Ahmet Takan'ın Röportajı...
El birliği ile Türklere hayat hakkına son vermeye yönelik vurucu operasyonların yapıldığı geniş bir coğrafya, alev alev yanıyor.. Güçlerinin yettiği yerlerde kıtır kıtır kesiyorlar. Güçlerinin yetmediği yerlerde ise psikolojik operasyonlarla teslim alma faaliyetleri devam ediyor..
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayanlar, “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” sloganlı eski reklam filmi, yeni versiyonu ile vizyona sokulunca kafalarını yine kuma gömdü.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Bağdat’ta, Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi’nin Ankara’da temaslar yürüttüğü saatlerde Türkmeneli kavruluyordu. Irak Parlamentosu Türkmen Milletvekili Hasan Özmen, Kerkük’teydi, “Güney Kerkük’ün güneyinde Beşir saldırıya maruz kalmaktadır. Oralara gittik oradaki arkadaşları ziyaret ettik. Onları dinledik moral bakımından. Bugün 15 şehidin cenazesi vardı ona katıldık. Tuzhurmatu’da öldürülmüştü. Halen 8 kişinin cesedi teslim edilmedi. Bunlar aracılar vasıtasıyla alınıp getirilip, ailelerine teslim edilip defnedildi. Halen 8 kişinin daha cesedi duruyor Beşir köyünde” dedi. Özmen’e “ABD Dışişleri Bakanı John Kerry geldi. Neler oluyor Bağdat’ta, Irak’ta?” diye sordum. İşte cevabı;
“Tabii ki şu anda tehcirin boyutları çok daha fazla gelişti. Amerikalılar da bu tehlikenin farkında. Çünkü IŞİD El Kaide’nin bir koludur. El Kaide’nin tehditleri sadece Irak ile Suriye ile veya Türkiye ile sınırlı değil. Bütün dünya ile ilgili bir tehdittir. Bunların amacı az çok netleşmeye başladı; amaçları Irak’ın ele geçirmeye çalıştıkları bölümü ile Suriye’deki Halep’e kadar olan ortalanan bölümde bir Taliban tipi devlet kurmaktır. Ondan sonra da diğer ülkeleri tehdit etmektir. Dünya bunun farkına vardı. Dolayısıyla bunun önünü kesmek lazım. Ağır silahların bir bölümü, ele geçirilen silahlar, Musul’dan Suriye’ye taşındı. Orada daha fazla toprak elde edip genişlemek için. Musul’da da sadece insan veya toprak yoktur aynı zamanda da petrol vardır, su imkânı vardır. Su kaynakları, petrol kaynakları hep o bölgede. Doğal zenginlikleri çok olan bir bölgedir Musul. Aynı zamanda Suriye’nin kuzey batısı. Bu iki önemli stratejik bölgeyi ele geçirip buradan hareketle Orta Doğu’ya yayılmak istiyorlar. Dünyayı tehdit etmek için.
--Bir çözüm olur mu Kerry’nin Maliki ile görüşmesi?
“Bu Irak’a tabii ki destek vermektir. Bu tehdit karşısında mutlaka ayakta durması lazım. Bu tehdidin bertaraf edilmesi lazım. Onun için o konular görüşülmek için buradadır. Ayrıca bir ulusal ittifak hükümeti kurulması yönünde talepleri vardır. Yani ulusal birlik hükümeti diyelim.”
--Biraz daha açabilir misiniz?
“Tüm Irak’ın etnik ve mezhep gruplarının yer alabileceği bir hükümet.”
--Maliki buna yanaşır mı?
“Buna benzer bir yönetim var şu anda zaten ama daha fazla geliştirecek, yeni siyasi haritaya göre, yeni siyasi dağılıma göre temsilcilerin bulunacağı bir hükümet olması isteniyor. Bu hükümetin adeta yeniden kurucu hükümet gibi çalışıp Irak’ın problemlerini sıkıntılarını çözmek için. Yeniden yeni bir Irak, yeni bir siyasi sürecin başlatılması söz konusu.”
--Telafer de düştü mü?
“Telafer’in bir bölümü -yüzde 30, 40- diyelim ki şu anda hükümetin ve çarpışan halkın elindedir. Türkmenlerin elindedir. Havaalanı halen hükümetin kontrolündedir ama bir dezenformasyon söz konusudur. Bu IŞİD yanlısı medya tarafından. Türkiye’deki IŞİD yanlısı medya tarafından yani Selefi, Vahabi örgütler Türkiye’de güçlendi şu an. Bunların yandaşı olan medya tarafından bunlar pompalanmaktadır.”
--Kürt petrolünün İsrail’e taşınması söz konusu.
Bu konuda ne diyeceksiniz?
“Bunlar, biz direkt satmadık diyorlar, biz uluslararası piyasaya sattık, piyasada faaliyet gösteren şirketler vardır. Bunlar offshore şirketleridir. Bu offshore şirketleri belli bir yerden alır belli bir yere satar. Nereye kime satacağını biraz da kestirmek zordur. Çünkü düzensiz bir satıştır. Kurallara uygun yapılırsa son tüketiciyi bulabilirsin. Satış yapan son kullanıcıyı bilir. O kullanıcının da mutlaka rafinerisi olması lazımdır. Senin sattığın petrolün hangi rafineriye gideceği bu OPEC’in ortak kuralıdır. Ama tabii satışta biraz bazı kurallara riayet edilmediği için son kullanıcı bilinmeyebiliyor.”
--Kürtlerle bir temasınız var mı, sağlıklı
bir diyalog gelişebiliyor mu?
“Tabii diyalog vardır. Alan ile ilgili, peşmerge ile ilgili çünkü müşterek hareket edilmesi söz konusu bazı yerlerde.
Tabii istediğimiz düzeyde değildir. İstediğimiz bir işbirliği değildir sadece diyalog vardır. Şu anda daha dayanışma, iş birliği dayanışma hatta merkezi hükümet kuvvetleri de olması lazım ki bu tehdit karşısında bir güç birliği sağlansın. Bir imkân sağlansın bu saldırıyı durdurabilmek için. Bir direnme imkânı yaratılması lazım. O da ancak 3 tarafın birbiri ile koordineli hareket etmesi ile gerçekleşir.”
--Yakın zamanda Maliki ile bir görüşmeniz oldu mu?
“Yok, Türkmen yetkililerin olmadı. Ancak bizim bakanımız var bakanlar kurulunda, haftalık görüşmelerde bizim görüşlerimizi iletiyorlar.”
--Peki, ne cevap alıyorsunuz?
“Mümkün olduğu kadar imkanlar dahilinde, ama tabii buraya kadar ordunun gelmesi lazım, kuvvet gelmesi lazım. Bu konularda çalışmalarımız var. Hava desteği istedik, o hava desteği sağlanıyor. Silah talebi vardı bunun bir bölümü gerçekleşti. Önümüzdeki günlerde daha fazla silah gelecektir bölgeye.”
--Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin politikalarını
ve yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Bir tehlike vardır. Bu tehlikeyi T.C. hükümetinin hissetmesi lazım. Bu tehlikeye karşı mutlaka Irak hükümetinin, devletinin yanında yer alması lazım. Herkesi tehdit eden bir hadisedir bu IŞİD meselesi. Bunlar El Kaide’dir. Bunlar Musul’da 14 imamı kurşuna dizdiler, biat etmedikleri için, Cuma hutbelerinde bunların halife, devlet olduklarını söylemedikleri için. Kadınlara tecavüz ediyorlar. Cihat nikâhı diye bir şey icat etmişler, bununla ev ev dolaşıp bekâr kadınları tespit ediyorlar, bunları kendi elemanlarına nikahlıyorlar.”
--MHP, Türkmen kardeşlerimiz için bir yardım kampanyası başlattı nasıl karşılıyorsunuz?
“Bunlar çok önemlidir. İnşallah bu tür kampanyalar yaygınlaşır, çok ihtiyaç vardır”.
