11 Mart 2025
21YYTE.ORG Ekonomik Araştırmaları Merkezi IMF Raporu Veya Ülkemizde Konuşulmaya Korkulanlar

IMF Raporu Veya Ülkemizde Konuşulmaya Korkulanlar

IMF’nin Eylül 2011 de yayınlanan “World Economic Outlook- Slowing Growth, Rising Risk” isimli raporuna ilişkin ülkemizde konuşulanlardan çok raporda yer alan ancak ülkemizde konuşulmaya korkulan bölümleri önemlidir.

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
IMF’nin Eylül 2011 de yayınlanan “World Economic Outlook- Slowing Growth, Rising Risk” isimli raporuna ilişkin ülkemizde konuşulanlardan çok raporda yer alan ancak ülkemizde konuşulmaya korkulan bölümleri önemlidir.

IMF raporunda, kriz sonrası süreç için pembe bir tablo yerine, küresel ekonomi için yeniden tehlike çanları çaldığı belirtilmiş ve hem Amerika hem de Avrupa için büyüme tahminleri geri çekilmiştir. Raporda Türkiye'de ekonomik canlılığın aşağı yönlü olması Orta ve Doğu Avrupa'nın büyüme beklentilerinin aşağı çekilmesine neden olmuştur.

Bu değerlendirme raporunda Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yavaşlayan dış talebi canlandırma ve güçlü iç talebi yavaşlatmak için alınan sıkı önlemler ve uygulamaya koyulan maliye politikalarının neden olacağı durgunluğun 2012 yılında hissedilir seviyelerde olacağı ve özellikle Türkiye'nin gerçek büyüme oranının yıl sonunda %6'lar seviyesinde gerçekleşeceği; daha da önemlisi bu oranın 2012 yılında %2.2 seviyelerine ineceği öngörüsünde bulunulmuştur. Elbette 2012 yılı için verilen oran durgunluğun ta kendisidir. Aynı kurumun Nisan 2011 tarihli raporunda Türkiye'nin 2012 yılında %4.5 büyüyeceğini belirtmiş olması ve fakat Nisan ayından bu yana büyüme beklentisinin aşağı çekilmesi, ülkemizde çalan tehlike çanlarının politika yapıcılar tarafından hala duyulmamış olsa da, yurtdışında yankı bulduğunu göstermektedir.

IMF'nin Eylül 2011'de yayınladığı bu raporda Türkiye ile ilgili bir diğer önemli tespit ise yükselen kredi rakamları ve varlık fiyatlarındaki yükselmenin finansal istikrarı baltalayacağı gerçeğidir. Raporda Türkiye'nin yanı sıra Brezilya, Kolombiya, Hindistan, Endonezya, Peru da bu grupta yer almıştır.

Türkiye ile ilgili yapılan değerlendirmelerden belki de en önemlisi cari açığın endişe verici boyutlara ulaşması ve bu açığın kısa vadeli kaynaklar ile fonlanması ile artan kriz olasılığıdır. IMF'nin G20 ülkeleri için yapmış olduğu kriz potansiyeli çalışmasında Türkiye'nin taşıdığı risk daha açık olarak gözükmektedir. Yapılan çalışmaya göre G20 ülkelerinin genel ortalaması %0-%3 arasındadır; ancak Türkiye taşımış olduğu %7.61 kriz riski ile G20 ülkelerinde istisna niteliği taşımaktadır.

IMF raporunda yer alan net dış yükümlülükler[1] bölümünde olası bir borç krizinde dış yükümlülüklerin katkı derecesi yer almaktadır. IMF'nin bu alanda yapmış olduğu araştırmaya göre eğer net dış yükümlülüklerin milli gelire oranı yükselen bir grafik çiziyorsa bu bir kriz semptomudur. Bu veriye göre ülkemiz yine yükselen grafiği ile krizin hedefi haline gelmektedir.

Raporun öneriler kısmında ise ülkemizde ısınan ekonomiyi soğutmak için parasal daralma ve kamu harcamalarında sıkılaştırmaya önem verilmesi gerekliliği yer almaktadır.

Son olarak belirtmek isterim ki, eğer Türk ekonomisinde sağır sultan olmak istiyorsak, bu raporu eleştirmeli ve hatta okumamalıyız; ama rapor göz ardı edilemeyecek kadar ciddi tehditler ve öneriler içermekte olduğundan, gerçekleri görmek için önce bize anlatılan masalın kapağını kapatmalı ve gerçeklere uyanmalıyız.



[1] Net Dış Yükümlülük=Türk vatandaşlarının yurtdışındaki paraları – Yabancıların Türkiye'deki paraları

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *