
Türkiye'nin Ayn El Arab (Kobani)'de IŞİD'in ilerleyişinin ve işgal etmesinin durdurulması için yardım etmediği, bu kapsamda Türkiye ile Kobani arasında açılacak bir koridorla PYD/YPG'ye dünyanın değişik köşelerinden gelebilecek her türlü askeri yardımın geçmesine izin vermediği gerekçesiyle son üç gündür Tükiye genelinde PKK/KCK ile onun güdümündeki HDP/DBP'nin çağrısıyla sokalara dökülen bölücü terör örgütünün elemanları ve örgütün yandaşları adeta isyana dönüşen bir terör dalgasıyla Türkiye'yi yıkıp yakmaya devam ediyorlar. Maddi kayıpların yanısıra maalesef ölü sayısı 23'e kadar yükseldi. Bu içeride AKP iktidarına ama aslında bedeli gittikçe artan fatura olarak Türkiye'ye ödetilmektedir. Diğer taraftan batı medyasında yetkili ve uzman kişilerin görüşlerine atfen ""Kobani'nin düşmekte olduğu, çünkü NATO'nun en büyük ikinci ordusu olan TSK'nın sınırın hemen ötesinden canlı olarak savaşı sadece izlediği ancak hiç bir müdahalede bulunmadığı, Türk hükümetinin Kobani'ye müdahale etmemek için bahaneler ürettiği, IŞİD'in Kobani'yi almasıyla PKK/PYD/YPG'nin etkinliğinin kırılacağı ve çözüm sürecinde elinin daha kuvvetli olacağı gerekçesiyle Türk hükümetinin IŞİD'in ilerleyişine göz yumduğu"" gibi haber ve yorumların önü ardı kesilmiyor. Ve öyle bir algı yaratılıyor ki Kobani'nin düşmesinin tek nedeni Türkiye ya da Kobani'nin düşmesini engelleyecek tek güç Türkiye. Tabi buna AKP iktidarının zig zag çizen politikaları ve açıklamaları eklenince batı kamuoyunda Kobani'nin düşmesinin tek sorumlusu Türkiye algısı gittikçe kuvvetlenmektedir. Tabi bundan daha da kötüsü Kobani'nin düşmesi halinde şehirde yaşanabilecek muhtemel katliamların esas sorumluluğunun da yine Türkiye'ye yüklenecek olmasıdır. PEKİ HÜKÜMET NE YAPMALI? Hükümet hiç vakit geçirmeden Kobani için neler yaptığını (Kobani'ye insani yardım, koalisyonla istihbarat paylaşımı, İncirlik Üssünün kullanımına izin verilmesi, sığınmacılara kapıların açılması, IŞİD hedeflerine yapılan atışlar vs) madde madde açıklamalı, sınır ötesine neden asker gönderemediğini, PYD/YPG'nin taleplerinin ne olduğunu hangilerinin karşılanıp hangilerinin karşılanmadığını şeffaf ve inandırıcı bir şekilde iç ve dış kamuoylarına açıklamalıdır. Böylelikle belki Kobani'nin muhtemel bir düşmesi durumunda olabilecek suçlamalara şimdiden bir set çekilebilecektir. Çünkü Kobani'nin düşmesinden sonra yapılacak bu tür açıklamaların hiç bir inandırıcılığı kalmayacaktır. Diğer taraftan hükümet son üç gündür PKK/KCK öncülüğünde Türkiye'de olan olayları şiddet ve asayiş olayı gibi değerlendirmekten vazgeçerek bunların terör olayı olduğunu kabul etmeli ve ona göre tedbirler almalıdır.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *