06 Ekim 2025
21YYTE.ORG Terörizm Ve Terörizmle Mücadele Salih Müslim'in Söylemindeki Çelişkiler: Terörizm, Müzakere ve Bağımsızlık Talebi Arasında Bir Analiz

Salih Müslim'in Söylemindeki Çelişkiler: Terörizm, Müzakere ve Bağımsızlık Talebi Arasında Bir Analiz

7 Dakika
OKUNMA SÜRESİ

Dr. Muhammet KEMALOĞLU 
GAZİ BİNBAŞI

Salih Müslim'in farklı medya kuruluşlarına verdiği röportajlar, PYD'nin Suriye'deki rolüne ve bölgesel aktörlerle olan ilişkilerine dair karmaşık bir tablo sunmaktadır. Ancak bu karmaşıklığın ardında, terörizmi diplomasi maskesiyle meşrulaştırma çabası yatmaktadır. Müslim, bir yandan Türkiye'ye ve Şam rejimine yönelik tehditler savururken, diğer yandan sözde barış ve diyalog çağrısı yapmaktadır. Bu çelişkili ifadeler, Müslim'in siyasi pragmatizmini değil, bir terör örgütünün uluslararası hukuku ve devlet otoritesini nasıl istismar ettiğini gözler önüne sermektedir. Ne yazık ki, böylesine bir terörist figürün hala meşru bir aktörmüş gibi değerlendirilmesi, yalnızca bu örgütlerin değil, onlara karşı gerekli duruşu sergilemeyen siyasi yapıların da sorumluluğudur.

Güncel Söylem ve Genişleyen Eleştiriler: Al-Shara, Erdoğan ve Meşruiyet
Müslim, son dönemde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na katılan Suriye Geçiş Hükümeti Başkanı Ahmed al-Shara'yı hedef alırken, bu eleştirilerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da taşımıştır. Bu, PYD'nin, düşman olarak gördüğü aktörleri aynı meşruiyet sorunu üzerinden birleştirdiği stratejik bir söylem örneğidir.

•    "Foreign powers took Shara from Idlib and placed him in Damascus. Here he fulfilled many tasks given to him. They wanted to give legitimacy to Shara": "Dış güçler, Şara'yı İdlib'den alıp Şam'a yerleştirdi. Burada kendisine verilen birçok görevi yerine getirdi. Şara'ya meşruiyet kazandırmak istediler."

•    "Just as they gave legitimacy to Erdoğan, they wanted to give the same legitimacy to Shara. Shara is someone who is already under their command":  "Tıpkı Erdoğan'a meşruiyet verdikleri gibi, Şara'ya da aynı meşruiyeti vermek istediler. Şara zaten onların emri altında olan birisidir."

•    "Stating that the groups carrying out the massacres are especially affiliated with Turkey, Salih Muslim said: 'These groups are behind the massacre of Alawites on the Syrian coast. The same people killed more than 2 thousand people in Suweyda'": "Katliamları gerçekleştiren grupların özellikle Türkiye ile bağlantılı olduğunu belirten Salih Müslim: 'Bu gruplar, Suriye sahilindeki Alevilere yönelik katliamın arkasındadır. Aynı kişiler Suveyda’da 2 binden fazla insanı öldürdü.' dedi."

•    "Shara's conflict with these groups will be his downfall": "Şara'nın bu gruplarla çatışması onun düşüşü olacaktır"

•    "Salih Müslim stated that Shara's speech at the UN General Assembly as 'head of state' did not change anything for the Autonomous Administration of North and East East Syria...": "Salih Müslim, Şara'nın BM Genel Kurulu'nda 'devlet başkanı' sıfatıyla yaptığı konuşmanın Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi açısından hiçbir şeyi değiştirmediğini belirtti..."

•    "Salih Muslim said that the international community supports a decentralised, decentralised administration in Syria": "Salih Müslim, uluslararası toplumun Suriye'de adem-i merkeziyetçi, yerinden yönetimle idare edilen bir yönetimi desteklediğini söyledi"

•    "Legitimacy comes from the people, but it seems that this will no longer be the case in Turkey": "Meşruiyet halktan gelir, ancak Türkiye’de durumun artık böyle olmayacağı anlaşılıyor"

•    "It would be very dangerous to support a dictator": "Bir diktatörü desteklemek çok tehlikeli olacaktır"

Söylem Çeşitliliği ve Stratejik İletişim
Müslim'in söylemindeki en belirgin özellik, hedef kitlesine göre mesajlarını ustaca değil; aldatıcı bir biçimde değiştirmesidir. Bu, PYD'nin diplomatik ilişkilerini yönetme biçiminin ne kadar esnek değil, ne kadar sinsi ve iki yüzlü olduğunu ortaya koymaktadır. Müslim, farklı izleyicilere farklı şeyler söyleyerek, terörizmin en tehlikeli yüzlerinden biri olan "meşruiyet inşası" sürecini uygulamaktadır. Bu noktada, asıl sorulması gereken şudur: Bir terörist farklı kitlelere oynarken, devletler bu oyuna nasıl bu kadar kolay dahil olabilmektedir?
Kürt medyasında Müslim'in söylemi daha çok etnik kimlik ve bağımsızlık talepleri üzerine odaklanmaktadır. “Suriye’de adem-i merkeziyetçi sistem reddedilirse, bağımsızlık talep edeceğiz” diyerek, PYD'nin nihai hedefini net bir şekilde ilan etmektedir (Muslim, “Suriye'de Adem-i Merkeziyetçi”). Bu, açık bir şekilde bölücülüktür. Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkenin ulusal güvenliğini tehdit eden bu beyanlar karşısında hâlâ tereddütlü bir duruş sergileniyor olması ise, terörle mücadelede gösterilen zaafın vahim bir yansımasıdır.

Öte yandan, Müslim'in Türk ve Arap medyasındaki söylemleri ise tam anlamıyla bir takiyye örneğidir. El Hadath’ta "Biz ayrılıkçı değiliz" diyen Müslim, Türkiye Gazetesi’ne verdiği röportajda da “özerklik talebimiz yok” diyerek, gerçek hedefini gizleme yoluna gitmektedir (Muslim, “Salih Müslim Türkiye”). Bu, terör örgütlerinin kamuoyu yönetimi yoluyla zaman kazanma, zemin yoklama ve devletleri oyalama stratejisinin tipik bir tezahürüdür. Ne yazık ki, bu tür açıklamalar karşısında gereken tepkiyi vermeyen ya da bu açıklamaları “müzakere” fırsatı gören siyasi yapılar da, terörün meşrulaştırılmasına ortak olmaktadır.

Türkiye ile İlişkiler: Gizli Diplomasi, Tehdit Dili ve Aleni Şantaj
Hawar Haber Ajansı’nda Türkiye'yi açıkça düşmanlaştıran Müslim, Rûdaw'a verdiği röportajda müzakerelerden ve barıştan söz etmektedir (Muslim, “Türkiye ile Doğrudan”). Bu söylem ikiliği, düşmanın barış maskesiyle sızma stratejisinin net bir göstergesidir. “Eğer barış istiyorsanız önce Öcalan’a imkân verilmeli” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni doğrudan bir terör örgütü liderine mahkûm etmeye çalışması, sadece küstahlık değil, açık bir şantajdır (Muslim, “Barış İstiyorsanız”).

Şam ile Müzakereler: Güvensizlik ve Güvence Arayışı
PYD'nin merkezi hükümetle yürüttüğü müzakerelerde dile getirdiği güvensizlik, yalnızca bir pazarlık aracı değil, uluslararası kamuoyunu manipüle etme taktiğidir. Müslim, Paris'teki görüşmelerde Batılı garantörler talep ederek, Batı’nın Suriye’de egemenliği paylaşacak bir pozisyon almasına kapı aralamaktadır (Muslim, “Rojava Wants Western Guarantors”).

Bu tür bir uluslararası garantörlük talebi, PYD’nin kendisini meşru bir yönetim alternatifi olarak sunduğu bir başka yanılsamadır. Gerçekte ise bu yapının amacı, ABD ve Fransa gibi aktörleri kullanarak kendi silahlı yapısını güvence altına almak ve bölgesel bir garnizon devleti inşa etmektir. Bu hedeflere yönelik müsamaha, yalnızca Suriye'nin değil, Türkiye'nin de geleceğini tehdit etmektedir.

Ulusal Kimlik ve Bölgesel Kimlik Arasındaki Gerilim
Müslim'in "demokratik ulus" tanımı, geleneksel ulus-devlet anlayışına karşı sunulan tehlikeli bir alternatiftir. Bu söylem, çok-etnili yapılar adı altında bölücü yapılar inşa etmeyi meşrulaştırma çabasıdır. “Kürt partisi değiliz, herkesin haklarını savunuyoruz” diyen Müslim’in partisi, PKK’nın ideolojik ve örgütsel kopyasıdır (Muslim, “Bölge İçin”). Bu tür açıklamalar, uluslararası meşruiyet inşası için üretilmiş taktiksel beyanlardır ve asla masum değildir.
“Ulus-devlet çağı geçti” iddiası ise, böl-parçala-yönet mantığının akademik ve ideolojik versiyonudur. İsviçre modeli önerisiyle Suriye’nin etnik olarak bölünmesini isteyen Müslim’in bu yaklaşımı, açıkça bölge ülkelerinin ulusal bütünlüklerine meydan okumaktadır.

Sonuç: Tehditler, Çelişkiler ve Stratejik Derinlik
Salih Müslim’in söylemleri; bir terör örgütünün sadece silahla değil, kelimelerle, demeçlerle, müzakerelerle ve diplomatik stratejilerle de nasıl savaştığını ortaya koymaktadır. Bu savaşın en tehlikeli cephesi, bu tür yapıların meşru muhataplar olarak kabul edilmesidir. Türkiye’ye karşı barış söylemiyle yaklaşan, ardından tehdit diline sarılan; Şam’a karşı hem güvensiz hem talepleri yüksek olan; ABD ve Avrupa’ya ise sürekli güvence arayan bir yapıdan söz ediyoruz.

Bu gerçekler ışığında, Salih Müslim’in söylemleri yalnızca incelenmemeli, aynı zamanda bu söylemlerin karşısında açık ve net bir duruş sergilenmelidir. Teröristlerin masada meşrulaştırılması, yalnızca yeni şiddet dalgalarının önünü açacağından Türkiye’nin bu konuda artık hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak bir kararlılıkla hareket etmesi, yalnızca bir siyasi tercih değil; tarihsel, hukuki ve ahlaki bir zorunluluktur.

Kaynaklar
Kaynaksız hiçbir iddia yoktur. Tüm ifadeler doğrudan Salih Müslim’in röportaj ve açıklamalarından alınmıştır:
Kara-Kaşka, Merve. “Salih Müslim'in Suriyeli Kürtlerin Geleceğine Dair Sözleri Ne Anlama Geliyor?” BBC News Türkçe, 5 Sept. 2025.
Muslim, Salih. “Ayrılık Peşinde Değiliz, Demokratik Hükümet Talep Ediyoruz.” El Hadath, 31 July 2025.
--- “Barış İstiyorsanız Önce ‘Koşulları’ Sağlayın.” Hawar Haber Ajansı (ANHA), 3 Nov. 2024.
--- “Bölge İçin En İyi Sistem Ademi Merkeziyetçiliktir.” Kurdistani Nwe, 2 Sept. 2025.
--- “Rojava Wants Western Guarantors in Talks with Damascus: Salih Muslim.” Rudaw, 5 Sept. 2025.
--- “Salih Muslim: They wanted to legitimise Shara at the UN.” Mezopotamya Ajansı, 30 Sept. 2025.
--- “Salih Müslim Türkiye Gazetesi'ne Konuştu: ABD'nin Talimatı ile Anlaşmadık, Özerklik Talebimiz Yok.” Türkiye Gazetesi, 13 Mar. 2025.
--- “Suriye'de Adem-i Merkeziyetçi Sistem Reddedilirse Bağımsızlık Talep Edeceğiz.” Olay, 2 Sept. 2025.
--- “Türkiye ile Doğrudan Görüşmelerimiz Var, Süreçten Umutluyuz.” Rudaw, 5 Sept. 2025.
--- “We Will Never Accept a Return to a Fully Centralised System in Syria.” ANF News Desk, 31 Aug. 2025.
--- “Suriye’nin Birliğini Savunuyoruz, Çözüm Yeri Şam’dır.” El Hadath, 31 July 2025.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *