
IŞİD'in Irak ve Suriye'deki işgal hareketi ve son olarak Kobani'yi merkeze alan gelişmeler bölgedeki dengeleri sarsmaya devam ediyor. IŞİD sanki sadece Kobani'de saldırıya geçmiş gibi dünyanın ayağa kaldırılması sonucunda ABD o noktada inisiyatifi ele aldı ve Kobani'yi IŞİD'e karşı savunduğu söylenen PYD/YPG (PKK terör örgütünün Suriye kolu) ile resmen temas kurdu ve bilahare silah da içerecek şekilde askeri yardım gönderdi. PYD'nin daha fazla askeri yardım taleplerine (ki ABD yardım etme şartı olarak Suriyeli bütün Kürt grupların bir araya gelmesini istedi, dün Duhok'ta bu anlaşma imzalandı, bu birlikteliğin abilik görevi de Barzani'ye verildi) ABD'nin de yönlendirilmesiyle Irak'ın kuzeyindeki Kürt bölgesel yönetiminin Peşmerge göndererek destek vermesi istendi. Kobani'nin çevresindeki doğal ve güvenlik şartları (IŞİD kuşatması gibi) nedeniyle Peşmeregnin Kobani'ye gidebileceği tek yerin Türk toprakları olması nedeniyle zaten sorunun göbeğinde olan Türkiye daha da işin içine çekildi. Bizim Hükümet yetkilileri de Peşmergenin geçişiyle ilgili talebi incelediklerini ve Peşmergenin Irak Anayasına göre yasal bir kurum olduğu gerekçesiyle de geçişine izin verileceğini açıkladılar. Diğer taraftan Irak Kürt bölgesinin parlamentosu da Peşmergenin Kobani'ye gönderilmesine onay verdi. ********YORUM********* Öncelikle bir tespite vurgu yapalım. Türk hükümetinin bu geçiş iznini verirken Peşmergenin Irak Anayasasına göre yasal bir unsur olduğunu vurgulaması anlaşılmaz ve gereksiz bir davranıştı. Çünkü Peşmergenin Irak Anayasında yeri olmadığı gibi varlığını sürdürmesi Irak anayasasının 9. maddesine aykırıdır. Çünkü bu madde Irak Silahlı Kuvvetlerinin nasıl kurulup teşkilatlandırılacağını açıkladıktan sonra Irak Ordusu dışındaki bütün silahlı milis gruplarını yasaklamıştır. Yani aslında KDP ve KYB'nin Peşmerge kuvvetleri Irak Anayasının 2005'te kabuluyle birlikte dağıtılması gerekiyordu. Ama ne Peşmergeler ne de Mehdi Ordusu ve Bedir Tugayları dağıtılamadı. Dolayısıyla bu milis güçleri Irak Anayasına aykırı şekilde tutulmuşlardır. Bu tespite karşı çıkanlar Irak Anayasasının 121.5 maddesinin bölgesel hükümetlerin kendi bölgelerinde polis ve kolluk kuvvetleri oluşturabilmesine izin verdiğini söyleyeceklerdir. Bu madde çerçvesinde Barzani yönetimi Peşmergeyi kolluk kuvveti olarak kurduğunu söyleyebilir. Ama Peşmergenin yurt dışına gönderilmesi konusu gündeme geldiğinde Irak anayasasının 110.2 maddesi karşılarına çıkar. Bu madde ulusal güvenlik politikasının tespiti ve icrasını, Irak'ın savunulması ve Irak'ın sınırlarının güvenliğinin garantiye alınması için silahlı kuvvetlerin oluşturulmasını ve yönetilmesini kesin bir hükümle Bağdat'taki merkezi yönetime vermiştir. Bu konudaki tek yetkili Bağdat hükümetidir. Dolayısıyla Irak'ın savunulması ve sınır güvenliği için Irak ordusu kullanılacaktır bunu da merkezi hükümet yapacaktır. Peşmergenin savaşma yeteneği yoktur, bir ordu değildir zaten o yüzdendir ki ilk IŞİD saldırıları karşısında Sincar'da mevkilerini bırakıp kaçmışlardır. Ama olsun biz Peşmeregyi göndereceğiz deniyorsa da bu oylama Kürt bölgesel parlamentosunda değil Bağdat'taki Irak Meclisinde yapılmalıydı. Çünkü Irak'ın savunması ve sınırlarının güvenliği yani ulusal güvenlik politikasıyla ilgili tek yetkili Bağdat'taki merkezi hükümettir. Mevcut Irak anaysasına göre Barzani yönetimi bölgesel bir yönetimdir, buna rağmen Peşmerge gönderilmesi kararını alması ve uygulaması o yönetimin bağımsız bir devletin yapabileceği bir davranıştır ve Irak Anayasasına aykırıdır, yasal değildir. Batılı güçlerin gözü önünde ve denetiminde Suriye'nin toprak bütünlüğü söylemlerine aykırı biçimde Suriye'nin kuzeyinde Suriye Kürdistanı (Batı Kürdistan) kurulması kararı alındığına göre Peşmergenin de Irak anayasasına aykırı biçimde kullanılması ve Barzani'ye bağımsız bir devletin başkanıymış gibi hareket etme imkanı verilmiş olması da Batı dünyasında kimsenin umurunda olmayacaktır herhalde. Ama bu işin sonu maalesef Türkiye'ye dokunacaktır.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *