08 Temmuz 2025
21YYTE.ORG Rusya Slav Araştırmaları Merkezi Sonsuz Savaş ve Yapay Zekâ (Ukrayna ve Gazze’nin Açtığı Yol)

Sonsuz Savaş ve Yapay Zekâ (Ukrayna ve Gazze’nin Açtığı Yol)

18 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Rusya devlet başkanı Vladimir Putin 
Her şey, Avrupa gücünün ve Batı ilerlemesinin sembolü olan üç veya dört generalle başladı ve bugün kimse tam sayılarını bilmiyor. Batıdan gelen bu generaller hala İsrail’in Batı planları çerçevesinde askeri senaryolara sokuyorlar. Mossad’ın başındaki David Mircea’da Avrupa’daki dış operasyonlardan sorumluydu ve bu dönemde teknoloji şirketleri ile hedefleme istihbaratı konusunda uzmanlaştı. Aylar önce CIA Direktörü William Burns ve Mossad’ın başındaki David Mircea, bundan sonra Orta Doğu’da askeri operasyonlardan çok rejim değişiklikleri duyacaksınız demişti. Orta Doğu ve Ukrayna’da ki savaşlar uzun sürecek çünkü bu savaşlar çok daha büyük bir projeksiyonun parçası. Rusya ile gerginlik, çatışma, savaş çeşitlemeleri  üzerinden Rusya’da rejim değişene kadar devam edecek. Lahey’deki son NATO Zirvesi, öngördüğü anormal savunma bütçesi artışı ile birlikte, Avrupa’yı savaşa hazırlıyor. Orta Doğu’daki savaş ise İran’da rejim değişikliği ile sınırlı kalmayacak. 
Son 30 yılda yeni teknolojiler öyle devrimsel gelişmeler gösterdi ki bunların askeri alana yani ölüm makinelerine uygulanması artık ciddi sonuçlar veriyor. Sözde ülkesinin savunması ve barış için görevlendirilmiş ulusal ordular, büyük savaşın parçası olmuş, silah fabrikaları ve teknoloji üreten mühendisler daha çok kar etmek için daha etkili ölümün yolunu bulmaya ve böylece bir yandan da ülkelerinde kahraman olmaya çalışıyorlar. Savaşların sadece mantığı ve silahları değil, nasıl yapıldığı ve sonuç alındığı da değişiyor. 20. Yüzyılın değişmez üçlüsü (tank, gemi ve uçak) ve tüplü silahlar (tüfek, top vs.) tarihe karışmak üzere, bunların yerini yapay zekâ ile hedefini bulan ve otomatik olarak insansız hava aracı ile hedefini vuran sistemler alıyor. Artık hedefinizin veya sizi vuracak ülkenin nerede olduğunun önemi yok, dünya üzerindeki herhangi bir platformdan vurulabilir, üstelik kimin vurduğunu da hiçbir zaman öğrenemeyebilirsiniz. Bu savaşların katalizörü şimdilik yapay zekâ ve insansız sistemler ama henüz hikâyenin başındayız. Henüz farkında olmadığınız yıkıcı teknolojiler laboratuarda.  
Ukrayna ve Gazze, yeni silah ve ölüm teknolojilerinin laboratuvarı olmaya devam ediyor. Her ikisinde de ölüm beklenmedik şekilde geliyor artık ülkenizin hiçbir yeri güvenli değil. İsrail’in Gazze’de başlayan savaşı; ilk yapay zekâlı soykırım olarak nitelenebilir. İsrail’in Gazze ve Lübnan’da pek çok militanı avlayan “izle ve öldür” sisteminin arkasında yapay zekâ ve bilişimde kesin bir uç yakalayan sessizce duran ABD teknoloji devleri var. İsrail tarafından kiralanan bu şirketler, ordusu için otonom silah sistemleri yaratıyor. İzlediğimiz ABD’deki ticari yapay zekâ modellerinin aktif savaşa uygulanmasıdır. Ancak, asıl mesele şu; bunlar henüz kimin öleceği kimin kalacağını ayırt edecek kadar gelişmediler. İsrail ve Ukrayna cephesinde pek çok benzerlik var. İsrail, Ukrayna’nın Örümcek Ağı Operasyonu’nun bir benzerini İran’a karşı uyguladı. Mossad, kamyonlar ve ticari gemilerle patlayıcı yüklü yüzlerce kuadkopteri ülkeye soktu.
Savaşlar artık kaza ya da tesadüfle ortaya çıkmıyor, üretiliyor ve barış ile durması diye bir beklenti yok, sonsuz savaş dünyasındayız. Savaş kültürü, şehirlerimize, topluma ve ailelerimize yansımış. Siyasiler her fırsatta savaş tehdidinde bulunuyor (kaslı diplomasi). Ülke içinde ve dışında askeri üs ve angajmanlar artıyor. Asker kaybederek halkın tepkisini almamak için, ülkeler teknoloji ile sonuç almak ve yok etmek istiyorlar. Oyunun kuralı hep aynı; önce gör, izle ve öldür. Resmen ilan edilmemiş bir savaş ortamında yapay zekâ kullanan istihbarat sistemleri hedef belirliyor, uçaklar vuruyor. Yeni ortaya çıkmakta olan teknolojiler, her gün yeni bir sinsilik icat ederek, hayatınıza sızıyor, sizi de büyük veriye ekliyor, bilmeden “şüpheli” belki de “hedef” olarak seçiliyorsunuz. Alıştığınız şehit haberleri uzun zamandır ilginizi çekmiyor ama ülkemizin etrafınızdaki yangının bizi de sarması yakın; şu ana hedefleri ve ittifakları belirliyorlar. Gelecek yaratıcı kaos, çoklu savaşlar ile şekillenecek. Bu makalede İsrail’in yapay zekâlı hedefleme istihbaratına ve arkasındaki ABD desteğine odaklanacağız.
Ukrayna Savaş Alanının Yenilikleri
Ukrayna’da savaş alanındaki komutanlara istedikleri her zaman ve her yerde uydu desteği sağlanıyor. Bunun anlamı, savaş alanındaki resmin ve hedeflerin gerçek zamanlı olarak karar verici olan komutanlara sunulması. İşin sırrı uydulara nüfuz etmede esneklik ve yetkilendirmeler ile yeni yazılım vasıtaları. Örneğin Amerikan Palantir şirketinin geliştirdiği MetaConstellation programı ile kullanıcı; bir Rus tank bölüğüne yapılan topçu saldırısı esnasında, yapay zekâ destekli olarak, uydulardan tüm ilgili veriyi, telsiz sinyallerini, termal görüntüleri veya hava fotoğraflarını toplayabilir. Böylece günler sürecek bir değerlendirme hızla daha üst karargâhlara iletilebilir. Skypit yazılımı, internet bağlantısı sağlayan uydu (Starlink) üzerinden dizüstü bilgisayarları ile birliklerin hareketlerinin takip edilmesini sağlıyor. Bunun dışında erken ikaz vasıtaları ve drone’lar ile beka kabiliyeti artırılıyor. 
Ukrayna’daki savaşta yaşanan Ruslara karşı uygulanan drone yenilikleri savaş anlayışını yeniden şekillendiriyor. Rusları çökertmek için trilyon dolarlık konvansiyonel harcamalar yerine teknolojiyi kullanarak düşük masraflı insansız sistemlerle çok ciddi sonuçlar alınabileceği görülüyor. Ukrayna’nın dört Rus havaalanına drone saldırısı yaklaşık 7 milyar dolarlık zarara yol açtı. Rusların derinliklerine uygulanan konteynır içinde drone taktiği, İsrail tarafından İran’a karşı da uygulandı ve çok ciddi hasar verdi. Şimdi hem savunma stratejilerini hem de savaş araçlarını dolayısıyla savunma harcamalarını gözden geçirme zamanı. Askeri gücün doğası ve kullanılan taktikler değişirken, önümüzdeki on yılda savunma planlamacıları artık tanklara ve helikopterlere yatırım yapmak için iyice düşünmek zorundalar. 
Ukrayna’nın “Örümcek Ağı” adını verdiği örtülü operasyon 18 ay önce başladı. Geçen ayki saldırıda 117 adet düşük masraflı FTV drone’u kargo kamyonları içinde Rusya’ya sokuldu 40’dan fazla Rus uzun menzilli bombardıman uçağı (bunlar Ukrayna’yı bombalamakta kullanılıyordu) yerde vuruldu ve Rus hava savunma sistemi işe yaramadı. Bombardıman üsleri imha olan Ruslar, Tu-95 ve Tu-160 bombardıman uçaklarını Ukrayna’ya 23 saat uzakta Uzak Doğu’daki üslerine taşıdı.
Savaşın başında Ukrayna’nın küçük konvansiyonel deniz gücü işe yaramaz hale gelmişti. Ama Ukraynalılar hemen hızla deniz drone’larından bir filo kurdular ve bu filo Rusların Karadeniz filosunun üçte birini yok etti ya da hasar verdi. Savaşın başında Ukrayna limanlarına abluka uygulayan savaş Rus gemileri, şimdi Ukrayna drone’larından korunmak için saklanacak yer arıyorlar. Son aylarda füzelerle donatılan deniz drone’ları Rus helikopterleri ve savaş uçaklarını hedef alarak on milyonlarca dolar değerinde zarar verdiler. Benzer şekilde eski bir deniz taktiği kullanılarak, Rus gemilerinin arasına içi yanıcı dolu olan tahta araçlar gönderilerek panik yaratılıyor. 
Drone kullanımının taktik evrimi Orta Doğu’da da devam ediyor. İsrail ve Hutiler, drone savaşına angaje oldular. Yemen’de Hutiler, altı haftada yedi Amerikan Reaper drone’u düşürerek 200 milyon dolar kayba neden oldular. Hutilerin 10.000 dolar değerindeki bir drone’unu düşürmek için Amerikalılar 2 milyon dolarlık füze kullanıyorlar. İranlılar Amerikan B-2 bombardıman uçaklarını vuramadılar ama böyle bir drone büyük bir kabiliyet anlamına geliyor. Hutiler, Ukrayna’yı örnek olarak drone taşıyıcılar ile daha derindeki hedefleri vurmaya başladılar. Ayrıca deniz drone’ları ile Bab el-Mandab’ta kontrol noktaları oluşturarak Kızıl Deniz’deki deniz trafiğini tehdit ediyorlar.
İsrail ve Yapay Zekâ
İsrail ordusunun yapay zekâ kullanımı yeni değil. On yıllardır Gazze üzerinde test ettiği teknoloji ve silahları başka ülkelere satmaya çalışıyordu. Mayıs 2021’de 11 gün süren Gazze bombardımanını “ilk yapay zekâ savaşı” olarak nitelemişti. İsrail’in yapay zekâ vasıtaları üç kategoriye ayrılabilir;
(1) Ölümcü otonom silah sistemleri ve yarı otonom silahlar; İsrail, üzerine makineli tüfek ve füze monte edilen uzak kontrol eden kuadropterler ile izleme ve öldürme sisteminin öncüsü. Yıllardır suikast drone’ları, otomasyon robot sniperler ve yapay zekâlı taretler ile otomasyon ölüm bölgeleri oluşturuyor.
(2) Yüz tanıma sistemleri ve biyometrik izleme; Gazze ve Filistin’de biyometik izleme ile Filistinliler hakkında sürekli bilgi toplanıyor. İsrail şirketi Corsight ve Google Photos, kalabalıklar içinde resim topluyor. 
(3) Otomasyon hedef üretme sistemleri; Bunlar içinde Gospel binaları, Lavender kişileri hedef alıyor, Where is Daddy ise daha önemli hedefleri izleyip, aileleri ile birlikte yok ediyor.
İsrail, gelen devasa veriyi hızlıca işe yarar bilgiye eleyen ve analiz eden bir yapay zekâ programına sahip. Söz konusu program ABD yapımı ve hedefin tüm hareketlerini izleyebilecek istihbarat ve haberleşme sistemlerini kullanmakta. Bu program öncesinde Gazze’de Hamas’a, Lübnan’da ise Hizbullah’a karşı kullanıldı.
İsrail’in askeri alanda yapay zekâ vasıtalarını kullanması iki ana amaca yönelikti; 
(1) Proaktif öngörü (erken uyarı, savunma sistemleri); 2023 yılında başlayan İsrail-Hamas savaşı ile süreç hızlandı. Etkili bir kriz yönetimi içinde yapay zekâya dayalı vasıtalar, çeşitli senaryolar içinde hedefleri tespit edebilir, uyarabilir ve önleyebilir. Bunlardan biri olan ve 2021 yılında kullanılmaya başlanan “Alchemist Sistemi”, savunma ve tararız kabiliyetlerine sahiptir. Sistem, veriyi bir birleşik platforma entegre ederek, hedefleri tanımlar ve savaşçılara haber verir. Bir diğeri olan “Iron Dome” füze savunma sistemi de etkinliğini gösterdi. Gazze’de tankların üzerine yerleştirilen “Edge 360” ise her açıdan tespit ettiği hedefleri araç operatörüne bildirdi. 
(2) İstihbarata analizi, hedefleme ve ateşleme; Bunlardan biri olan DSS, entegre edilmiş yapay zekalı vasıtalar savaş alanındaki devasa bilgiyi analiz eder. Veri bankaları ile birlikte hedefler belirlenir ve gerekli mühimmat miktarı ile zamanlama ve hedef tahsisi tespit edilir. “Gospel” askeri hedefleri tanımlar ve tavsiyelerde bulunur. Saniyeler içinde yüzlerce hedef belirleyebilir. Rafael’in geliştirdiği “Fire Weaver” sistemi ise sensör-atıcı ilişkisi ile sensörden gelen hedef bilgisini silaha iletir. “Lavender” ise şüpheli potansiyel hedeflerin tespitinde kullanılan diğer bir yapay zekâ vasıtası. 
İlk önemli işlerden biri Gazze’deki Hamas Cibaliye Tabur Komutanı İbrahim Biari’nin yer altındaki bir tünelden konuşmasının tespiti ile hedef alınması oldu. Daha sonra Hizbullah lideri Hasan Nasrallah da benzer şekilde hedef alındı. Gazze bölgesinin ortasında kurduğu kontrol noktaları ile kuzey ve güney kuşak arasında gidip gelenlerin kameralarla resimleri çekilerek, yapay zekâ tanıma programına iletildi. 
Zaten on yıllardır yazılı mesajlar, telefon görüşmeleri ve sosyal medya görüntüleri Arapça lehçesi ile toplanıyor ve değerlendiriliyordu. Ancak savaşın başlaması ile birlikte yeni multimedya veri tabanları kullanılmaya başlandı. ChatBot (kullanım dili) Arapça’dan tercümeler için kullanıldı.
Kullanılan yapay zekâ hedef tanımlama vasıtaları içinde Lavender, Gospel ve Alchemist var. Gazze’de ölen sivil-çocuk dâhil yaklaşık 45.000 kişinin vurulmasında hedefleri bir insan değil, bir makine belirledi.
Yukarıdaki sistemlerin hepsi temel olarak büyük veri, makine öğrenmesi ve yapay zekâya dayanmaktadır ama pek çok sorunları vardır. Öncelikle veriler tesadüfidir, teyit edilmesi çok sınırlıdır ve değerlendirmeler genellikle önyargılıdır. Verinin nasıl üretildiği ve karara gidildiği ile ilgili dokümantasyon yoktur. Bu yüzden, sistem “kara kutu” olarak anılmaktadır. Sisteme yol gösteren temel varsayımlar sorunludur ve sistemi geliştirenlerin, programlayan ve algoritmaları belirleyen hayalleri ile şekillenmişlerdir. 
Kullanılan vasıta, büyük miktarda veriyi işleyerek belirli bir çıktı almakta ve sonuca gitmektedir. İsrail, bu vasıtalar ile hedef belirlerken kendi sistemi ayrımcılık ve ön yargıları ile hareket etmektedir. Daha da önemlisi kullanılan vasıtalar sivil ve asker ayrımı yapmadığından insan hakları bakımından sorunludur.
Dijital sistem gelen veriyi; doğru değil, zamanı geçmiş, eksik veya tamamen doğru değil gibi kategorilere ayırarak elemektedir. Bunların dışında kalanlar hedef değerlendirmesine esas olmaktadır.
Bu insansız, otomasyon dijital sistemler çeşitli veri noktalarından gelen bilgiyi işleyerek, nihayetinde kendisine öğretilen önyargılar ve sistemin sınırlılıklar içinde çalışmaktadır. 
Sonuç olarak, hızla gelişen silahlı bir çatışmada, stresli bir ortamda veya zaman baskısı içinde pek çok hedef üretmek için dijital sistemlere ihtiyacımı var.  Şimdilik elimizde büyük veri, makine öğrenmesi ve yapay zekâ destekli sistemler var. Ancak, hatalı kararlar, savaş kurallarının çiğnenmesi ve sivillere zarar vermek gibi sorunlar ortaya çıktı. Ukrayna’daki savaş geniş bir coğrafyada ve konvansiyonel güçler arasında geçtiği için teknoloji daha kolay askeri hedef buldu ancak Gazze’de durum oldukça farklı. Bu kadar küçük bir bölgede yaşayan milyonlarca insanın içinden üniformasız hedefler tanımlanmak zorunda. Zaman baskısı hedef tanımlamayı daha da dikkatsiz hale getiriyor. 
İsrail’in kullandığı sistemin özü şu; şüpheli konuşmalar veya davranışları belirlemek ve düşmanın hareketlerini öğrenmek için devasa istihbarat, dinleme ve gözetleme bilgisi yığını içinden aranan bilgileri ayıklıyor. Üstelik yapılan saldırılar ne etik ne de uluslararası hukuka uygundu. 
Özetle, Hamas’ın saldırılarından sonra İsrail başlattığı savaşta yapay zekâyı “oyun değiştirici” olarak kullanmaya başladı. Hamas’ın 7 Ekim’de öldürdüğü yaklaşık1.200 kişi ve 250 esire karşılık, Ocak 2025 itibarı ile Gazze ve Lübnan’da yaklaşık 50 bin kişi öldü ve bunların %70’i binaların içindeydi. Yapay zekâ ile seçilen hedeflerin doğruluk oranı %25 olarak değerlendiriliyor.
İsrail İstihbaratı Yapay Zekâ Vasıtaları
İsrail yaklaşık 10 yıldır Gazze’ye hedeflere odaklanmış bir yapay zeka teknolojisi üzerinde çalışıyordu. Kurulan yapay zekâ fabrikası ile İsrail istihbaratı daha Gazze’de çatışmalar başlamadan önce Gazze ve Batı Şeria’da fareleri bile takip ediyoruz diye övünüyordu. Tüm hedefler kodlanmış ve izleme devam ediyordu. Ancak, 7 Ekim 2023’deki saldırı hazırlıklarını tespit etseler de nihai değerlendirmede büyük bir saldırı olasılığını düşük gördüler. Saldırı olduğunda Mossad’ın odak noktası Lübnan’da Hizbullah’ın inşa etmeye çalıştığı havaalanıydı. Ancak, yapay zekânın askeri maksatlı kullanımı sivil kayıpların artmasına neden oldu. 
7 Ekim 2023’deki Hamas saldırıları sonrası İsrail istihbaratı saldırganları belirlemek için önce askeri amaçlı dijital vasıtalarına başvurdu. Söz konusu olan mevcut izleme teknolojisi ile yapay zekâ ve diğer dijital vasıtaların ortak çalışmasıydı. İsrail, çok önceden beri Gazze ve Batı Şeria üzerinden bir gözetleme ve izleme sistemi kurmuştu. Bu sistem Filistinliler hakkında kişisel bilgi topluyor, tehdit olasılıklarını ölçüyor ve hedefleri belirliyordu. Sistem herhangi bir talimat almadan bilgisayarlar üzerinden veri çekiyor ve eğilimleri tanımlıyor. 
Askeri planlama ve hedefleme için dört ana dijital vasıta kullanıldı. İlki Gazze’nin kuzeyinin tahliyesinde mobil telefonlarla izleme sağlayan vasıtaydı. İkincisi saldırı yapılacak binaların veya diğer hedef yapıların takibini sağlayan ve liste oluşturan “Gospel” oldu. “Lavender” ise insanları etiketleyerek, silahlı gruplarla bağlantılarına göre hedef listesi oluşturuyor. Son olarak “Where’s Daddy?”, belirli bir yerde olan hedefin vurulma kararını veren vasıtadır. 
İnsanların takibi esas olarak mobil telefonları üzerinden yapılmaktadır. Gazze, 620 bölgeye ayrıldıktan sonra hastanleer, camiler, sığınaklar ve diğer yapılan işaretlenmişti. Gazze’de bulunan yaklaşık 1.041.198 aktif telefon takip edilmeye başlandı. Buradan alınan bilgilere dayalı olarak askerlere hedefler ve kullanılacak silah tipleri söylendi. Verilerin yeterince doğru olması için mobil telefon kuleleri üçgeninden faydalanıldı. Ancak, İsrail’in enerji istasyonlarına saldırısı ve yakıt ambargosu nedeni ile elektrik kesilince telefonlar şarj edilemedi ve bu da hedef doğruluk hassasiyetini azalttı.
Gospel ve Lavender ile Gazze’de haftada 12.000 hedef bombalandı. Hedef fabrikası içinde üç dakika içinde öncelikler belirlendi. İsrail askeri istihbaratı birimi (Unit 8200), yapay zekâ ile dijital izleri takip ediyor, şüphelilerin isim, yer ve hareketlerinden hedef veri bankaları yaratıyor. 
Gospel’in kullandığı algoritma ise gözetleme/izleme verisi üzerinden hedef listeleri üretiyor. Medya raporlarına bağlı olarak, Gospel insansız hedef kategorileri tanımlıyor; askeri hedefler (yeraltı tünelleri dâhil), şüpheli militanların ailesinin olduğu evler ve sivil enerji tesisleri.
Resim 1: Gospel ve Sonuçları

Lavender, yapay zekâ geniş bir bilgi yığını içinde aranan benzerlikleri (daha düşük rütbeli Hamas üyeleri) tanımlayan bir makine öğrenmesi kullanıyor. Bunun için izleme ve diğer kaynaklardan gelen devasa bilgiyi birleştiriyor. Şüpheli olarak etiketlenen kişiler, her zaman doğru kişiler olmuyor. Çünkü alınan kararlar eğitilmiş yapay zekâ algoritması ile alınıyor, herhangi bir gerekçe veya gerçek bir kanıta dayanmıyor. Sistem, otomatik olarak insan analizciye sağladığı hedef tavsiyesi sahadaki bir asker de dâhil hedefi vuracak uygun adrese iletiliyor. Sistemin Gazze’de günde gerçek zamanlı 100 hedef tespit ettiği iddia ediliyor.
Lavender, algoritmaları eğiten makine öğrenmesi ile şüpheli kişiye sürekli puan vererek, hedef olma durumunu belirliyor. Bunun için diğer istihbarat kaynaklarından gelen bilgiler de kullanılıyor. Bu yöntem büyük insan kitleleri içinden birilerini ayıklamak için kullanılıyor. Ancak Lavender’in insanların davranışlarına göre puanlamalarının sorunlu olduğu, pek çok kez sivillerin ölümüne ve yasal olmayan hedeflerin vurulmasına yol açtığı görüldü. Lavender, 20 saniyede karar veren bir sistem, insan müdahalesi çok sınırlı ve bu yüzden çok sivil kaybı oldu. Karar verme süreçlerinin kontrol altına alınamaması (Kara Kutu etkisi) aynı zamanda hataların ve sorumluların da tespitini imkânsız kılmaktadır. 
“Where is Daddy?” ise cep telefonlarının yerini takip ederek hedefleri işaretliyor ve belirli bir yere geldiğinde (evi) saldırıyı başlatıyor. Ancak, cep telefonu üzerinden yer belirlemek de her zaman sağlıklı olmayabilir. Özellikle çatışma bölgesinde numaralar acil durumlarda değişebilir ve aletler hızla ve sıklıkla değişebilir. Yerin doğruluğu için üçlü mobil telefon kestirmesi veya GPS verisi ile mobil telefona sızma kullanılmaktadır. 
Lavender, yapay zekâ tavsiyelerine göre algoritmalar geliştiriyor, hedefleri tanımlıyor. Where is Daddy? ise hedefi coğrafi olarak aileleri ile birlikte izliyor. Sonuçta bu iki sistemde öldürme zincirinin parçası. Veriler, bilgisayar sensörlerinden ve diğer kaynaklardan geliyor. 
Burada sır olan tüm hedeflerin izlenmesinde bir şekilde hedefle nasıl temasta kalındığı. Bunun için hedeflerin siber takibini sağlayacak “gel gel” yöntemleri kullanılıyor. Herkesin katılmayı isteyeceği bir program sizi takip için hazırlanmış bir yazılım programı olabilir. Bu cihaz cep telefonunuz olabileceği gibi size yakın bir elektronik cihaz ya da yakınıza yerleştirilmiş bir sensör de olabilir. Mesele sizin bu kullanmanız ve yerinizi deşifre etmeniz. Bu sadece yapay zekâlı program. Daha 1994 yılında Bosna-Hersek’te iken ABD istihbarat hücresinde Sırp lider Radovan Karadziç’in sabah evinden çıkarken arabasına binişini uydu vasıtası ile canlı olarak izlemiştim. Yani stratejik istihbaratta yöntemler çok daha gelişti. 
Bir istihbarat servisi için bu tür yapay zekâlı modellerin kurulması ve kullanılması kolay değil. Her türlü bilgi toplandıktan sonra bunların arasında bir insanın ne yaptığını anlamak için bağlantılar ve eğilimler tespit edilmelidir. Burada olasılıklar devreye girer ve sorulan sorulara aldığınız cevaplar her zaman anlamlı olmaz. ChatGPT gibi bir vasıta istihbarata analizcisine yardım ederken, sahte bağlantılar ve hatalı sonuçlar doğurabilir. Bu yüzden, istihbaratçı aldığı cevabın arkasındaki gerekçeyi iyi anlamalıdır. Bazı hataların sonuçları çok ciddi olabilir. Örneğin, Kasım 2023’de Gazze’de öldürülen dört kişiden üçünün genç kız olduğu anlaşıldı, ortada bir hedefleme hatası vardı.  Elde edilen bilginin miktarı ve doğruluğunu artırmak için sürecin içinde profesyonel istihbaratçılar olmalıdır. 
Cenevre Sözleşmesi’nin Ek-1 Protokolüne göre, devletler savaş alanına getirdikleri yeni silahların uluslararası hukuka uygunluğu değerlendirilmelidir. Ancak, İsrail, bu protokolün imzacısı değildir.  Askeri saldırıların temel prensipleri olan ayırım, orantılılık ve ihtiyat esas olmalıdır.
ABD’nin İsrail’e Desteği
ABD Savunma Bakanlığı değil %100 Palantir şirketi tarafından kontrol edilen Maven Projesi, uydulardan gelen verileri birleştirerek yapay zekâ ile analiz ediyor ve (Irak ve Suriye’de olduğu gibi) hedefi vuracak araca yönlendiriyordu. Şimdi bu sistem son Rusya ve İran’a yapılan drone saldırılarında görüldüğü gibi oldukça aşama kaydetti. Maven Projesi ile daha önce yeterli bilgi vermiştik.
Palantir, ABD için geliştirdiği TİTAN (Taktik İstihbarat Hedefleme) sistemi ile İsrail’i destekliyor. Microsoft’un ortağı Palantir Technologies, İsrail’in savaş gayretlerini destekleyen yapay zekâ sistemleri temin ediyor. 
İsrail’in yapay zekâ kullanan istihbarat vasıtalarının arkasında Microsoft Azure, Google Cloud ve Amazon Web Services var. ChatGPT’yi üreten OpenAI’nın sağladığı yapay zekâ modelleri Microsoft Azure’un bulut platformunu kullanıyor. Google ve Amazon, İsrail ordusuna bulut bilişim ve yapay zekâ hizmetleri sağlıyor. Bu yapay zekâ kullanan hedefleme hizmetleri 2021 yılında imzalanan 1.9 milyar dolarlık Nimbus Projesi kapsamında sağlanıyor.
Bu ABD teknoloji devleri Silikon Vadisi’ndeki geleceğin otomasyon savaşları üzerinde çalışıyorlardı ve Trump, onlara İsrail için rol verdi. Microsoft, İsrail ordusu ile ilişkilerini daha da geliştirmeyi ve çok kar edeceği bu yeni savaş teknolojilerini tüm dünyaya yaymayı planlıyor. İsrail’in Microsoft ve OpenAI’ın yapay zekâ sistemlerini kullanımı bir yılda yaklaşık 200 kat arttı. 
7 Ekim 2023’deki Hamas saldırılarından sonra devreye önce Microsoft ve OpenAI teknoloji şirketleri girdi. ChatGPT’nin yapımcısı olan OpenAI’nin gelişmiş yapay zekâ modelleri, İsrail ordusu tarafından Microsoft’un Azure bulut platformu yoluyla satın alındı. Microsoft, OpenAI’nin en büyük yatırımcısı. Hedefleri ve vurma yöntemini belirleyen yapay zekâ sistemleri oluşturdular ama yanlış bilgiler ve algoritmalar kullanıldığı anlaşıldı.
2023 yılında daha fazla bilişim hizmeti, yapay zekâ modelleri ve teknik destek için Microsoft ile ilişkiler derinleşti. Bu dönemde Palantir de İsrail ordusuna entegre oldu. İsrail ordusu içinde çeşitli karargah ve üslerde en az 635 Microsoft çalışanı var. 
Temmuz 2024’de Microsoft’un server’larında topladığı veri 13.6 petabyte’a ulaştı. Bu işler için İsrail ordusu Microsoft’un dev server bankalarını kullanıyor. 
İsrail ordusu, Microsoft Azure ile kitlesel izleme (telefon görüşmeleri, yazılı mesajlar ve sesli mesajlar) üzerinden bilgi topluyor, bunları tercüme ediyor ve metne dönüştürüyor. (Bazen iki kişi arasındaki görüşme metni 50 sayfayı bulabiliyor). Tercüme için yapay zekâlı Whisper kullanılıyor. 
Google ve Amazon Web Services, İsrail’e bulut bilişim ve makine öğrenmesi hizmeti sağlıyor. Meta’nın Whatsapp’ı ise Lavender sistemine hedef bilgisi veriyor. 
     Ekim 2023’den beri ABD tarafından İsrail’e yüzlerce silah ve mühimmat satışı yapıldı.  İsrail’e silah satan şirketler arasında Lockheed Martin, RTX, Boeing ve General Dynamics öne çıkıyor. Silah satıcısı gibi görülmese de Caterpillar, Ford ve Toyota’nın desteği var. İsrail’e silah, mühimmat ve hizmet satan şirketlerin kısa bir listesi şu şekilde;
    Makalenin devamı ve geniş versiyonu için;
https://www.academia.edu/130382924/Sonsuz_Savaş_ve_Yapay_Zekâ_Ukrayna_ve_Gazzenin_Açtığı_Yol

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *