Bu sayfayı yazdır

Afrika’daki Çin-ABD-Avrupa-Rusya Mücadelesinde Türkiye Dış Politikası Nasıl Şekillenmelidir?

Yazan  05 Kasım 2013

Günümüzde Türkiye, Afrika politikalarında artık sadece Osmanlı dönemi izlemiş olduğu iyi ilişkiler ardına saklanmamaktadır. Bu bağlamda dış politikanın olumlu seyrettiği muhtemeldir. Fakat bu süreçte sadece siyasi ilişkilerin gelişimi yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle çalışmada Türkiye’nin Afrika politikalarında Kıta’da güç mücadelesi içerisinde yer alan ABD, Çin, Avrupa ve Rusya varlığıyla nasıl baş edebileceği ve nasıl fark yaratarak Afrika’da farkındalık oluşturabileceği ifade edilmeye çalışılacaktır.

Afrika, tarihsel içerisinde geçirmiş olduğu sömürgecilik dönemi ve Afrikanizm gibi süreçlerin ardından küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde yeraltı ve yerüstü kaynaklarıyla birlikte işgücünün fazla olması bakımından uluslararası sistemdeki büyük güçlerin ilgisini çekmektedir (1). Türkiye, bu büyüyen ve var olan büyük güçlerle mücadele konusunda öncelikle tarihsel bağlarını kullanmalıdır. Bu bağlar, Osmanlı döneminde geliştirilmiş ve Afrika insanını birey olarak önemseyen önemli nitelikte ilişkileri içermektedir. Kısacası Avrupalıların Kıta üzerinde sömürgecilik dönemi etkilerinin aksine oldukça müspet imaj çizen Türkiye, mevcut ilişkilerini tarihsel bağlara daha çok vurgu yaparak geliştirmelidir. Tabi ki sadece tarihsel bağlar faktörü değil, çalışmada ifade edilecek tüm faktörler birlikte değerlendirilerek ve uygulanarak istenilen düzeyde ilişkiler Afrika ile sağlanabilecektir.

Ticari ilişkilerin gelişimi için Kıta’ya yapılan yardımların yanı sıra Türkiye’nin farklılığını vurgulaması için bu yardımları takip etmesi, özellikle yerel halka hizmet eden yatırımlara önem vermesi ve halkın refahını yükseltmesi önem taşıyacaktır. Çünkü gerek Avrupa, ABD ve gerekse de Çin ve Rusya’nın yapmış olduğu yatırımlara bakıldığında ülke girdilerinin yükselmesine rağmen yerel halkın bu refahtan uzak olduğu ifade edilebilir (2). Kısacası ülke elitleri arasında bu yeni gelirlerin paylaşımı, yerel halkın ise mevcut durumunun aynı kalması Türkiye’nin Kıta’da oluşturabileceği farkındalığa yardımcı olabilecektir.  

Türkiye, gerek STK’ları aracılığıyla gerekse de siyasi ve ticari liderleri, akademisyenleri, eğitimcileri ve iş adamlarıyla Afrika’da yer almaya devam etmeli ve “Afrika’nın değil, Afrikalının çıkarlarını gözettiklerini” ifade etmelidir. Bu doğrultuda iş adamlarımıza “Afrika’da farkındalık yaratabilmek” başlıklı eğitim seminerleri verilerek, oluşturulabilecek firmalar kanalıyla özel şirketlere yatırımlarını gerçekleştirebilmeleri hususunda çeşitli projeler kapsamında danışmanlık hizmetleri ve rehberlik hizmetleri verilebilir.

Afrika ile eğitim alanında ilişkilerin geliştirilmesine önem verilmek suretiyle okul öncesi- ilk öğretim- orta ve yüksek öğretim alanlarında öğrenci, öğretim elemanı, idari personel değişim protokolleri hatta program ve projeler geliştirilebilir. Bu bağlamda Afrikalılara aslında yardımcı olmayı hedefleyen bir Türkiye, kendi farkındalığını yaratabilir. Hatta öncelikle yükseköğretimde mevcut olan Mevlana Projesi Afrika’ya yönelik geliştirilebilir. Eğitim kurumlarının dışında Afrika ülkelerinde ve Türkiye’de yer alan devlet kurumlarındaki uzmanların gelişimine yönelik olarak eğitim seminerleri karşılıklı olarak düzenlenebilir. Böylece kurumsal dönüşümünde Türkiye’nin yanında yer aldığını gören Afrika ülkeleri ile mevcut gönül bağı güçlenecektir. Böylece Türkiye, Afrika’da ve Afrikalının gözünde askeri ve ticari olarak yer almaya çalışan ABD, ekonomik olarak yer almaya çalışan Çin, Rusya ve Avrupa’dan çok daha farklı bir konumda yer alabilecektir.

Bu farkındalığı oluşturabilen Türkiye, Kıta’da yer alan büyük güçlerin de gerçekleştirdiği STK’ları aracılığıyla verdiği desteklerin, siyasi ve ticari olarak yaptığı ziyaretlerin ve yatırımların aslında aynı amaçla yapılmadığını, iyi niyet ve ortak paylaşım hedefli olduğunu Afrikalıya kanıtlayabilecektir.

 

KAYNAKLAR

(1)   Asiedu Elizabeth (2002), “On the Determinants of Foreign Direct Investment to Developing Countries: Is Africa Different?”, World Development, Volume 30, Issue 1, January 2002, Pages 107–119

(2)   Carmody P. ve Taylor I (2009), “Flexigemony and Force in China’s Geoeconomic Strategy in Africa: Sudan and Zambia Compared”, IIIS Discussion Paper, No. 277, January