Bu sayfayı yazdır

KIBRIS 2015

Yazan  28 Aralık 2009
‘Kıbrıs 2015’ olarak isimlendirilen yeni bir araştırma girişimi Kıbrıs’taki iki ana toplumun kendi içerisinde ve toplumlar arasında diyaloğun artırılmasını teşvik etmektedir.

Neticeleri bugün açıklanacak olan projede ada çapında toplum grupları ve kanaat önderleri ile istişare edilmiş ve bunun yanında kapsamlı kamuoyu anketini düzenlemiştir.
Proje yöneticileri Ahmet Sözen ve Spyros Christou proje hakkında şunları ifade etmiştir: "Bizim amacımız Kıbrıs'ın uzun vadeli sürdürülebilir geleceği için yaratıcı ve yapıcı bir sosyal tartışmaya katkıda bulunmaktır." Proje yöneticileri 'Kıbrıs 2015'in amacı, her iki toplumdaki halkın fikirleri, görüşleri ve düşüncelerini araştırmak ve bunlardan politika önerileri türetmektir' diye eklediler. [1]
Kıbrıs 2015 nedir?
'Kıbrıs 2015: sürdürülebilir gelecek için araştırma ve diyalog' Kıbrıs sorunu üzerindeki mevcut tartışmalar içerisindeki boşluğu dolduran bir projedir. Proje, Kıbrıs'ın geleceği üzerine diyalog kurulmasına ve sorun çözümüne yönelik bir platform sağlar. Adadaki mevcut barış çabalarını tamamlayıcı olacak şekilde, objektif araştırmayı kapsamlı paydaş tartışmaları ile birleştiren proje, Kıbrıs sorununun sürdürülebilir çözümüne katkı koymayı amaçlamaktadır.
Kıbrıs 2015 Interpeace'in bir iştirakidir (www.interpeace.org). Interpeace 2000 yılında BM'nin pilot programı olan Savaşların Parçaladığı Toplumlar Projesi'nin (War-torn Societies Project) (1994-1998) devamı olarak kurulmuştur. Kıbrıs 2015 projesi Mayıs 2009'da başlamıştır ve şu anda Joint Programme Unit for UN / Interpeace Initiatives (JPU) tarafından yürütülmekte olup Kıbrıs'taki UNDP-ACT (İşbirliği ve Güven için Hareket) programı tarafından desteklenmektedir.
Anket Bulguları: Kıbrıslıların bir çözüme dönük güçlü arzuları, uzlaşmaya yönelik tahammülleri vardır. Özellikle güvenlik konusunda zorluklar devam etmektedir.
Ada çapında yapılan en son kamuoyu anketi 'Kıbrıs 2015' bağlamında yürütülmüştür: 'Sürdürülebilir Gelecek için Araştırma ve Dİyalog' insiyatifi gösteriyor ki Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler'in Kıbrıs sorununun çözümüne dönük güçlü arzuları vardır ve birçok alanda uzlaşmaya hazırdırlar. Fakat beklentileri düşüktür ve bazı alanlarda orta zemini bulmak daha çok çaba gerektirecektir.
Anket 'Kıbrıs 2015' proje takımı tarafından koordine edilmiş ve denetlenmiş olup alan araştırması Güney Kıbrıs toplumu içerisinde Symmetron Pazar Araştırması ve Kıbrıs Türk toplumu içerisinde ise KADEM Kıbrıs Sosyal Araştırma isimli kuruluşlar tarafından yürütülmüştür. Toplam olarak 2,000 kişi ile evlerinde kendi lisanlarını kullanılarak yüz yüze mülakatlar yapılmıştır (her toplumda 1,000 kişi ile mülakat) .

Temel olumlu sonuçlar:
Kıbrıslılar bir anlaşma istiyor. Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğu (69%) barış sürecinin bir anlaşma ile sonuçlanmasını arzu etmektedir. Kıbrıslı Türklerin ekseriyeti (42%) ayni arzuyu taşımaktadır. Yalnızca her iki toplumda küçük bir azınlık (17% Kıbrıslı Rum, 34% Kıbrıslı Türk) barış sürecinden bir sonuç çıkmamasını tercih etmektedir.
Genel kanının aksine, Kıbrıslı Rumlar statükodan huzursuzdurlar. Kıbrıslı Rumların büyük çoğunluğu (63%) statükonun devamını "kesinlikle kabul edilmez" olarak görmektedir.
Federal çözüm iki toplum tarafından tolere edilmektedir. Kıbrıslı Rumların 28%'ı ve Kıbrıslı Türklerin 16%'sı prensip olarak iki bölgeli iki toplumlu federasyona karşıdırlar.
Zorluklar:
İleride olması muhtemel bir referandumla ilişkili olarak bir barış planın iki lider tarafından kabul edilmesi durumunda, iki toplumda oldukça önemli ölçüde kesin hayır oyu çıkması muhtemeldir Kesin hayır oyu (22% Kıbrıslı Rum, 31% Kıbrıslı Türk) kesin evet oyundan büyüktür (39% Kıbrıslı Rum, 27 Kıbrıslı Türk).
Eğitimli Kıbrıslı Rumlar en kuşkulu kesimdir. Kıbrıs Rum toplumunda kesin hayır oyu verenler içerisinde yüksek lisans sahibi kişiler (30%) en büyük oranı oluştururlar.
Yaşlı Kıbrıslı Türkler en kuşkulu kesimdir. Kıbrıslı Rumlarla birlikte yaşadıkları dönemi hatırlayacak yaşta olan Kıbrıslı Türklerin yüksek bir oranı referandumda kesinlikle hayır oyu verecektir (65 yaşın üzerinde olanların 46%'sı)
Görüşmelerin temelini oluşturan ve iki lider tarafından üzerinde anlaşılmış prensiplerin tümü toplumların temelini oluşturanlar tarafından kabul edilmemiştir. Kıbrıslı Rumlar iki bölgelilik konusunda anlaşılmış prensipler ve eşit statüde iki oluşturucu devletin olacağı fikri hakkında halen kararsız olmaya devam etmektedirler. Kıbrıslı Türkler uluslararası tek kimlik, tek egemenlik ve tek vatandaşlık gibi üzerinde uzlaşılmış prensipler konusunda halen kararsız olmaya devam etmektedirler.
Türkiye'nin garantör statüsü kutuplaştırıcı bir konudur. Türkiye'nin garantörlüğü Kıbrıslı Rumların çok büyük bir oranı (98%) tarafından reddedilmekte olup Kıbrıslı Türklerin çok büyük bir oranı (79%) tarafından desteklenmektedir. Diğer taraftan, AB veya BM (Kıbrıslı Türkler durumunda Türkiye'ye ek olarak) uzlaşılan garantörler olarak düşünülebilir. Garantör olarak AB ve BM Güvenlik Konseyi her iki toplumda tahammül edilebilir fakat bu Türkiye'nin garantörlük rolü üzerindeki iki tarafın uyuşmazlığını çözmez.
Güvenlik Kıbrıslılar için en önemli konudur. Güvenlik ve garantiler konusu Kıbrıslı Rumların 72%'si ve Kıbrıslı Türklerin 71%'i için en yüksek önemi taşımaktadır.
Dikkate değer diğer sonuçlar:
Çok az sayıda Kıbrıslı Rum, Kıbrıs Türk yönetimi altında yaşamak isteyeceğini belirtiyor. Kıbrıslı Rum göçmenlerin yalnızca 17%'si kesinlikle (10%) veya muhtemelen (%7) Kıbrıs Türk yönetimi altında eski evlerine dönmek istemediğini söylüyor. Buna karşın, güçlü bir çoğunluk (59% kesin ve 10% muhtemelen) Kıbrıs Rum yönetimi altında eski evlerine döneceklerini söylüyor.
Kıbrıslı Rumlar doğrudan halk tarafından seçilmiş başkanlığı tercih ediyor; Kıbrıslı Türkler bu konuda daha esnek. Doğrudan halk tarafından seçilmiş başkanlık Kıbrıslı Rumların 75%'i, tarafından kesinlikle gerekli olarak görülüyor. Kıbrıslı Türkler doğrudan halk seçimini tercih etmelerine rağmen senato aracılığı ile seçim gibi dolaylı seçim modellerine de açık görünmektedirler.
Kıbrıslı Rumlar'ın dönüşümlü başkanlık konusunda endişeleri bulunmaktadır. Kıbrıslı Rumların 70%'i dönüşümlü başkanlık ve başkan yardımcılığı konularını kesinlikle kabul edilemez olarak görüyor, fakat kararların müştereken alınmasına hoşgörü ile bakıyor.
Diğer taraftan Merkezi Londra'da bulunan Avrupa Reform Merkezi (CER) isimli düşünce kuruluşu; Kıbrıs Rum Kesimi'nin sorun çözülmeden üye yapılmasının Avrupa Birliği'nin son yıllardaki en büyük hatalarından biri olarak değerlendirildi.
AB'nin son on yılda yaptığı en büyük hataları değerlendiren analize göre Rumlar, Türkiye-AB ilişkilerini baltalamak için üyeliklerini "arsızca" kullanıyor yorumunu yaptı.

Sonuç olarak AB, Kıbrıs sorununu çözerek GKRY`ni AB`ne kabul etmesi yerine, bu sorunu BM`e bırakarak GKRY`ni AB çatısı altına alması, çözüm adına atılmış geri bir adım olarak değerlendirilebilir. Zira GKRY`ni AB üyesi olarak bu avantajını en iyi şekilde kullanarak, Türkiye`nin AB sürecini doğrudan etkileyebilecek müdahalelerle Kıbrıs`ta kendi istediği yönde bir çözümü hedefleyecekti. Bunun için elinde ki en büyük koz, zaman olacaktır.

Eğer AB, GKRY`nin AB`ye kabul şartının da Türkiye gibi sorunun çözümüne bağlı olmasını isteseydi, bu güne gelindiğinde her iki toplum (Türkiye ve Yunanistan dahil) adadaki sorunun çözümü için aynı çabayı göstereceği bir gerçektir. Ancak bu çaba şuan sadece Türkiye ve KKTC`den beklenmektedir.



* 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Balkan Kıbrıs Araştırmaları Masası Başkanı



[1] Kıbrıs 2015 raporu, ABHaberin 26-12-2009`da ki aynı başlıklı haberinden alınmıştır.