YUNANİSTAN KRİZİ ARTARAK DEVAM EDİYOR
 Bu sayfayı yazdır

YUNANİSTAN KRİZİ ARTARAK DEVAM EDİYOR

Yazan  15 Şubat 2010
Mali olarak oldukça kırılgan bir yapı içerisine giren Yunanistan’da bütçe açıkları bu ülkeyi yoğun bir baskı altında tutmaya devam ediyor. Özellikle tek para birimine sahip olan bloktaki kaygılar yatırımcıların da güvenini sarsıyor.

Avrupa Birliği'nin ekonomik ve parasal işlerden sorumlu üyesi Almunia, Yunanistan'ın yaşadığına benzer sorunların İspanya ve Portekiz'de de görüldüğünü ve bu sorunların Euro bölgesinin diğer alanlarına da yayılma riski olduğunu söyledi. Hatta AB'nin güçlü ekonomileri olarak bilinen İngiltere, Almanya ve Fransa ekonomileri bile alarm vermeye başladı. Durumları kötü olan ülkelerin domino etkisiyle diğer ekonomileri de zor duruma sokacağı dile getiriliyor.

Avrupa Birliği'nin resmi para birimi olan Euro'nun da bu krizden önemli oranda etkilendiğini görüyoruz. Euro-Dolar paritesinin, krizden önce 1.50 seviyelerine kadar çıktığını ancak daha sonra krizle birlikte 1.36 seviyelerine kadar gerilediği ve bu durumun devam etmesi halinde ekonomik dengelerin ciddi olarak sarsılacağı anlaşılıyor.

Bütün bunlar yaşanırken, Avrupa'nın patronları "Yunanistan'ı nasıl bu dertten kurtarırız?" sorusunu birbirlerine sormaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz hafta bununla ilgili gelen haberler oldukça karışıktı. Ajanslara düşen haberlerde Yunan tarafının yardıma ihtiyacı olmadığı haberleri yer alıyordu. Fransa tarafında bazı yetkililer, Yunanistan'a yapılacak bir yardımı vergi mükelleflerine anlatamayacaklarını vurguladılar. Yunanistan ise, "yardım istersem çok zor durumda olduğum anlaşılır ve bu da neticede girdaptan kurtulamayacağım anlamına gelebilir." kaygılarını duyuyordu. Krizin ilk başlarında Fransa ve Almanya'nın yardıma gerek yok tavrı da " kurtarmak istemiyorlar çünkü yenileri eklenebilir" algılamasına yol açtı. Netice olarak, güven sağlayarak bu durumdan kurtulma stratejisi işe yaramadı.

Bu krizin diğer ülkelere yayılma riski hala ciddiyetini koruyor. Çünkü sorunlu olan ülkelerle iş yapan, bu ülkelerin ihrac ettiği menkul kıymetleri satın alan ve bu ülkelerin banka ve şirketleriyle kredi ilişkisi içinde olan ülkelerde de kriz kendini gösterecek. Bu ülkelerin kurtarılması halinde ise piyasaları yeni tehlikeler bekliyor. AB yetkili organları İspanya ve Portekiz'in Yunanistan kadar sorunlu olmadığını dile getirse de, bu ülkenin borç krizinden kurtarılması diğer bütçe açığı olan ve borç sorunu yaşayan ülkelere de yardım edilmesi gereğini ortaya çıkarıyor. Bunun sonucunda da AB'ye üye diğer ülkelerin yükü ağırlaşıyor.

Sınır komşumuz Yunanistan'da başlayan, İspanya ve Portekiz'le devam eden bu Akdeniz hummasının biz neresindeyiz? Ekonomik krizlerden ilk nasibini alan piyasalar menkul kıymet borsalarıdır. Bu gelişmeyle birlikte bizim borsamızda da ciddi kayıplar yaşandı. İhracatçılarımız da değeri düşen Euro ile birlikte ciddi bir fon kaybına uğradılar. Hammaddelerini düşük TL ve dolarla alan ve değerli Euro ile satan ihracatçılarımızın maliyetleri yükseldi. Finans piyasasında ise dolarla borçlandıklarından doların değerinin yükselmesiyle bir tokatta buradan yediler. Ekonomisi bozulmuş, ödeme sıkıntısı içine düşmüş bir ülkenin işadamları ile çalışan ihracatçılarımızın durumunu varın siz düşünün… Bu olumsuz gelişmeler önümüzdeki aylarda ihracat rakamlarını hiç kuşkusuz olumsuz etkileyecektir.

___________________________________________________

[*] 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Dünya Ekonomisi Araştırmaları Bilimsel Danışmanı.

Aykut AZGUR

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Dünya Ekonomisi Araştırmaları Bilimsel Danışmanı

1967 yılında Ankara'da doğdu. Lise eğitimini Ankara çankaya Lisesi'nde tamamladıktan sonra Anadolu üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun oldu. 1997 yılından beri finans aracı kurumlarında yatırım uzmanlığı, portföy yöneticiliği ve yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Halen bu sektörde çalışmalarına devam etmektedir.