması ise devlet başkanı İslam Kerimov'dan gelmiştir. Kerimov yaptığı açıklamada yukarı kıyıdaş ülkeleri kast ederek su sorunun savaşa sebep olabileceğini açıkça söylemiştir.[8] Kerimov'un bu net ve sert tavrı bölgede güç olan Özbekistan'ı karşısına almak istemeyen ülkelerin Rogun'a daha mesafeli yaklaşmasını sağlayabilmiştir. Özbek yetkililer ayrıca Tacikistan lideri İmamali Rahman'ı uzman görüş ve analizlerini hiçe sayarak Rogun'da ısrar etmesini eleştirmektedirler.

Rogun'da Son Durum

Bağımsızlık ve ardından yaşanan iç savaşın ardından henüz istikrara kavuşmuş olan Tacikistan öncelikle Rusya olmak üzere projeye yatırımı bir çok güç ve örgütle görüşmüştür.

Projenin hacminin büyük olması sebebiyle Tacikistan'a projenin küçültülmesi yönünde teklifler gelmiştir. 2004'te Rusya'nın RusAl şirketi Rogun'u 285 metre olarak, 2011'de ise DB 120 metre olarak inşa etmeyi teklif ettiler fakat Tacikistan iki teklifi de reddetti.[9] Bu durumun ardından Rogun Tacikistan'ın ilişkilerini bir çok ülkeyle iyi tutmasına vesile olmuştur.

Tacikistan'dan kanallar açarak su ihraç etmeyi planlayan İran, görüşmelerinde Rogun'a katkı yapmaktan bahsetse de somut adımlar atılmamaktadır. Çin ise iyi seyreden Özbekistan ilişkilerine rağmen Tacikistan baraj projelerine destek olabileceğini açıklamaktadır. Fakat Çin tarafından gelen açıklamalar da somut hamlelere dönüşememektedir. Bu durum Rogun Projesi'nin yerinde saymasını ve Tacikistan için yılan hikayesine dönüşmesine sebep olmaktadır. Ekonomide yaşanan açığın kapatılması için yabancı yatırımın zorunlu olması karşısında DB'nın son raporu Tacikistan için yeniden umut olmuştur.

Rogun'a yatırımın en önemli başlıklarından birisi ise kontrol mekanizmasının paylaşılması durumudur. Tacikistan Rogun ile elde edeceği politik ve ekonomik gücü paylaşmak istememektedir. Fakat bazı yatırımcıların kontrol talebinde bulunduğu bilinmektedir.

Değerlendirme

Rogun Barajı sahip olduğu yükseklik ve enerji potansiyeliyle Tacikistan'a büyük katkı sağlayacaktır. Bu katkı aynı zamanda Orta Asya halklarının refahına da katkıda bulunacaktır. Enerji bağımlılıklarının silah olarak kullanılmasının sona ermesinin sağlanması gerilimleri bir nebze de olsa geride bırakabilecektir. Rogun'un getireceklerinin yanında kesinlikle farkında olması gerek deprem ihtimali, bölgedeki insanlar, su tutma miktarı ve süresi durumları vardır. Su tutma sürecinim ayarlanabilmesi için aynı zamanda Özbekistan'ın etkin sulama sistemleri kullanıyor olması gerekecektir. Su tutma işlemi başlasa da modern sulama teknikleri sayesinde Özbek tarımı zarar görmeyecektir. Bu da karşılıklı kazanma anlamına gelecektir. Su seyrinin normale dönmesi durumunda ise modern sulama sistemleri sayesinde daha büyük çapta topraklar tarıma açılabilecektir. Sulama sisteminin yoksunluğu halinde suyun kesilmesi Özbek tarımına darbe vuracağı gibi önemli alıcılardan olan Tacikistan'a da zarar verecektir. Raporlarda bahsedilen bölgenin tektonik yapısı göz önüne alındığında ise Rogun Barajı Özbek yetkililerin belirttiği gibi bölgesel bir felakete sebep olacaktır. Öyle ki denize-okyanusa çıkamayan bu topraklarda tsunami etkisinde afet yaşanacak ve pek çok insanın yaşamına mal olabilecektir. Rogun veya diğer baraj projelerinden Özbekistan'ın sıyrılması için her ihtimalde modern sulama sistemlerine ihtiyacı vardır. Tacikistan ise daha küçük barajlar ile gerekli yatırımları yapabilir. Rogun'un 4.5-6 milyar dolarlık maliyeti Tacikistan'ın tek başına başa çıkabileceği bir miktar değildir. Bölgede konuyla ilgili tartışmaların yaşanması ve savaşın ihtimaller içerisinde bulunması ise şaşırtıcı değildir. Bütünleşmeler için çıkarlarının çatıştığını düşünen ülkelerin krizi zirvede yaşaması gerekmektedir. Taraflar ancak krizin zirveye varmasıyla birlikte işbirliğini düşünecektir.


[1]David Trilling, Tajikistan Using DC Proxies to Build Support for Rogun Dam, 13/02/2014, Eurasianet.org.

[2]CASA-1000, http://www.casa-1000.org/MainPages/CASAAbout.php [23/09/2014]

[3]Diagnostic Report On Water Resources In Central Asia, http://aoa.ew.eea.europa.eu/tools/virtual_library/bibliography-details-each-assessment/answer_0543207904/w_assessment-upload/index_html?as_attachment:int=1, s. 6, [23/09/2014].

[4]Rights Violations Linked To Resettlements For Tajikistan's Rogun Dam, Human Rights Watch, Haziran 2014, s. 1 ve 20.

[5]World Bank Draft For Discussion, Key Issues For Consideration On The Proposed Rogun Hydropower Project, 17 Haziran 2014, s. 20.

[6]Aynur Jafarova, Uzbekistan Criticizes WB Report On Rogun HPP, 04/08/2014, Eurasianet.org.

[7]Once Again On The Issue Of Construction Of Rogun Hyrdroelectric Power Plant, Pravda Vostoka, http://www.uzembassy.org.tr/files/Press_releases/Press_en/press_release_1_16072012en.doc[23/09/2014]

[8]V Bişkeke Karimova Ponimayut, No Ne Sluşayut, http://www.uznews.net/ru/central-asia/20735-v-bishkeke-karimova-ponimajut-no-ne-slushajut[23/09/2014]

[9]Aynur Jafarova, a.g.k.