
Başbakan Davutoğlu başkanlığında dün yapılan güvenlik zirvesiyle ilgili haberleri Milliyet gazetesi bugün "15 günde bir mini MGK" başlığıyla vermiş ve haberin içeriğinde bu ekibin 15 günde bir araya geleceğini ve dönüşümlü olarak "çözüm süreci mekanizması" ve "ulusal güvenlik mekanizması" adıyla toplanacağını bildirmiş.
Buna göre önceki gün kuvvet komutanlarını Merkez Bina'da toplayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün de daha geniş katılımlı bir 'güvenlik zirvesi' düzenledi. 'Ulusal Güvenlik Mekanizması' adını taşıyan zirvede IŞİD operasyonu ve hâlâ örgütün elinde bulunan 49 Türk diplomatın durumu masaya yatırıldı. Toplantıya, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulisi Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Başbakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan katılmış, toplantı yaklaşık 3 saat sürdü.
//////////////////////////////////////////////////////////////////////////////YORUM//////////////////////////////////////////////////////////// Günümüz dünyasında özellikle ani gelişen kaos ortamları ve terör saldırıları bireyleri, resmi ve özel kurum ve kuruluşları ve devletleri tehdit eden en önemli güvenlik sorunlarından biri olarak önemini halen korumaktadır. Türkiye 1980 öncesi anarşi ortamında ve 1984'den itibaren de dış destekli PKK terörüyle mücadele ederek bu emniyetsizlik ve güvensizlik durumunu en ciddi şekilde yaşayan ülkelerin başlarında gelmiştir. Hal böyleyken 2002'de iktidara gelen AKP askeri vesayeti kaldırıyoruz algısı yaratmak üzere yaptığı değişiklikler kapsamında Türkiye'nin ulusal güvenliğiyle ilgili konuların görüşülebildiği tek yeri yani Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğini formalite bir yapıya (sivilleştirildi, 2 ayda bir toplanmaya başladı vs) dönüştürdü. Türkiye'nin içeride yaşadığı terör sorunu yanında sınırlarının hemen dışında komşu ülkelerdeki istikrarsızlık ve iç güvenlik sıkıntılarının bize yaratabileceği güvenlik sorunları "güvenlikçi politika izlenmiyor" görüntüsüyle adeta görmezden gelindi. Bunun yerine örneğin çok sayıda şehit haberinin alındığı zamanlarda ani güvenlik zirvesi toplantıları yapılarak anlık kararlar ve uygulamalar yönetime geçildi. Olayların aynı anda değişik noktalarda süratle meydana geldiği örneğin IŞİD terör örgütünün 5 günde Musul'u ele geçirdiği düşünüldüğünde 2 ayda bir MGK toplamanın hiç bir fonksiyonu olmadığı rahatça söyleyebiliriz. ABD Başkanının ve İngiltere Başbakanın günlerine bizzat bakan seviyesinde katılımların olduğu güvenlik brifingleriyle başladığını, bir çok gelişmiş ülkede acil durumlarla ilgilenmek üzere Bakanlıkların teşkil edildiğini biliyoruz. Gerçekler aslında Türkiye'ye daha doğrusu hükümete savunma/güvenlik konusunu daha ciddi şekilde ele almasını dikte etmekte ve değil 15 günde bir hatta daha sık bir şekilde ulusal güvenlik konularının ele alınmasını sağlayacak mekanizmayı hayata geçirmesini gerektirmektedir. Haberlerdeki Başbakanın her 15 günde bir güvenlik konulu toplantılar yapılması uygulamasının düzenli bir uygulamaya dönüşüp dönüşmeyeceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak AKP hükümetlerinin geçmişteki açıklamaları ve uygulamaları dikkate alındığında Başbakanın iki gün arka arkaya güvenlik toplantıları yapmasının temelinde IŞİD tehdidi nedeniyle ABD'nin Türkiye'yi sıkıştırdığı bir dönemde bir hal tarzı bulma çabasının olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla güvenlik kaygısıyla askeri yeniden ön plana çıkaracak şekilde yeni mekanizmaların hayata geçirilmesi olasılığı zayıf gözükmektedir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *