< < İran’da Seçmen, Yeni Cumhurbaşkanını; Rejim, Yeni Dönem Stratejisini Belirledi
 Bu sayfayı yazdır

İran’da Seçmen, Yeni Cumhurbaşkanını; Rejim, Yeni Dönem Stratejisini Belirledi

Yazan  24 Haziran 2013

Giriş

İran’da 14 Haziran 2013’de gerçekleştirilen cumhurbaşkanlığı seçimlerini reformcu ve ılımlı kitlenin desteklediği Hasan Ruhani kazandı. Seçim sürecine girilirken, dini lider Hamaney ve kurduğu imparatorluk için tehlike potansiyeli taşıyan adaylar yarış dışında bırakılmıştır. Seçimlere yalnızca Anayasa Koruyucular Konseyi’nin denetiminden geçebilmiş adaylar katılmıştır. Bu süreçte Reformcuların desteklediği en güçlü aday olan Rafsancani ve Milliyetçi muhafazakâr kitlenin adayı olan Meşai’nin adaylık başvuruları geri çevrilmiştir. Ağırlı olarak muhafazakar adayların yarıştırıldığı seçimlerde toplam üç muhafazakar, iki bağımsız, bir de reformcu kanadın desteklediği aday olmak üzere toplam altı kişi yarışmıştır. Seçimlerin en popüler adayı olan Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bagir Galibof oyların yüzde 16’sını alırken; adı nükleer müzakerelerle anılan Said Celili ise oyların yüzde 11,3’ünü alarak üçüncü olabilmiştir. Bu karşılık reformcuların desteğini alan Hasan Ruhani oyların yüzde 50’sini alarak, cumhurbaşkanlığı makamına otursa da seçimi reformcular değil, sistemin kritik kurumlarını elinde bulunduran muhafazakârların kesin galibiyeti olarak yorumlamak mümkündür. Zira yeni cumhurbaşkanı olan Ruhani de kendinden önceki cumhurbaşkanları gibi sınırlarını dini otoritenin önceden belirlemiş olduğu politikaların uygulayıcısı olacaktır. Buna karşın Ruhani’den beklenen ise ABD-AB-İsrail ekseninin ekonomik ve siyasi yaptırımları karşısında zayıflayan ve meşruiyetini yitiren rejimi rahatlatmak için sınırları yine dini lider Hamaney tarafından belirlenmiş olan politik adımları gerçekleştirmek olacaktır.

İran’da gerçekleşen seçim sürecini ve sonuçlarını daha iyi anlayabilmek için kısaca İran’daki mevcut siyasi sisteme göz atmak yararlı olacaktır. İran politik sistemi, sahip olduğu teokratik yapısı yani “velayet-i fakih” etrafında örülmüş resmi kurumlardan oluşması nedeniyle atanmışlar, seçilmişler üzerinde mutlak bir hakimiyete sahiptir. İran’da sistemin kritik kurumları, “velayet-i fakih” diğer bir deyişle dini rehberin devlet üzerindeki egemenliğini temel alan bir çerçeve içinde oluşturulmuştur. İran’da önemli bir geleneğe sahip olan Şii mezhebindeki imamet kurumunun Humeyni tarafından yeniden yorumlanmasıyla ortaya çıkan velayet-i fakih, sistemin en önemli ve öncelikli kurumudur. Buna göre kişilerin devleti yönetme meşruiyeti ancak on iki İmam soyundan gelmelerine bağlıdır. Fakat on iki imamların sonuncusu olan İmam Mehdi’nin yeryüzüne ne zaman geleceği bilinmediği için o gelene dek, İslam hükümetini yönetme yetkisi din alimlerine verilmiştir. Hz. Muhammed ve ehl-i beytine özgü bir özellik olan “velayet” (mutlak otorite) fakihler yani din âlimleri için de geçerlidir. Bu bağlamda makalede, İran’da gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve “kutsal otoritenin” cumhurbaşkanı Ruhani üzerinden gerçekleştirmek istediği yeni dönem politikaları tartışılacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Kimler Yarıştı?

14 Haziran 2013’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerine ancak Anayasa Koruma Konseyi’nin onayından geçebilen adaylar katılabilmiştir. Anayasayı Koruma Konseyi ise dini lider Ayetullah Ali Hamaney'e bağlı 12 kişiden oluşmaktadır. Konsey, sadece cumhurbaşkanlığı değil aynı zamanda milletvekili seçimlerinde yarışabileceklere onay yetkisini de elinde bulundurmaktadır. Ancak tüm konularda nihai yetki yine de dini lider Hamaney’de bulunmaktadır.[1] İran’da dini lidere bağlılık yemini eden muhafazakâr unsurlar, hemen hemen bütün devlet kurumlarının kontrolünü elinde bulundurmaktadır.[2] Bu nedenle konsey, İmam Humeyni’nin ölümünün ardından dini lider Hamaney’e sahip olduğu gücü verdiğine inanılan Rafsancani ve Ahmedinejat’ın ekibi içerisinde yer alan, ancak sistemde daha fazla güce ortak olmayı hedefleyen Meşai yarış dışında bırakılmıştır.[3] Buna karşılık seçimlerde yarışan altı adayın biri reformcu, ikisi bağımsız ve üçü muhafazakâr tabanı temsil etmiştir.[4] Seçimlerde muhafazakâr adaylar arasında Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı Said Celili; bağımsızlar arasında Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bagir Galibaf öne çıkmıştır. İran’ın yeni cumhurbaşkanı olan Hasan Ruhani ise reformcular tarafından desteklenmiş olsa da reformcu olmaktan ziyade pragmatik bir siyasi aktör olarak bilinmektedir. İran’da da reformcu olmaktan çok mutedil olarak vasıflandırılmaktadır.[5]

Ahmedinejat’ın Ekibi Neden Tasfiye Edildi?

Anayasa Koruyucular Konseyi, Ahmedinejat’ın ekibi hakkındaki kararın ilk adımını Mayıs 2013’de atmış Meşai hakkında olumsuz bir mütalaada bulunmuştur.  Meşai’nin başvurusu esnasında cumhurbaşkanı Ahmedinejat’ın yanında bulunması eleştirilmiş, Anayasayı koruyucular konseyi mevcut cumhurbaşkanının bir cumhurbaşkanı adayını işaret etmesinin yasalara aykırı olduğunu iddia ederek, Ahmedinejat’ın cezalandırılmasını talep etmiştir.[6] Bununla birlikte İran Meclisi’nde 150’den fazla milletvekili Ahmedinejat’ın bu hamlesi karşısında yargıya sunulmak üzere şikâyet dilekçesi hazırlamış, 100 kadar milletvekili de Anayasayı Koruyucular Konseyi’ne bir mektup göndererek isim vermeden Meşai ve Rafsancani’nin adaylıklarının reddedilmesini istemiştir.[7] İran’ın Eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, müttefiki Meşai'nin cumhurbaşkanlığı adaylığının veto edilmesine tepki göstererek, kararı dini lider Hamaney'e götüreceğini açıklamıştır. Ahmedinejad, resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada, Meşai hakkındaki karar için, Meşai'nin adaylığının dini lider Hamaney ile ilgili hiçbir problem olmayacağını ve son ana kadar bu konunun arkasında olacağını ifade etmiştir.[8]

İran’da herhangi bir gücün dini lidere karşı cephe açması pekte alışık olunan bir durum değildir. Çünkü İran politik sistemindeki stratejik kurumların atamaları, dini lider tarafından yapılmaktadır. Din adamları, devleti yönetme meşruiyetinin kendilerine has bir hak olduğunu düşünmektedir.[9] Bu anlamda İran’da askeri bürokrasi ve dini otoritenin seçilmişler üzerindeki vesayeti oldukça geniş bir etki alanına sahip iken Ahmedinejat'ı dini lidere karşı bu kadar güçlü kılan şeyin ise Hamaney ve ekibine karşı kullanılabilecek önemli istihbarat belgeleri olduğu iddia edilmektedir. Eski milletvekillerinden Muhammed Hoşçehren, Ahmedinejat’a yakınlığıyla bilinen İran Dergisi’nde Ahmedinejat’a bağlı bir ekibin istihbarat bakanlığından 140 bin evrakı dışarı sızdırdığını ve bunların 314’ünün dini lider Hamaney’in şahsı hakkındaki evraklar olduğunu gündeme getirmiştir.[10]  Ahmedinejat, 2009'da İran istihbaratına yaptığı siyasi operasyon sonunda İstihbarat Bakanı ve iki bakan yardımcısını görevden almış ve bir süre bu bakanlığa kendisi vekâlet etmiştir.[11]  Ahmedinejat’ın Hamaney ve ekibi hakkındaki önemli istihbarat bilgilerini bu süre zarfında elde etmiş olması muhtemeldir. Ancak, Anayasa Koruyucular Konseyi’nin Meşai’nin adaylığını reddetmesi, Hamaney’in bu şantaja boyun eğmediğini ve elinde Ahmedinejat ve ekibine karşı kullanabileceği önemli bilgilerin olduğunu göstermektedir. Dini lider Hamaney, 2005’den 2013’e kadar uzanan süreçte cumhurbaşkanlığı yapan Ahmedinejat’ı reformcuları etkisiz hale getirmek için kullanmıştır. Ancak bu süre zarfından İran’da önemli bir güç haline Ahmedinejat ve ekibinin, “kutsal otoritenin” siyasi ve ekonomik gücüne ortak olmak istemesi milliyetçi-muhafazakarların tasfiye edilmesiyle sonuçlanmıştır.

İran’ın Derin Adamı Rafsancani Neden Siyaset Dışı Bırakıldı?

İran’da halk arasında köpekbalığı lakabıyla bilinen eski cumhurbaşkanı Rafsancani, bir dönem İran’ın en güçlü politik aktörlerinden biri olarak anılmıştır.[12] Humeyni liderliğinde yapılan İslam Devrimi’nde yer almış, ancak 2009 yılında gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformist lider Musavi'ye destek verdiği için fitneci olmakla suçlanmıştır.[13] Aslında dini lider Hamaney ile Rafsancani arasındaki ayrılık Rafsancani’nin 8 yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde filizlenmeye başlamıştır. Rafsancani bu dönemde İslami Serbest Üniversitesi’nde okuyan iki milyon öğrenciyi kendi siyasi düşüncesi doğrultusunda yetiştirerek kendine sadık kadrolar oluşturmuştur. Rafsancani’nin Velayet-i Fakih’e sembolik bir makam olarak yaklaşması, Hamaney ile olan ilişkilerini daha fazla zedelemiştir.[14] Rafsancani’nin 16 yıl emek vererek kurduğu siyasal yapının dini lider Hamaney’in desteğini alan Ahmedinejat’ın iki kez üst üste cumhurbaşkanı seçilmesiyle yıkılması, Rafsancani’nin Hamaney karşısında aldığı ilk yenilgi olmuştur.[15] Bu yenilgiyi kabullenemeyen Rafsancani’nin 2009 seçimlerinde reformcuların adayı Mir Hüseyin Musevi desteklemesi ipleri iyiden iyiye gererken, Rafsancani imparatorluğunun sistemi kontrol eden muhafazakarlar tarafından tamamen hedef alınmasıyla sonuçlanmıştır. Sonuçta dini lider Hamaney, Rafsancani'yi istenmeyen adam ilan etmiştir. Rafsancani’nin oğlu Muhsin hapse atılmamak için İngiltere'ye kaçarken, kızı Faize defalarca tutuklanmıştır.[16] Bu paralelde Rafsancani’nin son genel seçimlerdeki adaylık başvurusu, üyelerini dini lider Hamaney’in atadığı Anayasa Koruyucular Konseyi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmiş; Rafsancani, Hamaney’in kutsal iktidarına ortak olmaktan bir kez daha menedilmiştir. Ancak, Rafsancani her ne kadar iktidardan uzak tutulmaya çalışılsa da kendisine yakınlığıyla bilinen[17] ve kendisi gibi ekonomik devletçiliğe karşı çıkan İran’a has ‘Camia-yı Ruhaniyet-i Mobariz’ grubundan olan Hasan Ruhani, cumhurbaşkanlığı seçimlerinden zaferle çıkmıştır.[18]

Rejimin Kurtarıcısı: Hasan Ruhani

1948’da doğan cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ilk eğitimini Kum’daki medreselerden almıştır. Klasik medrese eğitiminin yanı sıra Tahran Üniversitesi'nde hukuk eğitimi de alan Ruhani’nin resmi internet sayfasında Hukuk Sosyolojisi alanında doktorası bulunduğuna yer verilirken[19] Center for Strategic Research Ruhani’nin doktora derecesinin bulunmadığını iddia etmektedir.[20] Hasan Ruhani’nin, geçmişiyle kendisinden kimsenin şüphe edemeyeceği kadar rejime bağlı olduğu görülmektedir. Ruhani, 1979 devriminin ardından yeni rejim içerisinde çeşitli görevler üstlenmiştir. Milletvekilliği, Savunma Komisyonu Başkanlığı, Dış Politika Komisyonu Başkanlığı gibi görevlerde bulunmuştur. İran’da rejiminin stratejik kurumlarından biri olan Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin kurulmasının ardından burada önce dini otoritenin temsilciliği ardından da Konsey genel sekreterliğini yürütmüştür.[21] 2003-2005 yılları arasında İran’ın Nükleer Başmüzakericisi olan Ruhani, nükleer müzakerelerde eski cumhurbaşkanı Ahmedinejat ile anlaşamaması üzerinden görevinden ayrılmıştır. Toplam beş yabancı dili akıcı konuşabilen Ruhani, seçimlere kadar Düzenin Yararını Teşhis Konseyi’ne bağlı olan Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanlığı'nı yürütmüştür.[22]

Rejimin stratejik kurumlarında önemli görevler üstlenen ve 16 yıl Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği yapan Ruhani’nin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde reformcuların desteğiyle iktidara taşınması onun batı kamuoyunda ve İsrail basınında ılımlı ve mutedil bir cumhurbaşkanı olacağı yorumlarının yapılmasını sağlamıştır. Böylece uzun süredir ABD-AB-İsrail ekseninin ekonomik ve siyasi yaptırımlarıyla zora giren İran rejimi, hem İran halkı hem de dünya kamuoyunda ılım bir imaja sahip Ruhani üzerinden rejime yönelik baskıları azaltmayı hedeflemektedir. Ancak Ruhani, seçim sürecinde her ne kadar reformcuların siyasi söylemlerine paralel bir dil geliştirmiş olsa da rejime ve devrime bağlı dini elitin bir parçasıdır. Hatta İsrail istihbarat servisi MOSSAD’a yakınlığıyla bilinen DebkaFile internet sitesinde Ruhani’nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından yayınlanan bir rapora göre dini lider Hamaney ile yeni cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında on yıl önce Ahmedinejat’ın halefi olması hakkında sessiz bir anlaşmanın yapıldığı iddia edilmiştir. Raporda Ruhani’nin uzlaşmacı bir lider olduğundan hareketle ABD’nin 2003’de Irak’ı işgal ettiği dönemde Ruhani’nin İran’ın nükleer müzakerecisi olarak uranyum zenginleştirme faaliyetlerini askıya aldığına ve İran’ı olası bir ABD işgalinden kurtardığına dikkat çekilmektedir.[23]

Sonuç

Hasan Ruhani’nin iktidara gelişiyle İran’ın iç ve dış politikasında çok büyük değişikliklerin yaşanacağını düşünmek büyük bir yanılgı olacaktır. Ruhani’nin liderliğini yapacağı yeni hükümet, diğer hükümetlerde olduğu gibi İran’ı yöneten dini otorite ve askeri bürokrasinin çizdiği sınırların dışına çıkamayacaktır. Buna karşın seçim sonuçları, İran’daki “kutsal otoritenin” küresel aktörlerle oynadığı oyunun kurallarını değiştirmese de oyunun yönteminde bazı farklılıkların yaşanmasını sağlayacaktır. Bu açıdan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçları İran’da olduğu kadar tüm dünyada da merakla beklenmiştir. Uzun süredir ABD-AB-İsrail ekseninin ekonomik ve siyasi yaptırımlarının yanı sıra örtülü operasyonlarının hedefi olan İran, bu seçimler sonunda yalnızca cumhurbaşkanını değil aynı zamanda 4 yıl sürecek olan bölgesel duruşunu da belirlemiştir. Bu bağlamda seçimi geleneksel muhafazakâr adaylardan birinin kazanması durumunda ABD'nin siyasi ve ekonomik yaptırımlarıyla boğuşan rejimin iyiden iyiye sıkıntıya girmesiyle sonuçlanacak iken ılımlı bir aday olarak bilinen Ruhani’nin seçilmesi, rejimin yaptırımlar karşısında rahat bir nefes alması için önemli fırsatlar sunacaktır.

Ruhani, rejim için bir çıkış yolu olarak görülse de ülkenin yeni cumhurbaşkanını iç ve dış politikada iki temel sorun beklemektedir. Bunlar, iç politikada yaptırımlar nedeniyle artan ekonomik bunalımın çözülmesi ve geleneksel muhafazakârların reformcular üzerinde kurduğu siyasi baskının sona erdirilmesidir. Ruhani’nin gerek seçim sürecinde gerekse seçimden hemen sonra geliştirdiği siyasi retoriğe bakıldığında ekonomik bunalımın üstesinden gelmek için iki konunun üzerinde durduğu görülmektedir. İlki İran’ın geliştirmekte olduğu nükleer programı şeffaflaştırmak ve böylece ekonomik yaptırımları hafifletmektir. İkincisi ise ekonomide devlet müdahalesi yerine daha liberal politikaların uygulamak olacaktır. Bu kapsamda Ruhani’nin ekonomik devletçiliğe karşı çıkan İran’a has ‘Camia-yı Ruhaniyet-i Mobariz’ grubundan geldiği unutulmamalı ve seçim sürecince yerli üretim yerine ithalata odaklanılması gerektiği çıkışı göz önünde bulundurulmalıdır.

Ruhani için dış politikada çözülmesi gereken öncelikli iki konu başlığını ise nükleer müzakereler ve Suriye krizi oluşturmaktadır. 2003-2005 yılları arasında İran’ın nükleer müzakerecisi olan Ruhani’nin cumhurbaşkanlığı döneminde nükleer müzakerelerin muhafazakarların aksine daha ılımlı bir çizgide sürdüreceği açıktır. Ancak bu “ılımlı çizgi” İran’ın şimdiye kadar geliştirmiş olduğu nükleer programdan tamamen vazgeçmesi anlamına gelmeyecektir. Ruhani, seçimden sonra basına verdiği demeçte İran’ın nükleer programının bir hak olduğunun dünya kamuoyu tarafından tanınması gerektiğini ifade ederken, İran’a yönelik kuşkuların giderilmesi için ise yürütülen nükleer faaliyetlerin daha fazla şeffaflaştırılabileceği yönünde mesajlar vermiştir. Buna paralel olarak nükleer müzakerelerin kısa vadedeki geleceğini ise dış politikada bir diğer önemli sorun olan Suriye kriziyle ilgili pazarlıklar belirleyecektir. Ruhani liderliğindeki İran’ın, Suriye krizini çözebilmek için geliştirmekte olduğu nükleer programı geçici olarak askıya alması ya da batı kamuoyunun üzerinde ısrarla durduğu uranyum zenginleştirme tesislerinin Uluslararası Atom Enerji kurumunun denetimine açması beklenebilir. Bu kapsamda İran için uzun vadeli bir plan olan nükleer programın, kısa ve orta vadede İran’ı da içine alabilecek bir sıcak çatışmaya dönüşme riski olan Suriye meselesinin çözülmesi için bir pazarlık aracı olarak kullanılması muhtemeldir. Bütün bunlara karşın İran’ın yeni cumhurbaşkanı Ruhani’nin iç ve dış politikadaki kritik adımların ne derece başarıya ulaşacağı konusu ise dini lider Hamaney’in önceden belirlemiş olduğu sınırların dışına çıkmamasıyla doğru orantılı olacaktır. Yeni cumhurbaşkanı Ruhani ve politikalarının geleceğini ise son tahlilde velayet-i fakih belirleyecektir.

 


 

[1]İran’ı Anlamak, Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Güvenlik Ve Stratejik Araştırmalar Merkezi, İstanbul, Temmuz 2009, s.34, Çevrimiçi: http://busam.bahcesehir.edu.tr/rapordosya/irani-anlamak.pdf

[2]Said Barzin, İran: İki kritik isim seçimde yarışamayacak, BBCTürkçe, 21.05.2013, Çevrimiçi: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/05/130521_iran_secim.shtml

[3]Saeed Kamali Dehghan, Iran election: Rafsanjani blocked from running for president, The Guardian, 21.05.2013, Çevrimiçi: http://www.guardian.co.uk/world/2013/may/21/iran-presidential-election-rafsanjani-disqualified

[4]Abdullah Yeğin, 5 SORU: İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri, SETA, 28.05.2013, Çevrimiçi: http://setav.org/tr/5-soru-iran-cumhurbaskanligi-secimleri/yorum/6774

[5]Abdullah Yeğin, 5 SORU: İran’ın Seçimi: Hasan Ruhani, SETA, 17.06.2013, Çevrimiçi: http://setav.org/tr/5-soru-iranin-secimi-hasan-ruhani/yorum/6822

[6]Ahmedinejad 74 kırbaç cezası alabilir!, Akşam, 13.05.2013, Çevrimiçi: http://www.aksam.com.tr/dunya/ahmedinejad-kirbac-cezasi-alabilir/haber-205448

[7]Seçim oyunu kızışıyor, Radikal, 16.05.2013, Çevrimiçi: http://www.radikal.com.tr/dunya/secim_oyunu_kizisiyor-1133618

[8]Ahmedinejad'dan Meşai kararına tepki, Yenişafak, 22.05.2013, Çevrimiçi: http://cdn.yenisafak.com.tr/dunya-haber/ahmedinejaddan-mesai-kararina-tepki-22.05.2013-523948

[9]Hüseyin Beşiriyye, İran’da Devlet, Toplum ve Siyaset, Ağaç Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2009, s. 106

[10]“Ahmedinejat Timinin İstihbarattan Çıkardığı Önemli Evrak”, Sallaaneh, 26.10.2011, Çevrimiçi: http://sallaaneh.wordpress.com/2011/10/26/خروج-اسناد-وزارت-اطلاعات-توسط-تیم-احمد/

[11]“Ahmedinejad’ın istihbarat bakanlığı operasyonu sürüyor”, Yakın Doğu Haber, 01.08.2009, Çevrimiçi: http://www.ydh.com.tr/HD6865_ahmedinejadin-istihbarat-bakanligi-operasyonu-suruyor.html

[12]Ali Akbar Hashemi Rafsanjani, İran Chamber Society, Erişim Tarihi: 13.06.2013, Çevrimiçi: http://www.iranchamber.com/history/arafsanjani/akbar_rafsanjani.php

[13]Abdullah Özgür, İran'da Cumhurbaşkanı Seçimlerinin Anatomisi, ABNA, 15.05.2013, Çevrimiçi: http://www.abna.ir/data.asp?lang=10&id=419581

[14]Abdullah Özgür, a.g.m.

[15]Profile: Akbar Hashemi Rafsanjani, BBC News, Erişim Tarihi: 13.06.2013, Çevrimiçi: http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/4104532.stm

[16]Nevşin Mengü, İran'da herkes gider o kalır, CNNTürk, 14.05.2013, Çevrimiçi: https://www.cnnturk.com/Yazarlar/Nevsin.Mengu/Iranda.herkes.gider.o.kalir/132.6776/index.html

[17]Meet Hassan Rohani – Iran's new president, Ynetnews, 15.06.2013, Çevrimiçi: http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-4392609,00.html

[18]Fehim Taştekin, Rejim için garanti, muhalifler için umut, Radikal, 17.06.2013, Çevrimiçi: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/fehim_tastekin/rejim_icin_garanti_muhalifler_icin_umut-1137913

[19]Biyografi, Rouhani.ir, Erişim Tarihi: 15.06.2013, Çevrimiçi: http://rouhani.ir/about.php?about_id=1

[20]Iran Election Watch investigation leads to correction of official bio for presidential candidate, Iran Election Watch, 16.05.2013,  Çevrimiçi: http://iranelectionwatch.com/iran-election-watch-investigation-leads-to-correction-of-official-bio-for-presidential-candidate/#sthash.CEeNwCzS.dpuf

[21]Stephen Lendman, Hassan Rohani: Iran’s President-Elect, Global Research, 17.06.2013, Çevrimiçi: http://www.globalresearch.ca/hassan-rohani-irans-president-elect/5339383

[22]İran elections, Euronews, 14.06.2013, Çevrimiçi: http://www.euronews.com/tag/iran-elections-2013/

[23]Iran’s new, democratically elected president faces battle with Guards on nuclear issue, DebkaFile, 15.06.2013, Çevrimiçi: http://www.debka.com/article/23049/Iran%E2%80%99s-new-democratically-elected-president-faces-battle-with-Guards-on-nuclear-issue

Hakan Boz

bozhakanboz@hotmail.com

Uzmanlık Alanları

Azerbaycan, İran, Pakistan

Biyografi

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Araştırmacısı olarak görev yapan Hakan BOZ, Güney Kafkasya-İran-Pakistan Araştırmaları Merkezi'nde çalışmaktadır.

Bununla birlikte hakemli bir dergi olan 21. Yüzyılda Sosyal Bilimler Dergisi ile 21. Yüzyıl Dergi’lerinin sorumlu yazı işleri müdürüdür. Boz, enstitü çalışmalarının Radyo Karedeniz ve Pusula Gazete’siyle koordine edilmesi sürecini de yönetmektedir.

İlk, orta ve lise eğitimini İstanbul’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimi için 2005 yılında Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne girdi. İlk senesinde gösterdiği başarı ile fakültesinde dereceye girerek, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’ne geçiş yaptı. Lisans eğitimini Gazetecilik Bölümü’nde “Türk Basını’nda Güneydoğu Sorunu” isimli bitirme projesiyle tamamlamıştır.Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir.

Hakan Boz, Enstitü’deki görevine Eylül 2011’de başlamıştır.

Yabancı Diller

İngilizce

Eserleri

  • Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran, Küçük Orta Doğu: Suriye, Ümit Özdağ (Ed.), Kripto Yayınları, Ankara, 2012; Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran

Makaleleri

  • Hakan BOZ, Şii Hilalinden Direniş Eksenine İran Dış Politikasında Şiilik, , 21. Yüzyıl Dergisi, Aralık 2012
  • Hakan BOZ, Turan Soylu Kavimlerin Kadim Yurdu: İran, 21. Yüzyıl Dergisi, Kasım 2012
  • Hakan BOZ, Karabağ Sorununda Masadaki Seçenek Askeri Müdahale mi?, 21. Yüzyıl Dergisi, Ağustos 2012
  • Hakan BOZ, Ahmet Turan Esen-Turgay Düğen-Alper Özcan21. Yüzyıl Dergisi, Türkiye-Azerbaycan-KKTC Birleşik Devleri, Temmuz 2012
  • Hakan BOZ, Şeytan Üçgeninde Dans: İsrail-Azerbaycan-İran, 21. Yüzyıl Dergisi, Haziran 2012
  • Hakan BOZ, ABD’nin Nükleer Kriz Sendromu: Pakistan, İran Olur mu? , 21. Yüzyıl Dergisi, Mayıs 2012
  • Hakan BOZ, Suriye’nin Arkasındaki Cephe: İran, , 21. Yüzyıl Dergisi, Nisan 2012
  • Hakan BOZ, 2012, İran İçin Savaş Yılı mı?  21. Yüzyıl Dergisi, Mart 2012
  • Hakan BOZ, İran’ın Kuzey Irak Politikaları, 21. Yüzyıl Dergisi, Ocak 2012
  • Hakan BOZ, Belucistan, Orta Asya’nın Kürdistanı mı?, 21. Yüzyıl Dergisi, aralık 2011
  • Hakan BOZ, Azerbaycan Dış Politikasının Manevra Sahaları,2023 Dergisi, Mart 2012, Sayı: 131
  • Hakan BOZ, İran’ın Azerbaycan’daki Asimetrik Savaşı,Ekoavrasya, Kış 2012.