Bu sayfayı yazdır

ABD'nin Talepleri ve Ermeni Yalanları

Birinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’yi ve Türk ordusunu arkadan vurmak üzere ayaklanan, Türk kentlerini işgal eden, ahaliye yönelik katliama başlayan Ermenilerin stratejik noktalardan sökülerek imparatorluğun başka bölgelerine nakledilmeleri hala Türk d

Her 24 Nisan'da ABD'deki güçlü Ermeni lobisinin desteği ile Amerikan Kongresi'ne getirilir. Türkiye seferber olur. Amerikan Yönetimi rica minnet müdahale eder ve yasa tasarısı reddedilir.

Amerikan-Türk ilişkilerinin büyük bir gerilim içinde olduğu bugünlerde Ermeni karar tasarısı üstelik 1915 olaylarının 90. yılı nedeni ile Ermenilerin çok gürültü çıkardıkları göz önünde tutulur ise özel bir öneme sahip. Beyaz Saray'ın bu sefer Kongre'ye müdahale edip etmeyeceği bilinmiyor. Washington'dan gelen son mesajlar ABD'nin Türkiye'ye yönelik bir şantaj politikası geliştiriyor. Wolfowitz'in açıkladığı şantaj politikasına göre Ankara, Washington'a kendisini savunmak için bazı gerekçeler vermeli.

Wolfowitz bu gerekçelerin neler olacağını da sıralıyor. 1)Kıbrıs'ta çözüm yanlısı tavır alın.

2)Irak, Suriye ve İran konusunda ABD ile görüş ayrılıklarınızı ortadan kaldırın.

3)Türkiye'de gelişen ABD ve Musevi karşıtı eğilimleri engelleyin.

4)Ermenistan sınırını açın.

5)Heybeliada Ruhban Okulu'nu açın.

Şimdi bu talepleri sıra ile inceleyelim. Kıbrıs'ta Türkiye kabul edilememesi gereken Annan Planı'nı kabul etti. KKTC'de referandumda "evet" çıktı. Ancak Rumları Annan Planı bile tatmin etmedi. Şimdi Annan Planı'nın mevcut hali üzerinden Türkiye'nin ve KKTC'nin tavizde bulunması bekleniyor. ABD'nin Kıbrıs ile ilgili istediği bu.

Irak'ta mevcut Amerikan politikaları Türkiye'nin yaşamsal menfaatleri aleyhine gelişmektedir. Kürt yanlısı, Türkmen karşıtı, Sünni Arapları dışlayan bir sistemin başarılı olması mümkün değildir. ABD bütün bunları kendi menfaatiniz olarak benimseyin diyor. PKK, Kuzey Irak'ta toparlandı. Terörist sayısı, 1999 sayılarına döndü. Teröristler Kuzey Irak'tan Türkiye'ye sızıyor. ABD bunları biliyor ve ses çıkarmıyor. Bunu kabul et diyor.

ABD'nin Suriye ve İran politikalarının ne olduğunu Washington'da bile henüz kimse bilmez iken Türkiye'nin açık çek vermesi isteniyor. Bu Türkiye'ye bağımsız bir devlet gibi değil de Ohio eyaleti gibi davranmak demektir. Bu ayıp.

ABD'nin Türkiye'nin menfaatleri aleyhine politikaları sürürken ABD anti-Amerikanizmden rahatsız olduğunu söylüyor. Bunu durdurun diyor. Sanki Türkiye tek sesli faşist veya komünist bir rejimle yönetiliyor ve bir düğmeye basınca böyle bir şey memnun. Wolfowitz bunu Türk basınındaki arkadaşlarına söylesin. Bakalım onların kalemlerinin gücü yetecek mi? Gelelim Musevi aleyhtarlığına. Türkiye'de böyle bir şey söz konusu değil. İsrail'in Kuzey Irak'taki faaliyetlerinden rahatsız ama bu bir anti-semitik çizgiye neden olmuyor.

Washington "Ermenistan kapısını açın" diyor. Bence de Ermenistan kapısı açılmalı. Ancak önce Ermenistan Azerbaycan'ın işgal ettiği topraklarından çekilsin. Bu küçük, aç ama saldırgan ülkenin faşist yöneticileri Ermeni halkının menfaatlerini de çiğneyerek, Ermenistan'ın boşalması pahasına işgali sürdürüyorlar. Batı Ukrayana'da yaptığını eğer Ermenistan'dayapar ve demokrasinin önünü açar ise işgal sona erer ve Türkiye'de sınır kapılarını açar.

Heybeliada Ruhban Okulu bir yüksek okul olmasına, Türk topraklarında olmasına ve yöneticileri Türk vatandaşı olmasına rağmen ben YÖK tarafından denetlenmeyi kabul etmem diyor. Bu kadarı akla zarar. Türkiye okulun açılmasına karşı değil ama bütün yüksek okullara uygulanan mevzuatın Ruhban Okulu'na da uygulanmasını istiyor. Ruhban Okulu'na bir istisna getirilmesi ve YÖK denetimi dışına çıkarılması kaputilasyonların geri dönmesinin ilk adımını oluşturur. Böyle bir kararın altına imza atan siyasetçilerden ve bürokratlardan Vatana İhanet kanununu tekrar çıkarıp, geriye doğru yürüterek hesap sormak hak olur.

Durum böyle. ABD'nin taleplerinin hiç birisi kabul edilecek gibi değil. Şimdi ABD Ermeni sözde soykırım yasasını kabul edecek mi? Artık bunun üzerinde düşünelim. Kongre, böyle bir yasa tasarısını kabul etse ne olur? Fransa kabul etti de ne oldu? Türkiye, yeni bir strateji benimser. Türk halkı dost ve düşman ayrımını daha rahat yapar. Bir beyin fırtınası yapmanın zamanı geldi. Ben değerli Yeni Çağ okuyucularının bu konudaki düşüncelerini bana e posta ile yansıtmaları durumunda "Ülkücü Beyin Fırtınası" başlığı altında köşeme taşıyacağım.

Son not: 19 Mart sabahı saat 09.00 haberlerinde CNN-Türk'te Irak'tan ve etnik gruplardan bahsedilirken, Türkmenlerden hiç bahsedilmedi. Harita üzerinde Türkmen bölgeleri karışık bölgeler diye nitelendi. Bir konferansta CNN-Türk yorumcularından birisine yaptığı güzel yorumlar üzerine bir dinleyici sordu "Siz CNN-Türk'te çalıştığınıza emin misiniz?" diye. Cevap çok güzeldi. "Evet ama ben Türk kısmındanım" CNN-Türk'ün Türk kısmı ne yazık ki çok az. CNN-Türk Türkiye'de yayın yaptığını ve kendisini Türklerin seyrettiğini unutmamalı. 18 Mart yayını güzeldi ama yetmiyor Türk TV'si olmak için.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü