Muhittin Ziya Gözler

Muhittin Ziya Gözler

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Enerji ve Enerji Güvenliği Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

2018 yılı itibariyle dünya GSYH’sı 84,7 trilyon dolar olup Türkiye’nin payı %1,7, ihracatın payı %1, (GSYH payı satın alma paritesine göre hesaplanmıştır, M. Eğilmez) enflasyon %20,30, işsizlik oranı %13,5 büyüme %2,6, üretim ekonomisinin uygulanmadığı, ithalatın son 16 yılda %500 arttığı, çiftçiye verilmesi gereken desteğin ithalata yani yabancı ülkelerin çiftçilerine verildiği adeta iğneden ipliğe her şeyin ithal edildiği, Türk parasının bir yıl içinde %46 değer kaybettiği, nisan 2019 itibariyle açlık sınırının 2.107 TL, yoksulluk sınırının 6.863 TL olduğu, iftira ve kumpaslarla milletin göz bebeği olan Türk Ordusu’nun parçalandığı, yargının inisiyatif kullanma hürriyetinin askıya alındığı, ülkenin güneyinde, Suriye ve Irak’ta nelerin olacağının yıllardır belli olmadığı ve de 2018 İslami kriterlere uygunluk endeksinde 95. olan Türkiye’de bu duruma nasıl gelindi? Muhafazakâr bir toplum meydana getirme yolunda Cumhuriyet ilkelerinin ve Türk Töresi’nin unutturulmak istendiği ayan beyan ortadır. Bu meseleyi incelerken felsefe, bilim ve siyasetin ne olduğunu ve ne kadar etkili olduğuna kısaca değindikten sonra konuyu açmaya çalışalım.

Bu makaleye başlarken internette bazı çalışmaları incelediğim sırada SONUÇ başlığı altında bir yazı okudum (1983). Bu yazı bir makalenin son kısmıydı.

Türkiye 2018 yılı dış ticaretinin % 89’nu deniz yoluyla, ihracatının %39,2’sini, ithalatının %28,8’ini Akdeniz, ihracatının %20’sini ve ithalatının %18’inin Adalar Denizi (Ege Denizi) yoluyla  gerçekleştirdiği, 1980 yılında 22,9 milyon ton olan deniz dış ticaret yükünün 2016’da 311,6 milyon tona yükseldiği, yılda yaklaşık 40.000 geminin İstanbul Boğazı’ndan geçtiği, Akdeniz’de her gün 4.000 adet geminin dolaştığı ve deniz ticaretinin %30’unun bu denizden yapıldığı denizlerimizle acaba ne kadar ilgiliyiz?

BP 2018 Haziran ayı raporunda 2017 yılı sonu verilerine göre dünyada üretilen petrol miktarı 4.387,1 milyar ton, üretilen doğalgaz miktarı 3.680,4 trilyon m3’tür. LNG miktarı da 393,4 milyar molarak gerçekleşmiştir.

Türkiye’nin elektrik enerjisi kurulu gücü 2017 yılına göre %3,93 artarak 85.200,0 MW’ tan 88.550,8 MW’a yükselmiştir. Kurulu gücün %52,3’ünü fosil, %31,9’unu hidrolik, %15,8’ini yenilenebilir kaynaklar oluşturmaktadır.

Dünya primer enerji tüketiminin %54’ünü, elektriğin %60’ını, petrolün %47’sini, doğalgazın %48’ini, kömürün %68’ini ve nükleer enerjinin %71’ini ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya gibi dünya siyasetinde, teknolojisinde ve askeri hayatında rol oynayan ülkeler tüketiyorlarsa bu ülkeler bu kaynaklara sahip olabilmek ya da onları kullanabilmek için ne yapmalıdırlar?

 

Yurtta ve dünyada barış ilkesi 20 Nisan 1931’den beri Türk Devleti’nin vazgeçilmez politikası olarak 87 yıldır süregelmektedir. Ne var ki, ülke içinde Türk’lüğe, Cumhuriyet’e karşı olanların çıkardıkları kargaşa, terör ve isyan hareketleri ve de emperyalist devletlerin bitip tükenmeyen sömürü arzuları karşısında bu ilkeyi savunmamız pek kolay olmamıştır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Muhittin Ziya Gözler   - 21-02-2025

2023 YILI ENERJİ HEDEFİ

Enerji konusunda yapılanlar, yapılamayanlar ve bu konuda uzak hedefler nelerdir? Ülkenin kendi kaynakları var mıdır? Varsa nasıl değerlendirilmektedir? Enerjide dışa bağımlılık nasıl en aza indirilebilir?