Bu sayfayı yazdır

Batının Ahlaki Ölçütleri

Hitler ve onun SS kıtaları Batı tarihi için bir yüz karasıdır. Yaptıklarından dolayı mı? Hayır, bu yaptıklarını Batılı insanlara yaptıkları için.
Çünkü Hitler'in uygulamaları üç aşağı-beş yukarı bütün Batı uygarlığının son dört yüz yılda dünyanın her tarafından gerçekleştirdiği katliamlardan çok farklı değildir. İngilizlerin bütün bir Çin milletinin uyutarak yok etmeyi hedefleyen "Afyon Savaşları" uygulaması ile aslında Hitler'in yahudileri yok ettiği gaz odaları arasında ahlaki olarak büyük bir fark yoktur.

Ancak Hitler sadece beyaz insanının sarı, kara, kızıl diğer insan ırklarına olan üstünlüğüne inanmakla kalmamış, beyazlar arasında da Cermenlerin en üstün olduğunu ileri sürerek, Batılı hristiyan insanın uygulamalarını Avrupa kıtasına da taşımıştır. Hitler sonrasında Batının ahlaki ölçütleri tekrar yazılmamıştır. Hitler öncesinin uygulamaları ne yazık ki devam etmektedir. Batı savaş hukukunu hala kendi içinde uygulamakta, Batı dışında Haçlı Seferleri uygulamaları devam etmektedir.

Batının çifte standarta dayanan ahlak dışı uygulamaları ile doğrudan muhatap olan toplumlardan birisi de Türk toplumudur. Üstelik görünürde Batı dünyası ile yoğun bir ittifak geliştirmiş Japonya dışında tek Avrasya toplumu olmasına rağmen Türkiye'ye Batı tarafından diğer doğu toplumlarına "reklam" yapmak kabilinden en ufak bir ayrıcalık yapılmamaktadır. Genellikle demokratikleşme görüntüsü arkasına sığınan Batı taciz ve saldırılarının, arkasındaki 1071 sonrasındaki Batı-Türkiye ilişkilerinin arkaplanı ve Batı ırkçılığı anlaşılmadan doğru konumlandırlması mümkün değildir.

Almanya'da suyüzüne çıkan ve önce Almanya'da yaşayan Türklerin Almanlar kadar akıllı olmadığını söyleyen ırkçı söylem Berlin'de bir üniversite rektörü tarafından dile getirilmişti. Sonra bir başka Alman akademisyen Türkiye'deki Türklerin zeka ortalamasının da Almanlardan düşük olduğunu söyledi. Almanya'da felsefe, siyaset bilimi ve iktisad tahsili yapıp, felsefe fakültesinde Alman öğrencilere Kant ve ünlü eseri Pratik Aklın Eleştirisi hakkında ek ders veren bir Türk olarak Hitler'in Alman toplumunu değil, Alman toplumunun Hitler'i ürettiğini bilirim.

Beraber siyaset bilimi dersi aldığımız bir Alman yüzbaşı bana ciddi ciddi "Auschwitz" diye bir toplama kampının olmadığını, kampın savaştan sonra Amerikalılar tarafından inşa edildiğini söylemişti. Ayni yüzbaşı, yahudilerin ve siyahların ne kadar aşağılık olduklarını ifade ettikten sonra, benim "hoşuma" gideceğini düşünerek, "Bir yahudi veya zenci kadın ile birlikte olmam söz konusu değil ama bir Türk kadın ile birlikte olabilirim" demişti. Bu küstahlık onun ırkçı kafası için bir lütuftu.

Almanya 2. Dünya Savaşı'nı kazansa idi bütün Türkiye patates tarlası yapılacak, Türklerin ilkokul üstü tahsil yapması yasaklanacak, Türk seçkinleri yok edilecekti. Peki, Almanya Birinci Dünya Savaşı'nı kazansaydı müttefiki olan Türkiye'de kazanmış mı sayılacaktı? Hayır, yine Türkiye Almanya tarafından işgal edilecekti. Bunu savaşın sonuna doğru anlayan Enver Paşa, Almanya'dan gelen silahları cepheye sevk etmeyerek cephaneliklere gizletmiştir. Almanların savaşı kazanması durumunda onlara karşı kullanmak için. Özetle Hitler'in cesedi Berlin'de sığınağının kapısında yakıldı ama ruhu Alman bürokrasisinin koridorlarında dolaşmaya devam ediyor.

İsviçre Büyükelçisinin Türk Dış İşleri Bakanı'nın Doğu Perinçek'in sorgulanması ve Tarih Kurumu Başkanı Prof.Dr. Halaçoğlu ile ilgili tepkisine verdiği cevap "olayları dramatize ediyorsunuz" şeklinde olmuş. Batının ahlaki ölçülerini çok açık bir şekilde ortaya koyan bir cevap bu cevap ile Alman rektörün ırkçı akıl ölçülerinin aynı yaklaşımın ürünü olduğu görülmektedir. Batı Dünyası çekinmediğine saygı duymuyor.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü