Bu sayfayı yazdır

Velid Canbolat: Her Kilidi Açan Anahtar

Yazan  07 Nisan 2014

Lübnanlı bir akademisyen, 2006’da düzenlenen bir konferansta şu cümleyi sarf etmişti: “Eğer Lübnan’ı anladığınızı düşünüyorsanız, size iyi anlatamamışlar demektir.” Korkarım bu cümlenin öznesi, sadece sizin ve benim gibi sıradan insanları değil, Lübnan politikasının ön saflarında yer alan ana aktörleri de kapsamaktadır.

Yaklaşık bir yıllık kilitlenme ve birçok sonuçsuz müzakerenin ardından, Şubat 2014 itibarıyla nihayet Lübnan’da hükümet kuruldu. Siyasi ve akademik çevrelerdeki tartışmalar doğal olarak, kurulmuş olan hükümetin muhtemel raf ömrü, ne derece güçlü ve fonksiyonel olabileceği gibi konular üzerine odaklanmış durumda. Uzmanların birçoğunun, mevcut hükümetin yapısı itibarıyla önemli kararların ya da yapısal değişikliklerin altına imza atması olasılığının düşük olduğu ve hükümetin esas olarak, en geç Mayıs 2015’te düzenlenmesi öngörülen Cumhurbaşkanlığı seçimlerine odaklanacağı konusunda hemfikir oldukları görülüyor. 

İlerici Sosyalist Parti (İSP) lideri Velid Canbolat’ın da, partisinin yayın organı olan Al Anbaa dergisinde yazdığı haftalık yazısında bu hususun altını net bir şekilde çizdiği görülüyor: “Kabine’nin en önemli görevlerinden biri, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hukuki ve anayasal süreler dâhilinde gerçekleştirilebilmesi için uygun ortamın yaratılması, böylelikle muhtemel bir güç boşluğunun engellenmesi olacaktır.”

Yeni kurulmuş olan hükümete hangi yolun izleneceğini gösteren Canbolat’ın, aynı zamanda hükümetin oluşturulması sürecinde Batı yanlısı 14 Mart İttifakı ile Hizbullah liderliğindeki 8 Mart İttifakı arasındaki müzakerelerde başlıca arabuluculardan biri olduğu gözlenmiştir. Bunun da ötesinde partisi İSP, “Merkez Blok”un bir parçası olarak 24 sandalyeli Kabine’de iki Bakanlık (Tarım ve Sağlık Bakanlıkları) almış, böylelikle Canbolat, Merkez Blok’un diğer iki üyesi olan Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile aynı yerde konumlanmıştır. Üç bloğun her birinin (8 Mart, 14 Mart ve Merkez) uhdesinde sekizer bakanlık bulunmaktadır.

Lübnan nüfusunun sadece yaklaşık %5’ini temsil eden Dürzi topluluğunun bir lideri -ki Lübnanlı Dürzi grupların Canbolat dışında Talal Aslan gibi başka liderleri de bulunmaktadır- olmasına rağmen Velid Canbolat’ın, daha önce de Lübnan’da hükümetlerin kurulması ya da alaşağı edilmesi süreçlerinin hemen hemen hepsinde önemli bir rol üstlendiği, böylelikle Lübnan politikasının en önemli aktörlerinden biri olduğu izlenmiştir.

Canbolat bu etkin konumunu, zekice ve sürekli bir şekilde ve hemen hemen her defasında doğru zamanda ve doğru yönde pozisyon değiştirmesine borçludur. 1980’lerin başında, İsrail ve ABD karşıtı olan Suriye destekli bir hareket kurmuştur. Suriye Cumhurbaşkanı Hafız Esad’ın başta gelen müttefiklerinden biri olmuş, ancak adı geçenin ölümü sonrasında rüzgârın hangi istikametten eseceğini tespit etmek amacıyla bir süre havayı koklayarak sessiz kalmıştır. Babasının ardından Suriye’de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Beşar Esad’la ilişkileri ilk dönemde “limoni” olarak tanımlanabilecek bir şekilde seyretmiş ve bu dönemde Canbolat, zaman zaman Suriye’nin Lübnan’daki güçlerini geri çekmesi çağrısı yapmıştır. Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri’nin 2005’te -Suriye tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen- bir suikasta kurban gitmesi ve Suriye birliklerinin Lübnan’dan çekilmesi sonrasında rüzgarın yönünün değiştiğine kanaat getiren Velid Canbolat, kendisini Refik Hariri’nin oğlu Saad Hariri liderliğindeki 14 Mart İttifakı içinde konumlandırmış ve Suriye aleyhine son derece sert söylemlerde bulunmaya başlamıştır. Ancak aynı Canbolat, 2009’da 14 Mart İttifakı’ndan ayrılmış ve 2010’da Şam’a giderek Beşar Esad’dan, 2007’de sarf ettiği aşağılayıcı sözler -bunlardan biri de “Esad bir diktatördür ve İsrail ürünüdür” şeklindedir- için özür dilemiştir. Beşar Esad ile yaptığı görüşme sonrasında Canbolat, “Söylediğim sözler uygunsuz, yersiz ve siyasi nezaket kurallarını çiğner nitelikteydi” ifadelerini kullanmıştır. (Bu arada  görüşme sırasında Beşar Esad’ın Velid Canbolat’a, geçmişten beri Esad ailesi ve Suriye aleyhine yaptığı hakaretlerden oluşan yaklaşık iki saatlik bir DVD’yi zorla seyrettirdiği yönünde söylentiler bulunmaktadır.)

Bu ve buna benzer diğer birçok “slalom” sayesinde Velid Canbolat, her ne kadar küçük sayılabilecek bir siyasi aktör olsa da, 21. Yüzyıl Lübnan’ında hemen hemen tüm hükümetlerin kurulması ve yıkılması süreçlerinde önemli rol oynamıştır.

Velid Canbolat’ı bir araba anahtarına benzetebiliriz. Her ne kadar küçük olsa da arabayı onsuz çalıştıramazsınız. Hatta onsuz arabaya girebilmeniz dahi mümkün değildir (Tabii ki araca zor kullanarak girme opsiyonunu hariç tutarsak  –ki bu opsiyonun, kurulan analojide dış müdahale ya da hükümet darbesine tekabül ettiğini düşünüyorum). Arabayı aynalar ya da koltuklar olmadan kullanabilirsiniz, hatta ön cam olmaksızın ya da patlak bir lastikle dahi belli bir mesafe kaydedebilirsiniz; ancak anahtar olmadan asla...

En iyi haber ise şu: Söz konusu anahtar her arabada çalışır, Suriye yapımı, Amerikan yapımı, Suudi yapımı, İran yapımı vb. fark etmez, her seferinde mükemmel sonuç alırsınız. Böyle bir anahtara sahip olmak harika olmaz mıydı?

İşte Lübnan politikasındaki büyük oyuncular için sorunun özü burada yatıyor: Ona hiçbir zaman sahip olamazsınız! Hatta Lübnan siyasetinin yakın tarihini incelerseniz, birçok vakada onun size sahip olduğunu göreceksiniz.

Şimdi geri dönün ve ilk paragrafı tekrar okuyun lütfen...

 

 

 

 

 

 

Son ekleyen M. Orkun Selçuk