< < PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri


PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları ve Propaganda Yöntemleri

Yazan  03 Temmuz 2017

Terör Örgütleri ve Propaganda

Bir insan için nefes almak ne anlama geliyorsa, terör örgütleri için de propagandayı kullanmak aynı anlama geliyor. Terör örgütleri sadece silahlı propaganda yoluyla değil aynı zamanda her türlü kitle iletişim aracını kullanarak siyasi amaçlarını hedef topluma ve otoriteye iletmek, terör eylemlerini “meşru” göstermek, örgüt sempatizanlarına yeni hedefler sunmak, terör örgütü mensuplarını bir arada tutmak, kendisine iç/dış destek bulmak, yeni örgüt mensupları kazanmak ve varlıklarını devam ettirebilmek amacıyla propagandayı kullanıyorlar. Terör olaylarının kitle iletişim araçlarında yer almasının terör örgütleri için hayati önemi haiz olduğu terörizmle mücadele eden bütün devlet ve kurumlar tarafından kabul görüyor.

Hemen hemen bütün terör örgütleri, hedef olarak belirledikleri kitleleri etkilemek maksadıyla; yüz yüze iletişim kurmakta, el ilanları ve bildiriler hazırlayarak hedef topluma dağıtmakta, gazete ve dergiler vasıtasıyla, etkinliğini sürdürmeye çalıştığı ülke ve uluslararası kamuoyuna ulaşmakta, mümkün olduğunca daha büyük bir hedef kitleye ulaşabilmek için radyo ve televizyonlar kurmakta, günümüzdeki teknolojik imkânlardan da istifade ile “yeni medya” olarak da tabir edilen sosyal medya araçları ile internet üzerinden propaganda yapmaktadırlar. Dünya genelinde terör örgütlerinin faaliyetlerine göz atıldığında, IRA’dan ETA’ya, El Kaide’den IŞİD’e, FARC’dan PKK’ya kadar bütün terör örgütlerinin yukarıda sıralanan maksatlarla propagandayı en etkin şekilde kullanmaya çalıştığı görülmektedir.

Hitap edilen topluluklarda duygu, düşünce ve davranış değişiklikleri yaratmayı amaçlayan propaganda sayesinde varlığını sürdüren terör örgütleri, terör eylemlerini daha geniş kitlelere duyurarak toplumda yaratılan korku hissini artırmak, kendisini olduğundan daha etkin göstermek, istediği yer ve zamanda eylem yapabileceği düşüncesini yaratmak amacını gütmektedirler. Bu çerçevede; teröristlerin asıl amacının kitlelere mesaj vermek veya kamuoyunu yönlendirmek olduğu, eğer yaptıkları eylemler kitlelere ulaşmazsa başarılı olamayacakları[i] ifade ediliyor. Terör örgütleri açısından terör eylemleri neticesinde kaç insanın hayatını kaybettiği ve ne kadar maddi hasar verildiğinden ziyade eylemin ne kadar geniş bir kitleye yayıldığı bu anlamda daha önemli hale geliyor.

PKK Terör Örgütünün Kitle İkna Silahları

Gerek yeni terör örgütü mensupları kazanmak, gerekse terör örgütü elemanlarını bir arada tutarak ayakta kalmaya gayret eden, bir yandan terör eylemlerini meşru göstermeye çalışırken bir yandan da uluslararası kamuoyunda bir terör örgütü olmadığı algısını gündemde tutarak Türkiye’yi diplomatik anlamda köşeye sıkıştırmak ve bölmek isteyen PKK terör örgütü kuruluşundan bu yana çeşitli kitle iletişim vasıtalarını kullanarak terör propagandasını sürdürmektedir. Kitle iletişim vasıtalarını hedef olarak belirlediği kitleleri ikna ederek kendi düşünceleri doğrultusunda kamuoyu oluşturmaya gayret ettiğinden, PKK terör örgütünün kullandığı kitle iletişim vasıtalarını “kitle ikna silahları” olarak tanımlamak uygun düşecektir.

PKK’nın Basılı Yayınları

PKK terör örgütü propaganda faaliyetlerini; yurt içi ve yurt dışında kurduğu haber ajansları, TV kanalları, gazete-dergi-kitap gibi süreli yayınlar, web sayfaları, sosyal medya hesapları ve radyo yayınları aracılığıyla sürdürmektedir.

PKK basılı yayın kapsamında Serxwebun (Bağımsızlık) adlı aylık dergiyi 1982 yılından itibaren düzenli olarak Almanya’da yayınlamaya başlamıştır. PKK, 1985’te Almanya’da illegal olarak cephe faaliyetleri kapsamında çıkarılan Berxwedan (Direniş) adlı 15 günlük dergiyle, ikinci yayın organına da sahip olmuştur[ii]. Kuruluşunun ilk yıllarından itibaren Almanya merkezli olarak basın yoluyla propagandasına başlayan PKK, bu dergiler vasıtasıyla hem Avrupa’da hem de ülkemizde kendi fikirleri doğrultusunda bir kitle yaratmaya gayret etmiştir.

PKK terör örgütü, çıkardığı gazete ve dergilerin mahkeme kararıyla kapatılması durumunda derhal isim değişikliğine giderek ve hatta yasadışı olan yayının devamı olduğunu gizlemeye bile gerek görmeksizin aynı gazete ya da dergiyi yeni bir isimle çıkarabilmektedir. Bu konudaki en incelenmeye değer ve tanıdık örneklerden birisi, 1990’da “Halk Gerçeği” ismiyle yayıncılık faaliyetlerine başlayan “Özgür Gündem”dir. Dokuzuncu sayısından sonra mahkeme kararıyla kapatılan Halk Gerçeğinin yerini üç sayı sonra, yöneticileri tarafından kapatılan “Yeni Halk Gerçeği” isimli haftalık gazete almıştır. Bu gazeteyi ise “Yeni Ülke” izledi. Haftalık çıkarılan Yeni Ülkenin, örgütün ihtiyaçlarını karşılamamaya başlaması üzerine, 31 Mayıs 1992 tarihinde “Özgür Gündem” günlük olarak yayına başlamıştır.

Bu tarihten itibaren mahkeme kararı ile kapatılan Özgür Gündem’in yerine sırasıyla notta belirtilen isimler altında[iii] birbiri ardına gazeteler yayımlanmıştır. Bu yayınların her biri örgüt propagandası yaptıkları veya bir öncekinin devamı oldukları gerekçesiyle kapatılmıştır.[iv] Bununla birlikte Ermenistan’da Reya Taze ve Bota Redaksiyon adlı gazetelerin PKK terör örgütü kontrolünde Kiril Alfabesiyle yazıldığı, Kürdistanın Sesi isimli aylık Rumca derginin Güney Kıbrıs Rum kesiminde yayımlandığı da bilinmektedir.[v]

2002 yılında İstanbul’da kurulan DİHA (Dicle Haber Ajansı) PKK terör örgütünün en hızlı propaganda makinesi olarak faaliyet göstermiştir. DİHA Ekim 2016’da çıkarılan 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılmıştır. Aynı KHK ile Özgür Gündem ve Ülkenin Özgürlüğü adlı gazetelerin de yayını sonlandırılmıştır. Günümüzde Yeni Özgür Politika isimli gazete ile PKK propagandası sürdürülmektedir. PKK terör örgütü propagandasının en önemli araçlarından birisi de Hollanda’dan faaliyetlerini yürüten ve 2005 yılında kurulan Fırat Haber Ajansıdır. PKK terör örgütünün, isimlerinden bahsedilen basılı yayın araçlarının haricinde dipnotta yer alan isimler altında[vi] birçok yazılı basın organını kendi propagandasını ulusal ve uluslararası alanda yaymak maksadıyla kullandığı bilinmektedir.

Propaganda faaliyetlerinin terörizmin özünü oluşturduğu gerçeğini kuruluş yıllarından itibaren anlayan PKK düzenlediği her terör eyleminde propagandayı ön olanda tutmuş basılı yayın faaliyetlerini propaganda silahı olarak kullanmakla yetinmemiş, 90’lı yılların ortasından itibaren TV kurma aşamasına gelmiştir.  

PKK’nın TV Kanalları

PKK terör örgütü özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşlarımıza yönelik propaganda yürütmek maksadıyla, 1995’den itibaren İngiltere’den alınan yayın lisansı ile Brüksel’den yayın yapan MED TV ile terörist yayınlarına başlamıştır. Türkiye’nin bütün diplomatik çabalarına rağmen Med TV, 1999’a kadar yayınlarını sürdürmüştür. Med TV’nin kapatılacağını anlayan örgüt önceden yaptığı hazırlıkların CTV, METV ve Medya TV adları altında üç ayrı televizyonu faaliyete sokmuştur. Bu kanallardan CTV bir iki ay yayında kaldıktan sonra Medya TV’nin yayınlarına başlamasıyla kapatılmıştır. Söz konusu süreçte kurulan televizyonlardan birisi de Mezopotamya TV olmuştur.[vii]

Medya TV, 30 Temmuz 1999’da Danimarka üzerinden yayınına başlamıştır. Medya TV, PKK’nın yayın organı olduğunun anlaşılması ve “şiddeti övme, şiddete çağrı yapma ve benzer gerekçelerle kapatılan Med TV’nin devamı olduğu, kamu düzenini tehdit ettiği” gerekçeleriyle, 2004 yılında kapatılmıştır. Medya TV’nin yerine kurulan Roj TV ise, 01 Mart 2004’ten itibaren, Danimarka’dan alınan yayın lisansı ile yayınlarına Brüksel’den başlamıştır. Roj TV ise 2013 yılında Danimarka tarafından Nuçe TV ve MMC TV ile birlikte kapatılmıştır.[viii] Roj TV yerine Sterk TV kanalı yayına başlamıştır. Bunların yanında PKK’nın İran kolu PJAK’a yönelik yayın yapan Newroz TV ve Suriye’ye yönelik yayın yapan Ronahi TV kanalları PKK yönetiminde faaliyet göstermektedir.[ix]

PKK terör örgütünün TV yayınları vasıtasıyla propaganda yapması, dünya üzerinde görülen uluslararası terör faaliyetleri kapsamında bir ilki oluşturmaktadır. Batılı ülkelerin sözde demokrasi anlayışından faydalanarak ve Kürtçe yayın yapan bir TV kanalı sempatisi yaratan PKK terör örgütü aslında Kürtçe yayınlar yerine terör propagandası yürütmekte, hatta bu kanallar üzerinden terör eylemi talimatları vermektedir. MED TV’den başlayarak Sterk TV’ye kadar gelen süreç içerisinde PKK tarafından kurulan/yönetilen TV kanallarının ulusal ve uluslararası kamuoylarında büyük etkiler yarattığını söylemek mümkündür. TV yayınları sayesinde PKK terör örgütü genç nesillerin radikalleşmesini sağlamış, uluslararası kamuoyunda Türkiye aleyhinde asılsız kara propaganda gerçekleştirmiştir.

PKK’nın Radyo Kanalları

PKK terör örgütü, diğer kitle iletişim araçları gibi radyonun propaganda gücünden yararlanmak için de çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Bu amaçla Roj Radyo, Radyo Denge Mezopotamya, Radyo Nawa, MMC Radyo gibi uydu üzerinden yayın yapan radyolara ilave olarak Kurd FM, Radyo Denge Med gibi internet üzerinden yayın yapan radyolar da kurmuştur. Terör örgütü, bu faaliyetlere ilave olarak zaman zaman merkezi Irak kuzeyinde bulunan radyo istasyonları üzerinden kırsaldaki teröristlere yönelik yayınlar yapmaktadır. Örgüt elemanlarına moral vermek amacıyla yapılan bu yayınlarda, müzik dışında bölgede yaşanan çatışmalarla ilgili haberlere de yer verilmektedir.[x]

İnternet ve Sosyal Medyada PKK

Terör örgütlerinin propaganda yapmak, eleman temin etmek, mali kaynak sağlamak ve terör eğitimi vermek maksadıyla interneti etkin bir şekilde kullandıkları biliniyor. PKK’nın propaganda faaliyetlerinde de internet siteleri büyük bir rol oynamaktadır. Bugün web üzerinde doğrudan veya dolaylı olarak PKK yanlısı yayın yapan yüzlerce web sitesi mevcuttur. Örgütle ilgili her türlü sembol ve sloganın sıkça kullanıldığı bu siteler, kendilerine yasal ve akademik bir görünüm verme gayreti içindedir.[xi]Bu kapsamda PKK terör örgütünün 2007 yılından itibaren interneti bir propaganda aracı olarak kullandığı bilinmektedir. PKK’nın basılı yayın organlarının hemen hemen tamamına ait internet sayfaları bulunmakta, hukuki tedbirler kapsamında kapatılan sayfaların yerine yenileri açılmaktadır.

PKK herkesin rahatlıkla erişebildiği Youtube kanalından propaganda faaliyetleri yürütmekte, hazırladığı internet sayfalarında çeşitli dillerde (Türkçe, Kürtçe, Arapça, Almanca, İngilizce, Farça, Fince, Fransızca, İtalyanca) yayınlar yapmaktadır. Bazı internet sayfalarında Kürtçe müzik yayınları yapılmakta, aynı sayfalarda PKK terör örgütü mensuplarının yaşam tarzları ile ilgili görseller yayımlanmakta, gençlerin bu yolla terör örgütüne katılmasına gayret edilmektedir. Bazı internet sitelerinde ise PKK tarafından kadınlara yönelik içerikler yayımlanmakta, batılı ülkelere terör örgütünün kadına verdiği sözde önem gösterilmeye çalışılmaktadır.[xii]   

Ayrıca sosyal medyayı da etkin biçimde kullanan PKK terör örgütü, propaganda içerikli haberleri sosyal medya üzerinden yayınlamakta, çok miktarda sosyal medya hesabı ile özellikle twitter üzerinden hem haberleşme ağını sağlıklı olarak devam ettirmekte hem de propaganda faaliyetlerini yürütmektedir.

PKK Terör Örgütünün Propaganda Yöntemleri ve Amaçları

Hemen hemen bütün terör örgütleri gibi PKK da; eylemlerini meşru olarak göstermek, kamuoyunun kendilerinden haberdar olmalarını sağlamak, halkta korku yaratmak ve halkın devlete olan güveninin azalmasını sağlamak, sürekli gündemde kalmak, bölgedeki gelişmeleri örgüt lehine çarpıtarak kullanmak, daha çok kişiye ulaşıp, amaçlarını anlatmak ve terör örgütü eleman sayısını artırmak maksadıyla propagandayı bir silah olarak kullanmaktadır.

PKK terör örgütünün propaganda kaynakları incelendiğinde, örgüt propagandasının temelinin bir “Kürt Ulus Bilinci ve Bağımsız Kürt Devleti” yaratmak olduğu görülmektedir. PKK tarafından yürütülen tüm faaliyetlerde, Kürt kökenli vatandaşlarımızın ayrıştırılmasına ve Kürt kimliği yaratılmasına gayret edildiğini tespit etmek zor olmayacaktır.

1980 sonrasında örgütün şiddet eylemleriyle birlikte hedef kitlesine karşı kullandığı propaganda dili, Kürtlük bilincinin gelişmesine zemin hazırlamıştır. Daha önceden kullanılan ekonomik geri kalmışlık ve sömürgeleşme temaları yerine Kürt kimliğine yapılan vurgu, örgütün ve şiddet eylemlerinin halkın gözünde meşrulaşmasını sağlamaya yöneliktir. 2000’li yılların başlarında Kürt milliyetçiliğini hiç olmadığı kadar güçlendiren PKK sayesinde Kürtlüğünü unutanlar bile yeniden Kürtlük bilincine sarılmışlardır. Ayrıca kanlı eylemlerle yaşanan feodal değişim, bölge halkı için sadakat odağının merkezindeki din olgusunun yerine milliyetçiliğin geçmesine neden olmuştur.[xiii]

PKK terör örgütü 1978’de yayınladığı kuruluş manifestosundan bu yana tüm örgütsel yayınlarında dört parçaya bölünmüş sömürge Kürdistan propagandası yapmaktadır.[xiv]Kürtlerin İran, Irak, Suriye ve Türkiye topraklarında dört parçaya bölünmüş olarak yaşamlarını sürdürmeye çalıştıkları, adı sayılan dört ülkede Kürtlerin ezildiği ve ötekileştirildiği propagandasını yürüten PKK, parçalanmış sözde Kürt devletini bu topraklarda inşa edeceği fikrini yaymaya çalışmış/çalışmaktadır.

PKK terör örgütü propaganda faaliyetleri neticesinde, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yaşayan halkın bir kısmında, 1978’den 2014’e kadar uzanan sürede ideolojik bir söylemle “seçilmiş travma” psikolojisine dönüştürebileceği bir zemin oluşturmuştur. Seçilmiş travmanın temelinde “mağduriyet psikolojisi” vardır. Celal Bayar tarafından 1936’da hazırlanan Şark Raporunda “bölge insanı kendisini dışlanmış hissediyor” şeklinde ifade ettiği bu psikoloji PKK tarafından ustaca beslenmiştir. Mağduriyet psikolojisi tekniğinin temelinde bölge insanına bölgedeki bütün olumsuzlukların temelinde yani bölgenin geri kalmışlığının, bölgede yaşanan çatışmaların ve akla gelebilecek her türlü olumsuzluğun temelinde “bizim Kürt olmamız yatıyor” düşüncesini yaymak fikri yatmaktadır.

Mağduriyet psikolojisinin önemli bir işlevi de PKK için “mazuriyet psikolojisine” daha farklı bir ifade ile PKK’yı mazur göstermeye el vermesidir. “Evet, PKK terör eylemleri yapmaktadır ama bunun nedeni Kürtlerin Türkler tarafından Kürt oldukları için ezilmesidir” söylemi açık ve kapalı Kürtçü siyasetçiler tarafından yıllardan bu yana kullanılmıştır.[xv]Mağduriyet psikolojisini hem ulusal hem de uluslararası alanda propagandasının merkezine oturtan PKK, eylemlerini meşru gösterme gayretlerini artırmış ve maalesef ki Batılı bazı ülkeler de bu konuda terör örgütüne destek olmuştur.        

PKK terör örgütünün meşrulaşma çabalarına dayanak yaptığı hususları genel olarak; Kürtlerin yaşadığı bölgenin sömürgeleştirilmesi, Kürt kültürel kimliğinin ve varlığının yok sayılması, bilinçli olarak Kürtlerin yaşadığı bölgenin her yönden geri bırakılması, şiddete başvurmaktan başka çaresi kalmaması olarak tasnif edilebilmektedir. Dolayısıyla “örgütün uyguladığı şiddet ve yaptığı eylemler meşrudur” sonucuna varılmaya çalışılmaktadır. Özellikle Batılı ülkelerin kamuoylarına karşı kendisini “demokrat, özgür, eşitlikçi, sivil toplum örgütlenmesi, çevreci, feminist, kültürel” bir örgüt olarak tanıtan PKK[xvi], terör eylemlerinden ise “meşru savunmayı ihmal etmeyen bir taktik” olarak bahsetmektedir. Bu yolla PKK terör örgütü “aslında terör eylemleri düzenlememekte, düzenlediği tüm saldırılar meşru müdafaa kapsamında sayılabilecek çatışmalardan meydana gelmektedir” algısını yaratmaya çalışmaktadır.

Özellikle 2014 yılından itibaren Suriye’de varlığını gösteren IŞİD terör örgütü ile PKK’nın Suriye uzantısı PYD arasında yaşanan çatışmalar, Ayn El Arab bölgesindeki olayların uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmesi, IŞİD’e karşı bölgedeki en demokratik ve laik gücün PYD olduğu hususunun parlatılması neticesinde, terör örgütünün meşruiyet çabaları kısmen de olsa sonuç vermiş, Amerika ve Avrupa’da PKK’nın terör örgütleri listelerinden çıkarılmasına yönelik çok sayıda kampanya başlatılmış, bir kısım batılı siyasilerce de kabul görmüştür. Bu çerçevede 1997’de ABD ve 2004 yılında ise AB tarafından terör örgütü listelerine dâhil edilen PKK terör örgütünün bu listelerden çıkarılmasına yönelik propaganda faaliyetleri halen devam etmektedir.   

Son dönemlerde PKK terör örgütü, Irak kuzeyinde kendisine rakip olarak gördüğü Irak Kuzeyi Bölgesel Yönetimi’nin 25 Eylül 2017’de bağımsızlık referandumu yapacağını açıklamasının ardından Kürt Ulusal Kongresinin toplanması yönündeki propaganda yayınlarının sayısını artırmıştır. Ayrıca PKK Avrupa’daki uzantıları vasıtasıyla “teröristbaşına özgürlük” mitingleri düzenleyerek bu şahsın serbest bırakılmasına yönelik propaganda faaliyetlerini de aralıksız devam ettirmektedir.

Sonuç ve Alınabilecek Tedbirler

IŞİD terör örgütü dünya terör sahnesinde yer alana kadar PKK terör örgütü propagandasının en etkin terör propagandası olduğunu söylemek mümkün. Ancak, IŞİD’in son teknoloji kullanarak hazırladığı Hollywood tarzı videoları yayımlaması ve sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanması IŞİD’i propaganda açısından ön sıralara taşımış gibi gözükse de, TV yayıncılığı ile propaganda yapan belki de yegâne terör örgütü olması açısından PKK’nın propaganda gücünün de yadsınamayacağı düşünülüyor.

Her ne kadar kendi kitle ikna silahları ile ulusal ve uluslararası kamuoyunu etkilemeye çalışsa da PKK terör örgütünün terör propagandasına katkı sunan asıl etmenin batı medyasının kendisine verdiği destek olduğunun da unutulmaması gerekir. 2014’de Marie Claire isimli moda dergisinin PKK terör örgütünün kadın mensuplarını moda ikonu gibi parlatması[xvii], aynı yazının Esquire dergisinde de yer alması bu desteğe yönelik gösterebilecek bir örnek olarak sayılabilir. Bununla birlikte batı medyasının PKK’yı bir terör örgütü olarak değil aksine özgürlük savaşçısı, aktivist, isyancı gibi isimlerle nitelemeleri, terör örgütü yöneticilerini TV’lerde konuk olarak kabul etmeleri, PKK yayın organlarının yaptıklarının ötesinde bir algı operasyonudur.

Terörizmle çok boyutlu mücadele kapsamında; propaganda faaliyetlerini stratejisinin odağına yerleştiren PKK terör örgütü ile etkin bir iletişim stratejisiyle mücadele edilmesi gerekmektedir. Terörle mücadelenin yürütülmesinde PKK/KCK’nın politik, ideolojik ve psikolojik olarak yenilmesi, askeri olarak yenilmesi kadar, hatta daha da fazla önem taşımaktadır.

Terör örgütünü destekleyen propaganda yayınları Türkiye’de yasaklansa da PKK’nın; Avrupa ülkelerinden yeni izinler alıp TV ve radyo yayınları yapabildiği, terör eylemlerinin propagandasını yapmaya ve Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini ve bütünlüğünü bozacak düşünceleri yaymaya devam ettiği görülüyor. Aynı şekilde internet üzerinden erişimi Türkiye’de engellenen sitelere çeşitli yollarla erişilebildiği de biliniyor. Sosyal medya üzerinden PKK terör örgütü propagandası yapan şahısların bulunması ve yargı önüne çıkarılması kapsamında son bir yıl içerisinde gerçekleştirilen kolluk operasyonları bir nebze de olsa bu platformdaki terör örgütü faaliyetlerini azaltsa da terör örgütünün özellikle batılı ülkelerden erişimle bu türden yayınlarına devam ettiği görülmektedir. Bu nedenle yalnızca terör örgütü propagandasını engellemek maksadıyla İçişleri Bakanlığı bünyesinde sadece bu konuyla ilgilenen bir birim kurulması, Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları ile koordineli olarak önleme çalışmalarının müşterek ve etkin yürütülmesi gerekiyor.

Terör örgütlerinin iletişim stratejilerine karşı tedbir almak maksadıyla terörizmle mücadelede ulusal ve uluslararası kamuoyunda terörle mücadelede haklı kararlılığımızı destekleyecek algı yönetimi stratejisinin geliştirilmesine, bu çerçevede stratejik iletişimin koordinasyon yeteneklerini de kullanarak terör örgütleriyle mücadele edilmelidir.

Terör örgütlerinin propagandalarının tespit edilerek bu propagandalara karşı söylemlerinin geliştirilmesine, azalmış da olsa terör örgütlerine verilen halk desteğinin kesilmesine, gençlerin radikalleşmesinin,  terör örgütlerine katılımlarının önlenmesine ve belki de daha da önemlisi teröristle mücadele eden kahraman polis ve askerlerimizin moralini artırmaya yönelik geliştirilecek terörizmle mücadelede stratejik iletişim kampanyasına acilen ihtiyaç duyulduğu görülmektedir.



[i]Mesut Hakkı Caşın, (2008), Uluslararası Terörizm, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, sf.708

[ii]Emniyet Genel Müdürlüğü, (2004), PKK/Kongra-Gel, Ankara: EGM Yayınları, sf.143

[iii]Özgür Ülke, Yeni Politika, Özgür Yasam,  Demokrasi,  Ülkede Gündem, Özgür Bakış, Yeni Gündem Gazetesi, Yedinci Gündem, Yeniden Özgür Gündem, Ülkede Özgür Gündem, Toplumsal Demokrasi, Gündem, Güncel, Yaşamda Gündem, Yedinci Gün, Haftaya Bakış, Alternatif, Özgür Ülke, Gerçek gazetesi

[iv]Mehmet IŞIK, (2009), Terör Örgütlerinin Bir Propaganda Aracı Olarak İnterneti Kullanması: Örnek Olay PKK Terör Örgütü, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, sf.63-64

[v]http://www.turkishnews.com/tr/content/2014/09/05/pkk-dosyasi-pkk-teror-orgutu-yayinlari-ve-pkk-ermeni-isbirligi (Son Erişim Tarihi: 28 Haziran 2017)

[vi]Açık kaynaklarda yer alan bilgilerden, PKK terör örgütünün basılı medya organlarından bazılarının Feyka Kürdistan (Almanya), Revsen (Almanya), Kürdistan Report (Almanya), Dossier Du Kürdistan (Fransa), Kürdistan Resiste (İsviçre), Kürdistan Mektubu (Almanya), Kurden Prozesz Aktuel (Almanya), Kürdiches Information Blatt (Avusturya), L’avenir (Fransa), NYTPRA-Kürdistan (Danimarka), Koerdistan (Hollanda), Voice of Kürdistan (İngiltere), Kürdistan Liberation (İngiltere), Kürdistan’ın Sesi (Yunanistan), Riya Karker (Libya), Denge Artese Gele (İran), Savtul Kürdistan (Suriye), Denge Kürdistan (Lübnan), Serhevtin (Lübnan), Kovera Kürdistan (Lübnan), Denge Amed (Diyarbakır),  Jina Serbilind (Almanya), Serhildan (Almanya), Dilan (Diyarbakır), Qerina Berxwedan (Türkiye), Yeni Ülke (Kapatıldı), Özgür Gündem (Kapatıldı), Yeni Politika, Ülkede Özgür Gündem, Özgür Halk, Welat isimli

[vii]http://www.haber10.com/kultur_medya/isvecte_yeni_kurt_tvsi_test_yayininda-68867 (Son Erişim Tarihi: 19.05.2017)

[viii]http://www.yenisafak.com/dunya/nuce-ve-roj-tv-kapatildi-537426 (Son Erişim Tarihi: 20.05.2017)

[ix]http://t24.com.tr/haber/roj-tvnin-kapatildi-yerine-5-kanal-geldi,209734 (Son Erişim Tarihi: 20.05.2017)

[x]Mehmet IŞIK, (2009), sf.65-66

[xi]Mehmet IŞIK, (2009), sf.71    

[xii]Mehmet Nesip Öğün, (2010), Profİle of PKK as a Terrorist Organization: Social Network Analysis of Its Websites, Ankara, Republic of Turkey National Police Academy Institute for Security Sciences Deparment of Security Strategies and Management, sf.184-197

[xiii]Muhittin Imıl, (2016), Ulus İnşa Sürecinde PKK ve Din İlişkisi, Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Doktora Tezi, sf.199

[xiv]Muhittin Imıl, (2016), sf. 295

[xv]Ümit Özdağ, (2014), Algı Yönetimi, Ankara, Kripto Yayıncılık, sf.84-87

[xvi]Fatih Okumuş, (2015), PKK/KCK Terör Örgütünün Algı Yönetimi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, sf.168, 205

[xvii]http://www.marieclaire.com/culture/news/a6643/these-are-the-women-battling-isis/

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display