“BARZANİ KERKÜK’Ü KURTARACAK”, TÜRKİYE DE TEŞEKKÜR EDECEK


“BARZANİ KERKÜK’Ü KURTARACAK”, TÜRKİYE DE TEŞEKKÜR EDECEK

Yazan  02 Ocak 2013

Amerikan ordusunun ikinci Irak harekatında Türkiye'nin çok önemli bir kırmızı çizgisi olan Kerkük'ün tarihsel bir gerçeklik nedeniyle Kürdistan Özerk Bölgesine (KÖB) dahil edilmesi meselesi 2012 yılında başlayan Ankara – Erbil arasındaki yeni gelişmeler nedeniyle bambaşka bir boyuta gelmiş durumdadır.

Türk dış politikası açısından geçen yılın en önemli gündem maddesini oluşturan Suriye meselesi sırasında iki önemli gelişme yaşanmıştır. Birincisi Erbil yönetimi ile Türkiye arasında ikili enerji ilişkisi ve KÖB'nin Kerkük-Ceyhan boru hattı haricinde Türkiye'ye bağlanacak boru hattı inşaatının başlaması ve ikincisi de Suriye'nin kuzeyinde oluşan boşluk sırasında Barzani yönetimindeki peşmergelerin bölgeye giriş yapmaya başlamalarıdır. Özellikle peşmergelerin televizyon ekranlarında Suriye'nin kuzeyine yürüyüşleri gösterilirken, halkın tepkisinin artması üzerine Dışişleri Bakanı Davutoğlu Kerkük'e ani bir ziyaret gerçekleştirmiş fakat Bağdat Yönetimi tarafından tepki ile karşılanmıştır. Çünkü Merkezi Irak Yönetimi Başbakanı Maliki, Irak'ın toprak bütünlüğünü delmek anlamına gelen Ankara ve Erbil arasındaki enerji ilişkisinden rahatsız olduğunu dile getirmiştir. Aralık ayı içerisinde Enerji Bakanı Yıldız'ın uçağının Irak hava sahasına girmesinin ve Erbil'e inmesinin engellenmesi ise iki ülke arasındaki diplomatik krizin geldiği son noktayı göstermektedir.

Geçtiğimiz yıla kadar Türkiye'nin kırmızı çizgilerinden birisi olan Kerkük, bugün önemini yitirmiş, onun yerini Erbil ile olan ticari ilişkiler almış, Türkiye'nin Kerkük konusundaki muhalefet şerhinin ortadan kalktığını anlayan Barzani yönetimi de Kerkük ile ilgili tehlikeli bir politika izlemeye başlamıştır. Kerkük'ün etrafına peşmerge güçlerini yerleştiren Barzani hükümeti ile Kerkük'ün kontrolünü kaybetmek istemeyen Maliki hükümeti arasında çatışmalar ufak ufak canlanmaktadır. Hemen hemen hergün Kerkük'ten bombalama haberleri gelirken, AKP'nin son kurultayında konuşmacı olarak davet edilen Barzani, Kerkük'ün kontrolünü bırakmayacağını yüksek sesle belirtmektedir. Barzani, Kerkük'ün de dahil olduğu tartışmalı bölgelerin Kürt toprağı olduğunu iddia etmekle ve Maliki'den Irak askerlerini geri çekmesini istemektedir. Bir devlet içerisinde iki ayrı ordu olamayacağına göre KÖB devletleşme yolundaki son amacı olan Kerkük meselesini de halletmek üzeredir.

Sorulması gereken soru Barzani ve Maliki'nin aralarında çekişmesi konusunda Türkiye nasıl bir politika izlemektedir? Esasen Barzani için de Maliki için de Kerkük meselesi etnik ve kültürel bir anlam taşımaktan çok kaynak anlamını taşımaktadır. Kerkük petrolleri şu anda Irak enerji bakanlığının kendi şirketi tarafından çıkarılmaktadır. Türkiye'de ki kaya gazına aniden ilgi gösteren Shell ve BP şirketlerinin de bölgeye ilgisinin olduğunu bilinmektedir. BP raporlarında göre 143 milyar varil petrol rezervi bulunan Irak'ın yaklaşık 10 milyar petrol rezervinin tek başına Kerkük'te olduğunu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla Kerkük'ün hamisi durumuna gelen Maliki, bölgeyi Barzani ve dolayısıyla KÖB kontrolüne bırakmamaya çalışmaktadır. Türkiye ise Erbil ile geliştirdiği ikili resmi ilişkileri nedeniyle Barzani'nin Kerkük konusunda son politikalarına karşı sessiz kalmaktadır.

Hemen hemen pek çok batıdan gelen raporlarda Irak içerisinde KÖB'nin kontrol ettiği bölgenin diğer bölgelere kıyasla ne kadar güvenli ve iş yapmaya elverişli olduğunun altı çizilmektedir. Bu bağlamda uzun zamandır "Erbil iyi, Bağdat kötü" imajı yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Kerkük nedeniyle Maliki ve Barzani arasında gerginliğin daha da sertleşmesi durumunda, Kerkük'te bir Kürt binasına veya yerleşimine Maliki tarafından yapıldığı iddia edilecek bir saldırı, bölgedeki son fitile de ateşleyebilecektir. Bu durumda Türkiye'yi nasıl bir sonuç beklemektedir?

Kerkük'ün ve kuzeyde ki diğer sorunlu bölgelerin kontrolünü sağlayabilmek için "Dicle Operasyon Gücü" adıyla bir güvenlik birliği kurduran Maliki'nin Kerkük'ün işgalcisi, Barzani'nin ise "Kerkük'ün kurtarıcısı" şeklinde gözükme ihtimali bulunmaktadır. Böyle bir gelişme neticesinde ise Türkiye, Kerkük'te ki Türkmenlerin güvenliğini sağladığı için Barzani'ye teşekkür edecek ve KÖB'nin devletleşmesi hususundaki son engeli de aşmasına yardımcı olmuş olacaktır.

Dr. Tuğçe Varol

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü
Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı

 

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display