Haydi Sandığa

Yazan  21 Temmuz 2007
Bu seçimin en önemli özelliği seçmen istediği partinin işbaşına gelmesi için değil, istemediğinin gitmesi için oy kullanacak olmasıdır.

Yine hiçbir seçimde bu seçimde olduğu kadar iktidar partisinin lideri, muhalefet partisinin liderlerinin kişilikleri üzerinden saldırgan propaganda yapılmamıştır.

Bu seçim bazı liderlerin artık aktif siyasi hayatlarının sonu olma seçimi de olabilir.

Bu seçimde seçmen oyunu vermek için sandık başına gittiğinde Cumhuriyetin yüzüncü yılında nasıl bir Türkiye vaat edenlerin arasından bir ayırım yapmayacaktır.

Gelmesini istediğini değil, gitmesini istediğini göndermek için seçim sandığına gidecektir. Ancak bu seçimlerde işbirlikçilerin, gemicilerin, yumurtacıların, fındıkçıların ve dahi demokrasiyi araç olarak kullananların, din baronlarının, din simsarlarının, vatandaşa sürekli yalan söyleyenlerin, açlığa mahkum ederek sadaka kültürüyle oy kullandırmaya mahkum edenlerin sonu olabilir. Allah lafını, iman lafını ağızlarından düşürmeyerek prim yapan, ancak Ali Diboların yaratıcılarının sonu olabilir.

Kendi ülkesine mi, yabancı bir ülkeye mi danışmanlık yaptıkları belli olmayan fındıkçıların süpürgecilerinde sonu olabilir.

"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen ATATÜRK'ün kurduğu Cumhuriyette bağımlılığı demokrasi diye yutturmaya kalkanlarında sonu olabilir.

Medyanın değişik köşelerine çöreklenerek kayıtsız şartsız iktidarı destekleyen ve bundan nemalanan, böylece vatandaşın haber alma özgürlüğünü de baltalayan işbirlikçi ikinci cumhuriyetçi gazetecilerinde hayal kırıklığı olabilir.

Azgınlaşan terör karşısında sesi çıkmayanların, derdini anlatmak isteyen vatandaşı terbiyesizlikle suçlayanlarında sonu olabilir.

Silahlı kuvvetleri yıpratmak için her çareye başvuran, buna gücü yetmeyince de emeklilerine saldıran tarikat uzantılarının ve onun destekçilerinin de sonu olabilir.

Ülkenin belli bölümünü kendi hükümranlık alanı sanan ve en büyük ızdırabı orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin yaşamasına sebep olan siyasal Kürtçülerin oyunlarının da sonu olabilir.

Bütün milli varlıkların haraç mezat satılmasının da sonu olabilir.

Yeter ki siz isteyin. Bunun için yapacağınız iş çok basit sandığa gidin oyunuzu kullanın çevrenizde çeşitli nedenlerle oy kullanmayacaklar varsa onları oy kullanmaya ikna edin.

Bir benim oyumla ne olacak diye düşünmeyin bir olmadan iki olmaz. Sizin oyunuz olmazsa bu iş eksik kalır. Haydi sandığa! Unutma, bu milli bir görevdir.

Alaettin Parmaksız

1951 yılında Karaman Ermenek kazasında doğdu. İlk ve orta öğrenimi orada tamamladıktan sonra o dönemde Ermenek kazasında lise olmadığı için Liseyi EDİRNE'de okudu. 1970 ylında Kara Harp Okulu'na girerek, 1973 yılında Kara Harp Okulu'ndan, 1974 yılında Piyade Okulu'ndan mezun oldu. 1975 yılında Komando İhtisas Kursu'nu bitirdikten sonra tayin olduğu Erzurum'da 1980 yılında Kara Harp Akademisi'ni kazanarak, 1982 yılında Kara Harp Akademisi'ni bitirdi. 1992–1993 yılında NATO Savunma Koleji'ni, 1996 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'ni bitirdi.

Kara Harp Akademisini bitirdikten sonra1982–1984 yıllarında KIBRIS'ta, 1984–1990 yıllarında Genelkurmay Karargâhı Harekât Başkanlığı'nda görev yaptı 1990–1992 Yıllarında HAKKARİ'de Dağ ve Komando Tabur Komutanlığı, 1992–1993 Yıllarında Genelkurmay Karargâhı Anlaşmaları İzleme Şubesi'nde proje subaylığı, 1993–1995 yıllarında Güney Kore Askeri ataşeliği, 1995–1996 Dağ Komando Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı Kurmay Başkanı ve AZERBAYCAN 887 Tugay Eğitim Komutanlığı, 1996–1997 Kara Kuvvetleri Psikolojik Harekat Şube Müdürlüğü, 1997–1999 Gökçeada 5. Komando Alay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

1999'da Tuğgeneralliğe terfi ederek Dağ ve Komanda Tugay Komutanlığına atandı. Hakkâri'de iki yıl tugay komutanlığını müteakip, 2001 yılında Edremit'te bulunan 19. Piyade Tugay Komutanlığı'na atanarak, iki yıl bu görevi yaptı. 2003'te Tümgeneralliğe terfi eden ve Genelkurmay İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma Daire Başkanlığı görevine atanan Emekli Tümgeneral Parmaksız, 2004 yılında Tümgeneral rütbesindeyken istifa ederek emekli oldu. 

4 yıl boyunca görev yaptığı Hakkari anıları ile bitirilemeyen terörün nedenleri, çözüm için uygulama modelleri ve terörle mücadelenin analizinin yapıldığı “BURASI HAKKARİ ANKARADAN GöRüNDüĞü GİBİ DEĞİL” adlı kitabı yayınlanmıştır. Parmaksız, evli ve iki erkek çocuk babasıdır.

ÜYE GİRİŞİ

Şifremi unuttum
  1. SON MAKALELER
  2. ÇOK OKUNANLAR

Ergun Mengi   - 07-04-2024

Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı Başlangıcında, Osmanlı İmparatorluğunun Siyasi ve Askeri Anatomisi

  II.Mahmut, Vakay-ı Hayriye adıyla, Aksaray-Et Meydanı’ndaki yeniçeri kışlaları top ateşine tutularak 6.000'den fazla yeniçeri öldürülmüş ve isyana katılan yobaz takımı tutuklanmıştır. Askeri kuvveti çok zayıflayan Osmanlı’nın Donanması 1827’de Navarin’de sonra Sinop Limanında yakılınca Osmanlını...

Error: No articles to display