26 Nisan 2025
21YYTE.ORG Fikir Tankı Musul’un Kurtarılması Yolu Mayınlarla Dolu

Musul’un Kurtarılması Yolu Mayınlarla Dolu

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Bu ayın başından bu yana İran ve Halk Yığınları grupları destekli hükümet kuvvetlerinin başladığı Tikrit kentinin kurtarılması savaşında meydana gelen tökezleme Bağdat’tan sonra Irak’ın en büyük ikinci kenti Musul’da önümüzdeki en büyük çatışmanın doğası konusunda birçok endişe ve korkuya neden oldu. Tikrit çatışmasına katılan Irak ordusundaki subay Kuveyt Al Siyase gazetesine, bu kentte çatışmanın belki de hükümet güçlerinin Musul’da beklediği savaşa oranla gezinti olduğu, özellikle istihbarat bilgilerinin IŞİD örgütünün komutanlık karargahı olarak sayılan kenti savunmak için güçlerini kuvvetlendirdiğini ve yüzlerce intihar eylemcisi ile teçhiz ettiğini, lideri Ebu Bekir El-Bağdadi’nin orada bulunma ihtimalinin ağır bastığını belirtti. Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat partisinde yönetici gazeteye, Tikrit’te uygulanan İran planının kente girmeyi ve Musul’a en yakın El-Şarkat’a doğru ilerlemeyi içerdiğini, İran’ın senaryosunun Şii çoğunluğun ikamet ettiği ve Musul’un kuzeyinde Telafar beldesi yönünde İran Devrim Muhafızları destekli milisleri ve Halk yığınları gruplarını savunmayı ve oradan Musul kentinin ortasına saldırıda bulunmayı içerdiğini belirtti. Kürt yönetici, Kürdistan bölgesi liderinin oğlu Mesrur Barzani’nin Tikrit çatışmasında Milislerin rolünün arttığı konusunda uyarıda bulunduğunu, belki de diğer bölgeleri kurtarmak için yapılacak askeri operasyonları tahrip edeceğini, özellikle Tikrit’te İran ve Milislerin rolünün artması nedeniyle son zamanlarda dondurulan bazı sınırlı görüşmelerin dışında Musul kurtuluş operasyonu konusunda Erbil ve Bağdat arasında etkin eşgüdüm bulunmadığını belirtti. Erbil’de Kürt komutanlığının Irak ordusunun rolüne alternatif olarak kendisini dikte ettirilen İran destekli milislere bel bağlanmasının artmasından endişe duyduğunu vurguladı. Ulusal koalisyonda önde gelen bir yönetici, hükümeti en çok endişelendiren şeyin İran’ın Musul’da rolünün olmasını istemesi olduğunu belirtti. Bunun ABD ve batılı müttefiklerinin Kürdistan bölgesinde yaptıkları tüm hazırlıklarla tamamen çeliştiğini, binlerce Sunni ve Peşmerge kuvvetinin Musul’u kurtarma çatışmasına girmek için eğitim sürecinin devam ettiğini, dolayısıyla İran’ın tutumu ve Uluslararası tutum arasındaki bu çelişkinin belki de İbadi’yi zor durumda bırakabileceğini, zira uluslararası ve İran rolünün birleştirilmesini Washington’un kabul etmesinin mümkün olmadığını, Tikrit’te İranlıların sunduğu özverilerden sonra Musul savaşında İran rolünün iptal edilmesinin ahlaki olmayan bir senaryo olabileceğini belirtti. Irak’ın Musul çatışması konusunda İran ve ABD arasındaki görüşleri yaklaştırma çabaları bulunduğuna, iki taraf arasında anlaşmalara ulaşılması olanağı bulunduğuna işaret etti. Zira uluslararası koalisyonun rolünün yoğun hava desteği ile sınırlı olduğunu, bu arada İran’ın rolünün sahada olacağını, ancak sorunun uluslararası koalisyonun İran’ın komuta ettiği kuvvetlere hava desteği sağlamasını kabul etmesinin mümkün görünmediğini, zira nüfuzun sonuçta havada olanın değil sahada olanın olacağını belirtti. Yönetici, ABD askerleriyle bazı gizli görüşmelerin, ABD Savunma bakanlığının özel operasyonlar kapsamında ya olağanüstü lojistik operasyonlar ya da IŞİD liderlerini öldürme ve tutuklama operasyonları çerçevesinde Musul’a kara müdahalesi için planlar koyduğunu gösterdiğine işaret etti. Dolayısıyla Fransız veya İngiliz veya Kanada Özel kuvvetlerinin katılmasının mümkün olduğu bu uluslararası kara rolünün İran’ın olası herhangi bir rolüyle çeliştiğine işaret etti. Irak Ulusal Güçler birliğinde üst düzey yönetici, Musul çatışmasında İran’ın herhangi bir rolünün Musul halkıyla tarihsel olarak ayrıcalıklı ilişkilerle bağlı olan Türkiye’nin tepkisi ile karşı karşıya kalacağını belirtti. Yönetici Kuveyt El Siyase gazetesine isim vermeksizin, Türk ordusunun şayet İran kuvvetlerini ve Devrim muhafızlarından destekli milislerin kente girdiklerini gömesi durumunda belki de Musul’a doğru ilerlemek mecburiyetinde kalacağını, bunun son derece tehlikeli bir şey olduğunu, zira Türk-İran nüfuz çatışmasını haber vereceğini belirtti. Türk hükümetinde İran’ın Musul’a doğru harekete geçmesinde iki stratejik hedef olduğu kanaati bulunduğunu, birincisinin Musul savaşında uluslararası koalisyon ve Türk rolünün kenara itilmesi, ikincisinin ise İran’ın Musul yönünden Suriye-Irak sınırını kontrol altına almaya ve Beşşar Esad rejimi kuvvetleri için bu sınırı güvenli kılmaya çalışmak şeklinde olduğunu, dolayısıyla, İran’ın uzun aylardan bu yana Bağdat’tan Anbar vilayeti istikametine kara yolunu yitirdikten sonra Musul yoluyla Irak’tan Suriye’ye kara geçidini güvenli kılmaya çalışmak istediğini, bunun El-İbadi hükümetinin Suriye ile sınırdaki Rabia kapısından Peşmerge güçlerini kovacağı anlamına geleceğini belirtti. Tüm bu tehlikeli askeri senaryolar karşısında bazı politikacılar aralarında uluslararası koalisyonun, Tikrit kentini tamamıyla kontrol aldıktan sonra gelecek bu kuvvetleri bombalamak gerekse bile İran kuvvetlerinin ve mezhepsel milislerin Musul’a doğru ilerlemesine müsaade etmeyeceğinin bulunduğu tehlikeli senaryolara işaret ettiler. ikhnews.com/index.php?page=article&id=137950
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *