Fransa’daki Ermeni lobisinin en güçlü ismi konumunda bulunan, Türkiye’ye girmesi yasak olan Aleksi Gövciyan 24 Nisan’da Dışişlerinin müsaadesiyle Türkiye’deydi. Gövciyan’a daha önce de Dışişleri tarafından Hrant Dink’in cenazesi için Türkiye’ye giriş izni verilmişti. Gövciyan’ın basına verdiği demeçler ise Türkiye’yi alaya alan tavırlar içerisinde. Gövciyan’ın röportajından öne çıkan bazı hususlar: “1)Türkiye bariz bir şekilde değişiyor, Takismdeki anma töreni önemli; Ermeni olmayan birçok insan da oradaydı. 2)Türk devleti özür dileyip sözde soykırımı tanırsa toprak talepleri gelmeyecek, tazminat davaları zaten devam ediyor, toprak talebini ise yalnızca devletler gerçekleştirebilir ancak Ermenistan’ın da bu doğrultuda bir şey yaptığı yok. 3)Sözde soykırım meselesi Ermenistan’ın değil Ermeni diasporasının deniliyor bu doğru değil, sorun Ermenilerin sorunu. 4)Türkiye-Ermenistan arasında güya diplomatik ilişki yok, ancak her şey var: uçuşlar, turizm… Türkiye’nin bu konudaki tavrı bir gri alan oluşturmuş. 5)ABD Başkanı Obama ‘soykırım’ kelimesini kullanmıyor ama ‘soykırım’ yerine gelebilecek tüm kavramları kullanıyor, Obama’nın bu tavrı Türkiye incinmesin diye. 6)Türkiye ‘soykırım oldu’ deyip kabullenmeli ve tarihiyle yüzleşmeli, bu bağlamda Talatpaşa Bulvarının adı değişmeli. 7)Türk hükümetiyle görüşürüz ancak bu görüşme ‘soykırım’ın olup olmadığı konusunda olamaz. (Kaynak: Hürriyet, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23159396.asp) Gövciyan’ın konuşmalarından da anlaşılacağı üzere diaspora Ermenilerinin Türkiye’ye karşı geliştirdikleri 2015 stratejisinden vazgeçmeye niyetleri yoktur. Türk dışişlerinin esnek davranışları karşısında bile Türkiye’yi suçlamaktan ve sözde soykırım iddialarını savunmaktan geri durmayan bu yaklaşım tarzı mensuplarına karşı, Ahmet Davutoğlu’nun geliştirdiği “adil hafıza” gibi bir söylemle ve diaspora Ermenileriyle ilişkilerin geliştirilmesiyle Ermeni Sorunu’nun Türkiye’nin istediği doğrultuda çözülemeyeceği aşikârdır. Türkiye’nin kendi tezlerine ağırlık vererek sözde soykırım iddiaları karşısındaki kararlı duruşuna geri dönmesi gerekmektedir. Aksi halde terör meselesindeki gibi Türkiye “yenilen taraf olma psikolojisi”ne hapsedilerek sorunlar Türkiye’nin aleyhine sonuçlandırılacaktır.

Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *