
--Türkiye ve Ürdün Savaşla Kavrulan Suriye’de Tampon Bölgeler Kurmayı Düşünüyor--
2011’de Esad kendi diktatörlüğünü protesto eden Suriyelileri katletmeye başlamıştı. Komşu ülkeler Türkiye ve Ürdün, bu katliamları durdurmaya hevesliydi. ABD’nin Orta Doğu’da bir başka karmakarışık meseleye daha müdahale etmek istememesi yüzünden bu ülkeler de harekete geçemedi. Dört yıl sonra iki ülke de Suriye’ye girme konusunda ciddi değerlendirmeler yapıyor.
Birbirlerinden bağımsız olarak bu ülkelerin yetkililerinin sınırları boyunca tampon bölgeler kurmayı planladıkları söyleniyor. Türk gazeteleri, Suriye’nin kuzey sınırı boyunca 110 kilometre uzunluğunda ve 33 kilometre derinliğinde bir bölgeden bahsediyor. İsmini vermek istemeyen yetkililerin görüşlerine yer veren Financial Times gazetesi, Ürdün'ün Suriye’nin güneyinde bir tampon bölge kurmayı planladığını yazdı. Ürdün dikkatli bir şekilde yabancı savaşçılardan ziyade Suriyeli isyancıların bu bölgelerde varlık göstermesini istiyor.
Bu tür bölgeler daha önce de birçok kez tartışıldı. Ancak Suriye parçalanmaya devam ettiği için bu, artık daha acil hâle geldi. Birkaç yıl önce amaç, Suriyeli isyancılara örgütlenebilecekleri bir alan sağlamaktı. Daha sonra savaş kötüye gittiği ve binlerce mülteci bölgeden kaçtığı için bu, insani yardım temelinde meşrulaştırıldı. Bugün Suriye'nin komşuları, kendilerini korumakla daha çok ilgililer. Ürdün Kralı'nın bir danışmanı, “Bu bir ulusal güvenlik meselesi.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin en önemli endişesi, Suriye’deki Kürtlerin bir devlet kurma ihtimalleri. Kurulacak bu devlet, zaman zaman Türkiye içinde özerklik talebinde bulunmuş Kürtler için bir mıknatısa dönüşecektir. PKK ile bağlantılı Suriyeli Kürt savaşçılar, haziran ayı ortasında isyancı birliklerinin ve ABD’nin hava saldırılarının yardımıyla Tel Abyad kasabasının kontrolünü ele geçirdiler. Böylece şu an kontrollerinde olan üç toprak parçası neredeyse birleşmek üzere. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan 26 Haziran’da, “Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devletinin kurulmasına asla izin vermeyeceğini” söyledi.
Kürtlerin Erdoğan’ı İslam Devletini gizlice desteklemekle suçlamasına rağmen cihatçılar da Türkiye için büyüyen bir endişe kaynağı. Kilis’in çok yakınındaki sınır kasabası Cerablus’talar ve tehlikeli olabilecek kadar yakındalar. Cihatçılar; Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’ın desteklediği diğer isyancılar için kilit önem taşıyan bir ikmal yolu olan Azez’i almaya hazır.
IŞİD’in mayıs ayında Ürdün sınırına 240 km uzaklıktaki Palmira şehrini ele geçirmesi, Krallığı ürküttü ve Kral’ın adamlarının “ihtiyati tedbirler” olarak adlandırdıkları önlemleri artırmasına yola açtı. Yetkililer, Esad rejiminin bıraktığı boşluğu cihatçıların doldurmasından korkuyor. Bir tampon bölgesi, müttefik asilerin cihatçıları uzaklaştırmasını sağlayabilir ve aynı zamanda Ürdün’ün kuzeydeki şehirlerini roket saldırılarının menzilinden çıkarabilir. Zira geçen hafta Ramata şehrine düşen roketler bir kişinin ölümüne yol açmıştı. Suriye’nin komşuları, daha çok Suriyelinin kendi ülkelerinde kalmasına razılar. Türkiye 1,8 milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapıyor. Yerlerinden edilmiş Suriyeliler şu an Ürdün nüfusunun beşte birini oluşturuyor.
Zayıflayan Esad rejimi bu planlara pek tehdit teşkil edemiyor. Güneyde bir tampon bölgenin kurulması kuzeye nazaran daha kolay. Çünkü isyancı grupları burada daha kalabalık ve daha dindarlar. Aylarca süren güvenlik incelemesinden sonra 50’den fazla isyancı grubundan oluşan güney cephesindeki asiler Ürdün’den eğitim, maaş ve silah yardımı alıyor.
Ancak bu ülkelerin savaş tehdidinden daha fazla bir şey yapabileceğine dair şüpheler var. Uzmanlar, bu ülkelerin isyancıları belli bir mesafeden kontrol edebileceklerinden emin değil. Türkiye ordusu, muhtemelen Kürtleri ve İslam Devletini içine çekecek bir çatışmanın neden olacağı açmaza sürüklenmek istemiyor. Ayrıca 1991 tarihli Körfez Savaşı’nda Kuzey Irak’ta ilan edilen tampon bölgelerin tersine güvenli bölgeler BM’nin yaptırım uyguladığı uçuşa yasak bölgelerce korunmayacaktır.
Böyle bir kısıtlamayı zorla kabul ettirebilecek tek güç olan ABD’nin bu işe karışmak istememesi ise tampon bölge kurulması önündeki en büyük engeli oluşturuyor. Türkiye ile ilişkiler pek iyi değil. Barack Obama son günlerde İslam Devletine katılmak üzere kendi topraklarından geçen yabancı savaşçı akınını durdurmak için Türkiye’nin daha fazla çaba göstermesi gerektiğini söyleyerek şikâyet etti. Amerikalılar ayrıca Erdoğan’ın, İslam Devleti karşıtı koalisyonun hava saldırıları düzenlemek üzere İncirlik Hava Üssünü kullanmasını reddetmesinden de rahatsız (Türkiye buna ancak Amerikalıların uçuşa yasak bölgeyi onaylamaları hâlinde izin vereceğini söylüyor).
Ürdün ve Türkiye'nin başarabilecekleri en iyi tampon bölge modeli İsrail'inki gibi olabilir. Bu ülke kendi Suriye sınırında, daha küçük ve BM’nin devriye gezdiği bir bölge de olsa bir çeşit tampon bölgeyi sessiz sedasız devreye soktu. Bu da güneydeki isyancılarla ilişkisini güçlendirdi. Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları’nın takviye ettiği Esad güçlerini son dönemde Kuneytra ilinden kovdular. Bugün İsrail, Suriye’nin komşuları arasındaki en güvenlisi gibi görünüyor.(Kaynak:The Economist,İngiltere,04 Temmuz 2015)
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *