PKK’dan sonra AB “ev ödevleri”

Yazan  19 Ekim 2013

PKK’nın stratejik ortağı AB Komisyonu’nun 16. Türkiye Raporu yayımlandı. Raporda sıralanan  “ev ödevleri”  üç bölümde toplanabilir. Birincisinde, AB’yi  memnun edenler; ikincisinde, demokrasi ve insan haklarına yönelik noksanlar; üçüncüsünde, PKK talepleriyle örtüşen, AB müktesebatına aykırı ve yıkıcı ödevler yer almaktadır.

AB’yi memnun edenler:

1. “Demokratikleşme”  paketi ve yargı reformları çok olumluymuş. 2. Erdoğan’ın 30 Eylül’de açıkladığı  “demokratikleşme”  paketinin uygulaması kilit önem taşıyormuş.  3. Hükümet, daha fazla  “demokratikleşme”  ve  “siyasi reform”  yapacağına dair sözünü tutmalıymış.  4. Ergenekon davasında,  seçilmiş hükümeti yıkmak amacını taşıyan  bir suç ağının varlığı tescil edilmiş, 5. Mor Gabriel Manastırı arazisinin iadesi isabetli olmuş. (Başbakan Erdoğan;  2003, 2008 ve 2011 yılında yapılan kanun değişiklikleriyle, Hıristiyan vakıflara 250’den fazla iade yaptık ve 2,5 milyar Liralık mülkü teslim ettik demişti.)

AB bunlardan memnun da, acaba Türk Milleti memnun mu?

 

 

Demokrasi ve insan hakları noksanları: 

PKK’dan sonra  “demokratikleşme, özgürlük ve insan hakları” ndan en çok bahseden AKP’nin karnesine bakalım.

1. Gezi olaylarında polisin aşırı güç kullandığı, insan hakları ihlalleri yaşandığı, güvenlik güçlerinin eğitilmesi gerektiği, gösteri ve toplantı özgürlüğünün kısıtlandığı, 2. Siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile danışma yapılmadığı, özellikle belediye yasasının kapalı bir şekilde hazırlandığı, 3. Parlamentonun kamu harcamalarını denetlemesinin sınırlandığı, 4. Yolsuzlukla suçlanan milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmadığı, 5. İktidarın bağımsız kurumlara müdahalesinin sürdüğü, 6. Adalet Bakanı ve Müsteşarı’nın hala, HSYK’nın başında bulunduğu, 7. Siyasi iktidarın medya baskısının ve gazetecilerin işlerinden atılmasının sürdüğü, internet sitelerinin denetim altında tutulduğu, 8. Kadın haklarının en sorunlu alanı olan, kadına şiddetin sürdüğü, kızların erken yaşta ve zorla evlendirildiği gibi konular.

Hür basının, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, ifade özgürlüğünün, bağımsız ve tarafsız yargının olmadığı bir demokrasi düşünülemez. Yine; iktidara yönelik toplumsal olaylarda orantısız güç kullanılması, katılımcılığın yok sayılması, en ağır yolsuzluk suçlamalarının adeta korumaya alınması, Meclisin kamu harcamalarını denetleme hakkının sınırlanması, bağımsız kurumların bağımlı hale getirilmesi, kadınlara uygulanan şiddetin artması asla kabul edilemez. Bu sayılan kural ve kurumlar demokrasinin olmazsa olmazlarıdır. Her söze  “demokratikleşme” ve   “özgürleşme”  ile başlayanların,  “kendilerinden olmayanlara”  reva gördükleri baskıların nasıl bir korku toplumu yarattığı da ortadadır.

 

 

AB ve PKK istekleriyle örtüşenler:

 1. Anayasa ve Siyasi Partiler yasasındaki Türkçe dışındaki dillere dair kısıtlamalar kaldırılmalı, 2. Yaklaşık 50 bin kişinin istihdam edildiği köy koruculuğu kaldırılmalı, 3. Türkiye, Rumların uluslararası örgütlere üyeliğine koyduğu vetoyu kaldırmalı, 4. Türkiye, Ege’de Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarmasını  “savaş sebebi”  saymamalı, 5. AB üyesi ülkelere yönelik hiçbir tehditte bulunmamalı, 6. Siyasi parti kapatmada Avrupa standardına ulaşmalı, 7. PKK’nın şehir yapılanması olan KCK’lıların tutukluluğu kaldırılmalı, 8. Genelkurmay Başkanı  Başbakan’a bağlı olmamalı, 9. Heybeliada Ruhban Okulu açılmalı  ve Kıbrıs sorununa, BM çerçevesinde uygulanabilir bir çözüm bulunmalı.

Görüldüğü gibi bu bölümde yer alan bütün talepler, bölücü terör örgütü PKK, Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan’ın dayatmalarıyla bire bir örtüşmektedir. Egemenliğin Türk milletine ait olduğunu gösteren Anayasadaki Türkçe’nin dışındaki dillere resmiyet kazandırmak suretiyle iki dilli, yani iki ortaklı devlete geçiş yolunun açılması; teröristleri tedirgin eden Köy Koruculuğunun kaldırılması; Türkiye’nin tanımadığı Rum Yönetiminin NATO dahil uluslararası kuruluşlara üye olmasına onay verilmesi; Yunanistan’ın yayılmacılığı sürdürmesi için, emrivaki ile karasularını 12 mile çıkararak, egemenlik alanını İzmir’e dayandırmasına ve Ege’nin Türkiye’ye kapatılmasına izin verilmesi; AB ülkelerinde, mesela İspanya’da terörü kınamayan partiler kapatılırken, bizde kapatılmanın neredeyse imkansız hale getirilmesine rağmen, hala Avrupa standartlarından bahsedilmesi, vatan ve millet birliğine ihanet eden partilerin kapatılmasının imkansız hale getirilmesi; AB’nin, PKK’nın şehir yapılanması dediği KCK’lıların bağımsız yargıya emir vererek salıverilmesi; ABD baskılarıyla kuşatılan TSK’nın başı Genel Kurmay Başkanı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması suretiyle geleneğimizde olmayan bir şekilde, düşmanın korkulu rüyası kahraman Ordumuzun daha da itibarsızlaştırılması; İstanbul’da Vatikan gibi, Ortodoks bir Rum devletçiğinin ilk adımı olan ekümenik Papaz Okulunun açılması; Kıbrıs meselesinin BM ilkeleri çerçevesinde çözümü için, tek devlet (Rum hakimiyetinde) kurulmasına razı olunması  “emredilmektedir!”

İşte size;  emperyalist, ırkçı AB’nin adaleti, egemenliklere ve insan haklarına saygısı, namusu ve ahlakını gösteren bir özet.  Ne diyelim, uyan ey ehli vatan!...

Sadi Somuncuoğlu

1940 yılında Aksaray’da doğdu. Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden 1962 yılında mezun oldu. 1957-58 yıllarından itibaren Türk Ocakları’nın faaliyetlerine katıldı ve fikri yetişmesi de bu yıllarda başladı. Çeşitli devlet memuriyetlerinde bulundu. 1965 yılında Bab-ı Ali’de Sabah Gazetesi’nin yayımlanmasında görev aldı. Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde Organizasyon ve Metot ile İdarecilik kurs ve eğitimi gördü.

1967 yılında MHP (CKMP) Gençlik Kolları Genel Başkanlığı görevi ile aktif siyasete başladı. 1969 yılında MHP Genel İdare Kurulu’na, arkasından da Genel Sekreter Yardımcılığına seçildi ve 12 Mart 1971’e kadar ülkücü gençliğin eğitim ve teşkilatlanma işlerini yürüttü.

Üniversite öğretim üyelerini bir araya toplayan ve gençliğin meseleleri üzerinde bilimsel çalışmalar yapan “Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi (KÜBİTEM)’nin kurulması ve faaliyet göstermesinde görev aldı. Devlet, Töre ve Bozkurt dergilerinin yayımında, aktif olarak çalıştı. Birçok yazı ve makalesi yayımlandı. Yurt içinde ve dışında konferanslar verdi.

1977 yılında Niğde Milletvekili seçilerek Parlamento’ya girdi. Demirel’in Başbakanlığında kurulan koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı oldu. 12 Eylül 1980 darbesine kadar MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu.

12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte tutuklandı. 6 yıl süren “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası”nda, 1 Nolu Mamak Askeri Mahkemesi’nde idamla yargılandı.  İki yıl tutuklu kaldıktan sonra, 7 Nisan 1987’de verilen kararla beraat etti.  

1988-1995 yılları arasında siyasetten uzak kaldı ve Türk Ocakları Genel Merkez Heyeti Üyeliği ile Türk Ocakları Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu.

1995 yılında ANAP Aksaray Milletvekili seçildi. TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyeliği yaptı.  1,5 yıl sonra ANAP’tan ayrılıp MHP’ye katıldı. MHP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüttü. 1999 yılında yeniden MHP Aksaray Milletvekili seçildi. 28 Mayıs 1999’da kurulan 57. Hükümette Devlet Bakanlığı görevine getirildi.

Cumhurbaşkanlığına aday olduğu için 8 Mayıs 2000’de Devlet Bakanlığı görevinden azledildi. 2002’den itibaren iç/parti siyasetinden ayrılarak milli siyasetle uğraştı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makaleleri yayımlandı.

Halen, Ankara’da faaliyet gösteren (Temmuz 2008) Milli Düşünce Merkezi Başkanlığı görevini yürütmektedir.

Evli ve üç çocuk sahibidir.

 

Yayımlanmış kitapları:

*   Avrupa Birliği Bitmeyen Yol (Ötüken Yayınları-Mart 2002),

* Gümrük’te Kuşatma (1.Baskı-ATO Yayınları/Temmuz 2002, 2. Baskı Yeni Avrasya Yayınları/Ağustos 2002),

*  Kıbrıs’ta Sirtaki (1.Baskı-Yeni Avrasya Yayınları/Eylül 2002, 2.Baskı-ATO Yayınları/Ekim 2002)

* Sorularla Belgelerle Kıbrıs/Çözüm mü Çözülme mi? (Türkiye Sağlık-İş Sendikası Yayınları/2003)

*  Avrupa Birliği Uyum Paketlerinden FEDERASYON’a / Etnik/Irkçı Siyasallaşma Projesi, (ATO Yayınları-2003),

Annan Planı Gerçeği ve KKTC’nin Kurtuluşu (Yeni Avrasya Yayınları-Haziran 2004)  

İstanbul’da Yeni Roma İmparatorluğu (Akçağ Yayınevi-2004),

Göre Göre KAPANA DÜŞTÜ TÜRKİYE’M (Bilgi Yayınevi-2005)

Son Haçlı Seferi-PKK Açılımı(Milli Düşünce Merkezi )

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display