“Casus” Belli Ve Yunanistan

TBMM Başkanı Arınç gündemle hiç ilgilisi yokmuş gibi görünen bir şekilde TBMM’nin 1995’de bir oturumunda aldığı Yunanistan’ın Ege Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarmasını savaş ilan nedeni sayacağı şeklindeki kararını değiştirmesi gerektiğini açık

Arınç'a göre TBMM'nin almış olduğu bu karar ulaşılan aşamada iki Yunanistan ve Türkiye arasındaki ilişkileri zedelemekteydi.

Arkasından Arınç, tartışmayı başlatan kendisi olduğu halde "neden bir tartışma başlatıldığını anlamadığını" ifade ettikten sonra, TBMM'nin aslında 1995'de Ege'de Yunanistan'ın 12 mile çıkma kararı almasını savaş nedeni saymak şeklinde resmi bir karar almadığını da açıklamıştır. TBMM'de yapılan oturumda milletvekilleri ellerini kaldırmışlardır ancak kimse saymamıştır. Ortada resmi bir karar yoktur.

Arınç bu tavrı ile Yunanistan'da büyük bir taraftar kitlesi toplamıştır herhalde. Böylece Yunanlılar aslında Türkiye'nin Ege'de 12 mili Yunan karasuları ilan ederlerse savaşacak kararı almadığını öğrenmişlerdir. Eğer Arınç'ın söylediği doğru ise Meclis Başkanı hiç açıklamaması gereken milli bir sırrı açıklamış bulunmaktadır.

Arınç, bunları söylerken Atina Ege'de 12 mil iddiasından vazgeçmiş değildi. Yani statükoyu değiştirerek, Türkiye'yi Ege'de sandal yüzdüremez duruma getirmeyi hedefleyen ve ilişkileri zedelemeyi hedefleyen Yunanistan'dı. İki insan düşünün. Birisi ötekine saldıracak ve onun canına ve malına zarar verecek. Diğeri kendisini korumak için "bak bir adım daha atarsan seni vururum" diyor ve elini tabancasına atıyor. Birisi de elini tabancasına atanas diyor ki "Yapma, sen ilişkileri bozuyorsun."

Meselenin bu kadar basitleştirilecek kadar açık olduğunu ve Türkiye'nin ilişkileri zedeleyen taraf olmadığını Arınç bilmiyor mu? Arınç biliyor ise aslında yapmak istediği nedir? Kamuoyu AKP'nin çetrefilli bir meseleyi ülke gündemine getirme, arkasında durmadan tartışılmasını sağlama ve sonra gerçekleştirme şeklindeki taktiğini anlamıştır. Casus belli yani savaş nedeni saymada da AKP ayni oyunu oynamaktadır.

Dış İşleri Bakanı Abdullah Gül'ün "Dış İşleri Bakanlığının Ege politikasında değişen bir şey yok" şeklindeki açıklaması oyunun bir parçasıdır.Bu oyuna bir süre önce dikkat çekmiştik. Türk Yurdu Dergisi'nin Nisan 2005 sayısında yayınlanan "17 Aralık Sonrası Türkiye-AB İlişkileri" başlıklı yazımda "AB ile ilişkilerde bu kadar teslimiyetçi bir çizgi izleyen AKP, AB ile görüşmeler devam ederken Yunanistan tek taraflı olarak Ege'de karasularını 12 mile çıkarırsa Yunanistan'a savaş ilan etmeyi göze alır mı?" sorusunu sormuştum.

AKP, buna hiç niyeti olmadığını Arınç'ın ağzında dile getirdi. Bir zamanlar vatana ihanet etme potansiyeli yüksek olduğu ileri sürülenlerin vatana ihanet suçunu yasalardan kaldırttıkları gibi Ege'de Yunan 12 milini (10 veya 8 mil şeklinde de olur) kabul etme eğilimi içinde olanlar önce zemini düzenliyorlar.

Bu arada 13 Nisan TBMM'de Ermeni konusunda genel görüşme yapılacak. Abdullah Gül, Türkiye'nin cesur adımlar atacağını söyledi. AKP'nin cesur adımlarını Kıbrıs'da gördük. "40 yıllık statükoyu çözeceğiz" diyerek, hiçbir şey çözemedikleri gibi, Kıbrıs Türkünü teslimiyet havasına soktular. ABD Ermeni lobisinin bir kanadı, "Türkiye tazminatsız soykırımı kabule hazır, ancak böyle bir teklifi asla kabul etmemeliyiz" diyor. Tam bu anda Gül "cesur" adımlardan bahsedince insanının sinirleri geriliyor ister istemez.

Son ekleyen 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Editörü

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

2. Mahmut, Balkan isyanları, Rus baskısı ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yla uğraşırken yeniçeriler, her fırsatta ayaklanmaktaydı. 15-18 Kasım 1808’de Babıali’yi basan yeniçerilerle mücadele eden Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa mahzendeki barutları ateşleyerek içeri giren 600 yeniçeriyle beraber kendini h...

Error: No articles to display