Anastasiadis’i “Akıncı giderse” korkusu sardı

Yazan  20 Kasım 2018

Gazeteci Sabahattin İsmail'in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yayımlanan VOLKAN, KIBRIS MANŞET ve HABERAL KIBRISLI GAZETELERİ  ile bazı İnternet sitelerinde 19 Kasım 2018'de yayımlanan yazısıdır.

Dünkü yazımda Anastasiadis’in önceki gün yaptığı açıklamalarda Akıncı’ya düzdüğü övgüleri aktarmış ve Akıncı’dan niye bu denli memnun olduğunu, niye Akıncı görevdeyken bu sorunu çözmek istediğini ortaya koymuştum…
Bugün de Anastasiadis’in açıklamalarının devamını aktarıp değerlendirmeye devam ediyorum.


AKINCI’DAN ALDIĞI TAVİZLER

Anastasiadis, önceki gün yaptığı söz konusu açıklamalarında Akıncı için niye “ gerçek bir Kıbrıslıdır” dediğini de ondan aldığı tavizleri sıralayarak izah etmiştir…
Nitekim söz konusu konuşmasında şu hususların altını çizmiştir:

-“Akıncı, 55 bin Rum’un döneceği toprak vermeyi kabul etti.
- Akıncı, Ocak 2017’de Cenevre konferansında ilk kez harita sundu. Sunulan haritada işgal altındaki bölgelerimizin önemli bölümünün Kıbrıs Rum idaresine iadesi öngörülüyordu..
- Cenevre’de ilk kez, AB’nin de huzurunda Türkiye, Rum tarafı ile güvenlik garantiler ve askerin çekilmesi konusunu görüştü. Türk tarafı, bir toplumun güvenliğinin öteki toplumun güvenliği için tehdit olamayacağı ilkesini ilk kez kabul etti.. Türk tarafı garantilerin 10-15 yıl devamında ısrar mı edecek; yoksa garantiler ve müdahale hakları mantıklı bir zaman diliminde sona mı erecek? Bu ilk kez gündeme girdi ki bu da, askerin çekilmesi, AB’nin diyaloğa katılması, bizi tanımıyor olsa da en azından tanımadığını söylese de Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti ile diyaloğa katılması da bizim tarafın başarısıdır.”

-Genel Sekreter 4 Haziran tarihli açıklamasında ilk kez, Güvenlik ve garantiler başlığında çözüm veya yeterli ilerleme sağlanmadan prosedürden olumlu sonuç beklenmemesi gerektiğini kaydetti.

-Akıncı, Kıbrıslı Rumlara 4 özgürlüğün tanınmasını ilk kez kabul etti
-Akıncı, 4 bağımsız kuruluş olan Başsavcılık, Sayıştaylık, Merkez Bankası başkanlığı, Ombudsmanlığın iki toplum arasında eşit, geriye kalan organlara katılımın 2 Rum’a 1 Türk şeklinde olmasını ve karar alımında tek bir Türkün oyunun yeterli olmasını kabul etti. ( 1960 Anlaşmalarında ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasında Türk Cumhurbaşkan muavininin VETO hakkı ve Türk Bakanlarla milletvekillerinin AYRI OY ÇOĞUNLUĞU HAKKI vardı. Akıncı kazanılmış bu haklardan vazgeçerek, Halkımızı 1960 anlaşmalarının da gerisine götürdü ve tek bir Türk’ün oyunu yeterli saydı)
-Türkiye’nin talebi olan Türk vatandaşlarına da, Yunan vatandaşları ile paralel şekilde 4 özgürlüğün tanınmasını kabul etmedim.

KIBRIS TÜRK HALKI GEÇİT VERMEYECEK

Anımsanacağı gibi, Anastasiadis’in madde madde sıraladığı bu tavizler dahil, daha da fazlasını bizzat Akıncı’nın kendi ağzından defalarca açıkladık ve yazdık…
Akıncı’nın verdiği korkunç tavizlerle Kıbrıs Türk Halkını felaketin eşiğine getirdiğini ve şimdi de son bir hamle ile, Türkiye ile de çatışmayı göze alarak, garantörlüğün iptalini öngören Guterres belgesi temelinde görüşmeye oturmak için Anastasiadis ve BM’ye yalvar yakar olduğunu defalarca ortaya koyduk…

Bu durumda tabii ki Anastasiadis, Akıncı Halk tarafından o makamdan götürülmeden, daha da tavizler koparak sorunu kendi milli hedefleri çerçevesinde çözmek isteyecektir… 
Ne ki, Anastasiadis istediği kadar bu sorunu Akıncı ile kendi milli hedefleri doğrultusunda çözeceğini sansın…

Bu asla mümkün olmayacaktır…

Akıncı’nın vermiş olduğu bu tavizlerin hiçbir meşruiyeti ve geçerliliği yoktur…

Çünkü, ne Kıbrıs Türk Halkı, ne KKTC Meclisi, ne de hükümet ve Anavatan Türkiye, böylesine korkunç tavizleri vermesi için ona yetki vermiştir.
Orada kendi aklına göre ve hayatı Güney’de yaşamakla, Rum yönetiminden maaş alıp onlara hızmet etmekle geçmiş Rum sevici işbirlikçi akıl hocalarının yönlendirmesine göre istediği tavizi versin, Halkımız ve Meclisimiz hiçbir zaman o tavizleri kabul etmeyecektir…

Seçimlerde Halka böylesine tavizler vereceğini vaad etmemiştir, bu tür tavizler vereceğini söyleyerek oy almamıştır…

KKTC, Başkanlık sistemi ile değil, demokratik parlamenter sistemle yönetilmektedir…
Dolayısı ile Akıncı’nın Meclisi ve hükümeti dikkate almama, kendi aklına göre emrivakiler yapma, tavizler verme hak ve yetkisi yoktur…
Demokrasiye ve Anayasaya bir nebze saygısı varsa, kendisini küçük bir faşist diktatör olarak görmüyorsa, bu saygıyı göstermek ve Meclis kararlarına uymak zorundadır…
Eğer geleceğimizi tehlikeye atarak ve kırmızı çizgilerimizden taviz vererek bu sorunu çözmek isterse, o zaman bir taviz listesi yapar, referanduma gider ve halka “çözüm için bu tavizleri vereyim mi?” diye sorar..
Veya erken seçime gider, seçimde taviz listesini sunarak Halktan oy ister…
Bunların dışında, görev süresinin bitimine az bir zaman kala ve Halkın büyük çoğunluğu ile çoğunluğu temsil eden UBP, HP, DP, YDP kendisine karşı iken, emrivakiler yoluyla bir teslimiyet anlaşması dayatmaya kalkması, kendisi için büyük hüsran olacaktır…

Bu bağlamda, KKTC Meclisi, Kıbrıs konusunda en kısa sürede olağanüstü bir toplantı yaparak Anastasiadis’in bu açıklamalarını değerlendirmeli ve Akıncı’dan hesap sormalıdır…
Akıncı, Guterres belgesi temelinde federasyon görüşmelerini kaldığı yerden başlatma ve garantörlüğü yeniden pazarlık masasına yatırma konusunda ısrar edecekse, o zaman Meclisin yapması gereken, geçmişte alınan federasyon kararını iptal etmek ve yerine “bundan sonra ancak iki egemen devlete dayalı bir anlaşmanın görüşüleceği” yönünde karar almaktır…

Eğer Akıncı bu yeni karara saygılı olmazsa o zaman onu müzakerecilik görevinden alıp yerine Meclis kararına saygılı olacak yeni bir müzakereci atamak, bu Meclis çoğunluğunun en başta gelen tarihi ve milli görevidir

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display