Suriye’ye Hangi Model Uygun?

Yazan  05 Haziran 2012
Suriye’de isyan başladığından bu yana Batı dünyası tarafından Esadsız bir çözüm için çok sayıda model üretildi. Ancak bu modellerin hiçbiri şimdiye değin başarılı olmadı, bazısı uygulamaya bile geçirilmeden rafa kaldırıldı.

Suriye için model üretilmeye, daha önceki müdahale, savaş deneyimleri Suriye'ye ihraç edilmeye çalışılsa da bu modellerin Suriye'de başarılı olma ihtimalinin henüz düşük olduğu görülmektedir.

Bu modellerden ilk akla gelen Libya modelidir. Suriye'deki ayaklanmaların hız kazandığı 2011 ortalarında en çok tartışılan konulardan biri Suriye'nin yeni bir Libya olup olmayacağıydı. Ancak Suriye'nin Libya'dan oldukça farklı olduğu ve bu nedenle Libya senaryosunun Suriye'de tekrar yazılamayacağı kısa sürede anlaşılmıştır. Zira Libya'ya Mart 2011'de gerçekleştirilen müdahalenin benzeri bir müdahalenin Suriye'ye uygulanabilmesinin koşulları geçen 1,5 senede sağlanamamıştır. ABD Libya'da doğrudan askeri müdahaleye girmeden küçük bir maliyetle hedefine ulaşmıştı.Suriye Libya gibi isyancıların çekilip saklanıp tekrar ikmalyapabileceği geniş toprak alanlarına sahip değildir. Libya'nın onda biri büyüklüğe sahip olan Suriye'nin nüfusu ise Libya'nın neredeyse üç katıdır. Bundan dolayı da isyancılar hiçbir bölgeyi Libya'daki Bingazi gibi ele geçirememiş, bunun yanında Suriye nüfusunun büyük bir bölümünü oluşturan Şam ve Halep halkı rejime desteğini sürdürmüş, Suriye'deki en önemli muhalif yapılanma olan Suriye Ulusal Konseyi hiçbir konuda birlik sağlayamamıştır.

Bosna modeli eski ABD başkanlarından Bill Clinton tarafından da öne sürülmüştür. Bu bağlamda Suriye'nin yeni bir Bosna olduğu Esad'ın da yeni Miloseviç olduğu ifade edilmiştir. 1992'de Bosnalı Sırpların özellikle Bosnalı Müslümanlara karşı etnik temizliğegirişmesi ile neredeyse yüz bin kişi hayatını kaybetmişti. Mayıs 1993'te uluslararası toplum tarafından sunulan barış planına rağmen katliamların devam etmiştir. Katliamların korkunç boyutuna rağmen batının müdahale etmekte geç kaldığı Bosna örneği Suriye'de müdahale yanlıları tarafından gündeme getirilmekte bu bağlamda Suriye'de yaşananlar Bosna'da on sene önce yaşananlara benzetilmektedir. Suriye'de de şiddetin sona ermesi ve tarafların bir araya gelerek müzakere masasına oturmasını öngören Annan Planı'na rağmen şiddet sona ermemiştir. Bosna örneğinde de Suriye'de olduğu gibi Rusya müdahaleye karşı çıkmış ve savaş sonrası düzenin nasıl oluşturulacağı soru işaretleri yaratmıştır. Bosna'da 3 yıl sonra gelen NATO müdahalesinin ardından Dayton Anlaşması hayata geçirilse de yüz bin kişi hayatını kaybetmiş ve Srebrenica gibi tüyleri ürperten bir katliam yaşanmıştır. Bosna Suriye'de katliamların ve şiddetin boyutlarını daha da artırmadan uluslararası bir müdahalenin gerçekleşmesi gerektiği görüşünü savunanlar tarafından hatırlatılmaktadır. Ancak NATO'nun bir müdahaleye oldukça uzak durması nedeniyle bu örnek Suriye'de uygulanamamaktadır.

Yemen Modeli ise ABD Başkanı Barack Obama tarafından, Mayıs 2012'de Camp David'de gerçekleştirilen G-8 Zirvesi'nde gündeme getirilmiştir. Obama zirvede Suriye'de Yemen'deki halk isyanını sona erdiren geçiş sürecinin örnek alınabileceğini ifade etmiştir. Yemen'deki kriz Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih'in yetkilerini yardımcısına devretmesiyle çözülmüştü. Yemen'de gerçekleşen tarzda bir yetki devrine Esad'ın yanaşması zor gözükmektedir. Bunun yanında böyle bir çözüm Esad'ın akrabaları da dahil olmak üzere Esad rejiminin kadrosunun büyük bir bölümünün görevde kalmaya devam etmesi anlamına gelmektedir. Ülkedeki şiddetten Batı tarafından sorumlu tutulan bu kişilerin görevlerine devam etmesi Batının güvenirliğinin sorgulanmasına neden olacaktır.

Güney Lübnan modeli Başbakan Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın "Suriye'de tampon bölge oluşturulabilir" açıklamasının altından, Türkiye'de tartışmaya açılmıştır. Bu model ile Suriye'de BM kararı olmadan oluşturulacak bir tampon bölge formülü aranmıştır. İsrail, 1982'de Lübnan'ın güneyinde Hizbullah kamplarının bulunduğu bölgede kendi güvenliğini gerekçe göstererek tek yanlı tampon bölge ilan etmiş ve mali destek sağladığı Güney Lübnan Ordusu (SLA) adında bir "tampon güç" oluşturmuştu. Tampon bölge tartışmaları da Türkiye'de şimdilik rafa kalkmış gözükmektedir.

El Salvador modeli, Global Research yazarı Michel Chossudovsky, tarafından Suriye'de uygulamada olduğu öne sürülen modeldir. Bu Batı tarafından kurulanölüm mangalarının korkunç cinayetlere girişerek halkı yıldırması ve isyancıları olan desteğin artması için geliştirilen bir formülü ifade etmektedir. Bu daha önce El Salvador'da halkın askeri diktatörlüğe direnmesi için uygulanmış ve 75 bin kişinin katledilmesiyle sonuçlanmıştır. El Salvador modeli eğer Suriye için denenmekteyse bu korkunç bir yol olmanın ötesinde ülkede kaos ve istikrarsızlığı körüklemekten öte bir fayda da sağlamaktan uzaktır.

Belki de artık Suriye'ye model aramaktansa ülkenin kendi dinamikleri ve kendine has özellikleri daha iyi analiz edilmeye çalışılmalıdır.

Sibel Kalemdaroğlu

sibelkalemdaroglu@gmail.com

Uzmanlık Alanları

Ortadoğu, Ortadoğu siyasi tarihi, Körfez ülkeleri

Biyografi

Sibel Kalemdaroğlu 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’nde Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi’nde Araştırmacı olarak görev yapmaktadır.

İlköğretimin Arı Koleji, orta ve lise eğitimini TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra 1998 senesinde Bilkent Üniversitesi’ndeki lisans eğitimine başlamıştır. Uluslararası İlişkiler alanında lisans diplomasını 2003 senesinde aldıktan sonra Marka ve Patent vekili olarak çalışan Kalemdaroğlu 2010 yılından bu yana düşünce kuruluşlarında çalışmaktadır. 2012 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden yüksek lisans diplomasını aldıktan sonra yine aynı sene içinde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünde doktora çalışmalarına başlamıştır.

2011 Haziran ayından bu yana 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü’ndeki görevine başlamıştır. Kalemdaroğlu’nun bazı makaleleri 21. Yüzyıl internet sitesi ve Dergisi’nde yer almaktadır.

Yabancı Diller

İngilizce KPDS : 90

Almanca (Başlangıc seviyesi)

İtalyanca (Başlangıç seviyesi)

Arapça (Başlangıç Seviyesi)

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display