Müzik tarihçisi Murat Meriç, İzmir Marşı’nın;"Kafkasya dağlarında çiçekler açar” dizesiyle başlayan marş olduğunu, söz yazarının ve bestecisinin bilinmediğini, resmi kaynaklarda ‘anonim beste’ olarak geçtiğini ifade etmektedir. Kimi kaynaklar, İzmir Marşı’nı Besteci Muammer Sun ile özdeşleştirse de Murat Meriç, Muammer Sun’un marşı düzenleyen isimlerden biri olduğunu açıklamaktadır.
Ankara Devlet Orkestra ve Balesi Orkestra Şefi Naci Özgüç ise marşın 'Kafkasya Marşı' olarak büyük dedesi İzzettin Hümayi Elçioğlu tarafından bestelendiğini ileri sürmektedir(Naci Özgüç). Müzik yazarı Etem Üngörde 1966’da çıkarttığı “Türk Marşları” isimli kitabında marşın “Kafkasya Marşı” adıyla İzzettin Hümayi’ye ait olduğunu yazmıştır. Etem Üngör bestenin sonraki senelerde “İzmir’in dağlarında....” ve bazen de “İnönü dağlarında....” diye okunduğunu belirtmektedir.Ancak, bu yazarlar,bilgilerini teyit edecek herhangi bir belge veya kayıt göstermemektedirler(Murat Bardakçı).
Sonuç olarak, araştırmacılar; marşın Kafkasya Marşı’ndan çevrildiği, ancak, Kafkasya Marşı’nın söz yazarının ve bestecisinin tam olarak belirlenemediği ve bestenin akılda kolay kalan “Anonim bir beste” olduğu konusunda hemen hemen fikir birliğine varmışlardır.
Kafkasya Marşının, Kafkas İslam Ordusu’nun, Bakü Muharebesi'ni kazanarak 15 Eylül 1918'de Bakü'ye girmesi üzerine söylenmeye başlandığı bilinmektedir. İki marşın sözlerinde büyük bir benzerlik vardır.
Kafkasya dağlarında çiçekler açar Altın güneş orda, sırmalar saçar. Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar Kader böyle imiş ey garip ana Kanım helâl olsun güzel vatana. Kafkasya dağlarına bomba koydular Türk'ün sancağını öne koydular Şanlı zaferlerle düşmanı boğdular Kader böyle imiş ey garip ana Kanım helâl olsun güzel vatana. Kafkasya dağlarında oturdum kaldım Şehit olanları deftere yazdım Öksüz yavruları ben bağrıma bastım Kader böyle imiş ey garip ana Kanım helâl olsun güzel vatana Türk oğluyum ben ölmek isterim Toprak diken olsa yatağım yerim Allah'tan utansın dönenler geri Kader böyle imiş ey garip ana Kanım helâl olsun güzel vatana
|
İzmir'in dağlarında çiçekler açar, Altın güneş orda sırmalar saçar Bozulmuş düşmanlar, hep yel gibi kaçar, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa; Adın yazılacak mücevher taşa. İzmir'in dağlarına bomba koydular, Türk'ün sancağını öne koydular. Şanlı zaferlerle düşmanı boğdular, Kader böyle imiş ey garip ana; Kanım feda olsun güzel vatana. İzmir'in dağlarında oturdum kaldım; Şehit olanları deftere yazdım, Öksüz yavruları bağrıma bastım, Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa; Adın yazılacak mücevher taşa. Türk oğluyum ben ölmek isterim; Toprak diken olsa yatağım yerim; Allah'ından utansın dönenler geri; Peygamber kucağı şehitler yeri, Çalındı borular haydi ileri. Bozuldu çadırlar kalmayın geri, |
Marşın, Kafkasya’da söylenmesinin üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra İzmir, 15 Mayıs 1919’da Yunan işgaline uğramıştır. İşgal ve yaşanan Yunan mezalimi Türk milletinin üzüntüsünü bir kat daha arttırmış, tüm ülkede kitlesel gösteriler ve protestolar icra edilmiştir.
İzmir’in işgali üzerine, 17 Mayıs 1919’da Giresunlular, Belediye Reisi Osman Ağa’nın (Topal Osman) başkanlığında, büyük bir protesto toplantısı düzenlemişler, Giresun’da Işık Gazetesi siyah çerçeve içinde “İzmir Faciasını Unutmayınız” diye özel baskı yapmıştır. Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin Edirne’de düzenlediği Sultan Selim Toplantısından sonra, Padişahlık makamına İzmir’in işgalini kınayan binlerce telgraf çekilmiştir.
17 Mayıs 1919’da İzmir’in işgalini protesto etmek için üniversite öğrencileri ve müderrisleri derslere girmemişlerdir (Gökay Durmuş).19 Mayıs 1919’da İşgali protesto eden ilk miting İstanbul’da Fatih semtinde yapılmış, mitingde Halide Edip Adıvar da etkili bir konuşma yapmıştır. Mitinge İzmir’in işgaline tepki gösteren 50 bin kişi katılmıştır.