Bu sayfayı yazdır

NATO zirvesi ve Fars müziği

Yazan  04 Haziran 2012
20-21 Mayıs 2012 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Chicago kentinde NATO üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı bir zirve yapılmıştır.

22-23 Mayıs'ta ise ABD başkanlarının dinlenme evi olan ünlü Camp Devid çiftliğinde dünyanın en zengin sekiz ülkesinin (ABD, Çin, Rusya Federasyonu, Japonya, İngiltere, Fransa, Kanada ve İtalya )devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı bir önemli zirve daha yapılmıştır. Dolayısıyla ABD bir hafta içinde peş peşe iki önemli zirveye ev sahipliği yapmıştır. Her iki zirve de Türkiye için önemlidir. NATO'da alınan kararlar doğrudan, G-8'de ise dolaylı olarak Türkiye'yi ilgilendirmektedir. Ancak hem yerimizin darlığından hem de Türkiye için daha önemli olduğundan bu yazıda NATO'yu ele alacağız. NATO'nun 28 üye ülkesinin devlet başkanlarının yanında Afganistan'da NATO ile işbirliği yapan 60 ülke liderlerinin katıldığı büyük bir zirve gerçekleştirilmiştir. Ama NATO zirvesi beklenen noktada olmamıştır. Şekil olarak büyük, içerik olarak küçük olmuştur.

Bosna-Hersek, Karadağ, Makedonya ve Gürcistan'ın NATO üyeliklerinin zirvede konuşulması bekleniyordu ama gündeme bile alınmadı. Bu aday ülkelerin devlet başkanları ikili görüşmelerle yetinmek zorunda kaldılar. Bazı iyi niyetli NATO'cu yorumcular ile hükümet yanlıları bu durumu gündemin yoğunluğuna bağlasalar da asıl neden Rusya'nın bu eski Sovyet ülkelerinin NATO üyeliğine özellikle de Osetya ve Abhazya sorunlu özerk bölgelerinde asker bulundurduğundan Gürcistan'ın üyeliğine şiddetle karşı olmasıdır. Suriye ve İran konusunda Batıya sorun çıkartan Rusya Federasyonu'nun, bilhassa yeni başkanı milliyetçi Putin'in kızdırılmaması gerekir. Bu nedenle gündeme alınmamıştır. Ayrıca kendi ülkesinde aynı adla bir bölgesi olan Yunanistan'ın Makedonya'nın ismine bağımsızlığından beri itiraz etmektedir. Bu nedenle Makedonya'yı veto etme riski olsa da, bazı Makedon dostlarına göre Yunanistan'ın içinde bulunduğu ekonomik ve politik krizden dolayı iyi bir fırsat olabilirdi ama kaçırıldı.

Zirvede ele alınan en önemli konulardan biri Afganistan oldu. Fransa'nın yeni sosyalist lideri seçim propagandası esnasında söz verdiği gibi askerlerini 2012'nin sonundan önce Afganistan'dan çekeceğini; ancak çekeceği askerlerin savaşan askerler olacağı ve diğer görevli askerlerin kalmaya devam edeceğini belirtmiştir. Bu net olmayan bir davranıştır, sanki seçimlerde verdiği sözü tutmuş olmak için alınan bir karar görüntüsü vermektedir. ABD Başkanı Obama ise Amerikan askerlerinin 2014 yılında çekileceğini belirtmiştir. Aslında 2015'e kadar, zira çekilmek için verdiği tarih 31 Aralık 2014'dür. Kasım ayında Amerika'da başkanlık seçimleri var Obama daha önce sözünü verip de gerçekleştiremediği asker çekme politikasını gerçekleştirecek gibi yapmaktadır. Irak örneğinde olduğu gibi. Bilindiği gibi Irak'tan Amerikan askerlerini çektiğini ilan etmiş ama Bağdat'taki ABD büyükelçiliğinin personel sayısını on altı bine çıkartmıştır. Bu davranış dünyayı kör ve saf yerine koymaktan başka bir şey değildir.

NATO zirvesinde ele alınan ve Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren Malatya/Kürecik'e yerleştirilen Amerikan Erken Uyarı Radarı'nın NATO'ya devredilmesi için Başkan Obama'nın Savunma Bakanlığı'na talimat verdiği duyurulmuştur. Bu iyi bir haber olmakla birlikte inanmak için sonucu görmek gerekir. ABD'deki Kasım ayında başkanlık seçimlerinden sonra Kürecik'le ilgili herhangi bir politika değişikliği olmadığı takdirde gayet tabii. Kürecik'e yerleştirilen bu dinleme cihazlarının bir işe yarayabilmesi için fırlatılacak olan önleyici füzelerin Polonya, Romanya, Çek Cumhuriyeti'ne ve Akdeniz'de füzesavar füze bulunan Amerikan savaş gemilerine yerleştirilmesi gerekir. Ayrıca, umarız doğru değildir, kulislerde Amerikan savaş gemilerinden birkaç tane de Karadeniz'e gönderilmesi konuşulmaktadır. Bu Türkiye'nin ulusal çıkarlarına, güvenliğine aykırı olduğu gibi 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne de aykırıdır. Füze yerleştirme işlemlerinin bir aksilik olmazsa eğer 2018 yılına kadar bitirilmesi gerekir. O zaman aklımıza şu geliyor, bu Kürecik'teki dinleme cihazı madem bu füzeler için kuruldu, niçin şimdiden yani altı yıl önceden dinlemeye başladınız ve şu anda ne dinliyorsunuz. Bilindiği gibi İran'da, bugün itibariyle, siz de söylüyorsunuz atom bombası ve teknolojisi yoktur. Acaba Kürecik'te Fars müziği veya ezan mı dinliyorsunuz yoksa İsrail, Türkiye dahil bütün bölgeyi mi dinliyor?