
Akil insanlar heyetinde yer alan Hüseyin Yayman DEP milletvekiliyken Leyla Zana, Orhan Doğan ve Hatip Dicle’nin tutuklanması üzerine yurt dışına kaçan ve halen Avrupa'da yaşayan Zübeyir Aydar ile çözüm süreci başta olmak üzere, son dönemde Batı’da kendilerine karşı gelişen yeni tavrı, hükümetin tutumunu, darbe konusunu, Gülen grubuyla ittifak iddialarını konuştuğu bir röportaj yayımladı. Röportajda öne çıkan hususlardan biri ise aynı Öcalan gibi hükümete darbe olabilir tehdidi. Türkiye'de darbe mekaniğinin işlediğini düşünüyor musunuz sorusuna Aydar "Asker basına müdahale etmeye başladı. Kamuoyunu dizayn etmeye çalıştığını biliyoruz. Bazı basın merkezlerini arayıp ‘şöyle yazacaksınız’ dediklerini dikkatle izliyoruz. Mesele Kobani sürecinde Aynel Arap ifadesi Genelkurmay mahreçlidir. Ordu yeniden belirleyici biçimde kendini göstermeye başladı.... Hükümetin önünde MGK’da ‘Bırakın biz PKK’yi yok edelim. Elimizi serbest bırakın’ diyorsa hükümete kumpas kuruyordur. Bunu söyleyenler ikttidara tuzak kurup onu tasfiye etmek istiyorlardır. Bu tezleri hükümete getirenler ‘darbe dinamiğinin’ sahipleridir.." şeklinde cevap veriyor. Türk Ordusunun yeni bir darbe yapma ihtimalini görüyor musunuz sorusuna da "Evet görüyorum. Şartları olgunlaştırırlarsa tereddüt etmeden darbe yaparlar." cevabını veriyor. Aydar 2011 seçimlerinden sonraki artan PKK terörü ve karşılığında TSK'nın mücadelesiyle ilgili olarak da "Hükümetin önüne ‘kağıt üzerinde bir plan koyup, biz PKK’yi imha ederiz’ diyenler, ki bu 2011’de Gülenciler ve başkaları tarafından ortaya atıldı." diyerek cemaatin hükümeti yönlendirdiğini iddia ediyor. Darbeyi önlemenin ve Hükümetin dile getirdiği ‘Yeni Türkiye’ sözünün yolunun Kürt barışından geçtiğini söyleyen Aydar, Öcalan’ın yol haritası hayata geçirilirse herkes elbirliğiyle bunun gereklerini yaparsa 2015 seçimlerine varmadan bu işin bitirilebileceğini ve 2015’in Nobel barış ödülünü iki kişinin alacağını, çünkü barış iki kişi arasında yapılacağını, barışı yapan kişiler olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Abdullah Öcalan'ın barış ödülünü alabileceğini iddia ediyor. (Röportajın tamamı için http://www.gazetevatan.com/huseyin-yayman-706695-yazar-yazisi--secimlerden-once-barisi-getirebiliriz-/) **********YORUM********** Her ne kadar röportajı yapan Yayman başlık olarak kendi bilinen anlayışına uygun olarak "Seçimlerden önce barışı getirebiliriz"i seçmiş olsa da aslında öne çıkan husus hükümete mesaj niteliği taşıyan darbe tehidididir. Baydar o kadar ileri gidiyor ve darbe tehdidini o kadar yakın ve ciddi gösteriyor ki Askerin basına müdahaleye başladığını, MGK'da hükümeti süreçten vazgeçmek için iknaya çalıştığını ve fırstaı bulduğu anda darbe yapacağını iddia ediyor. Aydar'ın bu söyledikleri şu anda Türkiye'deki sivil-asker ilişkileri açısından hiç de gerçekçi değil. Ama Türkiye'de öyle bir ortam yaratılmıştır ki askerin temel görevleriyle ilgili yaptığı açıklama ve faaliyetler bile kolayca darbeyle ilişkiledirilebilmektedir. Ama gidişattan askerin memnun olduğunu söylemek de mümkün değildir. PKK'lıların umduğu gibi TSK'nın doğu ve güneydoğuyu törenlerle PKK'lılara bırakması da gibi bir gelişme de mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan Aydar'ın yani PKK/KCK cephesinin hükümetin cemaatin üzerine gitmesini de fırsata çevirmeyi hedeflediğini ve özellikle 2011 sonrasında PKK terörünün ve TSK operasyonalrının artmasına neden olan gücün cemaat olduğunu öne sürüyor ve cemaat üzerinden PKK'yı aklamaya çalışıyor. Sızan Oslo ve İmralı görüşme zabıtlarında AKP'ye iktidarı altın tespiside sunduklarını söyleyen PKK/KCK/Öcalan cephesi şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Nobel ödülü vaad ediyorlar. Bu konunun sadece PKK/KCK cephesi değil (bu röporatajda Aydar da ciddi ciddi bu konuyu anlatıyor) uluslararası örgütlerce (Uluslararası Kriz Grubu raporu gibi) de dile getirilmesi dışarıda böyle kooedineli bir hazırlık olduğunu gösteriyor. GÖRÜNEN O Kİ HÜKÜMETİ KUMPASA DÜŞÜREREK DARBE YAPMAYA HAZIRLANAN ASIL GÜÇ PKK/KCK CEPHESİ VE ARKASINDAKİ DIŞ DESTEKTİR.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *