Türk Azınlık

“Ben Türk olduğum için hapse götürülüyorum. Eğer Türk olmak bir suç ise, burada tekrar ediyorum. Ben bir Türk’üm ve öyle kalacağım. Bu mesajımla Batı Trakya azınlığına sesleniyorum ve Türk olduklarını unutmamalarını söylüyorum.” Şehit Dr. Sadık Ahmet

Çoğunluğu İskeçe ve Gümülcine'de 150 bin Türk Yunan devletinin vatandaşları olarak yaşıyorlar. Edirnelilerden, hiçbir farkları yok. Tek farkları talihsiz olmaları. Onlarda Edirneliler gibi Trakyalı. Onları talihsiz yapan Batı Trakya Türkü olmaları. Bundan dolayı on yıllardan buyana ekonomik olarak geri kalmışlıkla cezalandırıldılar Atina tarafından. Son yıllarda bazı ekonomik gelişmelerin olduğu ifade ediliyor Türk bölgelerinde.

Ancak talihsizlikleri sona ermiş değil. O kadar talihsizler ki Türk olduklarını dahi ifade etmeleri yasak. Batı Trakya Türklüğünün Yunan şovenizmine karşı mücadelesinin öncülüğünü uzun süre Dr. Sadık Ahmet yaptı. Dr.S. Ahmet sonunda bir trafik kazası ile ortadan kaldırıldı. S. Ahmet'in yerini alacak çapta bir başka lider yetiştiremedi Batı Trakya Türkleri. Ancak mücadeleleri devam ediyor.

Türkiye'ye yönelik AB baskılarının 2004 İlerleme Raporu ile azınlık hakları üzerinde odaklandığı bir dönemde AB üyesi Yunanistan'ın Yüksek Mahkemesi (YM) 13 Ocak 2005'de aldığı karar ile "Türk" isminin Türk azınlığın örgütlerinde kullanılmasını yasakladı. Davayı İskeçe Türk Birliği (İTB)açmıştı.

İTB, 24 Nisan 1927'de "İskeçe Türk Gençler Yurdu" adı ile kurulmuş, adını 17 Kasım 1936'da İskeçe Asliye Mahkemesinin 122 sayılı kararı ile İskeçe Türk Birliği olarak değiştirmişti. Derneğin amacı, "Batı Trakya Türklerinin ruh, bedeni ve manevi eğitiminin sağlanması"dır.

1928'de "Gümülcine Türk Gençler Birliği" (GTGB) kurulmuştu. Türk ismi 1970'lere kadar sorun yaratmadı. 7 Ocak 1970'de Yunan makamları tarafından GTGB'nin tabelasından "Türk"ün çıkarılması sağlanmıştır. 1972'de Dernekler Yasasındaki değişiklik ileri sürülerek Türk isminin dernek isimlerinden çıkarılması için dernekler mahkemeye verilmiştir. İTB, karara itiraz etmiştir. ITB'nin itirazını mahkeme reddetmiştir. ITB, 1973'de üst mahkemeye başvurmuş, dava 1983'e kadar sürmüştür.

Bu arada 1972'den itibaren Türkçe yer isimlerinin kullanılması, haberleşme, yazışma, bası ve örgütlerde Türkçenin kullanılması 1260 sayılı yasa ile yasaklanmıştır. 1973'de Türkçe radyı ve müzik dinlenmesi, Türk film ve televizyonları yasaklanmıştır. 15 Kasım 1983'de KKTC'nin kurulması üzerine Türk azınlık üzerindeki baskılar artmıştır. 1983'de İTB'nin faaliyetleri İskeçe valisinin emri ile durdurulmuş, tabelası indirilmiştir. İskeçe Asliye Mahkemesi 1986'da İTB'ni kapatmıştır. ITB bu karara itiraz etmiş isede itirazı senelerce değerlendirmeye alınmamıştır. 1988'de Yargıtay kapama kararını onaylamıştır.

ITB, hukuki mücadele sürecinin ikinci aşamasını 1997'de başlatmış, ilk duruşma değişik engellemelerden sonra Trakya Asliye Mahkemesi'nde 19 Mart 1999'da yapılmıştır. Mahkeme tek duruşmada Türk isminin kullanılmasını,"Yunanistan sınırları içinde yabancı bir devletin çıkarlarına hizmet edildiği" gerekçesi ile reddetmiştir. ITB, Asliye Mahkemesi'nin kararını Yargıtay'a götürerek temyiz etmiştir. Yargıtay, davanın tekrar görüşülmesi üzerine mahkemeye iade edilmesine karar vermiştir. Asliye Mahkemesi, 25 Ocak 2002 tarihinde verdiği 31 sayılı kararında ilk kararında israr etmiştir.

İTB bunun üzerine tekrar Yargıtay'a gitmiştir. Yargıtay raportörünün ITB lehine verdiği mütalaa sonrasında üç lehte iki aleyhte oyla Yargıtay Genel Kurulu'na havale etmiştir. Genel Kurul davayı son olarak 23 Eylül 2004'de ele almıştır. Genel Kurul, 13 Ocak 2005'de yaptığı gizli oturumunda ITB'nin başvurusunu reddetme kararı almıştır.Şimdi Türkler davayı AİHM'ne götürmeye hazırlanıyorlar. AB'nin ne diyeceğini ayrıca göreceğiz.(Bu konuda geniş bilgi için Sema Sezer'in "Yunanistan'da "Türk" Yasağı: İskeçe Türk Birliği Davası" Stratejik Analiz dergisi Mart 2005 )

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display