BALİSTİK FÜZE SAVUNMASI: KÜRECİK RADARI’NIN ÖNEMİ
 Bu sayfayı yazdır

BALİSTİK FÜZE SAVUNMASI: KÜRECİK RADARI’NIN ÖNEMİ

Yazan  03 Ocak 2020

Bir önceki yazımda bir saldırı silahı olan Balistik Füzelerin tehdidine dikkat çekmiş Türkiye’nin bu tehditle ne oranda karşı karşıya olduğunu ortaya koymaya çalışmıştım.

Bugün ise bu tehdidin nasıl bertaraf edilebileceğini, yani Balistik Füze Saldırılarının nasıl ve hangi savunma sistemleri ile önlenebileceğini ifade etmeye çalışacağım.

Dünyada şu anda farklı ülke envanterlerinde tahmini toplam 14,000 Nükleer savaş başlığı bulunmaktadır. Bunların %90’ı ABD ve Rusya’ya aittir. Bu füzelerin 9,500 adedi halen askeri kullanımda aktif konumda, geri kalan füzeler servis dışına alınmak, yani emekli edilmek üzere, sökülmektedir. Ülkeler bazında Nükleer savaş başlığının dağılımı; ABD (6,185), Rusya (6,490), Fransa (300), Çin (290), İngiltere (200), Pakistan (160), Hindistan (140), İsrail (90), ve Kuzey Kore (30).

Bu global nükleer başlık envanteri bize Balistik Füzelerin gelecek süreçte önemli bir tehdit olarak çevremizi sarmaya devam edeceğini göstermektedir.

Balistik Füze Uçuş Safhaları Nelerdir?

Balistik Füze Savunma Sistemi, saldırı amaçlı olarak kullanılan Balistik, Akıllı ve Hipersonik Füzeleri önleyerek tahrip etmek amacı ile kullanılmaktadır. Balistik Füze Savunmasını iyi anlayabilmek için bu füzelerin uçuş safhalarını anlamak önemlidir. Safhalara sırasıyla bir bakalım;

  • Fırlatma Safhası-Boost Phase: Bu safha fırlatma ile başlayıp, roket motorunun ateşlemeyi durdurmasıyla füzenin atmosfer dışına itilmesine kadar devam eder, yaklaşık 3-5 dk. sürer, safhanın sonuna doğru bir ICBM yaklaşık 24,000 km/saat sürate ulaşır, bu safhanın çoğu atmosfer içinde gerçekleşir.
  • Orta yol Safhası -Midcourse Phase: Bu safha Roketin ateşlemeyi sona erdirmesini müteakip balistik yörüngeye girmesiyle başlar, füze uçuşunun en uzun safhasıdır, ICBM’ler için yaklaşık 20 dakika sürer, yörünge tepe noktasına ulaşıncaya kadar yükselmeye devam eder, bu noktadan sonra alçalma başlar. Bu safha boyunca savaş başlığı ve sahte savaş başlığı (decoy) ana gövdeden ayrılır, bu safha atmosfer dışında gerçekleşir. Artık bu noktadan sonra Savaş Başlığı Yeniden Giriş Aracı (Reentry Vehicle-RV) olarak adlandırılır.
  • Son Safha- Terminal Phase: Bu safha Savaş başlığının (RV) yeniden atmosfere girmesi ile başlar, 3200 km/saat süratle düşen stratejik bir savaş başlığı bir dakikadan az bir zamanda hedefe ulaşmaktadır.

Balistik Füze Savunma Sistemi Bileşenleri nelerdir?

Balistik Füze Safhalarını inceledikten sonra şimdi Balistik Füze Savunma Sitemi bileşenlerinin gözden geçirelim. Bunlar;

  • Uydu Sensörleri ile kara ve denizde konuşlu Radarlar,
  • Önleme Füzeleri
  • Komuta Kontrol Merkezleridir.

Halihazırda kullanımda olan Uydu Sensörleri Uydunun Fırlatılışını tespit ederken, kara ve deniz konuşlu uzun menzilli radar sistemleri, saldırı amaçlı kullanılan balistik füzelerin tespiti, yaklaşmakta olan füzenin gerçek bir savaş başlığı mı yoksa aldatıcı başlık mı olduğunu belirler ve izlenmesini (tracking) sağlar.

Düşman Füzelerinin tespit edilmesi durumunda tahrip edilmesi amacıyla Önleyici Füzeler kullanılır. Önleme Füzeleri itici güç motordan ayrılan “kill vehicles” yani savaş başlığı ile yaklaşmakta olan tehdidi elemine etmek için kullanılır. Günümüzdeki savaş başlıkları “hit-to-kill” veya “kinetic kill” özelliklerine sahiptir ve bizzat hedef savaş başlığına doğru süratle ilerleyerek tehdidi bertaraf etmektedir.

Komuta ve Kontrol Merkezleri “Ateş Kontrol” yetkisine sahiptir. Bütün süreci yönetirler. Yaklaşan düşman füzelerini hangi mevkide ve hangi tip füzelerle önleyeceğine karar verir. Aynı zamanda düşman füzesinin düşme ihtimali olan bölgenin ait olduğu ülkeye erken uyarı bilgisi gönderir ve o ülkenin teyakkuza geçmesi sağlanır.

Balistik Füze Savunma Sitemi bileşilenleri kriptolu karıştırmaya dayanıklı taktik veri ağı, uydu ve yer hatları, üzerinden birbirleri ile haberleşirler.

Hangi Ülkelerin Balistik Füze Savunma Sistemleri Var?

Dünyada halen en etkili Balistik Savunma Sistemine sahip ülkeleri ve paktları sırasıyla şöyle söyleyebiliriz; ABD, NATO, Rusya, Çin ve İran, İsrail’dir.

Suudi Arabistan, Katar, BAE, G. Kore ve Japonya ABD’nin bu ülkelere konuşlandırdığı Koruma Kalkanı altında bulunmaktadırlar.

Türkiye’de dahil olmak üzere, yukarıda ismi sayılanlar dışında kalan diğer ülkelerin Balistik Füze Koruma Kalkanı olmadığını söyleyebiliriz. Her ne kadar Türkiye NATO şemsiyesi altında NATO Balistik Füze Savunma Kalkanı altında görünüyor gibi olsa da gerçeğin böyle olmadığını yazının devamında anlatmaya çalışacağım.

Şimdi Balistik Füze Savunma kalkanına sahip olan ülkelerin kabiliyetlerine göz atalım ve ABD’den başlayalım.

ABD öncelikle kendisine tehdit teşkil eden muhtemel düşman ülkelerinin Balistik Füze Üs ve Silolarını devamlı izleyen Uydu Sensörlerine ilave olarak bu tehditleri Radarlarla da takip edebilmek için dünyanın birçok noktasına uzun menzilli Radarlar konuşlandırmıştır.

Bu radarlar; AN/TPY-2, Cobra Dane, UEWR, Deniz Konuşlu X-bant Radarı ile Kara konuşlu ve gemi üzerinde entegreli AN/SPY-1 Radarıdır.

Yerleştirilen radarların menzillerine baktığımızda AN/TPY-2 4700 km menzile 60° azimut kapsamaya, Cobra Dane 3200 km menzile ve 136° azimut kapsamaya sahiptir. UEWR radarı 4800 km menzile sahip her bir yüzü 120° azimut kapsamaya sahiptir. SPY-1 Radarı 380 km menzile ve 360° azimut kapsamaya sahiptir.

ABD; Rusya, Çin ve Kuzey Kore’den gelebilecek ICBM taarruzları için hem Pasifik Okyanusu- Doğu Asya hem de Atlantik Okyanusu-Avrupa tarafında gerekli savunma hattını kurmuş durumdadır.

Pasifik Okyanusu-Doğu Asya’da Çin ve Kuzey Kore taarruzlarına karşı, ABD; Japonya’da AN/TPY-2 radarı, Alaska’da Cobra Dane Radarı, Deniz Konuşlu X-Bant Radarı, California’da UEWR konuşlandırmıştır. ABD’nin Doğu Asya’da Önleyici silahları olarak Japonya’da AEGIS Kabiliyetli Gemileri, Güney Kore’de THAAD ve Patriot Önleme Füzeleri, Japonya’da Patriot Füzeleri ve Guam’a THAAD Füze sistemi yerleştirmiştir.                                                                 

Atlantik Okyanusu ve Avrupa tarafında ise ABD; Greenland ve Massachusetts’de UEWR Radarları, Kürecik/Türkiye’de konuşlu AN/TPY-2 radarı, İngiltere’de UEWR Radarları, Romanya ve Polonya’da AEGIS Ashore sistemleri, İspanya’da ABD AEGIS Gemi ve Almanya’da ABD Patriot yerleştirmiştir.

Ayrıca, ABD ana kıtayı koruma kapsamında 38 AEGIS kabiliyetli gemiyi Pasifik ve Atlantik okyanusunda, 33 Patriot (PAC-3) bataryası ABD ana kıtada olmak üzere 27 Patriot (PAC-3) bataryası ABD dışındaki bölgelerde, 7 THAAD sisteminin ikisi ABD dışında 5 tanesi ABD’de, 40 Adet GBI’ı (Yer Konuşlu Önleme Füzesi) Alaska’da ve 4 adet GBI’ı Vandenberg California’da önleyici silahlar olarak konuşlandırmıştır.

NATO Balistik Füze Savunma Sistemi ise, Avrupa’da Konuşlu ABD Radar ve Önleme sistemlerine ilave bazı Avrupa Ülkeleri Sistemlerinden oluşmaktadır. Yani, NATO Balistik Füze Savunma Mimarisi Kürecik’te konuşlu AN/TPY-2 radarı, İspanya’da konuşlu 4 adet AEGIS Balistik Füze savunma kabiliyetli ABD gemisi, Çeşitli NATO ülkeleri envanterinde bulunan PATRIOT, SAMP-T ve PAAMS füze ve radarları, Polonya ve Romanya’da konuşlu AEGIS Ashore Radarları ve Önleme Silahlarından (SM-3 Füzesi) oluşmaktadır. NATO Balistik Füze Komuta Merkezi Ramstein/ALMANYA’dır.

Rus Balistik Füze Savunma sistemi envanterinde; S-300, S-400 ve A135 ABM sistemleri bulunmaktadır. S-500 geliştirme aşamasındadır. Rus Balistik Füze Erken ihbar Sistemi Merkezi Moskova yakınlarında kurulmuştur. OKO ve EKS serisi Uydu Erken ihbar sistemleri Don-2N Füze savunma radarları (menzili 3,700 km) ve A-135 anti balistik füze sistemlerinden oluşur.

Bu sisteme, tüm S-300, S-400 radarları ile diğer erken ihbar radarları da erken ihbar bilgisi aktarmaktadır. A-135 sistemi Don-2N Radarı ve 2 farklı tipe Anti Balistik Füze kullanmaktadır. Rusya’nın çok özel ve yeterli bir Balistik Füze Savunma sistemi bulunmaktadır.  Ruslar genel olarak Moskova çevresinde ülke ağırlık merkezini teşkil eden kurum ve tesisleri koruyacak şekilde Koruma Kalkanı oluşturmuş durumdadır. Ülkenin genel Hava Savunması ise A2/AD (Anti Access/Area Denial) esasına göre konuşlanmıştır. Bu konuya da daha sonraki yazılarımızda değineceğiz.

Çin Balistik Füze Savunma sistemleri kapsamında Uydu erken ihbar sistemi ile birlikte envanterinde S-300, S-400 ve HQ-9 sistemi bulunmaktadır. Ancak HQ -9 sistemi geliştirme aşamasındadır.

İran Balistik Füze Savunma sistemleri kapsamında envanterinde S-300 ve BAVAR 373 sistemleridir. İran’ın Uydu Erken İhbar sistemi kurmak üzere denemeler yaptığı yönünde bilgiler bulunmaktadır.

İsrail Balistik Füze Savunma Sitemleri Arrow 2-3, Iron Dome, Patriot PAC-2 ve Green Pine Radar (500-900Km menzil) sistemlerinden oluşmaktadır. Ayrıca ABD tarafından İsrail’de bir adet AN/TPY-2 radarı konuşlandırılmıştır ve İsrail’in ABD’den Uydu Erken İhbar desteği aldığı değerlendirilmektedir.

Kuzey Kore Balistik Füze Savunma sistemleri kapsamında envanterinde hazır sistem bulunmamaktadır, ancak geliştirme aşamasındadır.

Son olarak burada şu tespiti yapalım, NATO benzeri bir yaklaşımla Rusya, Çin, K.Kore ve İran’ın ABD Balistik Füze saldırısına karşı “erken uyarı sistemi” kapsamında bir ittifak halinde hareket edeceklerini, ABD saldırısının tespit edilmesi durumunda erken uyarı bilgilerini birbirleriyle paylaşacaklarını değerlendiriyorum.

Balistik Füze Savunma Sisteminin Bir Düşman Füzesini Önleme Senaryosu

Gelin şimdi konuyu daha iyi anlamak için bir Balistik Füze savunma senaryosu oluşturalım. Bu senaryoda İran’dan Avrupa’ya atılan bir Orta Menzilli Balistik Füze ve ona karşı NATO Balistik Füze Savunma Sisteminin olabilecek reaksiyonunu tanımlamaya çalışalım.

İran da konuşlu Füze birliklerinden sabaha karşı 04:00’da Avrupa ülkelerinden birisini hedefleyen bir Balistik Füze fırlatıldı.

ABD Uyduları Fırlatmayı tespit etti, aynı anda Kürecik’te konuşlu AN/TPY-2 Radarı bu füzeyi tespit ederek izlemeye başladı. Fırlatma safhası ve yükselme süresi olan 5 dk. boyunca izledi.

Aynı anda hem ABD Uydusu ve Kürecik Radarı bu tespitlerini gerçek zamanlı olarak Taktik Veri Ağı üzerinden Almanya’da konuşlu Harekat merkezine aktardı.

Harekat Merkezi, Füze Ortayol-Midcourse safhasına girdikten sonra Avrupa kıtasındaki ülkelerde karada konuşlu radarlara ve Akdeniz’de konuşlu AEGIS kabiliyetli gemi radarlarına takip görevini devretti.

Avrupa’da Konuşlu Uzun Menzilli Radarlar devraldıkları hedefi takibe devam ederler.

Balistik Füze Harekat programı, Füzenin yörüngesine göre hangi bölgeye düşeceğini hesaplar. Harekât merkezi Füzenin düşeceği ülkeyi teyakkuz için uyarır.

Bu arada Harekat Merkezi yaklaşmakta olan İran Savaş başlığının hangi önleme silahı ile tahrip edileceğini, harekat programının yapacağı çözümleme sonucuna göre karar verir.

Harekât merkezi komutanı en iyi çözümü tespit ederek, Avrupa’da konuşlu Füze sistemlerinden en uygun olanı kullanmak üzere “ateş serbest” emri verir ve önleme füzesi ateşlenir.

Yaklaşmakta olan düşman Savaş Başlığı havada tahrip edilebilirse büyük bir tehlike bertaraf edilmiş olur, eğer önleme ve tahrip gerçekleştirilmezse düşman Savaş Başlığı hedefte önemli tahribat yapar.

Evet, Avrupa için kurulan bu senaryo Türkiye içinde de yapılsa, ülkemize yaklaşacak Balistik Füzeleri Milli imkanlarla tahrip etme kabiliyetimiz bulunmamaktadır.

İran’dan gelebilecek böyle bir tehdit için halihazırda Türkiye’de Kahramanmaraş’ta konuşlu SAMP-T İtalyan Füzeleri ile Adana’da konuşlu İspanyol Patriot Füzeleri NATO Balistik Füze Savunma Sistemi içerinde reaksiyon gösterebilecek durumdadır.  

Ancak bu sistemlerin koruma kalkanı kaplama alanı sahip olduğu füzelerin menzili kadardır, Yani SAMP-T Füzesi içi 120 Km, Patriot Füzesi için 100 Km’dir. Bu şu demektir; 783.562 Km² Türkiye toprağı düşünüldüğünde bu füzeler Türkiye’nin sadece 77.000 Km²’lik alanını Balistik Füzeye karşı koruyabilecek yeteneğe sahip durumdadır ki bu durum zaten İtalyan ve İspanyol füzelerinin de sadece Kürecik ve İncirlik Üssüne yönelebilecek tehdidi savunmak için planlandığını açık olarak göstermektedir. 

Rusya’dan Alınan S-400 Sistemleri Balistik Füze Savunmasında Kullanılabilir mi?

Rusya’dan satın alınan S-400 Sistemleri, kâğıt üzerindeki bilgilere göre, Balistik Füze tehditlerini bertaraf edecek özelliklere sahiptir. Özellikle yaklaşmakta olan düşman balistik füze savaş başlığını 60 Km. yükseklikte atmosferin Mezosfer katmanı alt bölümü içindeyken, yani terminal safhasında, önleyebilme kabiliyetindedir.

Ancak bu kabiliyeti tüm Balistik Füze Savunma Sistemi bileşenlerine sahip olması durumunda gerçekleştirebilir. Bunun için Uydu Erken Uyarı Sistemi, İletişim Networkü, S-400 Radar sistemlerini daha uzak noktadan destekleyebilecek ilave Uzun menzilli radar sistemlerine ve komuta kontrol merkezlerine ihtiyaç bulunmaktadır.

Türkiye NATO içinde olması nedeniyle NATO Balistik Füze Savunma Sistemi bileşenlerinden, halihazırda yararlanabilmektedir. Fakat NATO Balistik Füze Savunma Sistemi bileşenlerinden yararlanmak sadece Adana ve Kahramanmaraş’ta konuşlanan NATO Füze sistemlerinin koruduğu alan kadardır, yani Türkiye topraklarının %9’u kadardır, %91’lık alan halen tehdide maruzdur.

S-400 sistemlerine yönelik mevcut sorunların nasıl çözümlenebileceğini şimdiden bilmek oldukça zor görünüyor, bu nedenle Ülkemizin Balistik Füze Koruma Kalkanını oluşturacak bileşenleri yerli olarak geliştirme faaliyetlerine hızla devam edilmelidir.

Kürecik Radarının önemi nedir?

2009 Yılında ABD Başkanı Obama tarafından Avrupa’da Füze Savunmasına yönelik olarak “Avrupa Aşamalı Uyum Yaklaşımı” planını yürürlüğe sokuldu. Bu yeni yaklaşım, AEGIS Füze Savunma sistemini merkeze alacak şekilde 2011’den 2020 yılına kadar 3 safhada gerçekleşmesi üzerine inşa edildi.

“Avrupa Aşamalı Uyum Yaklaşımı” NATO Füze savunma sistemine ABD’nin bir katkısıdır ve İran’dan gelebilecek Kısa-Orta-Ara menzil Balistik Füze tehdidine karşı tasarımlandı. Bu Yaklaşım, SM-3 Füzesini merkeze alan deniz ve kara konuşlu, AEGIS Füze Savuma Sistemi konfigürasyonunu içermektedir.

Aşama-I kapsamında, 2012 yılında Kürecik Radarı, Ramstein Almanya’da Komuta Merkezi ve İspanya’da AEGIS kabiliyetli ABD Gemileri konuşlandırıldı.

Aşama-II kapsamında 2016 yılında Romanya’ya Kara konuşlu AEGIS sistemi yerleştirildi. 2016 yılında yapılan Varşova Zirvesinde NATO Balistik Füze Savunma Sisteminin “Başlangıç Operasyonel Yetenek” statüsü deklare edildi.

Aşama-III kapsamında 2020 yılı içinde Polonya’ya kara konuşlu AEGIS sisteminin entegrasyonu tamamlanarak “Tam Operasyonel Yetenek” statüsü deklare edilecektir.

ABD’nin NATO Balistik Füze Savunma Sistemini desteklemesindeki ana motivasyonunun ilk sırasında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bulunan ABD üsleri ve personeli bilahare de müttefik ülkelerin geldiğini düşünmek doğru bir yaklaşım olacaktır.

Bu arka plan bilgilerden sonra, şimdi Kürecik Radarına gelelim. Kürecik Radarının konuşlandığı nokta çok stratejik bir özelliğe sahip ve önemli bir görüş açısı bulunmaktadır.

Buraya yerleştirilen ABD’ye ait AN/TPY-2 radarı İleri-Üs Modunda (Forward-Based Mode) sadece İran üzerine odaklanarak tamamen Fırlatma Safhası gözetlemesi yapmaktadır.

Bu arada, İsrail de de İleri-Üs Modunda çalışan ABD’ye ait AN/TPY-2 radarı konuşlandırılmıştır. Ayrıca BAE’nin de aynı radardan satın aldığı ve konuşlanmanın yapıldığına dair bilgiler bulunmaktadır.  

Kürecik Radarı, İran’dan fırlatılabilecek bütün Füzelerin yükselişini tespit etmekte ve füzenin sürati ve hangi yörüngeye gireceği konusunda ön bilgi sağlamaktadır. İran’ın ICBM geliştirmesi durumunda ABD’yi hedefleyen İran Füzeleri de bu radar tarafından tespit edilecektir.

Oysa Kürecik’te bu radarın konuşlanması NATO ülkelerine azami yarar sağlarken bize yönelik riskleri arttırmıştır. ABD’nin İran’a saldırması durumunda, İran’ın; ABD tesisi ve silahlarının bulunduğu komşu ve çevre ülkeleri hedef alacağı İran’lı yetkililer tarafından açıklandı.

Bu kapsamda İran’ın Türkiye’de hedef alabileceği tesisler öncelikle İncirlik ve Kürecik Radarı ve onun komuta merkezi olacaktır.  İran sadece bu hedeflere mi saldırır yoksa hedef sayısını genişletip tüm NATO sistemlerini bulunduğu noktalara da saldırır mı?

Gelin şimdi bir an için Kürecik Radarının hiç konuşlandırılmadığını farz edelim, neler olabilir bakalım.

Bu durumda İran’dan fırlatılacak bir orta veya ara menzilli Balistik Füzenin fırlatma safhası NATO tarafından izlenemeyecek, Ortayol-Midcourse safhasının ortasına geldiğinde ancak Avrupa’daki uzun menzilli radarlar tarafından tespit edilebilecektir. Bu şu demektir; Avrupa’daki Füzelerin bu savaş başlıklarını önlemek için yeterli süresi kalmayabilecek, önleme gecikebilecek ve başarısızlık söz konusu olabilecektir. Yani tüm Avrupa tehdide açık hale gelebilecektir.

İran’ın başlatabileceği Balistik Füze tehdidine karşı, halihazırda Avrupa kıtasında yer alan NATO ülkelerinden İngiltere (PAAMS), Almanya (Patriot PAC-3), İspanya (Patriot PAC-2), Hollanda (Patriot PAC-3), Yunanistan (Patriot PAC-2 ve S-300P), Fransa (SAMP-T ve PAAMS) ve İtalya (SAMP-T ve PAAMS) füzeleri ile donatılmış durumda, son olarak Polonya ve Romanya ise kara konuşlu AEGIS Ashore Radar ve Füzelerle (SM-3 Füzesi) korunmaktadır. AEGIS Ashore Sistemleri aynı zamanda Rusya’dan gelebilecek tehditler içinde gözetleme kabiliyetine sahiptir. Ayrıca bu konuş kuruluşa ilave olarak AEGIS kabiliyetli ABD gemileri de muhtemelen Akdeniz de bulunacaktır.

Bu manzara içerisinde Avrupa farklı noktalara yerleştirilen sistemlerle tam olarak kaplama sağlanacak şekilde korunurken, Türkiye’nin korunmasının NATO tarafından dikkate alınmadığı gibi Türkiye bu radarı Kürecik’e konuşlandırarak kendisini daha fazla hedef haline getirmiştir. Böylece NATO Ülkeleri kendi güvenliklerini garantiye alırken, Türkiye’nin güvenliğinin riske girdiğini önemsememiş görünüyorlar. 

Kürecik Radarının Avrupa’ya sağladığı güvenlik duvarı öylesine değerlidir ki parasal karşılığını hesaplamak bile son derece güçtür. Böyle bir konuşlanma olmasaydı Avrupa Ülkelerinin bu tehdidi karşılamak için çok daha fazla sistem tedariki yapması gerekecekti, yani çok daha fazla bütçe ayırmak zorunda kalacaktı. Ayrıca, NATO’nun güney doğu kanadında yer alan hiçbir ülke, Kürecik’in sağladığı güvenlik avantajlarını sağlayabilecek coğrafik konuma da sahip değildir. 

Balistik Savunma Sitemleri kapsamında, özellikle İran tehdidinin çok ciddiye alındığı, ABD’nin bu konuya ne kadar önem verdiğini ve olağanüstü bir mimari hazırladığını görmemek mümkün değil, adeta bütün ihtimaller ve boşluklar tespit edilmiş, Türkiye hariç, ona göre tüm önlemlerin alınmış olduğu görülmektedir.   

Türkiye, Balistik Füze saldırılarına karşı mutlaka Başkent Ankara, İstanbul, İzmir, Eskişehir ve Sanayi Bölgelerini Koruma Kalkanı altına almalıdır.

Uluslararası ilişkilerde yapılan müzakerelerde (negotiation) karşı taraftan bir şey alıyorsanız, size ait bir şeylerden fedakarlık edersiniz.  Yani karşılıksız alışveriş alışılmış bir yöntem değildir. Buradan belki şöyle bir sonuca ulaşmamız doğru olacaktır diye düşünüyorum. Bir NATO üyesi olarak Türkiye böyle bir konuşlanmayı kabul edebilir, peki Türkiye Kürecik konuşlanmasını kabul ederken bunun karşılığında bir şey aldı mı bilmiyoruz.

Eğer bunun karşılığında bir şey alınmamışsa, bu pek hakkaniyetli olmamıştır, çünkü ülkemiz topraklarının neredeyse tamamı, ABD’nin İran’a muhtemel saldırısı ile, İran Füze tehdidi altına girebilir.

2019 yılının son gününde ABD ordusu İran’a yakınlığıyla bilinen Haşdi Şabi’nin Suriye ve Irak’taki üslerini vurdu. Buna karşılık olarak Haşdi Şabi komutanlarının başını çektiği protesto, kısa sürede ABD Büyükelçiliği’nin basılması eylemine dönüştü. Bunun üzerine Trump, ABD'nin Irak Büyükelçiliği'nin basılmasından İran'ı sorumlu tuttu. Sınır Komşularımızda yükselen tansiyon ve ABD İran gerginliği 2020 yılına daha fazla gerginleşerek girmiş, ABD’nin muhtemel saldırısının önünü açacak yolun taşları döşenmeye başlamıştır.  

Bu nedenle, Kürecik Radarının; NATO ülkeleri  için sağladığı destek göz önüne alınarak, tedariki NATO bütçesinden karşılanacak şekilde tamamen Türk personelin komuta ve kontrolünde olmak şartıyla, Polonya ve Romanya’ya yerleştirilen kara konuşlu ASHORE Radar ve/veya Önleme sistemi (SN-3) benzeri bir Koruma Kalkanının, Rusya ve İran’dan gelebilecek Balistik Füze tehdidine karşı, Türkiye’de konuşlandırılmak üzere NATO’da gündeme getirilmesi hakkaniyet ilkesi ve ülkemizin güvenliği açısından yararlı olabilir.

 

 

KAYNAK:

https://www.armscontrol.org/factsheets/Nuclearweaponswhohaswhat

https://m.bianet.org/bianet/politics/132721-one-foot-of-nato-missile-defence-system-in-turkey

https://www.raytheon.com/capabilities/products/antpy2

https://www.armscontrol.org/factsheets

https://www.ausairpower.net/APA-Rus-ABM-Systems.html

https://missilethreat.csis.org/defsys/tpy-2/

https://www.scmp.com/news/asia/east-asia/article/2184110/us-plans-detect-chinese-missile-launches-radar-japan

https://www.armscontrol.org/factsheets/missiledefenseataglance

https://www.reuters.com/article/us-mideast-iran-missiles/iran-unveils-upgraded-missile-defense-system-idUSKCN1V007N

https://www.timesofisrael.com/iran-unveils-upgraded-missile-defense-system-with-high-capabilities/

https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/view/iran-develops-air-defense-capability-for-possible-regional-role

https://www.defense.gov/Portals/1/Interactive/2018/11-2019-Missile-Defense-Review/The%202019%20MDR_Executive%20Summary.pdf

 

https://gizmodo.com/this-x-band-radar-system-is-w

Bircihan D. Dilek

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı