< < < < < ÇANAKKALE SAVAŞI’NDA TÜRK HAVA HAREKÂTI


ÇANAKKALE SAVAŞI’NDA TÜRK HAVA HAREKÂTI

Yazan  21 Mart 2019

Çanakkale Savaşı, Türk askeri havacılık tarihi için oldukça önemli bir dönüm noktasını oluşturmuştur. Bu dönemde, Türk havacılığı henüz emekleme dönemindedir. Türk Milleti, bu savaşta tayyarenin bir savaş aleti olarak gelecek dönemler için ne kadar önemli olduğunu anlamıştır. Çanakkale Savaşı'nda, daha çok Deniz ve Kara harekâtı sürmüş olmasına rağmen, Hava harekâtının göz ardı edilemeyecek başarısına sahne olmuştur. Hava harekâtı, deniz ve kara savaşları öncesinden başlamıştır.

Çanakkale Savaşı’nda havacılık faaliyetlerinin birinci amacı keşif olmuştur. Özellikle, karşı tarafın stratejilerini belirleme amacıyla yapılan keşif uçuşları ile düşman hakkında bilgiyi toplama, elindeki silah miktarı ve tipleri, asker sayısını birliklere ileterek strateji belirleme açısından son derece önemli bir görevi başarmıştır. Keşif uçuşlarıyla düşmanın yer, yön ve nicelik tespitleri yapılmıştır. Düşman kuvvetlerinin hangi bölgeleri kullandıkları, nereden saldıracakları tahminleri ve mayınların mevcut durumu hava kuvvetlerimizin istihbarat raporları göz önüne alınarak askeri harekât yönlendirilmiştir. Keşif uçuşları sayesinde edinilen bilgiler, kara ve deniz birliklerimizin düşmanı çok iyi tanımalarını ve bu yönde strateji belirlemelerini sağlamıştır.

Bu savaş, sadece askeri ve stratejik açıdan değil, siyasal sonuçları bakımından da modern Türk ve dünya siyasal tarihinde önemli bir yer teşkil etmiştir. Osmanlı Devleti’nin, Çanakkale Boğazı’nı ele geçirmeye ve İstanbul’u işgal etmeye yönelik İngiliz-Fransız ortak harekâtına karşı yürüttüğü ve Türk Askeri Tarihi’nin en önemli savunma savaşlarından biri olmuştur. Türkiye’nin stratejik konumunun yanında Çanakkale’nin de stratejik olarak özel bir yeri bulunmaktadır. Tarih boyunca güçlü devletler boğazlara egemen olmak istemişler ve bu amaca ulaşabilmek için savaşlar yapmışlardır. Çanakkale Savaşı, savaşın kaderi ve ülkemizin geleceği açısından önemli roller üstlenmiştir. Çanakkale boğazının en önemli özelliği, stratejik ve ekonomik önemine paralel olarak Karadeniz ve Akdeniz devletlerinin kısa yoldan bağlantıya geçmesine olanak vermesidir. Bu nedenle, 1’inci Dünya Savaşı’nda da boğazlara sahip olmak Akdeniz ve Karadeniz’de harekâtı başarıyla sürdürebilmek için şart olmuştur. Müttefik harekâtının birinci amacı Boğazların deniz yoluyla geçilmesi olmuştur. Çanakkale Savaşları'nın deniz ve kara harekâtlarına göre üstünde durulmayan ve daha az bilinen tarafı ise hava muharebeleridir. Türk havacılığı, her ne kadar çok incelenmese de zaferin kazanılmasında önemli bir rol üstlenmiş, uçakları keşif, yakın destek, taarruz ve psikolojik harekât amacıyla kullanmıştır.

Çanakkale Savaşı’nda 3 savaş unsuru Kara, Deniz ve Hava birlikleri aynı anda kullanılmıştır. Çağının en üstün teknolojileriyle donatılmış ve birbirlerini tamamlayacak şekilde bu birliklerin misyonları belirlenmiştir. Hava birlikleri, savaşın başlarında az sayıdaki uçak ve yetersiz ekipman ile gerçekleştirdikleri keşif, taarruz, muharebe ve gözetleme görevlerinde büyük başarılar elde etmişler ve istihbarat verilerinin elde edilmesinde ana aktör olmuşlardır. Daha sonra fiilen çatışmaya girerek gece taarruzları ile Müttefik birliklerine bomba yağdırmışlardır. Askerî havacılık; saldırı, savunma, düşmanı yok etme safhasının ilk ön hamlesi olan askerî istihbaratın ele geçirilmesi gibi konularda vazgeçilemeyecek bir unsur hâlini almıştır. Türk Havacılığı, Çanakkale’de 4 meydanda konuşlanmış ve hava harekâtı icra etmiştir. 1’inci meydan, Çanakkale’nin kuzeydoğusunda Çanakkale-Karacaören arasında uzanan toprak iniş pisti olarak düzenlenmiştir. 2’nci meydan, Çanakkale kenti içinden geçen Kocaçay akarsuyunun 1 km. güneyi, Çanakkale-Erenköy arasında uzayan yolun ilerisinde 250 m. doğusunda yer almıştır.  3’üncü meydan, Gelibolu yakasında bir arazi havaalanı olarak düzenlenmiştir. 4’üncü meydan ise Galata beldesinin 2 km. güneybatısında bulunan Sütlüce düzlük alanı olarak belirlenmiştir.

Bu savaşta, her ne kadar tarafların havada karşılaşması sınırlı olsa da gerçekleşen hava muharebelerinde üstünlük sağlanmıştır. Düşmanın kesin olarak çekildiği Ocak 1916 sonrasında da hava muharebesi yoğun olarak devam etmiş ve Müttefiklere karşı kayda değer bir üstünlük sağlanmıştır. Yaklaşık 195 bin askerin yaralı, sakat ve kayıp olduğu ve 57 bin askerin şehit düştüğü Çanakkale Savaşı, 1’inci Dünya Savaşı’nın tüm şiddeti ile devam ettiği dönemde, savaşın seyrini değiştirmiştir. Düşman, harekât alanında hava üstünlüğünü devam ettirmek amacıyla Türk meydanlarına hücum ederek uçakları yerde tahrip etmeye büyük çaba harcamıştır. Düşmanın artan bu hava faaliyeti karşısında Türk uçakları meydanda dağılma, gizlenme ve aldatma taktikleri ile korunmaya çalışmıştır. Düşman kuvvetleri, meydanlarımıza taarruz ettiğinde uçuşa hazır uçaklar dağıtılarak çok iyi gizlenmiş ve herhangi bir zayiat vermemiştir. Türk birliklerinin birlik, silah, cephane ve diğer ihtiyaçları deniz yoluyla yapılmıştır. Savaşın ilerleyen aylarında çok çetin geçen muharebeler nedeniyle Marmara’daki deniz trafiği gittikçe yoğunlaşmıştır. Bu nakliyatın güvenle yapılabilmesi için Marmara’ya giren düşman denizaltılarını tespit etmek amacıyla Müstahkem Mevki Komutanlığı tarafından elde kalan tek uçak keşif ve bombalama amacıyla görevlendirilmiştir. Çanakkale Savaşı’na girildiği dönemde: 6 savaş ve 4 eğitim uçağı bulunmuştur. Türk havacılığı bünyesinde görev yapan; Plt. Dnz. Yzb. Savmi Uçan, Plt. Yzb. Fevzi, Plt. Yzb. Ali Rıza Göker, Plt. Ütğm. Hüseyin Sedat, Plt. Ütğm. Hasan Tahsin Kevenk, Plt. Ütğm. Mehmet Ali Kurçer, Plt. Ütğm. Fazıl, Plt. Ütğm. Cemal Durusoy, Plt. Tğm. Emin Nihat Sözeri, Rasıt Tğm. Şakir Hazım Ergökmen, Rasıt Tğm. Osman Tayyar ve Yedek Tğm. İbrahim Orhan’ın insanüstü gayret ve üstün yetenekleri ile yaptıkları keşif uçuşlarıyla bölgedeki İngiliz ve Fransız gemi hareketlerini etkin olarak izlemiş ve harekâtın başarılmasına büyük katkı sağlamıştır. Keşif uçuşlarıyla hazırlıklar takip edilmiş, hem düşmanın gemi hareketleri, hem de sahip olduğu gemi tipleri ve sayıları hakkında detaylı bilgiye sahip olunmuştur.

 

                                                                    

 Bu dönemde, olanaksızlıklara rağmen gelişme aşamasında olan Türk havacılığının, ilk ve önemli başarısından biri Çanakkale Savaşı Hava Harekâtı’dır. Çanakkale Savaşı, dünya havacılık tarihinin önemli savaşlarından biri olmuştur. Müttefiklerin kesin yenilgisi ile sonuçlanan savaşta Türk havacıları; zaferin kazanılmasında önemli görevler üstlenmiştir. Çanakkale Savaşı Hava Harekâtı, Deniz ve Kara Harekâtı kadar bilinmemektedir. Türk havacılık tarihinde en yoğun hava harekâtının yaşandığı ve hava unsurunun görev aldığı ilk harekât olmuştur. Çanakkale Savaşı; kara, deniz ve hava birliklerinin ortak ve etkin olarak görev yaptıkları ilk müşterek harekât başarısının örneği olması bakımından tarihi öneme sahiptir. Türk hava unsurunun tarihte görev aldığı ilk harekâttır. Müşterek harekâtın uygulandığı bir harekât olmanın yanında hava gücünü kullanma konseptinin esasları, Çanakkale Savaşı’nda ilk örnekleri uygulanmıştır. Türk askeri havacılık tarihi açısından birçok ilkler ve başarılar yaşanmıştır. Bu harekât süresince günümüz modern hava harekât usullerinden Mukabil Hava Harekâtı, Tecrit, Yakın Destek nevileri ve gözetleme başta olmak üzere başarılı bir şekilde uygulanmıştır. Çanakkale Savaşı sınırsız bir harp için lojistik alanda yeterliliğin önemini ve gerekliliğini göstermiştir. Milli imkân ve kabiliyetlerin önemi ortaya çıkmış ve dışa bağımlı bir ordunun zafer kazansa bile büyük kayıplar vereceği bir tarihi laboratuvar olmuştur. Bu savaşta, Türk havacıların imza attıkları bir ilk başka başarı da çağımızda vazgeçilmez olan Elektronik Harp uygulamasını ilk kez İngilizlerin “Queen Elizabeth” isimli savaş gemisine karşı bu savaşta kullanmaları olmuştur. 3 Mart 1915’de ilk İngiliz uçağı Seddülbahir’de düşürülmüştür. Yine, ilk kez hava muharebesinde bir Türk uçağı, düşman uçağını makineli tüfek atışıyla düşürmeyi başarmıştır. Çanakkale Savaşı’nda en hassas savaş unsuru mayınlar ve bataryalardır. Hava keşfi, bölgedeki batarya ve mayınların tespiti için çok önemlidir. Müttefik hava güçleri, bu süreçte keşif uçuşu yapamadığı için mayınların döşendiğinden haberdar olamamıştır. 7-8 Mart 1915 gecesinde Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy yakınlarında boğaza döşediği 26 mayın ile hem savaşın ve hem ülkenin kaderini değiştirmiştir. 30 Kasım 1915’de Ütğm. Ali Rıza idaresindeki Albatros C-I tipi uçak ile Rasıt Tğm. İbrahim Orhan, bir Fransız uçağını düşüren ilk Türk olarak tarihe geçmiş ve hava muhaberelerinde ilk hava zaferlerini kazanmıştır. Türk havacılarının bu buluşlarını daha sonra Almanlar da kendi uçaklarında uygulamışlardır. Uçaklara, rasıt yerine makineli tüfek yerleştirmişlerdir.

 

Çanakkale Savaşı’nda, güney cephedeki karşı taarruzları desteklemek amacıyla düşman çıkarma gemileri ve ordugâhının bombalanması, Manica balon gemisine taarruzlar yapılarak, geminin balonunu toplayıp görev yerinden ayrılması sağlanmıştır. Bu görev ile Çanakkale semalarında yakın hava desteğinin basit bir uygulama örneği yaşanmıştır. Hava harekâtında yaşanan havacılık deneyimleri, tarafların sonraki yıllarda modern askeri havacılık alanında gerçekleştirdikleri ilerlemelere ve gelişmelere temel teşkil etmiştir. Çanakkale Savaşı’nda Türk havacılığı, kara ve denizde olduğu gibi havada kendisine verilen her türlü görevi büyük bir cesaret içerisinde yapmıştır. Çanakkale’de ilk hava savaşı 2 Mayıs’ta Seddülbahir üzerinde yapılmış, Türk uçağına tabancayla ateş eden 2 Müttefik uçağı, otomatik tabancayla yapılan karşı atışla püskürtülmüştür. Çanakkale Savaşı’nda, Müttefik Devletleri'nin uçaklarından 17’si Türk topçusu ve piyadesinin yerden açtığı atışları sonucunda olmak üzere 60'ı düşürülmüştür. Bu uçakların düşürülüş şekli; hava-hava muharebeleri, topçu ve piyade atışlarını neticesinde gerçekleştirilmiştir. Çanakkale Savaşı’nın başından 1’inci Dünya Savaşı sonuna kadar Türk havacılığı 4 uçak kaybetmiş ve Türk havacılık tarihi bakımından önemli bir yer teşkil etmiştir.

Çanakkale’de savaşı süresince Müttefik Kuvvetleri; İngilizler 20 uçak, Fransızlar 8 uçak, 2 İngiliz deniz uçağı ve 12 Fransız deniz uçağı olmak üzere toplam 42 uçaktan oluşan birleşik hava gücüne sahip olmuştur. Dönem içerisinde takviye için İngiltere'den 22 uçak daha gönderilmiş ve İngilizler ile Fransızların toplam uçak sayısı 55'e yükselmiştir. Düşman uçaklarının çoğu makineli tüfekle donatılmış ve uzun menzilli yeni modellerden oluşmuştur. Türk hava gücü ise bölgede harap durumunda ve az sayıda Yeşilköy’de Deperdussin, R.E.P. ve 3 adet Bleriot uçağından teşkil edilmiş, uçak sayısı en iyi dönemde 7 civarında olmuş ve bu süre zarfında cepheye kısıtlı sayıda uçak sevk edebilmiştir.  Bu süreçte; 5 pilot, 10 rasıt olmak üzere toplam 15 Türk havacı ve 23 Alman havacı görev yapmıştır. Türk havacıları buna rağmen önemli başarılara imza atmış ve hiçbir havacı hayatını kaybetmemiştir.  Çanakkale Savaşı; kara, deniz, hava ve sabit balonların kullanıldığı ilk büyük savaş olmuştur. Türk Hava Gücü, ilk başlarda 1/14’lük bir eşitsizliğe sahip olmuş, dönem içerisinde bu oran Müttefik devletlerinin aleyhine 1/7’lik bir seviyeye düşmüştür. Türk havacılığının 2 önemli zafiyet alanı, telsiz sistemi ve makineli tüfeklerinin bulunmaması olmuştur. Harekât’ta telsiz sistemlerine kısa sürede sahip olan Türk hava unsurları, sonuçları ilgililere daha seri iletebilecek kabiliyete ulaşmıştır. Savaşın başlarında tüfekler uçaklarda henüz kullanılmadığında düşman uçaklarının pilotlarına karşı şahsi tabancalar ile ateş edilmiştir. Ancak, Müttefik güçlerinin uçakları, savaşın başından itibaren makineli tüfekle teçhiz edilmiştir. Tek kişilik Fokker E-III uçaklarının makineli tüfekle teçhizi ve cepheye gelmesi Türk tarafına büyük avantaj sağlamıştır.

Savaş, Türk havacılığı açısından önemli sonuçları olmuş ve hava harekâtı yeni bir kuvvet çarpanını oluşturmuştur. Teknolojik ve yenileştirme alanında önemli gelişmelerin harp sahasında uygulandığı bir cephe olmuştur. Harekâtın her safhası Türk havacılığı tarafından önceden keşfedilmiş ve kara kuvvetlerine hazır olma fırsatı sunmuştur. Türk havacılarının keşif raporları, deniz ve kara savaşları öncesinde olduğu gibi Müttefik güçlerinin çekilme emareleri havadan tespit edilmiştir. Çanakkale Savaşı, bilinen yönü ile deniz ve kara olmak üzere 2 safhadan oluşmuştur. Ancak, değişen taktik ve strateji açısından hava harekâtı ana aktör olmasa da savaşın gidişatında önemli bir rol oynamıştır. Daha çok keşif ve gözlem amaçlı kullanılan uçaklara makineli tüfekler yerleştirilmiş, aynı zamanda bir propaganda unsuru olarak kullanılmıştır. Uçakları bertaraf edecek savunma sisteminin olmayışı ise onları bir anlamda dokunulmaz kılmıştır. Uçaklar, varlıkları ile keşfi daha da kolaylaştırmıştır. Türk havacılığının hava üstünlüğü dikkate alındığında ve savaşın galibine bakıldığında, Türk ordusunun bu 3 unsuru daha etkili ve etkin kullandıkları görülmüştür.

Çanakkale Savaşı’nda ilk Türk hava zaferinin kazanılmış olması da Türk Havacılık Tarihinde önemli bir yer oluşturmuştur. Çanakkale Zaferinin 104’ncü yılında şüphesiz çıkarılacak çok dersler bulunmaktadır. Müttefik güçler, Çanakkale’de son sistem uçaklar, balonlar ve ana uçak gemileri gibi yeni sistemler uygulamıştır. Türk havacılığı, Almanlardan aldıkları ve savaşın henüz başlarında envanterinde bulunan uçaklar ile hava harekâtını sürdürmüştür. Havacılığın gücü ve savaşın seyrine etkisi burada tecrübe edildiğinden Cumhuriyet döneminde havacılığın gelişmesine önemli katkılar sağlanmıştır. Hava harekâtının kesintisiz sürdürülebilmesi ve bağımsız hareket edebilmesi için Milli Hava Harp Sanayi’nin barış şartlarında kurulması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Milli Harp Sanayii kaçınılmaz hale gelmektedir. Çanakkale Savaşı’nın en önemli özelliği, Türkiye’nin geleceğine yön veren, bağımsızlığını, kurtuluşunu ve kuruluşunu sağlayacağı yüzyılın lideri Mustafa Kemal ATATÜRK’ün ortaya çıkması olmuştur. Cumhuriyet döneminde her alanda yaptığı devrimleri, ülke savunmasında kurdurduğu uçak ve motor fabrikaları ile Milli Hava Harp Sanayisinin yaratılmasında ve havacılığın gelişmesinde önderlik ederek önemli katkılar sağlamıştır.

 

                                                                                                                                                       

 

KAYNAKÇA

Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi Belge ve Dokümanlar.

Birinci Dünya Harbi, C.IX, Türk Hava Harekâtı, Genkur.ATASE Bşk.lığı Yay., No:3, 1969.

Hv.K.K.lığı Tarihçe Şube Müdürlüğü, 1’nci  Dünya Harbinde Türk havacılığı, Klasör     No.73.

Hv.K.K.lığı Tarihçe Şube Müdürlüğü, Hava Kuvvetlerinde (1912-1938) Yıllarında Görev Yapan          Pilot İsim Listesi ve Bröve Numaraları, Klasör No:1.

GEDİZ, Ergüder. Türk Hv.K.K.lığı Tarihi (1911-1918), C.I, Tarihçe Şube Müdürlüğü.

Genelkurmay Başkanlığı ATASE Arşivi.

GÜLTEN, Zeynep. Havacılık Tarihinde Yeşilköy. Hv.Harp Okulu Müze Yayınları, No:15, 2010.

GÖYMEN, İhsan, Birinci Dünya Harbi Türk Hava Harekâtı, Gnkur. Basımevi.

KANSU, Yavuz - ŞENSÖZ , Sermet - ÖZTUNA, Yılmaz, Havacılık Tarihinde Türkler 1,          2’nci    Baskı, Hv.K.Bsm., 2006.

KEYÜSK, Mazlum, Türk Havacılık Tarihi 1914-1916 2’nci Kitap, Hv.Bsm., 1951.

KURTER, Ajun. Türk Hava Kuvvetleri Tarihi, C.I ve II, Hv.K.K.lığı, 2009.

MEYDAN, Sinan. Akl-ı Kemal, Atatürk’ün Akıllı Projeleri, C.IV,İnkılap Yayınevi, 2012.

OKAR, Avni, Türkiye’de Tayyarecilik, 1910-1924, 2.Baskı, YKY, 2010.

OKUYUCU, Oğuz, “Çanakkale Muharebeleri’nde Hava Harekâtı”, Askeri Tarih Araştırmaları Özel     Sayı, S:16, Ağustos 2010, Genkur.Bsm., 2010.

SARP, İrfan, Türk Hava Kuvvetlerinin Doğuş Yılları, Hv.Bas.ve Neş.Md.lüğü, 1986.

TATAR, Cengiz. "Türk Havacılık Tarihi (1909-1954) Milli Mücadele Dönemi Öncesi ve Sonrası           Türk Havacılığı", Doktora Tezi.

Türk İstiklal Harbi, C.V, Deniz Cephesi ve Hava Harekâtı, Genkur.ATASE Bşk.lığı, No:1, 1964.

YALÇIN, Osman, Çanakkale Cephesinde Türk Hava Harekâtı.

Dr. Cengiz Tatar

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışmanı

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display