11 Mart 2025
21YYTE.ORG Rusya Rusya’nın

Rusya’nın

Her yıl Rusya’da ırkçı örgütlerin organizatörlüğünde dazlaklar tarafından Kafkasyalı ve Orta Asyalılara karşı saldırılar düzenlenmektedir.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Her yıl Rusya’da ırkçı örgütlerin organizatörlüğünde dazlaklar tarafından Kafkasyalı ve Orta Asyalılara karşı saldırılar düzenlenmektedir.

11 Aralık 2010 tarihinde Cumartesi günü Rusya, son yılların en büyük etnik düşmanlık temeline dayalı "gösterisiyle" sallandı. 6 Aralık 2010'da Moskova'nın kuzeyinde bir grup Moskovalı ve Kuzey Kafkasya kökenliler arasında kavga çıktı. Kabartay-Balkar doğumlu Aslan Çerkesov kavga sırasında tabancayla Yegor Sviridov adlı bir Moskovalıyı öldürdü. Svidorov Moskova'nın "Spartak" futbol kulübünün taraftarlarından biriydi. Gözaltına alınan Çerkesov olayın meşru müdafaa zemininde gerçekleştiğini söyledi. Çerkesov'la birlikte beş kişi daha gözaltına alındıysa da ifadeleri alınarak serbest bırakıldı. "Spartak" kulübünün taraftarları buna itiraz ederek 7 Aralık'ta bir gösteri yaparak Leningrad caddesini ulaşıma kapattılar.Taraftarlar ayın 11'inde ise Moskova'nın ünlü Manej Meydanı'nda geniş çaplı bir gösteri düzenlediler. Yaklaşık beş bin kişinin katıldığı gösteri "Rusya Ruslar için" sloganlarıyla ve Kafkasyalılara yönelik küfürlerle başladı. İzinsiz gösteriyi dağıtmak isteyen OMON (özel tim) birlikleri ile göstericiler arasında kavga çıktı."Göstericiler" buz ve demir parçalarını, cam ve diğer eşyaları polislere fırlattılar. Meydanda ve çevrede bulunan Kuzey Kafkasyalı ve Asyalılara linç girişiminde bulundular. Yaklaşık 3 saat süren kavgada 30 kişi yaralandı. Daha sonra göstericiler dağılarak metroya indi ve tekrar karşılarına çıkan Kafkasyalı ve Orta Asyalıları dövmeye başladılar.

Bundan önceki dönemlerde de bazı orta ve küçük çaplı kavgalar yaşansa da bu olayla ilgili doğrudan devlet başkanının açıklama yapması dikkat çekici bir gelişmedir. Polisin olaylara müdahalede güç kullanmasını doğru bulduğunu ifade eden Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev, ülkede düzen ve istikrarın sağlanması için gerekli tüm önlemlerin alınmasını istedi. Medvedev Twitter mikroblogundan yaptığı duyuruda da, "Moskova'da ve tüm ülkede her şey kontrol altında. Tüm baş belalarının cezalandırılacağından kimsenin şüphesi olmasın" tehdidinde bulundu."

Cumartesi "gösterisi", beklenen bir gelişmeydi ve ilerideki günlerde tekrar yaşanabilir. Nitekim olayın hemen ardından, Pazar günü onlarca saldırgan Moskovalı tekrar caddelere çıkıp "doğulu" olduklarından şüphe ettikleri insanlara saldırdılar. Saldırılarda Kırgız uyruklu bir kişi bıçaklanarak öldürüldü.

Olaylar sırasında tutuklanmış 65 "gösterici" serbest bırakıldı. Gözaltına alınmış kişiler arasında olayları provoke eden hiçbir kişinin bulunmadığı gerekçesiyle polis bu şahısları serbest bırakmış, olayları provoke edenleri video kayıtların yardımıyla tespit edeceklerini açıkladı. Oysa Manej Meydanı'nda Rus ırkçılarının önde gelenlerinden Dmitri Demuşkin ve Vladimir Tor da yer almıştır.

Sıradan bir çatışma izlenimi bırakan bu olay aslında uzun müddettir devam eden Rus-Kafkasyalı çatışmasının bir halkasıdır. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra birçok cumhuriyette etnik temele dayalı çatışmalar meydana gelirken Rusya'da da aşırı sağ gruplar açık faaliyete geçmiş, Kafkasyalı ve Orta Asyalılara karşı şiddet hareketlerine başlamışlardır. Değişik zamanlarda meydana gelmiş bu tür olaylarda birçok Kafkasya ve Orta Asya kökenli insan öldürülmüş veya ağır yaralanmıştır.

Olayın sıradan bir tartışma neticesinde meydana gelmediği, etnik zemine dayalı bir tartışmadan doğduğu bilinen bir gerçekliktir. Küçük çaplı bir olayın bu kadar geniş tepkiye neden olması Rusya'daki tolerans ve kimlik çatışması konularını tekrar gündeme getirdi. Bugün Rusya'da gittikçe artan yabancı düşmanlığının nedenleri konusunda değişik değerlendirmelerde bulunulmaktadır. Bazılarına göre bu olayların tırmanmasının nedeni Rus hükümeti, daha doğrusu polis teşkilatıdır. Nitekim polisler Kuzey Kafkasya kökenlilerin işlediği suçları rüşvet alarak görmezden gelmekteler. Son olayların nedeni de bu bağlamda değerlendirilmiştir. Polis teşkilatı ve ilgili birimler aslında her iki tarafın da sert bir dille eleştirdikleri kurumlardır. Kafkasyalılara ve birçok insan hakları örgütlerine göre polis teşkilatı etnik azınlıklar ve yabancılara karşı açık şekilde düzenlenen saldırılara seyirci kalmaktadırlar.

2005 yılından itibaren Rus milliyetçilerinin düzenlendikleri "Rus Marşı" gösterileri sırasında güvenlik güçleri ve organizatörler arasında pazarlık yapılarak gösterinin olaysız atlatılmasına çalışılmaktadır. "Slav İttifakı" adlı Neonazi örgütünün faaliyetinin yasaklanmasına rağmen bu örgüt açık şekilde faaliyetlerini sürdürmektedir. Binlerce Rus genci bu örgütün organizatörlüğünde spor salonlarında "güç toplamakta" ve azınlıklara karşı saldırılarda kullanılmaktadır. "Yasa Dışı Göç Aleyhinde Hareket", "Vatan Rus Cemaatleri Kongresi" gibi örgütler etnik ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı propagandası yapmaktalar. Irkçı örgütlerin organizatörlüğünde her yıl dazlaklar tarafından Kafkasyalı ve Orta Asyalılara karşı saldırılar düzenlenmektedir. Bu saldırılar sadece göçmenlere karşı değil, Rusya'nın içlerinde yaşayan Kafkasya kökenli vatandaşlara da yöneliktir.

Söz konusu durum sadece bir nedene bağlı olmayıp çok sayıda unsuru bir arada bulundurmaktadır. Bunlardan önemlileri;

1) Etnik sorunlar, göç, demografi ve istihdam konusundaki sorunların çözümü için etkin bir hükümet politikasının olmaması

2) Yasa dışı göçlerin önlenmemesi, "göçmen-yerli" dengesinin bozulması, adaptasyon sorunları

3) Kolluk kuvvetlerinin yeterli önlemleri almaması, cezasızlık sendromunun gittikçe baskın olması,

4) Artan ırkçılık ortamında ceza hukuk normlarının etkin ve işlevsel olmaması

5) Bazı siyasi çevrelerin ve çıkar gruplarının etnik çatışmaları manipüle etmesi

6) Toplumdaki tolerans ve anlaşma kültürünün düşük düzeyde olması, suç olaylarının etnik gerekçeyle algılanması, toplu cezalandırma güdüsü.

Bundan sonra birçok kesim olayların daha da büyüyeceğinden endişe etmekteler. Güvenlik güçleri ise bu endişenin esassız olduğunu, her hangi bir provokasyonun önlenebileceğini açıklamaktalar.Fakat etkin önlemler alınmazsa Kafkasyalılardan "karşı saldırının" gelebileceğinin ihtimali büyüktür. Önümüzdeki dönemlerde Rusya'nın etnik azınlıklar ve göç politikasında iyileştirmeler yapılmazsa bu tür olayların gittikçe yoğunlaşacağı tahmin edilebilir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *