Bu sayfayı yazdır

Hristofyas’ın Aklındaki Çözüm Şablonu

Yazan  03 Kasım 2009
Bugün gelinen nokta itibariyle Kıbrıs sorununun çözümüne ne kadar yaklaşıldığı ve ya ne kadar uzak olunduğu çok önemli değil. Zira her iki kesim liderlerinin aklında benimsedikleri çözüm şablonuna yakın öneriler gündeme gelmedikçe, adada çözümün yakı

Nedir bu şablonlar?

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'ın, aklında ki çözüm şablonu; "Anayasal Çözüm Çerçevesi" metni, federal devletin temel ilkelerini içermektedir. Politis gazetesi, "14-17 Eylül tarihlerinde gerçekleşen maraton toplantısında Hristofyas'ın, Rum Ulusal Konseyi'ne sunduğu bu çözüm önerisini tam metin olarak yayınladı.1
"TEK VE BİR EGEMENLİK: Tek ve bir egemenliğin (single sovereignty) uluslararası hukuktaki klasik anlamıyla, iki yönü vardır. Birincisi; devletin uluslararası ilişkilerinde bağımsız olacağı; ikincisi de, devlet yetkisinin içte en üst yetki olacağı, bütün diğer iç yetkilerin (mesela bölgesel federal devletlerin erk organları) hiyerarşik olarak merkezi yetkinin altında olacağı anlamındadır. Bu da federal anayasanın bölgesel anayasaların üzerinde olmasıyla ifade edilir.
Tek bir egemenlik; devletin tek olacağı anlamına gelir. Bu nedenle bütün bağımsız federal devletlerin tek bir egemenliği vardır.
TEK VE BİR ULUSLARARASI TEMSİLİYET: Tek ve bir uluslararası temsiliyet, egemenlikten kaynaklanıyor ve dolayısıyla birincil, yani devlet, uluslararası temsiliyeti olan yerde egemenlik de vardır. Uluslararası temsiliyet uluslararası hukukun yalnızca devlet olduğu anlamına gelir, asla bölgelerinin değil. Bu, bölgeler tarafından sözleşmeler yapılması sınırlı hakkını ihtimal dışı bırakmaz ancak bu uluslararası temsiliyetle aynı anlama gelmez çünkü hak kendiliğinden olmaz, federal anayasa tarafından verilir. Kıbrıs Türk tarafı, Belçika modeline atfen federal bölgelere, kendi yetki alanları içerisindeki bütün alanlarda uluslararası anlaşmalar yapma hakkı talep ediyor. Bizim taraf böyle bir hakkı; doğrudan veya federal hükümet aracılığıyla değil, başka ülkelerin egemenliği/boyunduruğu altındaki makamlarla sadece ticari ve kültürel anlaşmalar için kabul ediyor.
TEK BİR VATANDAŞLIK: Vatandaşlık bir kişiyi devlete, ait olduğu halka bağlayan kamu hukukudur. Her devlette tek bir vatandaşlık vardır. Çifte vatandaşlık yalnız, iki ayrı egemen devletin vatandaşlığına sahip olan vatandaşlarla ilgilidir ve birleşik bir devlette vatandaşların asla ayrı vatandaşlığı olamaz. Çoğu federal devlette iç vatandaşlık denilen şeyle karşılaşılıyor ki bu ne tek bir vatandaşlığı ortadan kaldırır ne de bununla ilgisi vardır... çünkü siyasi hakların kullanılması ve temel özgürlüklerin düzenlenmesi gibi iç yönetim düzenlemeleri nedeniyle gereken maksatlar vardır.

FEDERASYON: Gerçek şudur ki bugün 20 kadar federal devlet vardır (ancak bunlar dünya yüz ölçümünün neredeyse yarısını kaplıyor ve dünya nüfusunun yüzde 40'ı buralarda yaşıyor) ve birbirine benzeyen iki tanesini bile bulamazsınız. Her bir federasyonun kendi özellikleri vardır. Federasyondan federasyona fark var. Ancak bu gerçeğin bir yarısıdır. Öbür yarısı; istisnasız bütün federasyonların ortak nitelikleri bulunduğudur. Her bir federasyon en az iki bölgeden oluşur, her birinin kendi erk organları (hükümet, meclis, mahkemeler) vardır ve bölgelerin kendi erk organları bulunmadığı doğrudan hükümet erkine bağlı oldukları üniter devletten farkları buradadır.
İKİ BÖLGELİLİK: İki bölgeliliğin 1977 Doruk Anlaşması'nda yer almadığı savunuluyor. Gerçekte, bu terminoloji orada yoktur. Ancak bizi tabelaların değil içeriğin ilgilendirdiğini söylediğimize göre, söz konusu anlaşmanın ilgili içeriğini görelim:
(1) Bağımsız, bağlantısız, iki toplumlu federal cumhuriyet talep ediyoruz
(2) Her bir toplumun idaresi altında olacak toprak ekonomik yaşayabilirlik ve ya verimlilik ve mal sahipliği ışığı altında görüşülmelidir.
(3) Serbest dolaşım, yerleşim, mülkiyet gibi ilke meseleleri ve diğer özel konular; iki toplumlu bir federasyon sisteminin temel zemini ve Kıbrıs Türk toplumu için ortaya çıkabilecek bazı pratik zorluklar dikkate alınarak, müzakereye açıktır.
İKİ TOPLUMLULUK: Her iki toplumun da federal organlara ve kararlara etkin şekilde katılacağı anlamına gelir. Bu unsur yeni değildir, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda vardır.
SİYASİ EŞİTLİK: Güvenlik Konseyi'nin tanımına göre: Siyasi eşitlik ile bütün federal organlarda eşit sayısal katılım kastedilmez. Federal anayasanın onaylanması veya değiştirilmesi her iki toplumun onayını gerektirir, iki toplumun federal hükümetin bütün organlarına ve kararlarına etkin katılımı olacak, federal hükümet bir toplumun çıkarları, eşitliği ve özdeş yetkileri ve iki federal eyaletin işleyişi aleyhine herhangi bir tedbir onaylamayacak. Sonuç olarak BM'nin belirlediği kapsamlı çözüm çerçevesi basittir: Bir devlet-iki toplum.
KIBRIS CUMHURİYETİ'NİN DÖNÜŞÜMÜ: Federasyon oluşturmanın iki şekli vardır: Ayrı devletlerin birleşmesi (Almanya, İsviçre ve ABD) ve üniter devletin federasyona dönüştürülmesi (Belçika). İlk durumda devletlerin yer değiştirdiğini (basitçe söylemek gerekirse, mevcut devletlerin tasfiye edilmesi ve yeni, federal bir devlet kurulması) görüyoruz. İkinci durumda da mevcut devletin devamını görüyoruz. Son örnek; devletin devletler arası nitelikli uluslararası örgütlere (BM, Avrupa Birliği gibi) katılımının devamını ve devleti bağlayan uluslararası anlaşmaların devamını güvence altına alır. Değişmez tezimiz; Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamının güvence altına alınması gerektiğindir ve partenojenez (bakir doğum) denilen şeyi reddetmemizin nedeni budur, zaten Talat da bundan (partenojenez) vazgeçeceğini vaat etti. Paradoks, 1960 anlaşmalarının, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamının ifadesi olmasıdır. Yani; Kuruluş Anlaşması (üsler de dahil) ve Güvenlik ve Garantiler Anlaşması."

Bu gün Hiristofyas`ın çözüm şartı olan bu söylemler, 1960`da Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduğunda da ortaya konmuş aynı esasları içeriyordu. 1963 Aralığında, adadaki Türk varlığını yok etmeye yönelik başlayan soykırım, gerçek olan söylemleri değil de "niyetleri" ortaya çıkarmıştı.

Bu niyetler, adadaki Türk varlığına son vermek ve azınlık durumuna düşürmek, asimile etmek, Büyük Yunanistan sınırının Yeşil Hattan değil de Kıbrıs Adasının karasularından geçmesini sağlamak, Kıbrıs`ı Yunanistan topraklarına katmak (ENOSİS) olamaz mı?

Bu geçmişte oldu ve gelecekte olmayacağının tek garantisi ise Türkiye`dir.






1 Star Kıbrıs, 26-10-2009