Bu sayfayı yazdır

Hillary Clinton`un Güney Kafkasya Ziyaretinin Sonuçları

Yazan  06 Temmuz 2010
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton`un Güney Kafkasya ülkeleri – Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan`a seferi tamamlandı.

Bu ziyaret ve yapılan görüşmeler beklentileri doğrulttu mu? ABD`nin Güney Kafkasya`daki sorunların çözümüne bir adım yaklaştığını söylemek mümkün mü?

 

Bu sorulara yanıt bulmak için Clinton`un ziyaretinin ilk durağı olan Azerbaycan`daki görüşmelerinden başlayalım. Clinton`un Bakü ziyareti ile iki ülke arasındaki ilişiklerdeki pürüzlerin giderileceği düşünülüyordu. Mayıs ayının ortalarında ABD Dışişleri Bakanlığı Avrasya Sorumlusu Richard Morningstar, ardından Savunma Bakanı Robert Gates Bakü`ye gelerek fikir alış-verişinde bulunmuştular. Clinton`un seferinin, ikili diyalogları daha da derinleştireceği yönünde beklentiler vardır. Ancak ziyaretin sonucu gösterdi ki, Washington`un Azerbaycan`dan istekleri enerji ve güvenlik alanındaki ilişkilerin geliştirilmesi ile kısıtlanıyor. Beyaz Saray için önemli olan Azerbaycan`ın hava sahası üzerinden Afganistan`a yardımların taşınmasında herhangi bir engelin ortaya çıkmamasıdır.

 

ABD Dışişleri Bakanı Bakü`de Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve meslektaşı Elmar Memmedyarov`un yanı sıra gençlerle bir araya geldi. Clinton`un muhalefet liderleri ile bir araya gelmemesi ise Washington için Bakü ile diyaloga demokrasi ve insan hakları konularının arka planda olması anlamına geliyordu. Çünkü muhalefet liderleri Clinton`la görüşte demokrasi ve seçim konularını gündeme getirmeği planlıyordular. ABD Dışişleri Bakanı ise bu konuları geniş şekilde tartışmaktan yana değildi. Clinton`un ABD`nin demokrasi yolunda yüzyıllarca mesafe kat etmesi sözleri yerli muhalefete bir mesaj idi. Yani "çalışmalarınızda bizden destek beklemeyin, yapacağınız işlerde kendinize güvenin. Ayrıca bu işler zaman ister" söylemek istiyordu hanım Clinton.

 

ABD Dışişleri Bakanının Yukarı Karabağ konusunda Bakü`de yaptığı açıklamalar da bir ümit vermiyordu. Clinton Rusya Cumhurbaşkanı Dmitri Medvedev ve Başbakan Vladimir Putin'in söylediklerinin aynisini dile getirdi: "Taraflar kendileri anlaşmalıdırlar". Clinton`un ABD`nin Yukarı Karabağ sorununun kısa sürede çözümünden yana olduğunu söylemesi ise bir anlam ifade etmiyor. Bunu yıllardır söylüyorlar.

 

Clinton`un Bakü`den sonra durağı Erivan`dı. Onun burada yaptığı açıklamalar Azerbaycan siyasi çevreleri ve kamuoyunu hayal kırıklığına uğrattı. ABD hükümeti tam bir yıl Türkiye`ye baskı yaparak, Yukarı Karabağ sorununu göz ardı ederek, Ermenistan`la ilişkileri normalleştirmeğe çağırıyordu. Washington`un bu politikası bir sonuç getirmedi. Türkiye tüm baskılara rağmen, siyasi çevreleri ve kamuoyu ile Yukarı Karabağ sorununun çözümünden taviz vermeyeceğini kanıtladı. Amerikalıların Azerbaycan`a artan ziyaretleri, Başkan Barak Obama`nın Azerbaycanlı meslektaşına yazdığı mektup, ardından da Clinton`un Bakü`ye seferi bazılarında böyle bir ümit oluşturuyordu ki, Washington arka planda tuttuğu Yukarı Karabağ sorununun çözümünü dikkate alarak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini bu faktöre bağlayacak. Ancak bu beklentiler gerçekleşmedi. Clinton Erivan`da yaptığı açıklamalarda, Yukarı Karabağ sorununun çözümünü hatırlatmadan Türkiye-Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerinin koşulsuz kurulması gerektiğini vurguladı. Clinton hatta Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan`ın tutumundan övgüyle söz açarak topun Türkiye`de olduğunu iddia etti. Böylece, Washington`un Yukarı Karabağ politikasının değişmediği anlaşıldı.

 

Clinton Azerbaycan`ın toprak bütünlüğü konusunda bir kelime bile söylemezken, Tiflis`te yaptığı açıklamada, ABD`nin Rusya`nın Güney Osetya ve Abhazya`nın işgali ile barışmayacağını bu sözlerle ifade etti: "Biz Gürcistan`ın işgalini asla kabul etmiyoruz. Gürcistan`ın toprak bütünlüğü bizim için önemli".

Güney Osetya veya Abhazya`nın Yukarı Karabağ`dan ne farkı var?

Her üçü işgal altında, her üçünde toprak ihlali söz konusudur. Ancak ABD'li yetkililer Yukarı Karabağ`a farkı gözle bakmağa özen gösteriyorlar. Clinton Moskova`yı eleştirirken, Erivan`a övgüler yağdırıyor. Bunun bir adı var: çifte standart.