< < Ertelenen Libya Seçimleri ve İnce Hesaplar
 Bu sayfayı yazdır

Ertelenen Libya Seçimleri ve İnce Hesaplar

Yazan  04 Ocak 2022

Geçen ayın 24 ünde yapılacak Libya seçimleri önce 24 Ocak 2022 ye ertelenmişti. Ortamın seçim yapmaya uygun olmaması elbette önemli bir gerekçeydi.

Ama 24 Aralık’ta yapılabilseydi, seçimler ülkenin bağımsızlık gününde yapılmış olacağı için sembolik olarak birleştirici bir etkisi olacağı umuluyordu. Haydi, bu yapılamadı. Ama şimdi görünen o ki, Libya Parlamentosu yılın son günlerinde, koşulların elverişli hale gelebilmesi için bir 6 aya daha ihtiyaç duyulduğunu açıklayıp, tarih vermekten kaçınarak bir belirsizlik yarattı. Neden? Belirsizlikten karmaşa içindeki bir ülke ne fayda umar? Libya seçimleri ne zaman olacak? Ülkenin bekası bu seçimlere mi bağlı? İşte bu yazıda, Türkiye açısından yaratabileceği sonuçlarla birlikte bu sorulara cevap arayacağım.

Çıkmaz Ayın Son Çarşambasına Kalmaması İçin

İşin ilginç olan tarafı, Libya üzerinde seçimlerin bir an önce yapılması için ciddi bir dış baskı var. Avrupa Birliği ve ABD, bir an önce Libya’yı birleştirebileceğini düşündükleri bir seçim tellallığı yapıyor ve sanki seçimle sorunların hepsi bir anda çözümlenebilecekmiş gibi bir hava yaratıyorlar. AB ile kırk yıl içtikleri kahvenin bile hatırını gütmeyen Birleşik Krallık, Fransa, İtalya ve Almanya ile ortak bir açıklama yapıyor ve Libya halkının iradesine saygı gösterilerek seçimlerin bir an önce yapılmasını istiyor. Onlar Libya halkının istek ve iradesini nereden biliyor? Bunu sarf edilen süslü ve hamasi cümlelerden anlamak mümkün değil. Ortak istekleri kendi enerji çıkarlarının gözetilmesi, daha doğrusu bu çıkarları gözetecek bir hükumetin Libya’da iş başına gelmesi.  Libya’da silahlı çatışmaların bir an önce sona ermesi de yine en çok mülteci akınının önüne geçerek AB ye yarayacak. Libya’nın iki tarafında da kendilerine yer edinmiş “yabancı güçlerin” bir an önce bu ülkeden çıkmasını istiyorlar.

“Yabancı güçler” Libya’ya da yabancı, AB ve ABD ye de. Rusya ve milisleri, şimdi BAE ile uzlaştığı için taraf değiştirme eşiğine gelmiş olan Türkiye ve milisleri de Libya’da yabancı. Körfez ülkeleri de öyle. Ama bu yabancılar da, ABD ve AB üyeleri gibi, buldukları ilk fırsatla Libya üzerinden kendi çıkarlarına hizmet etmeye çoktan başlamıştı. Bu “yabancıların” çıkarları artık Libya kıyı ve çöllerine öylesine kök salmış durumda ki Birleşmiş Milletlerin (BM) 2599 sayılı kararı bile iki yıldan beri Libya topraklarını terk etmesi gereken bu grupları, bulundukları yerlerden söküp atamadı.

Şu anda 2599 sayılı BM kararının ön gördüğü son tarih 31 Ocak 2022. Belki birkaç asker çekilmesi veya mühimmat ikmalinde azalma dışında, Rusya ve Türkiye cenahından çekilme yönünde bir hareket olduğunu sanmıyorum. Ama BM UNIFIL misyonu tarafından yapılan dokunaklı açıklamalar, batının Libya duyarlılığını, Libya ve “yabancıların” ise Libya duyarsızlığını göstermekte. Bu duyarsızlığın gerisinde Rusya ve Türkiye’nin Libya toprak ve denizlerinde korumaktan vaz geçemeyeceklerini düşündükleri ekonomik ve siyasi çıkarları var. Ama aynı zamanda oluşabilecek boşluğu şimdiden doldurmaya başlamış olan Çin’in bu ülkeye daha fazla nüfuz etmesini önleme niyeti.

“Libya’yı Dinlemeliyiz” (“We Must Listen to Libya”)[1]

Libya’yı sorunları ile birlikte, bu sorunlardan ilk önce etkilenen komşularına ve Afrika’ya bırakma düşüncesi kulağa hoş gelse bile Libya’nın komşuları kim diye düşünürsek, Libya sorunlarına çözümün Afrika’da olduğu düşüncesinin bir ham hayalden ibaret olduğunu görürüz. Aslında geçmişte Afrika ve Afrika’nın kalkınması için Kaddafi’nin yaptıklarını hangi Afrika ülkesi hatırlar bilemiyorum. Ama kendi muhtaç-ı himmet dede Afrika’nın Libya’ya ne kadar minnet edebileceği belirsiz. Minnet ile mihnet arasındaki bir harflik fark, “yabancılar” Libya’yı terk eder ve Afrika’ya bırakılırsa daha iyi anlaşılabilir. AB ve ABD BM 2599 un bu ay sonuna kadar hayata geçmesini ve seçimlerin bir an önce yapılmasını öngörürken bu konuyu düşünmeli ve mihnetten hala kendilerine düşecek payı iyi hesaplamalılar.

Yine de özellikle Biden yönetimi ABD'nin Libya için bu yıl bir demokratikleşme yardımı planını kongreye sunmuş durumda. 47 milyon Dolar’lık yardım paketinden ancak en fazla 30 milyon Dolar’lık bir parçanın Libya emrine verilebileceği tahmin ediliyor. Bu miktar ise ABD'nin hızla çekilmekte olduğu MENA bölgesinin tümü için önerilen 454 milyon dolarlık bütçenin onda biri kadar. Kaldı ki Libya 30 milyon dolarlık bir demokratikleşme yardımını alsa bile, bu Mısır’ın ABD den aldığı 1.3 milyar Dolar’lık askeri yardımın yanında devede kulak. Ancak Mısır yardımının İsrail anlaşmasının sürdürülmesi için olduğu unutulmamalı. Tabii aslında Libya’da tüm petrol muslukları tam kapasite çalışsa ve ulusal kaynakların neması, yolsuzluk ve çatışmalara gitmese sadaka gibi düşünülebilecek 30 milyon Dolar’a hiç ihtiyaç duyulmaz. Dolayısı ile alt başlığı aslında “Libya, kaynaklarını Libya’ya bırakmalıyız. Ama onlar da har vurup harman savurmasın” diye değiştirmek daha iyi olur. 

Sorulara Cevap Verecek Olursak? 

Neden seçimler ertelendi ve kesin tarih verilmedi? Belki Libya da gerçekten yabancı güçlerin ülkeyi terk etmesinden sonra seçim yapmak istiyor. Ama parlamento ve başkan seçimleri hangi sıra ile yapılacak gibi ufak ayrıntıları bile çözümleyebilmiş değiller. Belirsizliğin hiçbir ülkeye faydası yok. Libya’ya hiç yok. Ama açıklanmayan tarihe kadar geçecek zamanı iyi değerlendirirlerse, Libya’nın birbirine karşı duran tarafları, uzlaşarak seçime gidebilir. Bu da belirsizliğin beklenmeyen bir faydası olur.

Seçimler Libya için bir beka konusu mu? Evet.  Eğer çatışmaları ve kardeşin kardeşi kırmasını durduracak ise seçimler Libya için beka sorununu aşmak olacaktır. Ortak serveti adil paylaşmanın yolunu açacaksa bence bekadan öte uygarlık yolunda ilerleme konusu haline gelecektir.

Eğer bahar aylarında yabancı güçler Libya’yı terk etmiş olursa, seçimler Haziran 2022 de yapılabilir. Böylece gelecek yıl 24 Aralık’ta bağımsızlık gününü gururla kutlayabilirler.

Libya seçimlerinin Türkiye açısından sonucu ne olur? Bu, mutasavver seçimleri kimin kazanacağına bağlı olduğu gibi, Mısır ve Yunanistan’ın bu arada hemen Libya ile bir Deniz Yetki Anlaşması (DYA) imzalayıp imzalamamasına da bağlı olacaktır. Türkiye-Libya DYA henüz Libya parlamentosunda görüşülmediği için Türkiye Libya’dan çıkmak suretiyle kayıptan kazanç sağlamanın yolunu seçebilir. Şu sırada Libya’daki belirsizlik bir bakıma Türkiye’nin işine yarıyor gibi gözükse bile buna pek aldanmamak gerek. Çünkü Libya üzerine karada ve denizde çok ince hesap var çok.

 

 

[1] BM Güvenlik Konseyi CS/14651 sayı 30 Eylül 2021 tarihli toplantısında Kenya delegesinin kullandığı bir ifade

Prof. Dr. Sema Kalaycıoğlu

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Misafir Yazar