11 Mart 2025
21YYTE.ORG Ermenistan SARKİSYAN’IN EZBERİ: “Türkiye Ermeni Soykırımını Tanımalı”

SARKİSYAN’IN EZBERİ: “Türkiye Ermeni Soykırımını Tanımalı”

28 Kasım 2009’da Ermenistan’ın iktidar partisi olan Cumhuriyet Partisinin 12. Kongresi yapıldı.

5 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
28 Kasım 2009’da Ermenistan’ın iktidar partisi olan Cumhuriyet Partisinin 12. Kongresi yapıldı.

 

Türkiye toplumuyla yakınlaşma ve ilişkilerin

kurulması soykırımın Türkiye'de ve tüm dünyada

tanınması sürecini hızlandıracaktır.

 

 

Serj Sarkisyan,

Ermenistan Cumhurbaşkanı

 

 

 

Hükümet Partisinin Kongresi

 

Gündemde parti başkanın konuşması, parti başkanının ve yönetim organın seçilmesi konuları vardı. Bir muhalefet partisi olan "Miras" dışında, ülkedeki tüm partiler kongreye davetliydi. Zaten parti kongresinde önemli bir gelişmenin yaşandığı söylenemezdi. Sarkisyan'ın yeniden başkan seçilmesini 1.699 delege desteklerken, aleyhte oy kullanılmamıştır. Sadece 69 oy geçersiz sayılmıştır. Önceler 12 kişiden müteşekkil Yönetim Kuruluna 14 kişi seçilmiştir. Partinin üst düzey yönetiminde Ermenistan Başbakanı Tigran Sarkisyan ve İrevan Belediye Başkanı Gagik Begleryan da yer almaktadır. [1] Ermenistan Cumhuriyet Partisi parlamentoda 65 koltuğa sahiptir. Ermenistan Millet Meclisi Başkanı Ovik Abrtamyan da bu partinin üyesidir. Ermenistan hükümeti üyelerinin ekseriyeti bu partinin mensubudurlar. Ermenistan Cumhuriyet Partisi 1991'de tescil edilmiştir. 1990-1997 yılları Aşot Navasardyan, o öldükten sonra Andranik Markaryan parti başkanı görevini yürütümüşler. Markaryan ayrıca 2000 yılından itibaren başbakan görevinde çalışmıştır. 2007 yılında Markaryan'ın ölümünden sonra partinin başına Sarkisyan geçmiştir. [2] İleri düzeyde demokrasiye sahip ülkelerde parti sistemlerinin yozlaştığı ve bir türlü onarılamadığı gerçekliğine bakılırsa, Ermenistan'da sağlam bir parti düzeninden bahsetmek imkansızdır. Ermenistan'ın bağımsızlığa kavuşmasından bu yana ülke, sağlam bir demokrasi trendi yakalayamamıştır. Hazırda iktidarda olan hükümet partisi yönetimle bütünleşmeye doğru gitmektedir.

 

Ermenistan'ın Tutumunda Değişiklik Yok

Kongrede konuşma yapan Sarkisyan karşıda üç önemli görevin olduğunun altını çizmiştir:

 

1) Ermenistan'ın kalkınması

Ermenistan'ın en büyük sorunu kalkınma sorunudur. Ermenistan'ın istatistik verilerine bakıldığında, GSYİH'nin 2009 yılının ilk sekiz ayında yüzde 18,4 oranında daraldığı, 6,112 milyar ABD dolarından 4,987 milyar dolara gerilediği görülmektedir. Hükümet makroekonomik dengeleri korumak için ihtiyaç duyduğu parayı borçlanma yoluyla karşılamaya çalışmıştır. 2009 yılında 644,7 milyon ABD Doları dış borç alınmıştır. Bu rakam 1 Ocak 2009 tarihine kadarki dış borcunun yüzde 36'sına denk gelmektedir. Böylece 2009 yılında Ermenistan'ın dış borcu 1,7888 milyar ABD dolarından 2,4335 milyar dolara fırlamıştır. Bu ise GSYİH'nın yüzde 48,8'ine tekabül etmektedir.[3] Tüm bu zorluklara rağmen Ermenistan komşuları ile ilişkilerinin düzelmesi yönünde hiçbir çaba harcamamaktadır. Bilakis Türkiye ile sınırın açılması ümitleri doğunca, Gürcistan'a yönelik iddialarını daha da sertleştirmiştir.

2) Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin gelişmesi

Ermenistan Cumhurbaşkanı konuşmasında Türkiye ile ilişkiler konusu üzerinde özellikle durmuştur. Sarkisyan, protokollerin onaylanmasıyla ilgili sürecin başlatıldığını, Anayasa Mahkemesinin, protokollerin yasal olup olmadığına dair görüş bildireceğini açıklamıştır. Sürecin başlangıcında olduğu gibi bu defa da Türkiye ile ilişkilerin "ön şartsız" geliştirilmesini istediklerini vurgulamış, Türkiye'nin, protokolleri onaylama sürecini geciktireceği takdirde, Ermenistan'ın uluslararası hukukun gerektirdiği şekilde karşılık vereceğini söylemiştir. Soykırım konusunda değinen Sarkisyan, bundan hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerini şu şekilde ifade etmiştir: "Tüm dünyanın şunu bilmesini isterim: Türkiye ile protokollerin imzalanması ve ilişkilerin kurulması Ermenistan'ın soykırımı unuttuğu veya bu davadan vazgeçtiği anlamına gelmez. Bilakis, Türkiye toplumuyla yakınlaşma ve ilişkilerin kurulması soykırımın Türkiye'de ve tüm dünyada tanınması sürecini hızlandıracaktır."[4] 30 Kasımda yine Euronews kanalının yaptığı söyleşide ise "diplomatik ilişkiler kurulmadan önce, Türkiye'nin Ermeni Soykırımı gerçekliğini kabul etmesi gerektiğini" ifade etmiştir.[5]

 

3) Dağlık Karabağ sorunun çözümü

Yakın tarihte Dağlık Karabağ sorununun çözümüyle ilgili barışın sağlanmasına katkı yapacak her hangi bir ilerleme sağlanacağı pek gözükmemektedir. Bu zamana dek iki Cumhurbaşkanı arasında sekiz görüş yapılmış ve her hangi sonuç alınmamıştır. 22 Kasım 2009'da Münih'te yapılmış son görüşmeden sonra müzakerelerin bir müddet Dışişleri Bakanları düzeyinde sürdürülmesi kararlaştırılmıştır. Dün akşam (30 Kasım) Atina'da Azerbaycan ve Ermenistan'ın Dışişleri Bakanları Elmar Memmedyarov ve Edvard Nalbandyan görüşmüşler. Görüşmeye Minsk Grubu eşbaşkanları da katılmıştır. Zaten bu görüşmelerden her hangi bir somut sonuç beklemek fazla iyimserlik olacaktır. Nitekim bu zamana melerde Ermenistan tarafı çözümden uzak tutum sergilemiş, barışa doğru her hangi bir adım atmamıştır. Ayrıca Sarkisyan'ın yaptığı son açıklamalar da aynı doğrultudadır. Sarkisyan, "İnsanları kendi sınırları içinde sömürge olarak bulundurmak dönemi arkada kalmıştır. Biz Dağlık Karabağ sorununun çözümünün Dağlık Karabağ toplumunun kolektif isteği üzerine çözülmesi gerektiğini açıklamışız. Sadece bu şekilde sorunun çözümü devamlı ve gerçekçi olur, barış yoluyla çözülür." Buradan da göründüğü gibi İrevan, "Karabağ sorununun çözümü" derken bunu, Karabağ'ın Azerbaycan'dan ayrılması olarak görmektedir.

 

Hala bazıları Ermenistan'ın, derin ekonomik kriz, komşularla yaşadığı sorunların doğurduğu zorluklar, Azerbaycan'ın ekonomik ve jeopolitik gücünün artması gibi objektif gerçeklikleri sonunda idrak edeceğine inanmaktalar.[6] Fakat şunu unutmamak gerekir. Ermeni yayılmacılığı aynı zamanda psikolojik bir olgudur. Yıllar boyu Ermenistan'ın ekonomik ve sosyal sıkıntılar içinde yaşadığı, buna rağmen dört komşusundan üçüyle kavgalı olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Ermenistan'ın oyala politikası ve Misnk Grubunun başarısızlığı Azerbaycan'da sorunun barış yoluyla çözümüne dair ümitleri tüketmektedir. Aslına bakılırsa sonuçsuz görüşmeler ve sürecin uzaması, sadece Ermenilerin zaman kazanması anlamına gelmemektedir. Bu süreç aynı zamanda Kafkaslarda istikrarı sona erdirecek bir sonuç meydana getirmektedir.

 

 

*21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Rusya Avrasya Araştırmaları Bölümü Başkanı

 


 

[1] Президент Армении вновь избран главой правящей партии, http://gazeta.ru/news/lenta/2009/11/28/n_1429630.shtml, 28.11.2009.

[2] Съезд правящей Республиканской Партии Армении открывается в Ереване, http://www.armtown.com/news/ru/noa/20091128/42169592/, 28.11.2009.

[3] Kamil Ağacan, Protokoller ve Ermenistan Ekonomisi, http://21yyte.org/tr/yazi.aspx?ID=3065&kat=18

[4]Ülviyyə Əsədzadə, «Türkiyə ilə yaxınlaşma «soyqırım»ı dünyada tanıtmağı sürətləndirəcək», http://www.azadliq.org/content/article/1891250.html

[5] В случае с Азербайджаном футбольная дипломатия не понадобится: интервью президента Армении телеканалу Euronews http://news.mail.am/index.php?category=158&id=8567, 30.11.2009.

[6] Айдын Мирзазаде:«На данном этапе идут переговоры о возвращении части оккупированных территорий Азербайджана», http://www.day.az/news/ politics/183479.html

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *