
Bugün, Türkiye’deki görüntü geçmiş günlere göre çok daha gürültülü görülüyor. Bundan dolayı bugünlerde Arap dünyası, Türkiye’de olan bitenlere veya gelişmelere geçmiş günlere göre daha fazla ilgi gösteriyor. Türkiye, son dönemde Arap dünyasına ilgi ve yakınlık gösterdi. Türkiye’nin bu ilgi ve yakınlık göstermesi Ankara’yı Arap meselelerine daha fazla batırmasına yol açtı. Türkiye’nin Arap meselelerine batması Ankara’nın söz konusu meselelerde- Suriye konusunda olduğu gibi- taraf tutmasına yol açtı. Türkiye’nin Arap meselelerine batması ister istemez Arap dünyasının Türkiye’deki gelişmelere yakın takip etmesine yol açmıştır.
Türkiye son haftalarda “yolsuzluk skandalı” ile sarsıldı. Bu yolsuzluk skandalında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hükûmetinin birçok üst düzey yetkilisinin adının geçmesi Erdoğan’ı ve iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisini derinden sarstı. Erdoğan’ın, bu yolsuzluk skandalını karşı çok gürültülü ve sert çıktı. Erdoğan’ın bu gürültüsü ve sert çıkışı AK Partisi içinde bölünmelere yol açtı. Başta AK Partinin İstanbul Milletvekili Hakan Şükür -eski milli futbolcu yol- olmak üzere birçok milletvekilinin ve bakanın istifasına neden oldu. Erdoğan’ın, bu üslubu AK Partili milletvekilleri ve bütün partilerden tepki çekti. Bu tepkiler, Erdoğan’ı kabinede büyük düzenleme yapmaya zorladı. Bu yolsuzluk skandalı, Erdoğan’ı ve Partisini çok zor durumda bıraktı. Ancak Erdoğan bu skandalın dâhili ve harici taraflardan düzenlenen bir komplo olduğunu savundu. Aynı zaman Erdoğan, yargıyı ve polisi kendisine ve Partisine yönelik bir komplo düzenlediklerini iddia etti.
Erdoğan, Türkiye’nin bu gürültülü günlerinde sık sık “komplo”, “grup”, “ajanlık” ve “casusluk” kelimeleri kullanıyor. Yolsuzluk skandalından sonra çatlaklar artik sadece AK Partinin duvarlarında değil AK Parti ile Türkiye’deki İslami kitleler arasında da ortaya çıkmaya başladı. Başka bir ifadeyle AK Parti ile “ hizmet hareketi” arasında. Bu da Erdoğan’ın kendi iç yapısında bir savaşa başladığını gösteriyor.
Erdoğan ile “hizmet hareketi” arasındaki savaşta her geçen gün çatışmalar şiddetleniyor ve cephe alanı genişliyor. Söz konusu savaş başta yargı kurumu olmak üzere devletin önemli organlarında yaşanıyor. Birkaç gün önce Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulundan (HSYK) yapılan bir açıklamada, adalet mekanizması üzerinde yürütmenin kontrolünü kuvvetlendirmeyi hedef alan iktidarın -AK Partinin- reform projesinin “Anayasa’ya aykırı” olduğuna belirtmiştir.
Erdoğan, yargıya açtığı savaşın yanı sıra polise de savaş açmıştır. Yolsuzluk skandalından sonra Erdoğan, başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa emniyet amirleri olmak üzere binlerce polis memurların görev yerlerini değiştirdi.
Erdoğan, yargı ve polisten sonra medyaya da savaş açtı. Erdoğan Türkiye’de gerçeklerin üstünü örtmek için inanılmaz bir gürültü yapmaya çalışıyor. Türkiye’deki yaşanan bu gürültü ortam ne zaman yerini sakinliğe bırakacak ve bu gürültülü parti nasıl sonuçlar doğuracak?
(Kaynak:Bilal Hasan el Tel,El Ray,Ürdün,15 Ocak 2014)
YORUM:Türkiye'nin Arap ülkelerine ilgisi arttıkça onların da bize ilgisi artıyor. Dikkati çeken nokta, Arap ülkeleriyle geliştirilen ilişkilerde ülkenin tamamı değil de ülke içinde bir grupla ilişki geliştiriyor olması ve bundan diğer grupların duyduğu rahatsızlık.Sık sık, değişik Arap medya organlarında bu durumun dile getirildiği görülüyor.Filistin'de Batı Şeria ve El Fetih ile ilgenilmez iken sadece Hamas ve Gazze'ye ilgi gösterilmesi,Mısır'da sadece İhvan-ı Müslimin ile ilişki geliştirilmesi ve diğer ülkelerde de benzer politikaların izlenmesi eksik ve yanlış olarak değerlendiriliyor.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *