11 Mart 2025

HAMAS VE HİZBULLAH

Tek kutuplu dünya düzenini temsil eden ABD , bölgeyi kendi çıkarları ve İsrail’in talepleri istikametinde şekillendirmek istemektir.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Tek kutuplu dünya düzenini temsil eden ABD , bölgeyi kendi çıkarları ve İsrail’in talepleri istikametinde şekillendirmek istemektir.Bu durum ise bölgede kendi haklarıyla savaşan , rejimleri sıkıntılı kitleler olmaya zorlamaktadır.[1]Bölgedeki rejimler dışarıdan gelen tehditlere karşı koyabilmeleri için başka seçenekleri de yoktur.Bu tehditler geçmiş yüzyıllardaki gibi askeri işgal boyutunda olmayıp askeri üsler kurma,ülkelerin tabi kaynaklarını büyük devletlerin hizmetine sunma,stratejik ürünlerin fiyat ve kotalarını ABD ve Batı ülkelerinin arzularına göre belirleme , toprak ve diğer hakların feda edilmesine dayalı çözümler üreten küresel barış politikalarına teslim olmak gibi şekillerde ortaya çıkmaktadır.

Hizbullah'ın Arap devletlerinin büyük bölümüyle ilişkisi,normal temas şeklinde olup etkinlik derecesi ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir.Özellikle dış politikasında İsrail'e karşı hareket eden ülkeler ile çok daha derin ve farklı ilişki içerinde olduğu açıktır.Bunun en iyi örneği hiç şüphesiz Suriye'dir.Arap dünyasından genelde veto yiyen İran da Hizbullah'ın Ortadoğu'da en büyük müttefiki. Destekler aynı ölçüde hamas için de geçerli ama Filistin daha hassas bir konumda , Ortadoğu'da yalnız bırakılmış ve hala yeterli bir gücü yok .

Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, Suriye'nin İran'dan uzak durması ve Hizbullah'a yardımı kesmesini istemesinden bir gün sonra Suriye- İran zirvesi yapıldı. Sonrasında da Filistin direnişiyle bir araya gelindi. Zirvede İran ile Suriye arasında vize kaldırılırken stratejik bir anlaşmanın imzalandığı da ilan edildi ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad alaycı bir şekilde İran-Suriye anlaşmasının imzalanmasının Suriye'nin İran'dan uzaklaşması anlamına geldiğini söyledi. Başlarında Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal'in olduğu Filistin direniş gruplarının buluşmaya katılması için akşam yemeğine çağrılmasıyla birlikte Hasan Nasrullah'ın da şahsi olarak ikili zirveye katılması asıl önemli görülen olay olmuştu.[2]

İran, Suriye ve Filistin ile Lübnan direnişleri tarafından bu üslup ve bu yolla yapılan meydan okuma karşısında Amerika ve İsrail'in aynı şekilde karşılık vermesi yani savaşın eşiğine gelmesi ya da doğrudan savaşa girmesi beklenir. Ama bunun tersi oluyor. Yani İran- Suriye direniş cephesine siyasi saldırı aşaması ve Amerikan-İsrail gerileme dönemine geçilmesi. Sonrasında ise, Arap-İslam bölgesinin tamamında olduğu gibi çatışmanın temel noktası olan Filistin'in de içinde olduğu birçok alan ve mekanda onların yararına olmayan ihlaller gerçekleşiyor.Yani güçlenen Hizbullah karşısında hakları çalınan Hamas yani Filistinliler oluyor.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada Hamas ve Hizbullah'ı İran'ın terör rejimine destek verdiğini söylerken her iki gruba da nükleer silah sağlayabileceğini ifade etmiştir.[3] İsrail tarafından yapılan her türlü açıklamada Hizbullah ve Hamas'ı aynı tehlike unsuru olarak gören İsrail yaptırımlarında ise Hizbullah'ın bir atağının bedelini Hamas'a ödetmekte ısrar ediyor.Ancak Hizbullah'ın her İsrail işgalinde Filistinlilere desteğini ifade etmesi aynı şekilde özellikle 2006 işgalinde Hamas'ın da her ne şekilde olursa olsun Hizbullah'ın yanında olacağını ifade etmesi İsrail'in yaptırımlarının dayanışmaya bir darbe getirmediğini de göstermektedir. Lübnan'ın Marun Ras bölgesinde düzenlenen "Filistin ve Kudüs İçin Müslüman Alimler Toplantısı"nda konuşan Hizbullah'ın Filistin davasına verdiği desteği kesebilmek için uluslarası ve bölgesel baskıların sürdüğünü belirten Lübnan İslami Direnişi Hizbullah'ın Güney Lübnan temsilcisi Şeyh Nebil Kavuk Hizbullah'ın Filistin için her türlü bedeli ödemeye hazır olduğunu söyledi.

Hizbullah ülkesinde de giderek daha çok desteği arkasında almakta.Başbakan Hariri'nin söylemlerine destek niteliğinde son olarak Lübnan Savunma Bakanı İlyas el Muré "Hizbullah'ın silahının toplanması, Siyonist rejime sunabileceğimiz en büyük hediyedir. Siyonist rejime hediye sunmamız mantıklı mıdır?" açıklamasını yaptı. Hamas ise yine yalnız yine Araplardan beklediği desteği alamıyor. Her İran,Suriye ve Lübnan yada Hizbullah yakınlaşmasının sonucunu ağır ödemek zorunda kalıyor.


[1] Qassam Naem,Hizbullah,Karma kitaplar,İst.,2007,s.267.

[2] http://www.israhaber.com/uclu-ittifak-ve-bolgedeki-yeni-denge-604-yazisi.html

[3] http://www.lebanonews.net/mainhl.asp?hlid=5792

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *