HİNDİSTAN: ABD-ÇİN REKABETİNDE JEOPOLİTİK OYUNCU MU? JEOSTRATEJİK OYUNCU MU?

Yazan  31 Ağustos 2022

1970’li yılların sonu ve 1980’li yılların başında başlayan Çin’in ekonomik yükselişi ve modernleşme süreci onu sadece 2000’li yıllarda uluslararası sistemde dikkatleri üzerine çeken bir aktör yapmadı, aynı zamanda Doğu Asya ve genel olarak da Asya-Pasifik bölgesine de ilginin çekilmesine neden oldu.

Kısacası son otuz kırk yılda başını Çin’in çekmekte olduğu Atlantik’ten Pasifik bölgesine bir güç kayması gerçekleşmektedir. Bu durum doğal olarak mevcut düzenin mimarı ve baş aktörü Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de gelecek vizyonunu 2010’lu yıllardan itibaren Atlantik, Ortadoğu veya başka bir bölgeden ziyade, temelde Asya-Pasifik ve son dönemde öne çıkarılan Hint-Pasifik bölgesi üzerine inşa etmesine neden olmustur. Temelde her iki stratejinin de özü ABD için küresel stratejik ağırlığın Atlantik’ten Pasifik bölgesine kaydırılmasıdır.

Bu minvalde Başkan Barack Obama döneminde başlatılan ‘Asya Pivot’ stratejisiyle ABD bölgede İkinci Dünya Savaşı sonrası kurduğu San Fransisco ittifak sistemini güçlendirdiği gibi, yeni partnerlele de ilşikilerini geliştirmeye calışmıştır. ABD’nin ikili ittifaklar sistemine dayanan ilişkileri Avustralya, Yeni Zeanda, Japonya, Kore, Tayland ve Filipinler’den oluşurken, yeni partnerlerde Vietnam ve Hindistan öne plana çıkmaktadır. Dahası,müttefikleri ve partnerleri arasındaki ikili ilişkilerin de gelişmesini desteklemiştir. Benzer politik girişimler Başkan Trump döneminde ilan edilen ve Biden döneminde de sürdürülen Hint-Pasifik vizyonunda devam etmektedir. Fakat tüm bu politik girişimler içerisinde ABD açısından en kritik ve stratejik ülke olarak Hindistan yer almaktadır. Hindistan’ı ABD’nin bölge stratejisinde önemli kılan esas neden jeopolitik konumundan kaynaklanmaktadır.Çünkü Hindistan, ABD stratejisinde Asya’nın güney alt bölgesindeki büyük güç olma potansiyeline sahip bir ülke olarak, Çin’e karşı bir ağırlık olarak ortaya çıkarılmak istenenmektedir.

ABD açık bir şekilde Çin’i Asya-Pasifik bölgesinde statükoyu değiştirmeye çalışan yükselen bir güç olarak görüyor. Bu yüzden de Çin’i son birkaç senedir eskiden olduğu gibi stratejik ortak olarak tanımlamıyor, stratejik rakip veya sistemik rakip olarak betimliyor ve tanımlıyor. Çin’in coğrafi, ekonomik, askeri ve nüfus açısından büyüklüğü gibi faktorler, Çin’e karşı bir denge veya ‘hedge’aktor olarak ABD’ye çok az seçim yapma şansı bırakıyor. Bu çerçevede ABD Deniz Operasyonları Şefi Amiral Mike Gilday’in 26 Ağustos 2022 Perşembe günü Washington'da Heritage Foundation tarafından düzenlenen bir seminerde,“Hindistan'ın gelecekte Amerika için çok önemli bir ortak olacağını ve Çin'e karşı mücadelede kilit bir rol oynayacağını ve Hindistan'ın Çin'e iki cepheli bir sorun sunduğunu” söylemesi de ABD’nin stratejisinde Hindistan jeopolitiğinin önemini yansıtmaktadır. Amerikalıların gözünde Hindistan, Çin ile rekabetinde veya olası bir çatışma durumunda Çin’in dikkatini sadece Tayvan veya Pasifik bölgesine odaklanmaktan alı koyarak önemli bir ikinci cephe işlevi görebilir.

Peki Çin’e karşı Hindistan’ın ABD ile hızalanması ve bir blok siyasetine yönelmesi Hindistan için doğru bir yaklaşım olur mu? Herşeyden önce Hindistan’ın şu an için bölge ülkeleri arasında zayıf bir profili bulunmaktadır. Eğer “Doğuya Bakış” politikasi çerçevesinde bunu geliştirmek istiyorsa, bölge dışı bir güç olan ve dahası, müdahaleci bir güç olarak algılanan ABD ile hizalanması bölge ülkeleri arasında profilini yükseltmez. Aksine kendilerini de ABD ve Çin arasındaki bölgesel rekabette taraf seçmeye zorlayıcı bir hamle olarak görülebileceğinden ters etki yaratabilir.

Buna ek olarak, ABD’nin geleneksel olarak % 50 Atlantik’te % 50 Pasifik’te konumlandırdığı donanma varlığını, % 60 Pasifik lehine konumlandırması, bölgedeki müttefiklerini güçlendirmesi ve ortaklıklarını geliştirmesi Hindistan için hem bir firsat hem de bir tehlikedir. Şurasıbir gerçek ki, bu yüzyılın uluslararası ilişkilerinin en önemli iki aktörü ABD ve Çin olsa da, Hindistan bu iki ülkenin rekabetinde jeostratejik önemi sebebiyle bu yüzyılın en stratejik ülkesidir. Dolayısıyla Hindistan’ın ABD-Çin rekabetinde alacağı konum sadece kendisini bu iki ülkenin yanında üçüncü büyük güç olup olmama konumunu belirlemeyecek, aynı zamanda küresel ilişkilerin de seyrini belirleyecek. Hindistan kendisini jeopolitik açıdan çok ilgilendirmeyen Doğu ve Güney Çin Denizi ihtilafları veya Tayvan gibi bir meselede ABD ile hizalanıp neden tuzağa düşmeli. Böylesi yanlış bir hizalanma Hindistan’ı gelecekte ABD ve Çin’in yanında üçüncü büyük güç yapmaz. O yüzden Hindistan için esas olan ABD-Çin rekabetinde tarafsız kalmak ve ABD ve Çin ile stratejik ortaklığı sürdürmektir.

Burada Hindistan ve Çin arasındaki sınır problemlerinin stratejik ortaklığın sürdürülmesinde problem yaratabileceği iddia edilebilir. Ancak şurası unutulmamalı Hindistan’in Çin ile olan sınır problemlerinin çözümünde de ABD çözüme katkı sağlayabilecek bir aktör olablir mi? Hayır olamaz. Çünkü Washington açısından Hindistan Çin’e karşı büyük bir baş ağrısı yaratacak aktör konumunda kalmalı ve taraflar sorunu çözememelidir. Sorunun varlığı ABD yararına olduğu sürece ABD’nin çözümün parçası olması söz konusu değildir. Bu yüzden çözümün başlangıç yeri de, bitiş yeri de Yeni Delhi ve Pekin arasındaki diyalog ve müzakere masasıdır.

Son olarak ise, Çin’in Hindistan üzerinde baskısı artmadıkça, Hindistan’ın ABD ile hizalanmaktan baska seçeneği kalmadıkça, ABD’nin Hint-Pasifik vizyonunda yer alıp bir tür blok siyasetinin oluşmasına katkı sağlamamalıdır. Dahası,Hindistan Soğuk Savas’ın ilk yıllarında ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabette tarafsız kalarak Başbakan Nehru önderliüinde Bağlantısızlar Hareketi’nin lider ülkelerinden biri olmuş ve barışcıl varoluşun beş ilkesini benimsemiştir. O zamandan beri de bu politikasını sürdürmüş ve herhangi bir ülke ile ittifaka girmemiştir. Bugun icin ABD ve Çin arasındaki gerçekleşen rekabette, Washington’ın Hint-Pasifik Vizyonu’nda yer alması durumunda, bu onun sadece jeopolitik öneminin ABD’nin stratejilerindeki yerini yansıtacaktır. Oysa Hindistan için daha önemli olan ABD ve Çin arasındaki rekabette jeostratejik öneminin ön plana çıkması olacaktır. Bu da Hindistan’ın tarafsız kalmasıyla mümkündür. ABD-Çin rekabetinde bir taraf için diğerine yönelik dengeleyici veya ‘hedge’aktör olmasıyla mümkün olamaz. En ideal olanı jeostratejik önemini kullanarak dengenin dengeleyicisi rolünü oynamaktır.

 

 

Oktay Küçükdeğirmenci

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Bilimsel Danışman

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display