
Türk yetkililer, son iki yılda, sürekli Esad’ın iktidardan düşmesi rüyasını gördüler ve bu konuda stratejik hesaplarında büyük hatalar yaptılar. Bu hesaplama hataları, Ankara’nın Şam’daki krizin müsebbiplerinden biri hâline gelmesine neden oldu. Türk yetkililer, şu anda, Suriye’de terör örgütlerinin güçlenebileceği tehlikesinin farkına vardılar. Bu durumda teröristlerin Türk topraklarına girmesi tamamen ihtimal dâhilindedir.
Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, radikal grupların Suriye için oluşturduğu tehlikeye işaret ederek bu grupların ülkesi için de tehdit oluşturacağı uyarısında bulundu.
Davutoğlu konuyla ilgili şunları söyledi: “Radikal gruplar, Suriye için tehlikeli olduğu kadar Türkiye için de tehlikelidir. Türkiye şu ana kadar radikal gruplarla bağlantısından şüphelenilen üç binden fazla kişinin ülkeye girmesini ve bu grupların Suriye’ye nüfuz etmesini engelledi.”
Türkiye, söz konusu grupların Suriye’ye girmesini engellemek için çok çabaladı ancak her yıl Türkiye’ye giden turist sayısı 36 milyona ulaşıyor ve bu da sorun yaratıyor. Türk yetkililer, Avrupalı mevkidaşlarından şüpheli kişilerin Türkiye’ye gelmelerini engellemelerini istedi ancak Avrupalı yetkililer buna karşılık olarak bunun yasalara aykırı olduğunu belirttiler.
Bu arada hatırlatmakta yarar var; son dönemlerde IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti), Türk yetkilileri, Bab el Selam ve Bab el Hava sınır kapılarını açmadıkları takdirde savaşı Türk topraklarına taşımakla tehdit etti.
Recep Tayyip Erdoğan’ın politikalarına yönelik eleştiriler her geçen gün artıyor. Öyle ki Abdullah Gül de açıkça bu politikaların revize edilmesini istedi. Türkiye’nin eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış da Erdoğan hükûmetini eleştirerek “Hükûmet, Esad’ın gitmesi için tüm kartlarını oynadı ve bu çok tehlikeli. Şu anda Batı, Esad ile masaya oturacak ve Türkiye yalnız kalacak.” dedi.
CHP de Ankara’nın Şam politikalarını eleştirerek Erdoğan’ı, Suriye’de el Kaide örgütüne mali destek vermek ve Türk güvenliğini tehlikeye atmakla suçladı. BDP, MHP, İşçi Partisi, Gençlik Birliği ve Demokrat Parti de Suriye ve Beşar Esad konusunda Erdoğan’ın girdiği dönülmez yola karşı.
Suriye krizinin çözümü için her seçeneğin gündemde olduğuna işaret eden Davutoğlu, Suriye’ye yönelik askerî seçenek konusunda ise bu ülkeye karşı bir askerî müdahalenin Güvenlik Konseyi aracılığıyla yapılması gerektiğini belirtti.
Yaklaşık iki yıl önce Batı ve Türkiye iş birliğine girdi. Bu iş birliğine göre Türkiye’nin bölgede, özellikle Irak ve Suriye’de, Batı politikalarını uygulaması; bunun karşılığında AB üyelik müzakerelerinin tamamlanması, NATO ve ABD’nin de uluslararası arenada Türkiye’ye etkili desteklerini sürdürmesi kararlaştırıldı.
Aslında Türkiye, Batı ile böyle bir iş birliğine girdi ancak ne Irak’ta Nuri el Maliki hükûmeti devrildi ne de Türkiye’nin müdahaleleri Esad hükûmetini düşürdü bilakis Suriye hükûmeti zaman geçtikçe güçlendi ve Türkiye’nin AB üyelik süreci de sekteye uğradı. Böylece bu, Erdoğan hükûmeti için iki cephede de yenilgiyle sonuçlanan bir iş birliği oldu. Türk politikacıları arasında dış politika konusunda şu an ciddi ihtilaflar var. AK Parti içinde de ciddi görüş ayrılıkları oluştu.
Yakın geçmişte dışişleri bakanlığı görevini de yürüten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ankara’nın Suriye politikaları konusundaki kaygılarını gizleyemedi. Tabii bu memnuniyetsizlik önceleri de vardı ancak şu anki zaman diliminde bunun açığa çıkması, Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanı’nın hâlâ dış politikanın en önemli sorunları konusunda görüş ayrılığı içinde olduklarını gösteriyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı, yurt dışında görev yapan Türk diplomatlarıyla görüşmesinde Suriye konusunda politikalarını yeniden gözden geçirmelerini istedi.
(Kaynak:Ali Rıza Sadıki,Resalet,İran, 10 Şubat 2014)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *