Mavi Akım

Yazan  03 Temmuz 2003
Bir süreden beri Türkiye ile Rusya arasında Mavi Akım adlı porje çerçevesinde alınacak doğal gazın fiyatı konusunda yoğun tartışmalar sürmektedir. Yapılan anlaşma gereği Türkiye bu gazı Rus tarafı Samsun’da teslim ettikten sonra kullansa da kullanmas

Mavi Akım ile Türkiye'ye satılan gazın dünya starndartlarının çok üzerinde olduğunu artık her kes bilmektedir. Bunun nedeninin de Türkiye'de Rus lobisi diye bilinen bir grubun Türkiye'yi şahsi menfaatleri adına bilinçli bir şekilde zarara soktukları ve Türk halkının soyulmasını gerçekleştirmeleridir. Mavi Akım çerçevesinde yapılan soygun muhakkak açığa çıkacaktır.

Ancak Mavi Akım ile ilgili soygun tartışmaları devam ederken, Türkiye'nin Mavi Akım anlaşmasını imzalamasının Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği gerçeği gündeme getirilmemektedir. Mavi Akım ile yapılan soygun boyutunun bir ekonomik güvenlik ihlali olduğu şüphe götürmez ama Mavi Akım bunun dışında güvenlik ihlallerine neden olmaktadır.Şimdi bu güvenlik ihallerini farklı başlıklar altında inceleyelim.

Bütün dünyada enerji sektöründe alıcı konumunda olan ülkelerin temel politikası mümkün olduğunca kaynak çeşitliliğine gitmektir. Doğal gazda da alıcı ülkeler farklı ülkelerden doğal gaz alarak satıcının kendi pazarları için bir tekel oluşturmasına imkan vermek istemezler. Oysa, Mavi Akım tam kapasatiye ulaştığında 16 milyar metreküp gaz bu kanadan gelecek Buna Bat Hattı denilen Ukrayna-Bulgaristan üzerinden gelecek Rus gazıda gelince Rusya'nın Türkiye'ye sattığı doğal gaz 30 milyar metreküpe ulaşacak.s Türkiye'nin ise 2015'de ihtiyacı 54 milyar metreküp olacak.Bir diğer ifade ile Rusya'dan ihtiyacımızın %65'ini alacağız. Bunun diğer adı Rus doğalgaz tekeli. Örneğin Almanya Rusya Federasyonunda aldığı doğal gazı mümkün olduğunca sınırlar içinde tutmaya çalışmaktadır. Tabii satıcı ülkede sattığı ülke ile bir bağımlılık içindedir ancak bu alıcı ülkenin stratejik bağımlılığı kadar köklü bir bağımlık değildir.

Türkiye ise Mavi Akım projesinin gerçekleşmesine destek vererek pahalı Rus doğal gazına stratejik bir bağımlık süreci içine girmiştir. Bunun ötesinde Türkiye için pahalı Rus doğal gazı dışında üç seçenek dahi vardır ki, Türkiye bunlardan hiç birisini yeterince etkin kullanmış sayılamaz. Bunlar sırası ile Azeri-Şah Denizi, Türkmen ve İran doğal gazlarıdır.

Bunlar içerisinde özellikle Azeri-Şah Denizi ve Türkmen Doğalgazları büyük bir öneme sahiptir. Bu doğalgaz kaynaklarının henüz Türkiye'ye bağlanmadığı doğrudur.Ancak gelen Mavi Akım'ı kullanmak için Türkiye'de henüz ancak beş ilde altyapı olduğuda bir başka gerçektir. Bu çereçveden bakıldığında Türkiye eğer Azerbaycan ve Türkmenistan merkezli bir enerji politikası izlese idi Türkiye ile Türk Dünyası arasında ilk büyük somut işbirliği çerçevesi oluşturulmuş olacaktı.

Bu çerçevede Azerbaycan ve Türkmenistan enerji kaynaklarını Rusya'nın denetimi olmadan dünya pazarlarına ulaştırma imkanına kavuşacaklardı. Bu da bu iki ülkenin Rusya'dan bağımsızlaşması ve zenginleşmesini beraberinde getirirken, Avrasya'da daha adil bir ekonomik altyapının oluşturulmasına hizmet edecekti.

Bu açıdan baktığımızda Mavi Akım a) Türkiye'nin ekonomik menfaatlerine darbe vurmuştur, b)Türkiye'yi Rus doğal gazına stratejik anlamda bağımlı kılmıştır, c)Türkiye ile Türk Dünyası arasındaki ilişkileri darbelemiştir, d) Türkmenistan'ın enerji planında Rusya'ya bağımlılığı sürecinin devamına katkıda bulunmuştur. e) Rusya şimdi Azerbaycan'ın Şah Denizi doğal gazınında Mavi Akım üzerinden Türkiye'ye satılmasını önermektedir.

Özetle, Türkiye Mavi Akım ile milli güvenliği birkaç boyutta ihlal edilmiş bir ülke durumundadır. Mavi Akım'ın durdurulması ve Azeri-Türkmen doğalgaz kaynaklarının önplana somut projeler çerçevesinde çıkarılması bir zorunluluk iken bunun yapılmamış olmasının gerekçesini Mavi Akım'ın altında imzası olanların hepsi politikacı ve bürokratı iletarihe izah etmek zorunda kalacaklardır. Bu izahı verecek olanlar sadece şu anda TBMM'de soruşturma komisyonu önünde izah verenlerle sınırlı değildir. Tarihin ve milli vicdanınmahkemesiyanılmayan bir mahkemedir.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display