Suriye'de 1000'den fazla insanın kimyasal silah saldırısıyla öldürüldüğü iddiaları Suriye konusunu dünya gündeminin en üst sırasına taşırken, Suriye'ye müdahale konusunda ABD üzerindeki iç ve dış baskılar da artmakta. Bunun yanında Pentagon her türlü olasılığa karşı uygulanabilecek seçenekleri Obama sunmuş durumda. Obama'nın vereceği bir kararı derhal uygulamaya geçirebilmek için de muhtemel seçeneklere en uygun geçişi sağlayacak şekilde istihbarat ve operasyonel vasıtalarını, askeri kuvvetlerini yeniden konuşlandırmaktadır.(Kaynak: http://www.reuters.com/article/2013/08/25/us-syria-crisis-hagel-idUSBRE97O02520130825) Ancak her ne kadar seçenekler ortaya konulsa da Amerikalı Komutanların seçeneklerin başarıyla sonuçlanamayacağına ilişkin kaygıları ve uyarıları da var. Çünkü kötü seçeneklerden seçilecek en iyi seçenek yine kötü bir seçenek olacaktır. Ayrıca askeri bir müdahalenin Suriye'de dengeleri değiştireceği ama karışık etnik, dini, mezhepsel, kültürel nedenlerden kaynaklanan sorununa çözüm getirmeyeceği düşünülmektedir. (Kaynak: http://csis.org/publication/us-options-syria-obamas-delays-and-dempsey-warnings). Ancak Afganistan ve Irak savaşlarından alınan dersler, özellikle Irak'a müdahalenin gerekçelerini oluşturan istihbarat bilgileri ve delillerinin doğru çıkmamış olması, Obama'nın aynı bölgede yeni bir askeri müdahale kararı almasını zorlaştırmaktadır. Bu durum bazı Amerikan düşünce kuruluşlarınca ABD yönetimi "Irak sendromu" yaşıyor şeklinde yorumlanmaktadır. (Kaynak: http://acus.org/news/in-the-news/frederic-hof-quoted-in-the-economist). Bu nedenle de eski başkan Bush yönetiminin düştüğü olumsuz durumu yaşamak istemeyen Obama'nın kesin ve doğru kanıtlar elde edilmeden askeri müdahaleyi karar vermeyeceği, verişe bile bunun sınırlı hava ve füze saldırıları şeklinde olabileceği anlaşılmaktadır.