12 Mart 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Aliyev-Sarkisyan Görüşmesinden Türkiye-Ermenistan İlişkilerine

Aliyev-Sarkisyan Görüşmesinden Türkiye-Ermenistan İlişkilerine

3 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Son bir hafta içerisinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı toplantısı kapsamında Ermenistan’a davet edildiği haberleri, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi kapsamında değerlendirilerek Davutoğlu’nun bu konuda yeni bir adım atmayacağı tartışılmaktadır. Davutoğlu, “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın 12 Aralık 2013’te Erivan’da yapılacak olan toplantıya davet edilmesiyle ilgili yaptığı açıklamada, davetin rutin bir davet olduğunu belirterek, “Bizim arzumuz, idealimiz, vizyonumuz Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözülmesi ve bir an önce barışçıl bir çözümle Güney Kafkasya’ya daimi ve kalıcı bir barışın gelmesi. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaparız, hangi adımı atmak gerekiyorsa atarız” ifadelerini kullanmıştır. Meselenin önemli bir boyutunu ise Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanlarının AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının çabalarıyla Viyana’da bir araya gelmesi ve toplantı sonrası yapılan “diyalogun sürdürülmesi” kararı oluşturuyor. Ankara’nın Ermenistan ile sınırları açma arzusu, Aliyev-Sarkisyan görüşmesinden çıkacak sonuca göre belirleyeceği beklenmektedir. Bu bağlamda ise “Ermenistan’ın aşamalı olarak işgal ettiği Azerbaycan topraklarını boşaltması karşılığında Türkiye-Ermenistan sınırının açılması” söz konusu. Bu iddia ise kendi içerisinde tutarlı gibi gözükse de Ankara’nın sınırların açılması yönündeki açıklamalarına rağmen, Bakü işgal altındaki topraklarının tamamen boşaltılmasını talep edecektir. Aksi bir karar, Azerbaycan’ın iç ve dış politikası açısından bazı sorunları da beraberinde getirecektir. Çünkü Bakü yönetimi, Karabağ konusunda karar alan ülkeleri diplomatik bir dille uyarmış, bu konudaki net tavrını her platformda açıkça ortaya koymuştur. Bununla birlikte işgal altındaki topraklarını ziyaret eden tüm yabancı vatandaşlara karşı politik bir duruş sergileyerek, Ermenistan’ın daveti ile Karabağ’ı ziyaret eden yabancı ülke temsilcilerini “istenmeyen adam”, vatandaşları ise kara listeye aldığını ilan etmiştir. İç politika bağlamında ise Bakü Yönetimi, yıllardır topraklarından uzakta yaşamak zorunda olan göçmenlerin ve Azerbaycan vatandaşlarının yoğun bir tepkisiyle karşı karşıya kalabilir ve bu durum Aliyev’in iç politikadaki meşruiyetini tartışılır bir duruma sürükleyebilir. Sonuç olarak Aliyev-Sarkisyan görüşmelerini, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlarının baskısıyla statükonun sürdürülmesi için zaman geçirme adımları olarak nitelendirmek mümkündür. Aliyev, “Azerbaycan’ın önceliği diplomatik çözümdür” imajını zedelememek için görüşme masasına oturmak zorunda kalmıştır, ancak sorunun, Azerbaycan’ın bu konudaki prensiplerinden ödün vererek çözüleceğini beklemek doğru değildir. Türkiye’nin ise Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinden çıkacak bir gelişmeye göre hareket edeceği ortadadır. Fakat burada altı çizilmesi gereken önemli bir konu; Türk dış politikası mimarlarının aceleci bir tavırla Ermenistan sınırının açılmasına ilişkin yaptığı/yapacağı açıklamalar, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerindeki 10 Ekim 2009’da Zürih’te imzalanan protokollerden kaynaklanan güvensizliği derinleştirecek olmasıdır. Bağımsız bir dış politika çizgisi benimsediğini iddia eden Türk dış politikası mimarları, ABD ve AB’nin telkinleri neticesinde Ermenistan sınırını açma hevesinden vazgeçmelidir. Üstelik Ermenilerin sözde soykırımın 100. Yılı olarak belirledikleri 2015 hazırlıkları da bir karşı strateji geliştirilerek önlenmelidir. Sınırın açılması ve Ermenilerin gönlünün kazanılarak bu iddialarından vazgeçmelerinin sağlanacağı düşüncesi çok iyimser bir tavırdır. Dış politikada teori-pratik çatışması yaşayan Türkiye, Azerbaycan karşısında samimi olmak, iki ülkede yaşayan tek milletin hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak zorundadır. Çünkü Azerbaycan-Türkiye ilişkileri iki dost ülke ilişkilerinin çok çok ötesindedir. Ayrıca Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinden çok daha önemli olduğu herkesin malumudur.
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *