Bozkurt Ramazan Şahin - Stajyer
Dünya, Rusya-Batı mahkum takası olayına nasıl tepki verdi?
ABD ve Rusya, Sovyetler sonrası dönemin en büyük esir değişimini tamamladı. Moskova, Wall Street Journal muhabiri Evan Gershkovich ve Amerikalı Paul Whelan'ı serbest bırakırken, ABD'nin etkili müttefikleri sayesinde gerçekleşen bu uluslararası anlaşma sonucunda 16 kişi, beş Alman ve yedi Rus siyasi tutuklu serbest bırakıldı. Anlaşmanın yapıldığı gün, Birleşmiş Milletler, NATO, Polonya, Almanya, Norveç, Birleşik Krallık ve diğer ülkeler tepkilerini ve memnuniyetlerini dile getirdi. Almanya, 2019'da Berlin'de bir Çeçen dövüşçüsünü öldüren Rus Vadim Krasikov'un serbest bırakılmasının zor bir karar olduğunu belirtti. Amnesty International, anlaşmanın, suçluların serbest bırakılması nedeniyle "ağır bir tat bırakabileceğini" ifade etti. Yulia Navalnaya, serbest bırakılan Rus muhalefet figürleri için büyük bir mutluluk duyduğunu belirtirken, Wall Street Journal editörü Emma Tucker, Biden yönetiminin çabasına teşekkür etti. Memorial insan hakları grubu ise Rusya ve Belarus'taki tüm siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundu.
https://www.aljazeera.com/news/2024/8/1/how-the-world-reacted-to-russia-west-prisoner-swap
"Rusya mahkum takası siyasallaşınca Biden ve Trump karşılıklı eleştiride bulunuyor"
Başkan Joe Biden, birkaç Amerikalının serbest bırakıldığı çok ülkenin yer aldığı esir takası anlaşmasını uluslararası ittifakları geliştirme çabalarının bir başarısı olarak nitelendirdi ve selefi Donald Trump'ın izolasyonist eğilimlerini eleştirdi. Biden, üç Amerikalı ve bir yeşil kart sahibinin Rus hapishanelerinden serbest bırakıldığını duyurdu ve müttefiklerin önemine dikkat çekti. Biden, Trump'ın önceki yönetiminde bu tür anlaşmalar yapmadığını belirterek, "Neden bunu yapmadı?" diye sordu. Trump, anlaşmayı eleştirerek kötü bir örnek oluşturduğunu iddia etti ve anlaşma karşılığında ne tür tavizler verildiğini sorguladı. Biden'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, anlaşmada para alışverişi yapılmadığını ve Biden'ın uluslararası ilişkiler kurma konusundaki başarısını övdü. Anlaşma kapsamında, Rusya 16 tutukluyu serbest bırakmayı kabul etti: dört Amerikalı, beş Alman ve yedi Rus, bunlar arasında demokratik muhalefet üyeleri de bulunuyor. Bu, Soğuk Savaş'tan bu yana en büyük uluslararası esir değişimlerinden biri olarak kaydedildi.
https://www.washingtonpost.com/politics/2024/08/01/biden-trump-politics-us-russia-prisoner-swap
"ABD, Bağdat'ın Türkiye-Suriye görüşmelerini arabuluculuk teklifini umursamıyor"
Irak’ın Suriye ve Türkiye arasında bir uzlaşma sağlamaya yönelik çabaları, İran’ın ABD askerlerini kuzeydoğu Suriye’den çıkarma hedefini destekleyebilir, ancak Ortadoğu'daki mevcut karışıklık bu durumu pek dikkate almayan ABD yetkililerini etkilemiyor. Washington, Irak’la yaptığı toplantılarda bu konuya yüzeysel ilgi gösterdi ve Esad'ın müzakereler öncesinde Türk askerlerinin çekilmesi şartını kaldırmasını sağladı. Ancak, Türkiye ve Suriye arasındaki ciddi farklılıklar devam ediyor ve bu durum, ABD’nin Kürt müttefiklerine olan bağlılığını sorgulayan endişeleri artırıyor.
https://www.middleeasteye.net/news/us-shrugs-baghdads-bid-broker-turkey-syria-talks
"Türkiye'nin Irak'taki Savaşı Bölgesel Gücünü İnşa Etme Hakkında"
Türkiye, PKK ile uzun yıllardır süren çatışmanın ardından bu yaz nihai bir savaş başlattı ve Irak Kürdistanı'nda gizli bir işgal savaşı yürütüyor. PKK’nın 2013 ateşkesi sonrasında Irak Kürdistanı'na çekilmesinin ardından Türk hava saldırıları sıklıkla bölgedeki köyleri hedef alarak sivilleri yerinden ediyor. Türkiye, bu operasyonlarla bölgede on mil derinliğinde bir askeri varlık kurdu ve 70'ten fazla üs ile kontrol noktaları oluşturdu. Türkiye, hava saldırılarını Kürt militanlarına karşı güvenliği sağlamak için gerekçe olarak sunarken, PKK'nın siyasi kanadı bu saldırıları soykırım olarak nitelendiriyor. Operasyonlar, bölgedeki Hristiyan ve Yezidi toplulukları da etkileyerek ciddi insani krizlere yol açıyor. Türkiye’nin bu askeri hamlelerinin, ülkenin ekonomik ve jeopolitik çıkarlarını koruma amacı taşıdığı belirtiliyor ve bölgedeki Kürtler için büyük bir tehdit oluşturuyor.
https://jacobin.com/2024/08/turkey-war-iraq-regional-power
*"Erdoğan’ın Esad’a yönelimi, Suriye Savaşı’nın son perdesinin işareti olabilir"
Amerika Birleşik Devletleri'nin, bölgedeki tüm ülkelerin Şam ve Beşar Esad ile ilişkileri normalleştirmesi ve İran'ın reformcu lideri Masoud Pezeshkian'ın seçilmesi gibi gelişmeler ışığında Suriye politikasını yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. ABD'nin mevcut politikasının başarısız olduğu ve Suriye'deki Kürt güçlerinin bağımsız bir bölge oluşturma çabalarının, Türkiye ve diğer komşular tarafından reddedildiği belirtiliyor. Türkiye'nin Suriye ile diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmeye yönelik adımları ve Suriye hükümetiyle Kürtler arasında bir anlaşma yapılması, ABD'nin bölgedeki etkisini yeniden değerlendirmesi açısından önemli. Ayrıca, ABD'nin yaptırımları hafifleterek Suriyeli mültecilerin geri dönüşünü teşvik etmesi ve bölgesel müttefikleriyle ilişkilerini düzeltmesi gerektiği vurgulanıyor.
https://responsiblestatecraft.org/turkey-syria-war
"Erdoğan'ın Orta Doğu çatışmalarına müdahale şekli böyle"
Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'i işgal edebileceğini iddia ederek dikkat çekti ve bu durumu, Karabağ ve Libya'daki askeri müdahaleleriyle kıyasladı. Türkiye, büyük bir askeri güce sahip olup, modern donanım ve 15.8 milyar dolarlık bütçesiyle hem kara, hava, deniz kuvvetlerine hem de etkili insansız hava araçlarına (dronlara) sahip. Türkiye'nin bu dronları, Suriye'deki "güvenlik kuşağı" oluşturma çabalarından, Libya'da General Haftar'a karşı savaşan İslamcı güçlere yardım etmeye kadar geniş bir yelpazede kullanılıyor. Ayrıca, Türkiye'nin mercenary olarak bilinen yaklaşık 35,000 kişiyi savaş alanlarına göndermesi ve denizdeki varlığı dikkat çekiyor. Erdoğan'ın iktidarında, Osmanlı dönemini hatırlatan bir agresif dış politika sergileniyor, ancak içerde Suriye savaşının getirdiği mülteci krizleri ve ekonomik zorluklar da var. Ekonomik büyüme ve düşük işsizlik oranı Erdoğan'ın kendine güvenini artırmış olsa da, son yerel seçimlerde yaşadığı yenilgiler, iktidarın sürekli olmayabileceğini gösteriyor.
https://www.israelhayom.com/2024/07/29/why-does-erdogan-intervene-in-middle-eastern-conflicts
"Harris ve Vance kampanya yoluna çıktı."
Kamala Harris'in Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak yükselmesinin heyecanı azalırken, her iki ana parti de yoğun bir kampanya sürecine girdi. Cumhuriyetçi başkan yardımcısı adayı J.D. Vance, göçmenlik ve sınır krizi gibi konulara odaklanarak Nevada ve Arizona'da seçmenlerle buluşacak. Öte yandan, Donald Trump, Arizona'daki seçimlerde iki rakip adayı destekledi ve FBI ile yaptığı "kurban röportajı" hakkında bilgi verdi. İran'ın sosyal medya üzerinden Trump'ın seçim kampanyasını zayıflatmaya çalıştığı bildirilirken, New York'ta NRA'nın finanslarını denetlemek için bağımsız bir gözlemci atanmadı. Kamala Harris'in çeşitli siyasi kimlikleri ve Joe Biden'ın onun adaylığını desteklemesi, uluslararası gözlemciler tarafından önemli bir ders olarak değerlendiriliyor. 2023 mali yılında sınırda yaklaşık 2.5 milyon gözaltı gerçekleştirildi.
https://www.economist.com/in-brief/2024/07/30/harris-and-vance-hit-the-campaign-trail
"ABD, Venezuelalı hükümetten seçimle ilgili belirli verileri açıklamasını talep ediyor."
Amerika Birleşik Devletleri, Venezuela hükümetini Nicolas Maduro’nun zaferinin güvenilirliği konusunda endişeler nedeniyle seçim sonuçlarına dair ayrıntılı verileri “hemen” açıklamaya çağırdı. Biden yönetimi yetkilileri, seçimlerin yasaya uygun ve şeffaf olması için oy sayım sonuçlarının sağlanmasının zorunlu olduğunu belirtti. Verilerin açıklanmaması durumunda, ABD ve uluslararası toplumun seçimlerin kapsayıcı ve güvenilir olup olmadığını değerlendirmede zorluk yaşanacağı ifade edildi. ABD yetkilileri, verilerin açıklanmaması durumunda olası yaptırımların göz önünde bulundurulabileceğini ancak mevcut lisansları geri almayı düşünmediklerini belirtti. Ayrıca, ABD'nin Venezuela’ya yönelik yaptırım politikasının, seçim sonrası duruma göre yeniden değerlendirileceği vurgulandı.
https://edition.cnn.com/2024/07/29/politics/us-calls-venezuelan-election-data/index.html
"Irk, Amerikan politikasının çirkin yönünü oluşturmaya devam ediyor."
Başkan Joe Biden'ın 2024 seçimlerinde Kamala Harris'i Demokrat aday olarak desteklemesinin ardından, sosyal medyada ve dijital platformlarda cinsiyet ve ırk temalı hakaretler arttı. Donald Trump, Harris'e "Laffin’ Kamala" ve "Lyin’ Kamala" gibi takma adlar taktı ve onun kahkahalarını küçümseyerek, ciddiyetsiz olduğunu savundu. Harris'in dans videoları da benzer şekilde alay konusu oldu; bu videolar TikTok'ta genç ve sorumsuz bir figür olarak gösterildi. Tarih boyunca, Afrikalı Amerikalılar ve kadınlar, aşağılayıcı disinformation ve stereotiplere maruz kaldı. Şimdi, Harris'e yönelik benzer ırkçı ve cinsiyetçi saldırılar, onun düşük zekâlı ve yeteneksiz olduğu iddialarıyla birlikte artıyor. Ayrıca, Cumhuriyetçiler Harris'i, 1988'de Michael Dukakis'e karşı kullanılan "Willie Horton" taktiğiyle hedef alacaklarını belirtiyor. Seçim kampanyası, sahte görseller ve derin sahtekarlıkların etkisiyle daha da kötüleşebilir. Bu nedenle, seçmenlerin güvenilir bilgi kaynaklarına odaklanmaları ve dikkatli olmaları önerilmektedir.
https://www.brookings.edu/articles/race-remains-the-ugly-underbelly-of-american-politics
"Batı için mücadelede Harris Arizona'da, Trump ise Montana'da kampanya yapıyor."
ABD'de Demokratlar, Kamala Harris'i 2024 başkanlık seçimi için aday olarak belirlemek üzere oy kullanmaya başladılar. Yaklaşık 4,000 Demokrat aktivist ve politikacı, Harris'in adaylığı için imza topladı. Harris'in, başkanlık yarışında karşısında eski Cumhuriyetçi Başkan Donald Trump'ı göreceği seçim için seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. Harris, kısa süre içinde başkan yardımcısı adayını açıklayıp, seçim kampanyası için kritik eyaletlerde mitingler düzenleyecek. Biden’ın, Harris’i destekleyip kampanyasını sonlandırmasının ardından, partililer hızla Harris'in adaylığını desteklemeye başladı. Demokrat Parti, Harris’in adaylığını destekleyen delegelerin %99'unun imzasını aldı ve başka bir rakip aday çıkmadı. Harris, Kasım seçimlerinde ilk siyah ve Güney Asyalı kadın başkan adayı olacak. Seçim sonuçlarına yönelik anketler, Harris ve Trump arasında çekişmeli bir yarış öngörüyor.
https://www.voanews.com/z/4720
"ABD Politikası Anketimizden bazı önemli noktalar şunlardır…"
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki politik anketimizin bazı önemli sonuçları şunlardır:
- Kamala Harris ve Donald Trump arasındaki yarış oldukça sıkı, seçimden 100 günden az bir süre önce Harris %49, Trump ise %46 oy alıyor. Diğer adaylara destek ise Haziran 2024'te %12'den Temmuz 2024'te %5'e düştü. Üçüncü parti destekçileri, Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında oy kaydırmış durumda; Demokratlar %4, Cumhuriyetçiler ise %3 artış gösterdi.
- Amerikalıların %41'i Biden'ın Başkanlık görevine Ocak 2025'e kadar devam etmesi yerine istifa etmesini düşünüyor.
- Kamala Harris'in cinsiyeti ve etnik kökeni oy kullanma kararını çok etkilemezken, suçlu bulunma durumu biraz daha etkili olabilir. Cinsiyet açısından, Amerikalıların %66'sı Harris'in kadın olmasının oy kullanma kararlarını etkilemediğini düşünüyor. Aynı şekilde, %72'si Harris’in kimliğinin oy kararlarını etkilemediğini belirtiyor.
- Donald Trump'ın suçlu bulunması konusundaysa, Amerikalıların %40'ı bu durumun ona karşı oy kullanmalarını olası kıldığını belirtirken, %43'ü bunun fark yaratmadığını düşünüyor.
- Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler liderlerinin suikast tehdidi konusunda endişeli; Cumhuriyetçilerin %61'i Trump'ın, Demokratların ise %45'i Harris'in seçim sırasında suikaste uğramasından endişe ediyor.
Anket, 26-28 Temmuz 2024 tarihlerinde 1,002 ABD sakini üzerinde yapılmıştır. Bu anketin hata payı, olasılıklı bir örneklem için ±3.1% (20 defadan 19'unda) olarak belirlenmiştir.
https://leger360.com/en/us-politics-july-2024
"Çin, Harris'i mi yoksa Trump'ı mı tercih ediyor?"
Son haftalarda, ABD başkanlık seçim dönemindeki karmaşalar küresel çapta büyük ilgi gördü. Yaz mevsimi başlamadan önce, ülkeler eski Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü ve mevcut Başkan Joe Biden’ın ikinci bir dönem için aday olmama kararının etkilerini tartışıyordu. Bu iki olasılık, birçok ülke için jeopolitik ve ABD’nin dünya işlerindeki gelecekteki rolü açısından oldukça farklı beklentiler sunuyordu. Temmuz ayında yaşanan dokuz olağanüstü gün, Trump’ın neredeyse suikaste uğraması ve Biden’ın ani bir şekilde yeniden seçime girmeyeceğini açıklamasıyla ABD başkanlık yarışını her iki parti için de altüst etti. Bu olaylar, ABD’nin gelecekteki yönü hakkında daha fazla belirsizlik yarattı. Pek çok ülke, gelecekte Başkan Kamala Harris’in uluslararasıcı dış politikası ile yeniden seçilen Başkan Trump ve yardımcısı J.D. Vance’in daha izole edici bir yaklaşımı arasında giderek belirginleşen bir ayrım görüyor. Ancak Çin açısından bakıldığında durum biraz farklı. Sekiz yıl önce, Trump’ın ilk yönetimi, Pekin ile ilişkilerde çok daha çatışmacı bir yaklaşım getirdi ve birçok Çinli gözlemci bunu kafa karıştırıcı buldu. ABD, Çin’i bir ticaret ortağı ve zaman zaman rakip olarak görmek yerine, bir “değişimci güç”, stratejik bir rakip ve hatta bir tehdit olarak adlandırmaya başladı. Daha çarpıcı olanı, Biden yönetimi de bu tonu değiştirmiş olsa da, bazı konularda bu eğilimi daha da ileri götürdü. Washington’da Çin’in büyük bir rakip olarak görülmesi konusunda iki partinin de ortak bir görüşe sahip olduğu görünüyor ve bazı analistler, Çin’le yeni bir soğuk savaş çerçevesi öneriyor. Çinli gözlemcilere göre, iki ana Amerikan partisinin Çin ve dünya üzerindeki yaklaşımları arasında büyük farklılıklar olmadığı, her iki partinin de son yıllarda ortaya çıkan genel bir Çin yaklaşımını yansıttığı görülüyor. Önemli olan, Washington’daki farklı düşünce akımlarının hangi yönlerinin uygulamada öne çıkacağı. Çoğu Çinli gözlemci, ABD’nin Çin’e yönelik politikasında önemli değişiklikler beklemiyor. Ancak bu farklı yaklaşımların ABD yönetimini nasıl şekillendireceğini anlamaya çalışıyorlar.
https://www.foreignaffairs.com/united-states/does-china-prefer-harris-or-trump