
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, BM Genel Kurulunda dünya kamuoyuna, İran’ın savunma doktrininde nükleer silahlara yer olmadığı mesajını vermesinin ardından Washıngton Post Gazetesine verdiği mülakatta da nükleer müzakerelerin de bir takvime bağlanması gerektiğini ifade etti. Hasan Ruhani’nin İran Cumhurbaşkanı olmasının ardından karşılıklı iyi niyet mesajlarıyla ılımlı bir görünüme bürünen İran-ABD ilişkileri nükleer müzakereler temelinde yumuşama eğilimi gösteriyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Amerikan Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada, bu meselenin çözümünün ABD-İran ilişkilerindeki yumuşama sürecinin başlangıç noktası olacağını belirtti. Hasan Ruhani, bu konuda müzakere yürütmesi için dini lider Ayetullah Hamaney'den tam yetki aldığını da vurguladı. Zira İran dini lideri Hamaney ülkenin hem iç hem de dış politikalarının temel belirleyicisi konumunda bulunuyor. Ancak İran dini lideri Hamaney, daha önce Devrim Muhafızlarına yaptığı konuşmada, diplomasinin bir güreşçinin esnekliğine sahip olması gerektiğini ve bazen taktik nedenlerle geri çekilmenin olabileceğini ifade ederek İran’ın dış politikada daha esnek bir yöneteme geçiş yapabileceği mesajını vermişti.
İran, uranyum zenginleştirme programı konusunda bugün P5+1 olarak bilinen ülkelerle görüşmeler yapacak. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif New York'ta ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin yanısıra, Çin, Rusya, Almanya İngiltere ve Fransa'dan temsilcileriyle bir araya gelecek. Zarif-Kerry görüşmesi, İran ve ABD arasında 1979'dan bu yana yapılan en üst düzey görüşmelerden biri olacak. Hasan Ruhani Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada nükleer programları konusunda bir takvim çerçevesinde sonuç almaya yönelik görüşmeler yürütmeye hazır olduğunu söylemişti. Ruhani, Washıngton Post Gazetesine demecinde ise müzakerelerin bir takviminin olmasının sonuç alınmasını kolaylaştıracağını belirterek "Süre ne kadar kısa olursa herkes için o kadar iyi. İran'ın tercihi üç ay. Altı ay da iyi. Çözüm aylarla ifade edilmeli, yıllarla değil" dedi.
ABD-İran arasındaki buzların erimesi Suriye krizinin gidişatıyla doğru orantılı olacak. ABD ve müttefiklerinin Suriye’ye müdahale olasılığının tamamen ortadan kalkması durumunda İran’dan da karşı adım gelmesi beklenebilir. Örneğin ABD ile İran arasındaki önemli krizlerden biri olan nükleer program konusunun, Suriye’ye yönelik askeri müdahale ihtimalinin geçici olarak ortadan kalmasının hemen ardından gündeme gelmesi rastlantı değildir. İran’ın nükleer program konusunda ABD’yi tatmin edebilecek adımlar atması durumunda İran’a yönelik ekonomik yaptırımların hafifletilmesi sağlanabilir.
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *